X

Apple, farklı etkinliklerle Avrupa Kod Haftası’nın onuncu yılını kutluyor

Kod yazma yoluyla problem çözme, yaratıcılık ve iş birliği becerilerini kutlamak için Avrupa’nın her yerinden eğitmenler, öğrenciler, politika yapıcılar ve kod yazma tutkunlarıyla birlikte çalışan Apple, Avrupa Kod Haftası’nı ilk günden bu yana gururla destekliyor. Avrupa’da kod yazma ve dijital becerilerin önemini öne çıkaran gönüllü ve topluluk etkinlikleri onuncu yılını kutluyor.

Apple, eğitmenlerin Avrupa Kod Haftası’nı kutlamalarına yardımcı olmak için Celebrating You Eğitmen Kılavuzu’nu ve Inclusive App Design etkinliğini hazırladı. Öğrencilerin önemli buldukları bir yeri veya geleneği kutlamaları için kişiselleştirilen Celebrating You’da, öğrencilerin Swift Playgrounds’da kendi örnek uygulamaları için kod yazmalarını sağlayan bir başlangıç projesi bulunuyor. Kılavuz bölgedeki 18 ülkenin diline çevrildi. Bu diller arasında ilk kez Ukraynaca da yer alıyor. Bu kılavuza ek olarak sunulan Inclusive App Design kılavuzuysa öğrencilerin tutkularını ve fikirlerini, kapsayıcılığı ve erişilebilirliği göz önünde bulunduran uygulamalara dönüştürmelerine yardımcı oluyor.

Teknolojinin etkili kullanılmasının tüm öğrencilerin potansiyelini ortaya çıkarabileceğine inanan Apple kırk yıldan uzun süredir öğretmenlerle birlikte çalışıyor. Apple ve birlikte çalıştığı eğitmenler, yeni Apple Education Community’den Everyone Can Code kaynaklarına ve Swift Playgrounds uygulamasına kadar birçok alanda, kod yazma aracılığıyla yaratıcılığın öğrencilerin katılımını nasıl artırabileceğine ve öğrenim sonuçlarını nasıl iyileştirebileceğine bizzat tanıklık etti.

“Apple olarak, kod yazmanın evrensel bir dil, eleştirel düşünceyi teşvik eden, yaratıcılığı tetikleyen ve olanakları ortaya çıkaran vazgeçilmez bir araç olduğunu düşünüyoruz. Avrupa Komisyonu’nun kod yazmaya erişimi farklı arka planlara ve becerilere sahip tüm öğrencileri kapsayacak şekilde genişletmek için yaptığı çalışmaları desteklemekten gurur duyuyoruz.” diyen Apple Global Geliştirici İlişkileri ve Eğitim ve Kurumsal Pazarlamadan Sorumlu Başkan Yardımcısı Susan Prescott sözlerini şöyle sürdürdü: “Hem yeni hem de deneyimli geliştiricilerin kendi topluluklarında ve dünya genelinde önemli buldukları sorunlara çözüm getiren uygulamalar geliştirebilmeleri için tüm öğrencilere kod yazmanın temellerini öğretmekten uygulama geliştirmeye kadar her konuda kod yazma kaynakları sağlamakta kararlıyız.”

Swift Playgrounds, öğrencileri yazdıkları ilk kod satırından Apple’ın güçlü ve kullanımı kolay modern programlama dili Swift ile ilk uygulamalarını geliştirmeye kadar götürüyor. Apple’ın Everyone Can Code kaynakları ise öğrencileri kodun arkasındaki konseptlerle tanıştırıyor ve aygıt içi egzersizler sayesinde kod yazma ve problem çözme konusunda pratik yapma olanağı sağlıyor. iPad’deki yerleşik erişilebilirlik özellikleri, farklı beceri düzeylerinden tüm öğrencileri desteklemek için görme engeli veya görme bozukluğu olan öğrencilerin kabartmalı Braille alfabesiyle yazdırılabilen dokunsal grafiklerle kod yazma bulmacalarını çözmelerine imkan veriyor.

Remedello, İtalya’daki Liceo Scientifico Bonsignori lisesinde matematik ve fizik öğretmeni olan Chiara Franceschini şöyle söylüyor: “Kod yazma, öğrenci gelişimini uyarlanabilirlik, sabır ve beceriklilik gibi birçok açıdan iyileştirebiliyor.” Franceschini de Apple Distinguished Educator Giovanna Busconi’nin desteğiyle öğrencileriyle birlikte kod yazmayı öğreniyor. “Swift Playgrounds sayesinde birlikte öğrenebiliyoruz. Her problem birçok farklı yolla çözülebiliyor. Bu nedenle öğrencilerin kod yazarken çözüm mantığı ve izledikleri yaklaşım hakkında birbirleriyle konuşmaları gerekiyor. Herkese birçok şey katan bu deneyim, öğrencilerimin soru sormanın ayıp olmadığını, problemlerin çözümüne birlikte çalışarak, yaratıcı bir şekilde ulaşılabileceğini anlamalarını sağlıyor.”

Gelecek için kod yazma

Kod yazmak, sınıf ortamının dışında da iş gücüne hazır olmak için kritik önem taşıyan bir araç. 2021’de Avrupa’da 2,2 milyon iş olanağı yaratan ve küçük işletmelerin hiç olmadığı kadar büyük başarılara ulaşmasına yardımcı olan iOS uygulama ekonomisi, ekonomik büyümeye ve fırsatlara öncülük etmeyi sürdürdü.

Apple akademik ve profesyonel destek programları aracılığıyla uygulama geliştiricilerine hem birer öğrenci hem de girişimci olarak kod yazma becerilerini geliştirme konusunda yardımcı olmak için çalışıyor.

2016’da Napoli Federico II Üniversitesi ile iş birliğiyle açılan Napoli Apple Developer Academy, kod yazma, tasarım ve profesyonel becerileri kapsayan ve öğrencileri kendi işlerini kurmaya hazırlayan dokuz aylık ücretsiz bir eğitim programı sunuyor. Program bugüne kadar 60 ülkeden 2000’den fazla mezun verdi. Ayrıca 3000 öğrenci de Apple’ın Avrupa’daki üniversiteler ve kâr amacı gütmeyen kuruluşlarla birlikte sunduğu dört haftalık kurslara katıldı.

Apple Developer Academy’nin yanı sıra Apple, 2018’de Fransa’da başlayarak şu anda bölgedeki 30 ülkede sunulmakta olan App Store Foundations Program aracılığıyla Avrupalı girişimciler için çeşitli fırsatlar yaratıyor. Program geçen ay kadın kuruculara odaklanarak Birleşik Krallık’ta da sunulmaya başladı. Bugüne kadar programa toplam 1000’den fazla Avrupalı geliştirici katıldı.
App Store Foundations Program’i tamamlayan Alman uygulama geliştiricisi Leonard Mehlig, Swift’te kod yazmayı kendi kendine öğrendi. Mehlig, kullanıcıların günlerini planlamalarına, görevler oluşturmalarına ve dikkati dağıtan unsurları ortadan kaldırarak hedeflerine ulaşmaya odaklanmalarına yardımcı olan Structured adlı uygulamayı geliştirebilmesini, bu programda edindiği becerilere borçlu olduğunu söylüyor. “Profesyonel hayatımdaki her şey, günün birinde kod yazmayı öğrenmeye karar verdiğim için oldu.” diyor Mehlig. “Apple’ın Dünya Geliştiriciler Konferansı’na katılmak için California’ya gidebildim, inanılmaz şirketlerde çalıştım, bilgisayar bilimini öğrendim ve sonunda Structured’ı geliştirmeyi başardım.”

“Kod yazmayı öğrenmenin en iyi yolunun bir uygulama fikri bulduktan sonra onu adım adım geliştirmek olduğunu düşünüyorum.” diye ekliyor Mehlig. “Swift’te gerçek sonuçları çok erken bir aşamada görebiliyor ve yol boyunca değişiklik yapabiliyorsunuz. Kod yazarak, neredeyse hiç araç kullanmadan dünyanın öbür ucundaki insanlar üzerinde gerçek bir etki yaratabilecek olağanüstü birçok şey geliştirebilirsiniz.”

Fransa’da 2019’dan bu yana Simplon ile birlikte çalışan Apple, iş bulmak isteyen, farklı arka planlara sahip kişiler için ücretsiz uygulama geliştirme ve kod yazma eğitimleri de sunuyor. Eylül 2022’de başlayan yeni Advanced Apple Foundation Program, kod yazma kaynaklarını çıraklık fırsatlarıyla bir araya getirerek öğrencilerin iş gücünde gerçek deneyimler yaşamalarına imkan tanıyor. Program katılımcıları programı tamamladıklarında uygulama geliştirme alanında sektör düzeyinde geçerli Bac+3 sertifikasına sahip olacak.

“Teknoloji sektöründe sayısız fırsat var. Bu nedenle iş arayan kişileri bu alanda eğitmek, kendi kariyer yollarını belirlemelerini ve potansiyellerini keşfetmelerini sağlamanın en iyi yolu.” açıklamasını yapan Simplon Kurucu Ortağı ve Başkanı Frédéric Bardeau sözlerine şöyle devam etti: “Apple Foundation Program ve App Store’un olağanüstü ekosistemi sayesinde öğrencilerimiz becerilerini güçlendiriyor ve mobil uygulama geliştirme alanında profesyonelleşebilmek için gereken araçlara sahip oluyor.”

Apple, Kod Haftası boyunca Avrupa’daki mağazalarda sunulan Swift ile Tanışın etkinliklerinin sayısını iki katına çıkararak müşterilerin kod yazmayı öğrenmelerini her zamankinden daha kolay hale getiriyor. Bu etkinlik Apple’ın Today at Apple programı kapsamında yıl boyunca sunuluyor. Today at Apple, tüm Apple Store’larda Creative Pro’lar tarafından yönetilen ve müşterilerin Apple ürünlerini kullanarak yaratıcı projelerini ve sanatsal tutkularını nasıl geliştireceklerini öğrenmelerine yardımcı olan bir program. Geçtiğimiz beş yıl içinde Apple bölgede internet üzerinden ve yüz yüze olmak üzere 60.000’den fazla Today at Apple kod yazma etkinliğine ev sahipliği yaptı.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale