X

Asıl tabloyu es geçme: Hayat sürprizlerle doludur

Ne kadar izin veriyorsun kendin olmaya, hata yapmaya, düşüp yeniden kalkmaya, en derine inebilmeye, batıp yeniden çıkabilmeye? Hayatın içinde misin yoksa dışında mı? Eğer her günün aynı, deneyimlerin hiç değişmiyorsa sorgulama vaktin gelmedi mi kendini? Hayat cesurları sever. Ve tabii yalnızca harekete cevap verir.

Bu haftaki yazıma Osho’nun o güzel, anlamlı ve rehber hikayelerinden biriyle başlamak istiyorum:

Birbirine rakip iki papazın yanında kendilerine hizmet edecek, getir götür işlerini yapacak yardımcı çocukları vardı. İlk tapınağın papazı hizmet eden çocuğa dedi ki, “Asla diğer çocukla konuşma. O insanlar tehlikeli.

Ama çocuk ne de olsa çocuktur. Bir gün ikisi yolda karşılaştı ve birinci tapınaktaki çocuk diğer çocuğa sordu: “Nereye gidiyorsun?’’

Diğer çocuk, “Rüzgarın sürüklediği yere” dedi. Böyle dediğine göre tapınakta büyük Zen söylemleri dinliyor olmalıydı. “Rüzgarın sürüklediği yere” büyük bir sözdü. Tam bir Tao cümlesiydi.

İlk çocuk çok utandı, alındı ve ona nasıl cevap vereceğini bilemedi. Sıkıntı, öfke ve suçluluk içindeydi. “Üstadım bana bu insanlarla konuşma demişti. Bu insanlar gerçekten tehlikeli. Şimdi bu ne biçim cevap böyle? Bu söz beni küçük düşürdü” diye düşünüyordu.

Üstadına gidip olan biteni anlattı. “Onunla konuştuğum için özür dilerim. Siz haklıydınız, o insanlar tuhaf. Bu ne biçim bir cevap? Ona ‘nereye gidiyorsun’ diye sordum –basit ve kibar bir soru ve pazara gittiğini biliyordum, tıpkı benim de pazara gitmekte olduğum gibi. Ama o bana ‘rüzgarın sürüklediği yere’ dedi.

Üstad, “Seni uyardım, ama dinlemedin. Bak şimdi, yarın git aynı yerde dur. O geldiğinde ‘nereye gidiyorsun’ diye sor ve o da ‘rüzgarın sürüklediği yere’ diyecek. O zaman sen de olaya filozofça yaklaş ve de ki: O zaman bacakların yok demek. Çünkü ruhun bedeni yoktur ve rüzgar ruhu hiçbir yere götüremez’’ dedi.

Tam bir hazırlık çabası içindeki çocuk bütün gece bu sözleri tekrarlayıp durdu. Ertesi sabah erkenden oraya gitti, aynı yerde durdu ve tam zamanında ikinci çocuk geldi. Birinci çocuk çok mutluydu, şimdi ona gerçek felsefenin nasıl yapılacağını gösterecekti. Böylece “Nereye gidiyorsun?’’ diye sordu. Arkasından bekledi.

İkinci çocuk beklediği cevabı vermedi. “Pazardan biraz zerzevat alacağım’’ dedi.

Şimdi çocuk öğrendiği felsefeyi ne yapsın?

Hayat işte sürprizlerle doludur. Planlar, programlar yaparsın ama nafile; hiç ummadığın ve teslim olduğun bir anda gerçekleşir mucize dediğin şeyler. Aniden bir tohum düşer kalbinin tam orta yerine ve o tohum filizlenmeye başlar. Benim de öyle oldu.

Allah’ım dedim, sana teslim ediyorum kendimi, duygularımı, düşüncelerimi, ne yapmam gerektiğini… Garip bir duygu geldi sonrasında. Dinginlik, güven ve sessizlik. Ne kadar az tattığım duygulardı bunlar. Bir an geçmişe döndüm ve kendime, hayatıma tarafsızca bakıverdim. Ne kadar çok plan, program yaparak gerçek rehberin sesini kısmışım bu hayatta.

Ne kadar az almışım diğerlerinin sorumluluğunu almaktan, kendi sorumluluğumu almayı.

Ne kadar çok dinlemişim kendimi, dinlemek yerine diğerlerini.

Ne kadar çok alıkoymuşum kendimi doğru ve başarı peşinde koşmaktan, sevilme ve onaylanma ihtiyacından duygularımı, benliğimi ve arzularımı yaşamayı.

Her şeyi o kadar çok iyi biliyor ve planlıyoruz ki limitli zihinlerle. Bu yüzden de büyük tablo, asıl plan gözükmüyor. Peki bu bir seçim değil de ne? Debelenmek veya Allah’a teslim etmek…

Sen hangisini seçiyorsun?

Kendinin, potansiyellerinin, duygularının ne kadarını yaşıyorsun?

Hayatın ne kadar içindesin?

Çabasızca yaratmak mümkündür. Sen yeter ki niyetinde net ol. Yapman gerekeni yap ve teslim ol.

 

İlginizi çekebilir: Her şey zıddıyla var olurken özgürlük nedir?

Tuba Kaytaş: Türkiye’nin ilk nefes koçlarından olan Tuba Kaytaş, Beden Eğitimi Spor Yüksek Okulu’ndan mezun oldu. İlk nefes eğitimini 2005 yılında Judith Kravitz’ten aldı. Nefesin hayatına ve kendisine yaptığı muazzam değişikliği fark edince deneyimlediği tüm güzellikleri insanlarla paylaşabilmek için yoluna nefes eğitmeni olarak devam etmeye karar verdi. 2009 yılında Ommira Kişisel Gelişim Merkezi’ni kurdu. Bu süreçte yaptığı çalışmaları ve deneyimlediklerini Özgür Kocaeli Gazetesi’nde kişisel gelişim konularında yazılar yazarak paylaştı. Yıllardır içinde bulunduğu nefes seminerlerinin ardından bilgi ve tecrübelerini 2012 yılında yayımlanan ilk kitabı Nefes’le Mucizelere Giden Yol adlı kitabında topladı. Araştırmacı ve yenilikçi bakış açısıyla, nefesle ilgili her konuyla ilgilenerek yoluna devam eden Kaytaş, Nefesimizin düşüncelerimizi etkilediğini fark edince kendi yöntemini geliştirip nefesi duygularla bütünledi. 8 yıllık çalışmaları ve eğitimleri sonucu geliştirdiği Nefs-i Terapi yöntemini aynı isimli kitapla paylaşmaya karar verdi. 3. Kitabı olan Bedenin Şifresi ile okuyucularına bedeni tanımanın ve şifanın yollarını sundu. 4. Kitabı olan 1 ile ilişkilere farklı bakış açısıyla bakabilmeye rehber oldu. Türkiye’nin İlk Transformal Nefes Koçları’ndan olup, daha sonra kendi sistemini kuran Kaytaş, nefesin en doğal halini Bütünsel Nefes’te birleştirdi. Şu anda Nefes Kampları düzenliyor, sorgulanabilir sertifikalı olan Profesyonel Nefes Uygulayıcılık Eğitimleri veriyor ve kendi sitesi olan www.nefesatolyesi.com da yazı yazmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale