X

Astrolog Hazal Talay ile keyifli bir röportaj: Plüto Kova çağı, retro, ekonomi ve çok daha fazlası

Özellikle son yıllarda sosyal medyada arkadaşlarımızı takip ettiğimiz kadar astrologları da takip ediyor, retrolara dikkat ediyor, hatta bazı olayları gezegenlere bağlıyoruz. Son zamanlarda radarımıza takılan astrologlardan biri de Hazal Talay. Kendisi genç yaşına rağmen son derece başarılı ve yorumlarında adeta nokta atışı yapıyor. Instagram’daki astrologhazaltalay hesabında haftalık olarak yayınladığı burç yorumları öylesine tutuyor ki, hayatımızı onun dediklerine göre düzenliyoruz.

Biz de uzun zamandır radarımızda tuttuğumuz Hazal Hanım’ı daha yakından tanımak ve kendisinden gündeme dair bilgiler almak istedik. Üstelik Instagram’dan yaptığımız anket ile sizden gelen soruları da yönelttik. İşte karşınızda son yılların en başarılı astrologlarından biri olan Hazal Talay’ın gündeme dair beklentileri ve astrolojik yorumları…

Astrolog olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında ben küçüklüğümden beri çok hissiyatlı ve ne deseler çıkan tiplerdendim. Hatta şu an ki nişanlıma, ki o zamanlar erkek arkadaşımdı, bir gün: “Motorun çalınacak.” demiştim ve ertesi gün gerçekten de motoru çalınmıştı! Kötü bir deneyimdi ama maalesef çıkmıştı… 

Bir de ben her zaman gökyüzüne ve burçlara son derece meraklıydım. Retro dönemlerine çok dikkat ederdim ve gökyüzüne aşırı bir ilgim vardı. 

Normalde yüksek lisans mezunuyum. Her zaman çok okuyan ve başarılı biriydim. Aslında 17 yaşımdan beri birçok yerde çalıştım. Yerimde durmayı hiç sevmezdim. Öte yandan da her zaman kendi işim olsun istiyordum, çünkü tam bir İkizlerim! Bir yere bağlı kalmayı veya birinin emirlerine uymayı çok da seven biri değilim. Son işim çok rahattı. O yüzden de mezun olur olmaz başlayıp 6 sene kadar çalıştım. 

Bir gün annem bana Nilay Dinç’i takip etmemi söyledi. “Her dediği çıkıyor…” dedi. Daha sonra Nilay Hoca’nın eğitiminin açılacağını duydum ve sadece çevreme bakarım fikriyle eğitimini almaya karar verdim. Özellikle abimin eşi ile annem beni bu konuda çok desteklediler. 

Normalde temel eğitim 8 ay, ileri seviye eğitim 4 ay sürüyor. Fakat ben 6. ayımda danışmanlık vermeye başlamıştım bile. Çünkü çok fazla okuyor ve araştırıyordum. Danışmanlık vermeye başladığımda da, haritasını yorumladıklarımın çevresine söylemesiyle birlikte işlerim çığ gibi büyüdü. 

1 sene boyunca hem kendi işimle hem de astroloji ile ilgileniyordum. Sosyal medyayı da kullanmaya başlamıştım ve bu süreçten sonra kendi işime adapte oldum. İyi ki de olmuşum ve sizleri tanımışım. Bu işi yaptığım için çok mutluyum! Üstelik yakın zamanda eğitim açmayı da planlıyorum.

Peki hiç hayatınıza giren insanların haritalarına bakıp da ona göre hayatınıza almadığınız oldu mu?

Aslında pek olmadı. Zaten bunu yapmam için doğum saatinin net olması gerekiyor. Bir de benim hislerim zaten son derece kuvvetli olduğu için insanları gözünden bile anlayabiliyorum. Tam da bu sebeple, herkesle anlaşabilen ve eğlenebilen biri olmama rağmen çok kısıtlı bir çevrem var. Dostum dediğim insan sayısı çok az. Herkesi olduğu gibi kabul etsem de çok azı gerçekten yakınımdır. 

Biraz korkunç bir soru ile devam edelim… Ölüm astrolojide öngörülebilir mi? Eğer öyleyse hiç kendinizinkine baktınız mı?

Evet ölüm ön görülebiliyor. Ama çok zorlayıcı bir hesaplaması var. Şu saatte, şurada ölecek gibi değil de şu tarihlerde olacak şeklinde görebiliyoruz. Ama öte yandan ben kendiminkine bakmadım ve genel olarak da baktığım bir alan değil. Çünkü enerji olarak olumsuzlukları çektiğimize çok inanırım. Sonuçta astroloji bir olasılık çalışması.

Birisine “60 yaşında öleceksin.” dedikten sonra bu kişi hayatı boyunca 60 yaşında ölecekmiş gibi yaşayıp, sonra ölmeyedebilir. Böyle bir korku salmaya gerek yok. Hem de yanılma payı olan bir durum ise. Bence bilinmesi çok büyük bir yük. 

Ben sadece sağlık sorunları veya kaza gibi durumlarda uyarı yapıyorum. Gördüğüm negatif şeyleri de çok fazla yansıtmamaya çalışıyorum. 

Zaten bazı yorumlarınızı öneri veya tavsiye şeklinde değil de tehdit olarak algılayanlar oluyor. Bu tür linçlere karşı pozitifliğinizi korumayı nasıl başarıyorsunuz?

Benim yükselenim Yengeç. O yüzden aşısı hassas ve duygusal biriyim. İlk zamanlar negatif yorumlar beni çok üzmüştü. Çok ağladığım ve “Ben ne yapıyorum?” dediğim zamanlar oldu. Hele ki 6 Şubat depreminden sonra kendime gelmem çok uzun sürdü. Birkaç ay sosyal medyadan uzak kaldım. Ama öte yandan uzak kaldığım bu birkaç ay bana çok da iyi geldi çünkü bu benim işim, bunu anladım. Takipçilerimden çok destek gördüm. Ve doğru işi yaptığımı hissettim. Sonuçta ben doğru işi yapıyorum ve bu herkese göre doğru olmak zorunda değil. Herkese göre doğru olan birşey de yok zaten! 

Kendi istediğime odaklanarak, kötü şeyler yazanları engelleyerek veya yorum yapmayarak pozitifliğimi korumaya çalışıyorum. 

Hikayelerinizde de sıkça paylaştığınızı biliyorum fakat Instagram’dan size sormamız için gelen sorularda en çok şu 3’lü karşımıza çıktı: “Seçim, ekonomi ve deprem” konularındaki öngörüleriniz nedir?

Evet sıkça paylaşıyorum. Bu sene bir değişim olacağını ve seçimin 2. tura kalacağını öngörüyorum. Çünkü seçim günü kaoslu ve zorlayıcı bir gün. Muhtemelen bu değişim sancılı olacak. Zaten ülkemiz için 2023 zor bir yıl. Hatta 2024 Haziran ayına kadar da debeleneceğiz gibi duruyor. 

Seçim sonrası ekonomik olarak zor bir süreç olacak. Bu sebeple, sakin olalım ve birbirimizi kırmayalım, üzmeyelim derim. Öte yandan 2024 Haziran sonrası ve 2025 yıllarında daha güzel bir sürece gireceğiz. Umarım hakkımızda hayırlısı olur. 

Deprem konusunda da ben maalesef büyük bir deprem bekliyordum. Oldu da. Çok üzüldüm ve hala toparlanma sürecinde olduğumuzu düşünüyorum. Orada yaşayanların hayatlarını düşünemiyorum bile. Ama maalesef deprem ülkesiyiz ve umarım önlemlerimizi ona göre alabiliriz. 

İstanbul için ise, 2026 -2030 Haziran arası deprem açısından sıkıntılı bir dönem. O süreçte deprem hareketliliği olabilir. 

Evlilik, yurt dışı konuları, hamilelik, üniversite sınavı, araba almak ve retroda ex’lerin dönmesi de en çok gelen sorular arasında. Bunlar için haritalarında neye bakmaları lazım?

Bunların cevabını mutlaka bir uzmandan öğrenmeliler. Çünkü harita bir bütün. Gezegenleri ve yerleşimleri görerek birçok farklı anlam çıkarabilirsiniz. Öte yandan işin içine birçok detay girince bu anlamlar değişebilir. Bu sebeple haritayı bir bütün olarak yorumlayacak bir uzmandan yardım almak gerekir. 

Her konunun bir alanı var. Örneğin 9. ev dediğimiz alan yurt dışı alanı. Ama burada işin içine yönetici gezegenler ve açılar da giriyor. Normalde az bir bilgi ile sadece o alana bakarak olumsuz bir anlam çıkarabilirsiniz. Fakat işin içine detaylar girince bambaşka anlamlar çıkabiliyor. Yani sadece eve bakarak yorum yapamayız. 

Astrolojiyi günlük tüketen ve derinlemesine bilmeyen biri olarak soruyorum: Her gezegenin mi retrosu kötü? Herkes mi retro etkilerinden nasibini alır? Ve diyelim ki retro döneminde önceden ayarlanmış ciddi bir işimiz var: Uçak yolculuğu, toplantı, ameliyat veya sınav gibi…İptal edemiyorsak ne yapmamız lazım? Oturup kaderimize mi ağlayalım yoksa işi tersine çevirmek için elimizden bir şey gelir mi?

Retronun etkileri herkes için farklı olabilir. Bu sebeple haritaya bir bütün olarak bakmak çok önemli. Zira retro herkesi aynı şekilde etkilemiyor. 

Mesela şu an gerçekleşen tutulma kimini olumsuz etkilerken kimini olumlu etkileyebilir. Retroyu bu sebeple her zaman olumsuz adlandırmamak lazım. Örneğin kimileri retroda yarım kalmış işlerini de halledebilir. 

Öte yandan ben kaderci biri değilim. Bence sadece doğduğumuz saati değiştiremiyoruz. Fakat geri kalan her şeyi değiştirebiliyoruz ve insan zihni çok kuvvetli. Ben bunu danışanlarıma da sürekli söylüyorum. Bu sebeple olumsuz bir şey görünce bunu olumluya çevirip söylüyorum. Sadece onlara yol haritası çizip güç vermem gerektiğini düşünüyorum.

Son zamanlarda korku salan astrologlar çoğaldı. “Boşanacaksın!” diye yazan çok var. Ama astroloji böyle bir şey değil. Evet böyle bir olasılık görebiliriz fakat kişi bunu düzeltmek istiyorsa ona göre seçenekler de sunmamız gerekir. Çünkü astroloji tamamen olasılık çalışması. Biz seçimler sunmakla yükümlüyüz. “Kaderim bu, çekerim…” gibi bir şey söz konusu değil. Aynısı retro ve kişisel haritalar için de geçerli! 

Son olarak Plüto Kova çağının uzun vadede burçlara etkisini öğrenebilir miyiz? Böylelikle kişisel burç yorumu da almış oluruz.

Plüton Kova çağı çok büyük bir değişim getirecek ve bu çağ yaklaşık olarak 20 sene kadar sürecek. Çok uzun bir süreçten bahsettiğimiz için burçları farklı farklı etkileyebilir. 

Fakat özellikle Kova, Aslan, Boğa ve Akrep gibi sabit burçlar köklü değişimler yaşayabilirler. Plüton biraz zorludur ve yıkım getirir. Ama ben her yıkımın bazı başlangıçlar doğuracağını düşünürüm. Bazı şeyler olmuyorsa veya bazı şeyler yıkılıyorsa sabredip önümüze bakmak gerekir, ki ödüllerini alabilelim. 

Kova çağı teknolojinin ve gökyüzünün daha çok önem kazanacağı bir dönemi anlatıyor. Farklı meslekler çıkacak ve eskiden insanlar : ”Öğretmen ol, doktor ol…” derlerken şimdi, “Astronot ol, astrolog ol.” diyecekler. Daha farklı ve daha teknoloji ile ilgili işler revaçta olacak. 

Özellikle 1940-1958 doğumlu olanlar sağlık açısından zorlu bir süreçten geçebilirler. Eğer bir sağlık problemleri varsa mutlaka bunu önemseyip doktora görünsünler. 

Riske girmeyi sevmeyen sabit burçlar hayatlarında değişiklik yapmak zorunda kalacaklar. Sanıyorum ki en çok onlar etkilenecek. 

Koçlar ve Yükselen Koçlar; Daha çok kariyer alanında, hayal ettikleri şeylerle ilgili bir değişim yaşayabilirler. 

Boğalar ve Yükselen Boğalar; İş alanlarından etkilenebilirler. Farklı sektörlere girebilirler. Onlar için değişiklik genellikle zordur ama eğer bu dönemde bu değişikliği yapabilirlerse başarılı olabilirler.

İkizler ve Yükselen İkizler; Eğitim alabilir veya farklı eğitimlere yönelebilirler. Farklı bakış açıları kazanmak için farklı alanlara kayabilirler. Yurt dışı alanları çok açık. Şehir veya ülke değişimleri yaşayabilirler.

Yengeçler veya Yükselen Yengeçler; Plüton onların biraz zorlayıcı bir evinde. Bazı kayıplar yaşayabilirler. Sıkıntılar veya hastalıklar olabilir. Ama olumlu açıdan bakarsanız beklenmedik paralar, beklenmedik ek gelirler de elde edebilirler. Bu fırsatları mutlaka değerlendirmeliler. 

Aslanlar veya Yükselen Aslanlar; Ortaklık, evlilik gibi konular gündemde. Uzun süredir bekar olanlar, bir işi kovalayanlar veya hukuksal süreçleri bir türlü netleşemeyenler daha farklı bir döneme girip daha net sonuçlar alacaklar. Evli olanlar sınanacak fakat belki de çok daha fazla güçlenecekler. 

Başaklar veya Yükselen Başaklar; Sağlık alanları etkilenecek. Dikkat etmeleri gereken bir süreç. İş alanlarında istedikleri değişimleri yaşayabilirler. Sektör değiştirebilirler. 

Teraziler veya Yükselen Teraziler; Bu 20 yıllık sürecin ilk zamanlarında şehir veya ev değişimleri gündemlerinde olacak. Eğer uzun süredir toksik bir ilişki yaşıyorlarsa, onun artık bitmesi ve daha güzel enerjilere açıklık gibi bir tema söz konusu. Eğer güzel giden bir ilişkileri varsa da adım atma ve ciddiyete bindirme gibi bir döneme girebilirler.

Akrepler veya Yükselen Akrepler; Daha net değişimlerin olduğu bir döneme giriyorlar.  Şehir değişimleri ve aile gündemleri olabilir. Sürekli yapmak isteyip yapamadıkları şeyler için önemli fırsatlarla karşılaşabilirler. 

Yaylar veya Yükselen Yaylar; Beklenmedik fırsatlar, eğitimler verme, kitap yazma gibi farklı alanlara girebilirler. Kendi işlerinin yanında farklı şeyler yaptıkları bir döngüye girebilirler. 

Oğlaklar ve Yükselen Oğlaklar; Onlar için son 2-3 sene pek zorluydu. Değişip dönüşebilen Oğlaklar için para konusunda güzel gelişmeler var. Özellikle sektörel değişimler var. 

Kovalar ve Yükselen Kovalar; Plüton Kova burcunda olduğu için direkt olarak kendilerini değiştirmeleri gereken bir döneme girecekler. Bakış açılarını değiştirmeleri lazım. Sağlık durumlarını dikkate almaları lazım. Aile ile ilgili durumlar söz konusu olabilir. Evlilik ile ilgili gündemleri olabilir. Eğer değişip dönüşebilirlerse ödüllerini alacaklar. 

Balıklar ve Yükselen Balıklar; Onlar için 2.5 sene biraz krizli geçebilir. Hem Plüto zorlayıcı bir yerde hem de Satürnleri Balık burcunda. Bu 2.5 sene sakin geçirip, stabil kalmalı ve sınavlarına isyan etmemeliler. Sorumluluk alabilecekleri bir döneme girebilirler. Çocuk sorumluluğu veya evlilik sorumluluğu gibi farklı sorumluluklar alabilecekleri bir döneme girecekler. Fakat kesinlikle dikkatli ve sakin olmalılar. 

Kısa kısa Hazal Talay

  • Kahve.’ siz yapamam!
  • Elimde olsa  gerçekten çocukların hiç üzülmemesini sağlardım…
  • Yalancı… insanlara tahammül edemem.
  • En yakınlarımda aradığım özellik …sadakat ve güvendir.
  • Benim en çok …eleştirilerimden………şikayet ederler!
  • Politik olamama…. özelliğimi değiştir deseler de değiştiremem!
  • En sevdiğim hayvan  köpek. Çünkü gerçekten çok sadıklar ve insanın içine içine bakıyorlar!

Hazal Hanım’a bu samimi röportaj için çok teşekkür ederiz.

İlginizi çekebilir: Gamze Bilir Seyhan ile “Bir Evlat Edinilme Hikayesi”Gamze Bilir Seyhan ile “

Andi Hodara: Andi Hodara, Boğaziçi Üniversitesi Felsefe bölümünden 2010 yılında mezun oldu. Yolu yoga ile üniversitede kesişti ve o günden bu yana eğitimlerini da tamamlayarak Yin Yoga eğitmeni oldu. Üniversitede okuduğu süre boyunca birçok proje için röportaj yapma imkanı yakaladı ve böylelikle içerik üretme ve yayıncılık hayatına giriş yaptı. Aynı zamanda Boğaziçi Üniversitesi Film Çalışmaları programını tamamladı ve bu sayede birçok uluslararası yapımda reji asistanı olarak görev aldı. Mezun olduktan sonra bir gazetenin dış haberlerinde çalışma imkanı yakaladı ve daha sonra dijital yayıncılığa geçiş yaptı. Halen dijital yayıncılık, içerik üretimi ve yazarlık yapıyor, yin yoganın mucizelerinden faydalanıyor ve herkesin de faydalanmasını istiyor. Aynı zamanda kişisel gelişime son derece meraklı olması sebebiyle aldığı psikoloji derslerinin ardından Evlilik ve Aile Danışmanlığı eğitimini de tamamladı ve bu konularda da içerikler üretiyor.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale