X

Anneanneniz, babaanneniz hep yanınızda: Artık hayatta olmasalar da onlar sizinle yaşıyor

Anneannem bende yaşıyor. Anneanne yazılır, anane okunur, söylenir…

Bu sözü söylerken burnunuz sızlıyorsa, boğazınıza bir düğüm geliyorsa, gözleriniz yaşlanıyorsa, şıpır şıpır damlalar akıyorsa siz de benim gibi anneanne ile büyümüşsünüz, onun kıymetli torunu olmuşsunuzdur. Gerçi anneannemin torunlarını ayırt ettiğini hiç sanmıyorum, sadece şartlar gereği benim üzerimde emeği çok diyebilirim. 

Canım anneannem; çakmak çakmak yeşil gözleri, hokka burnu vardı. Adı Ayşe idi ancak; nüfusunda Hatice yazıyordu. Annesi İkbal Ninemi hayal meyal hatırlıyorum. İkbal Nine’yi 9-10 yaşlarında erkek kardeşiyle birlikte Kafkaslar’dan hayatta kalsınlar diye gemiye koyup İstanbul’a yollamışlar. Anneannemin annesi, savaş zamanları çok küçük yaşta yetim kalmış. 

Anneannem; Cumhuriyet’in ilan edildiği yılda doğdu, ATA öldüğünde 15 yaşındaydı, ilk çocuğu, büyük dayımı kucağına 20 yaşında aldı. Ardından altı çocuk daha doğurdu. İkiz kızlarını, doğumlarından çok kısa süre sonra kaybetti. Subay eşini çok sevdi. Kocasının onu sevdiğini hissetmediğini bir gün anneme itiraf etti. 

Büyük oğlunun kızı, ilk torununu 42 yaşında kucağına aldı. Sevgili eşinin hastalıktan ayakları kesilince ona özveriyle baktı. 53 yaşında dul kaldı, eşinin vefatından 6 ay sonra dördüncü torununu (beni) kucağına aldı. Yaşayan iki erkek, üç kız, beş çocuğun anası oldu. Üvey ağabeylerimi de sayarsak (ağabeylerimi ayırmazdı, kendi annesinden annesizliğin ne olduğunu biliyormuş) dokuz torunu oldu, 72 yaşında vefat etti.

Vefat etti ve ben cenazesine gidemedim.

Anneannem vefat ettiğinde 18 yaşımdaydım. Üniversite giriş sınavına ikinci kere hazırlanıyordum. Babamın işi nedeniyle o dönem ailece Adana’da yaşıyorduk. Cenaze İstanbul’daydı.

Annem cenazeye kardeşimle gitti, bana kimse sormadı, ben de gidip gidemeyeceğimi kimseye soramadım. Daha önce tek başıma evden kaçan ben… Anneannem vefat ettiğinde acıdan kaçtım, cenazeye gitmedim, yasımı yaşamadım.

Geçen hafta sonu aldığım eğitimde; kıymetli eğitmen; “Bazen birey hayatta kalabilme stratejisi izler ve acısını, yasını erteler.” dedi. İçimde bir şeyler oldu. Yaşamak için acıyı ertelemek… Yaklaşık 25 yıl yas ertelenir mi? O zamanlar üniversite sınavını kazanmaya sarılmam şu an fark ediyorum ki benim için anneannemin vefatının derin acısıyla yüzleşmekten alıkoymuş beni… Ve daha ötesi, bu yası bunca yıl ertelemişim. Yas yaşanması gereken ne kadar önemli bir duyguymuş şimdi anlıyorum.

Bir küçük bebeğin, çocuğun derinden bağlanarak yakın ilişki kurduğu anneannesi, babaannesi, dedesi kim varsa çok önemli bu hayatta…

Eğitmenin bir sözü de; henüz bilişsel hafızamızın oluşmadığı dönemde en yakın olan annemizin ve anneannemizin duygularıyla dolanık hale gelmiş olmamızdı. Bu da bende çok şey uyandırdı. 

Yaptığımız çalışmada; anneannemin kaybettiği ikiz kızlarının yasını da aldığımı fark ettim. Sevgi benim için ölümüne sevmekten geçiyordu. Ve nihayet yıllardır aradığım soruya cevap geldi. Her aşık olduğumda bir tarafım ölüyor, sonra yeniden anka kuşu misali küllerimden doğuyordum. Anneannemin enerji alanından ve mitokondrisinden aldığım duyguların dolanıklığı bitti. Artık ölümüne sevda yerine, yaşamına sevda için hayattayım. Ama şimdi biraz yastayım… 

Sebepsiz akan gözyaşlarıma izin veriyorum. Anneannemin varlığını her an hissediyorum. Bebekliğimi bilen ve anneannemi tanıyan Neriman Abla’ya; “Anneannem nasıl bir kadındı?” diye sorarken “Mekanı cennetlik!” demesi ve o anda evde beliren tüy sanki anneannemden gelen bir selam şimdi.

Bütün bunları yazmamın sebebi; canım anneannemi anmak, kendi şifamı yazarak yaşamak ve size de farkındalık sağlaması, şifa olması niyetiyle…

Tüm anneanne, babaanne, dedelere selam olsun, mekanları cennet olsun. 
Emeklerine minnettarım!

Not: Bugün bilim mitokondriyi hücreye enerji veren santralın anneden geçtiğini ispatladı. Yani annem, anneannem her birimizde vefat etmiş olsa dahi yaşıyor. Anneannem bende yaşıyor!

Hayat enerjisi anneden geçer

Mitokondri hücre içindeki organellerin en karmaşık ve ilginç olanlarından biri. Kendine has DNA’sı var, kendine özgü kişiliği var, kendisine has proteinleri var, çalışma mekanizması ve prensibi var. Hem enerji üretir, hem hücreyi ölümlerden korur, bölünür, çoğalır, hücre içinde dolaşır, nerede enerji lazımsa oraya gider. Hücre içinde sanki annemizmiş gibi çalışmaya biz ölünceye kadar devam eder. Ve her kadın, mitokondrisini çocuğuna armağan eder, dolayısıyla hayat enerjisi anneden anneye geçer.

Ayşe Arman’ın yaptığı röportaja buradan bakabilirsiniz. Hayat enerjisi anneden geçer bölümü alıntıdır

Sevgilerimle…

İlginizi çekebilir: Özgürleşmek isteyen cesur ruhlara: Çocuğun sana seni anlatıyor, duyuyor musun?

Hande Akın: 5 Şubat 1977 İstanbul doğumluyum. Şişli Terakki Lisesi’nde okudum. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo-TV Sinema Bölümü’nden mezun oldum. 15 yıl reklam sektöründe prodüksiyon ve müşteri ilişkileri yöneticilikleri yaptım. 28 yaşlarında başlayan sorgulama, kendimi keşfetme, tanıma, anlama maceramda 33. yaşım milat oldu. Reklamcılıkla vedalaştım. Aldığım ve almakta olduğum sayısını artık hatırlamadığım pek çok eğitim, seminer oldu. Kişisel gelişim alanında yaşam koçluğu yapmaya başladım yıl 2010... “Ben zamanı”nın kurucusuyum, Bu slogandan hareketle; EFT (Duygulardan Özgürleşme Tekniği), REGRESYON, Ezoterik şifa teknikleriyle harmanladığım kalbimin rehberliğinde özgün bireysel seanslarımın yanı sıra kişisel gelişime dair eğitimler, seminerler veriyorum. Kadın Olmak ve AŞK’a gel özellikle dişil enerji üzerine çalıştığım workshoplarım. İlham veren, motive eden, umudu yeniden yeşerten kitlelere özel konuşmalar yapıyorum. Kitabım “Kadın Olmak” 2014’te çıktı. 2015 ve 2016 yıllarında televizyon programı hazırlayıp, sundum. Akışta kalma deyimini içselleştirerek yapabildiğimce teslimiyetle gelişmek ve geliştirmek bana keyif veriyor. Birbirimizden öğrenerek, birbirimize destek vererek geliştiğimize, hepimizin birbirinden ilham aldığına ve her bireyin kendini şifalandırabileceğine inanıyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale