X

İnsan çok çalışınca da başarılı olur mu? Yoksa yetenek bir zorunluluk mu?

Çok çalışmanın her zaman bir karşılığı olduğunu ve çok çalışan insanların başarılı olduklarını düşünebilirsiniz. Oysa yapılan araştırmalar, doğal yeteneğe sahip insanların çok çalışanlara göre başarılı olarak görülme konusunda 1 adım önde olduğunu söylüyor. Dilerseniz o araştırmalara bir göz atalım:

Personality and Social Psychology Bulletin dergisinde yayınlanan yeni bir araştırmaya göre, girişimciler tarafından çok çalışma doğal yeteneğe göre daha az çekici algılanıyor.

İlgili yazı: Sıra dışı çalışanların farkını ortaya çıkaran 10 özellik

Başka bir çalışmada, College London Üniversitesi’nden Profesör Chia-Jung Tsay tarafından gerçekleştirilen 3 çalışmadan elde edilen bulgulara göre, eş değer kazanımlara ve başarılara sahip insanları değerlendirilirken, doğal olarak yetenekli insanları daha başarılı, daha işe alınabilir ve çok çalışan insanlara göre daha başarılı görüyoruz.

Yapılan araştırmalar, doğal olarak yetenekli insanların çok çalışan insanlara göre daha başarılı olarak algılandığını söylüyor.

Tsay bu konu hakkında şunları dile getiriyor: ‘Sahip olunan inanışa göre bazı kazanımlar yalnızca çok çalışmayla ya da sabretmeyle açıklanamıyor. Doğal yetenek bu noktada devreye giriyor. Ne yazık ki bu doğal yetenek bazı insanlarda var, bazılarında ise yok’

Başarıyı belirlemek için yapılan çalışmalar

Tsay, ilk çalışmasında girişimcilik deneyimi olan 212 katılımcıyla çalışıyor. Bunlardan bazıları kendilerini acemi olarak tanımlarken, bu kişiler girişimcilik alanında neredeyse hiç profesyonel deneyime sahip olmayanlardan oluşuyor. (Toplam oranın %44’ü). Girişimcilik dünyasında azımsanmayacak süre yer alıp, start-up şirketlerde çalışmış kişiler kendilerini uzman olarak tanımlıyorlar. (Toplam oranın %56’sı)

Katılımcılara Charles adında bir girişimciyle ilgili bilgiler sunuyorlar. Charles, kısa bir süre içerisinde, geri dönüşüm şirketinde yeni bir ürün geliştirmesi sayesinde yüksek bir konuma geçiyor. Katılımcıların yarısına Charles’ın doğuştan yetenekli olduğu belirtiliyor. (İlk günden beri gerçek bir lider olduğu söyleniyor.) Katılımcıların diğer yarısına ise Charles’ın aslında köle gibi çalıştığı söyleniyor. (Önemli ilişkilere sahip olarak lider pozisyona geçtiği söyleniyor.)

Katılımcılara daha sonra, görünüşte başarılı girişimci Charles’a ait olduğu düşünülen  iş sunumuna ait 1 dakikalık bir ses kaydı dinletiliyor, (Aslında ses kaydı MIT Girişimcilik Yarışması’na ait). İş sunumuna ait ses kaydını dinledikten sonra katılımcılar, Charles’ı ve onun konuşmada bahsettiği iş teklifini çeşitli faktörlere göre değerlendiriyorlar: Başarı şansı, yeteneği gösterme ve Charles’ı işe alarak onun şirketine yatırım yapma isteği.  

Genel olarak katılımcılar, doğal yeteneğe sahip gibi davrandığı için Charles’a ve onun iş teklifine yüksek puan veriyor.

Devam eden çalışmada ise, 383 katılımcıya daha aynı çalışma yapılıyor ve yeni çalışma da benzer sonuçlar taşıyor. İnsanlar Charles’ı ve onun iş planını, doğal olduğu için daha başarılı buluyorlar.

İlginç bir şekilde, her iki çalışmada da kendilerini uzman olarak sınıflayan insanlar, ‘doğallık’ adlı bu ön yargıya daha eğilimli oluyorlar.

Üçüncü çalışmada ise insanların doğal yeteneğe diğer özelliklere göre tam olarak ne kadar değer verdiği belirlenmeye çalışılıyor. 294 yeni katılımcı, 20 dolar karşılığında bilgisayar laboratuvarında 1 saatlik bir çalışmaya katılıyorlar. Katılımcılara 18 çift gösteriliyor ve bu kişiler girişimcilikle ilgili 5 farklı özelliğe dayandırılıyor: Liderlik deneyimi (2, 5 veya 8 yıl), yönetim becerisi (%70, %80 veya %90), IQ (100, 130 veya 160 puan), önceden artırılan yatırım sermayesi (50.000$, 100.000$ ve 150.000$) ve doğal yeteneğe karşı çok fazla çalışma. Katılımcılara çiftlerden hangisine yeni bir iş için yatırım yapabilecekleri soruluyor.

Doğal yeteneğe sahip kişiler başarılı olarak görülüyor

Katılımcıların ortalama %60’ı aşırı çalışan girişimci yerine doğal yeteneğe sahip insanları tercih ediyorlar. Katılımcılar, daha az yetenekli insanı almaktansa daha maliyetli olmasına karşın, doğal olarak olarak yetenekli insanları işe almaya daha hevesli oluyorlar.

Birleşik analiz denilen bu tarz ölçümlemeyi kullanmak Tsay’a insanların, birbirleriyle alakalı, farklı ve değerli özelliklerini karşılaştırma imkanı veriyor.

Tsay’ın bu konudaki fikirleri oldukça ilginç: ‘Doğallık ön yargısını hafifleten deneyimin doğasına yönelik detaylı araştırmalar garantili olduğu için, spesifik çözümler ön yargının etkilerinin görüldüğü yerler üzerinde belirlenmiş ve önceliklendirilmiş durumda.

Her ne kadar bu işe alımlarda bir rutin olsa da, yeteneğin ilk veya ikinci eğitimde belirlenmesi veya hakimin ya da jüri üyelerinin ahlaki karakterinin değerlendirilmesinde, kritik kararlar verirken doğallık ön yargısının etkisini göz önünde bulundurmalıyız.’

Kaynak:

Psypost.org

Businessinsider.com

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale