X

Ayak sağlığı önemi: Ayak sağlığı için yapılması gerekenler ve öneriler

Konu ayak sağlığı önemi olduğunda, yapılması ve dikkat edilmesi gerekenleri genellikle görmezden gelme eğilimindeyiz. Oysa ayaklarımız, her gün binlerce adım atıyor. Yine de onları rahatsız ayakkabıların içine hapsediyor ve sıklıkla ihmal ediyoruz. Araştırmalar yaklaşık 10 kişiden 8’inin tırnak batmasından ayak ağrısına kadar çeşitli ayak sorunları yaşadığını gösteriyor. Ayak sorunları, ne kadar sürdüğüne bağlı olarak, kişinin yaşam kalitesini ve genel sağlığını olumsuz yönde etkileyebilir. Örneğin ayak ağrınız veya ayağınızda küçücük bir cilt tahrişiniz varsa egzersiz yapmaktan kaçınmanız daha olasıdır.

Kısaca, ayaklarınız ne kadar arka planda kalıyorsa, siz de o kadar geridesiniz. Sağlık sorunları sebebiyle hareket edemeyen insanlar, ayak fonksiyon bozukluğunun doğrudan ve dolaylı bir sonucu olarak çok sayıda fiziksel, psikolojik ve sosyal rahatsızlık çekiyorlar. Arkadaşlarınız arasında ister zarif ayaklarınızla dikkat çekiyor olun; ister ayaklarınızın ebatları şaka yollu bir alay konusu olsun; ayak sağlığı çok ama çok önemli. Ayaklarınızın nasıl göründüklerinden ziyade, nasıl çalıştıkları da önem taşıyor.

Peki, ayak sağlığı nasıl korunur? Ayak sağlığı için neler yapılmalı? Ayak sağlığı önemi hakkında merak ettiğiniz tüm başlıkları yazımızda bulabilirsiniz.

Ayak sağlığı neden önemli?

Eğer her gün başınız ağrıyorsa, muhtemelen kendinize “Peki, bugün de başım ağrıyor ve artık bu hayatımın bir parçası” demezsiniz. Bunun için endişelenir ve hemen bir doktora görünürsünüz. Ancak söz konusu ayak ağrısı olduğunda, çoğu insan bunu rutin olarak yaşıyor. Ayak sağlığı, kalbinize olan mesafesine rağmen genel sağlığınızı etkileyebilir. Çünkü ayaklarınızdaki ağrının birçok nedeni olabilir; bu yüzden eğer böyle bir şey yaşıyorsanız görmezden gelmemeli, bunu hayatın normal bir parçası olarak görmemelisiniz.

Sağlık uzmanları ayaklarınızı bir mühendislik harikası olarak görüyor. İki ayağınız birlikte, vücudunuzdaki tüm kemiklerin yaklaşık dörtte birini oluşturan 50’den fazla kemik içerir. Üstelik onları bir arada tutan ve hareket etmelerine yardımcı olan 60’tan fazla eklem ve 200’e yakın kas, tendon, bağa da yer açarlar.

Birçok sorunun ayaklarımızı etkilemesi şaşırtıcı değil. Çünkü yaşamımız boyunca onları çok fazla yıpratıyoruz. Ortalama bir günde, sadece etrafta dolaşarak bile ayaklarımızı yüzlerce ton kuvvete maruz bırakıyoruz. Onları strese sokan aktiviteleri bir düşünün. İşiniz saatlerce ayakta durmanızı veya yürümenizi gerektirebilir. Egzersiz seçiminiz, ayakkabı tercihleriniz… Özellikle ayakkabı konusunda kadınlar, genelde ayaklarını düz taban sandaletler ya da stiletto gibi burnu dar ayakkabıların içine sıkıştırırlar. Tüm bunlar ve çeşitli tıbbi durumlar sebebiyle belli ayak sorunları gelişebilir.

Ayak sağlığı önemi: Ayak sağlığı nasıl korunur?

Görüldüğü üzere ayak sağlığı önemi, geniş bir konu ve yaşam kalitemizi, genel sağlığımızı ciddi şekilde etkileyebilir. Bu nedenle ayakla ilgili herhangi bir durumu görmezden gelmemeli veya sadece ayaklarınızı etkilediği için acı çekmeye razı olmamalısınız. Eğer rahatça yürüyemiyorsanız, fiziksel olarak aktif olmayı bırakmanız daha olasıdır; bu da yaşam kalitenizi düşürebilir. Ayrıca, kalp hastalığından bazı kanser türlerine kadar yaşamı tehdit eden birçok yaygın hastalık, hareketsiz bir yaşam tarzıyla yakından ilişkilidir.

Ayaklarınızdaki ağrı, sizi egzersiz yapmaktan veya istediğiniz kadar hareket etmekten alıkoyuyorsa, doktorunuzla veya bir ayak hastalıkları uzmanıyla görüşmenin zamanı gelmiş demektir. Emin olun, bunun için size kalbiniz ve ciğerleriniz de dahil olmak üzere tüm vücudunuz teşekkür edecek.

Ayak sağlığı için yapılması gerekenler

Konu ayak sağlığı önemi olduğunda; ayaklarınıza iyi bakmak ve onları olası sağlık sorunlarından korumak için yapabileceğiniz bazı yaşam tarzı değişiklikleri ve hijyen alışkanlıkları var. Siz de ayak sağlığı için neler yapılmalı merak ediyorsanız bazı püf noktaları hakkında daha fazlasını keşfedin.

Ayaklarınızla ilgili zararlı alışkanlıklardan uzak durun

Zararlı alışkanlıklardan kaçınmak ve faydalı alışkanlıklar kazanmak, ayaklarınıza iyi bir dost olmanızı sağlayabilir:

  • Çok dar ayakkabılar giymeyin.
  • Ayakkabılarınızı paylaşmayın.
  • Pedikür aletlerini arkadaşlarınızla paylaşmayın.
  • Rengi atmış tırnaklarınızı oje ile saklamayın. Nefes almalarına izin verin ve altta yatan sorunu tedavi edin.
  • Nasırlarınızı tıraş etmeyin.
  • Batık bir tırnağa “kendin yap ameliyatı” uygulamayın.
  • Uzun bir günün veya zorlu bir antrenmanın ardından ayaklarınızın yukarıda kalmasını sağlayan yoga pozunu deneyin.
  • Kendinize ayak masajı yapın veya bir refleksoloji seansı rezervasyonu yaptırın.
  • Ayaklarınızın altında bir tenis topu yuvarlayın.

Peki yatağa çorapla girmek hijyen açısından mı yoksa genel ayak sağlığı açısından mı sakıncalı? İşte bu çok merak edilen sorunun cevabı: Yatağa çorapla girmekte ve böyle uyumakta bir sakınca yok. Sadece önemli olan ayaklarınızı aşırı sıkmaması ve çok kalın olmaması. Elbette çoraplarınızı günlük olarak değiştirmelisiniz. Bununla birlikte sürekli üşüyen ayakların altta yatan bir sağlık sorununun işareti olabileceğini unutmayın.

Ayak sağlığı için ayakkabı seçimi önemli

Ayak sağlığı önemi konusundan bahsederken ayakkabıdan söz etmemek olur mu? Çoğu insanın bir ayağı, diğerinden büyük olur. Eğer bu sizin için de geçerliyse, ayakkabı satın alırken öncelikle daha büyük ayağınızda denemeyi unutmayın. Peki, ayakkabı nasıl seçilir? Mükemmel ayakkabıyı bulmak için şu noktaları göz önünde bulundurun:

  • Ayak topuğu, ayakkabının en geniş kısmına rahatça sığmalıdır.
  • Ayakkabının ön kısmı, ayak parmaklarınızın üst kısımlarının sürtünmemesi için yeterli derinliğe sahip olmalıdır.
  • Ayakkabıları denerken ayağa kalkın ve en uzun parmağınız ile ayakkabının ön kısmı arasında 1-1,5 cm (parmağınızın genişliği kadar) olduğundan emin olun.
  • Ayakkabılarla dolaşın ve herhangi bir sürtünme veya kayma yaşamadığınızdan emin olun.

Topuklu ayakkabılarınızı milyonlar değerindeymiş gibi -nadiren- giyin

Topuklu ayakkabıların bacaklarımızı olduğundan uzun göstermesini sevebiliriz, ancak onları giydiğimizde sağlığımızdan ödün verdiğimizi de unutmamalıyız. İnsan vücudundaki kemiklerin 52’si aslında ayaklarımızda ve ayak bileklerimizde. Öne eğilmemize neden olan yüksek topuklu ayakkabılar, ayağın ayak bileğine olan doğal pozisyonunu değiştirir.

Araştırmalar bunun bacaklarda ve alt omurgada zincirleme bir reaksiyon başlattığını; bunun da kronik diz, kalça veya sırt ağrısına yol açabileceğini gösteriyor. Topuklarınızdan ayrılmak istemiyorsanız, mantıklı olanları seçin ve onları idareli bir şekilde giyin. Eğer mutlaka giymeniz gerekiyorsa ayakkabı ile zemin arasındaki yüzey temasını artırmak için mümkün olduğunca geniş topuklu bir ayakkabı bulun.

Ayakkabılarınızı her zaman kontrol edin

Dolabınızda ne tür ayakkabılar olursa olsun, onları aşınma ve yıpranma açısından düzenli olarak kontrol etmeniz gerekiyor.

  • Koşu ayakkabılarınızı her 300 km’de bir değiştirin.
  • Güzel düz ayakkabılar veya botlar genellikle rahattır, yine de üst kısımda çatlama, tabanlarda yumuşama ve parmak kısımlarında hasar olup olmadığına dikkat edin.
  • Yüksek topuklu ayakkabılarınızı da aynı şekilde kontrol edin.
  • Sandaletlerde gevşek veya kopmuş kayış olup olmadığına bakın.
  • Tüm ayakkabılarınızı uygun olduğunda onarın, geri dönüştürün veya çöpe atın.

Ayaklarınızı daima temiz ve kuru tutun

Ayak sağlığı önemi konusunda, hijyen en önemli noktalardan biri. Ayak hijyenini sağlarken genelde dişlerimiz gibi onları da fırçalarız ama ayak parmağı kısmını göz ardı ederiz. Ayak sağlığı için şu üç kural çok önemli: Uygun ayakkabıyı giyin, ayaklarınızı her gün yıkayın ve ayakkabılardaki aşırı nemi önleyin.

Nasır, son derece yaygın bir ayak sağlığı problemi. Nasırı, anormal basınç ve sürtünmeden kaynaklanan kalınlaşmış cilt bölgeleri olarak tanımlayabiliriz. Eğer sertleşen cilt sizi rahatsız ediyorsa pomza taşı ve yumuşatıcı kremler kullanabilirsiniz. Ancak uzmanlar popüler ayak peelinglerini veya nasır tıraş makineleriyle nasırların kesilmesini önermiyor. Bu yüzden bunu yapmayın ve pedikürcünüzün de yapmasına izin vermeyin. Çünkü bunu yapmak, özellikle şeker hastalığınız veya dolaşım bozukluğunuz varsa, ayağınıza ciddi zarar verebilir. Ayrıca semptomu tedavi etmek altta yatan nedeni düzeltmeyecektir. Ayak çevresindeki pürüzlü ve kalınlaşmış deri, yanlış ayakkabının bir sonucu olarak ortaya çıkar.

Tırnak batması, bir diğer yaygın sorun. Tırnak batmasını önlemek için tırnaklarınızı düz bir şekilde kesin. Kenarlarını yuvarlamayın. Eğer ağrılı bir batık tırnağınız varsa onu kendi başınıza çıkarmaya çalışmayın ve işi profesyonellere bırakın.

Peki ya ayak kokusu? Bu sorunla mücadele eden çoğu kişi ayak kokusu nasıl geçer, merak ediyor. Her gün banyo yapmak ve ardından ayak parmaklarınızın arasındaki cildi kurutmak için zaman ayırmak, kokuyu ve kokuya neden olan bakteri ve mantar enfeksiyonlarını önlemeye yardımcı olur. Ancak gerekli hijyen koşullarını sağlamanıza rağmen geçmeyen ayak kokusu sorunu yaşıyorsanız bir uzmana başvurmayı unutmayın.

İlginizi çekebilir: Açık hava yürüyüşleri ve koşuları için: Amaca uygun koşu ayakkabısı seçmenin püf noktaları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale