X

Black Friday kapıda: Alışveriş isteğinin arkasında yatan bilimsel gerçekler

Amerika’da başlayıp ülkemize de gelen milli bayramlarımızdan Black Friday’de Amerika’da 2016’dan bu yana yüz milyondan fazla kişinin mağazalarda ve e-ticaret sitelerinde yılın en iyi indirimlerini (duy da inanma) yakaladıkları bildirilmiş. Ülkemizde de Black Friday dayatması altında olduğumuz şu günlerde insanlara çoğu zaman ihtiyaçları olmayan şeyleri aldıran bu dürtülerin ne olabileceği üzerine kendimce küçük bir araştırma yaptım. Bu arada beni de sütten çıkmış ak kaşık falan sanmayın. Tabii ki her kadın gibi ben de giyinmeyi, alışverişi ve indirimleri seviyorum. Zaman içerisinde alışveriş alışkanlıklarım neyse ki biraz daha hedef odaklı hale geldi. Mesela bir cekete ihtiyacım varsa çıkıp sadece o ceketi arama ve vitrinde gördüğüm başka bir şeyin büyüsüne kapılmama mertebesine ulaştım sayılabilir. (Hala da çok net cümleler kurmuyorum farkındaysanız)

Satış gurusu ve yazar Geoffrey James’e göre insanları alışveriş yapmaya iten sebepler şöyle sıralanıyor.

  1. Açgözlülük ve hırs: Bunu alacağım ve kendimi ödüllendireceğim. Çünkü buna değerim.
  2. Korku: Bunu şimdi almazsam mahvolurum.
  3. Başkalarını düşünme: Bunu şimdi alarak başkalarına yardım etmiş olacağım.
  4. Kıskançlık: Ben almazsam başkası alacak.
  5. Gurur: Şimdi alırsam ilk ben almış olurum.
  6. Utanç: Şimdi almazsam aptallık etmiş olurum.

James’e göre tüm başarılı satış stratejileri bu yukarıda saydığımız duyguları ya yaratıyor ya da artırıyor. Potansiyel alıcının içinde potansiyel alışveriş anında bu duygulardan yeterli kadar barınıyorsa alışveriş kaçınılmaz oluyor.

1. Açgözlülük ve hırs

Davranış bilimleri araştırmacısı Vanessa van Edwards’a göre yeni bir şey satın aldığımızda ya da deneyimlediğimizde bedenimizde dopamin adı verilen bir hormon salgılandığı için o ayakkabıyı ya da elektronik cihazı aldığımızda kendimizi çok iyi hissediyoruz. Bu da açgözlülükle oldukça bağdaşan bir davranış çünkü açgözlülüğü yapma sebebimiz bedenimizdeki haz alma merkezini aktive etmek ve bu vesileyle kendimizi iyi hissetmek. Arkadaki yatan duygu “Ben buna değerim”.

2. Korku

Birçok dükkan size bunu hissettirmek için adeta yarışıyor. “Bunu şimdi almalısın çünkü bir daha asla bu fiyata bulamazsın.” “Bir daha bu markanın tarihinde asla böyle bir indirim olmayacak” diye. O zaman da içimizi bir korku kaplıyor. Tam da bu sebeple özellikle Amerika’da Black Friday döneminde millet bu soğukta saatlerce sıra bekliyor çünkü o fiyatları bir daha asla yakalayamayacaklarından korkuyorlar. “Şu anda ihtiyacım yok ama ya ilerde olursa ve o zaman da asla bu kadar ucuza bulamam” diyerek çoğu zaman birçok gereksiz şeyi alma kararı veriyorlar. Şimdi aldığınız ama hiç kullanmadığınız şeyleri nasıl bir motivasyonla aldığınızı hatırlasanıza. Ben geçmişte özellikle yurt dışında bir outlette alışveriş yaparken bu kafayla neler neler aldığımı çok iyi hatırlıyorum. Sonradan “iyi ki o zaman almışım ucuza, bak nasıl ihtiyacım oldu” gibi bir durum da açıkçası hiç olmadı.  

3. Başkalarına iyilik yapıyorum duygusu

Mesela hybrid bir araba alarak çevrenin korunmasına yardım etme duygusu ya da yerel üreticilere destek olmak için yaptığımız alışverişler gibi. İşin ucunda sosyal sorumluluk varsa çoğu insan için alışveriş kaçınılmaz.

4. Kıskançlık

Ben almazsam başkası alacak. Rekabet duygusu. Mangal yapmayı seven ve her türlü mangal teçhizatına sahip bir koca için mahallede onun mangalından daha havalı ya da büyük bir mangal olması üzücü bir durumdur. Bu sebeple yeni teknoloji bir mangal çıkmışsa o mutlaka alınacaktır. Çünkü rekabetin kazanmasına izin veremeyiz.

5. Gurur

İlk olma duygusu. İnsanlar kendilerine saygınlık kazandıracak ürünleri almayı seviyorlar. Özellikle Apple ürünlerinde sıkça gördüğümüz bir durum.  Apple store’ların önünde geceden kamp kuranları hatırlayacaksınız. İşte bunlar hep ertesi gün ofise o yeni cihazla gitmek için. Herkese en yeni ve en harika ürünü almış olduklarını göstermek için. Yeni bir şeye sahip olma isteğinin ardında birçok duygusal enerji ve markaya olan bağlılık ve gurur da var. Özellikle en sevdikleri markayı sadakatle desteklemek isteyen birçok insanın olduğunu biliyoruz.

6. Utanç

Tam tersi olarak da o ürünü şimdi almazlarsa aptal durumuna düşmekten korkan bir kitlenin varlığını da biliyoruz. Bu korku duygusuyla biraz karışsa da aslında farklı. Burada diğer insanları alırken görmek ve kendileri de almazlarsa kendileri için iyi olmayacağını düşürmek yatıyor.

Yarın akşam Black Friday çılgınlığına kapılmadan önce bu yazıyı size yetiştirebildiysek ne mutlu bize. Geoffrey James’in insanları alışveriş yapmaya iten 6 duygu konulu yazısına buradan ulaşabilirsiniz:

 Herkese şimdiden harika bir hafta sonu diliyorum.

Görseller: Confessions of a Shopaholic / IMDB

Özlem Sökmen: Koşucu, anne, sokak hayvanı aşığı, eğitmene dönüşmüş ex İnsan Kaynakları insanı. TED Ankara Koleji ve Hacettepe Üniversitesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı mezunu. Unilever, Turkcell, Lafarge, BC ve Arçelik gibi birçok çok uluslu şirketin İnsan Kaynakları departmanında 20 yıl boyunca yerel, bölgesel ve global düzeyde yönetsel kadrolarda görev aldı. Kurumsal hayata en büyük hayali olan “iş hayatına yeni atılanlara profesyonel hayatı ‘hack’lemeyi öğretme aşkıyla” veda etti. Personal Best isimli şirketin kurucusu ve aynı isimli eğitimin yaratıcısı. 2016’da 3 adet uluslararası maraton koşmuş olan Özlem, 15 yaşında bir kız ve sokaktan sahiplenilmiş iki kedi ve iki köpek annesi. İşi, kızı ve sevdikleriyle geçirdiği zamandan arta kalan her anını ormanda, koşu pistlerinde geçiriyor ve genel olarak güzel yemekler, güzel şaraplar ve güzel tatiller için yaşıyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale