X

Alfa kuşağı bakım ve güzellik ürünlerine çok mu düşkün?

Dijital kuşak olarak da bilinen alfa kuşağı, 2010-2024 yılları arasında dünyaya gelmiş olan bireyleri kapsıyor. Bu kuşağın üyeleri, teknoloji dünyasının hızla geliştiği bir dönemde dünyaya gözlerini açtıkları için teknolojik cihazlarla ve hizmetlerle iç içe büyüyorlar. Bu durum sonucunda da Alfa kuşağının iletişimden eğitime kadar birçok alanda diğer jenerasyonlara göre farklı bir yapıya sahip olduğunu fark edebiliyoruz.

Örneğin, bu kuşak hızlı teknolojik gelişmeler sayesinde daha esnek ve yaratıcı tutumlar sergileyebiliyor. Aynı zamanda, bu kuşağın dijital dünyanın etkisi altında kalarak bakım ve güzellik ürünlerine de kendilerinden büyük kişilere göre daha çok ilgi gösterdiğini de belirtebiliriz. Bu yazımızda, Alfa kuşağının cilt bakım pazarına nasıl dahil olduğunu ve kozmetik ürünlerine yönelik cömert para harcayışını derinlemesine inceliyoruz.

Alfa kuşağı güzellik ve cilt bakımı sektörünü ele geçiriyor

Alfa kuşağı yani günümüzün çocukları, yaşlanma karşıtı serum ve peeling gibi cilt bakım ürünlerine yetişkinlere göre daha çok para harcıyor. Bu harcama alışkanlığını geliştirmiş olan Alfa kuşağı çocuklarına da ‘’Sephora kids’’ yani ‘’Sephora çocukları’’ deniyor. Sephora çocukları, birden fazla cilt bakım ürününü bir araya getirerek kapsamlı bir bakım rutini geliştiren gençleri tanımlıyor. Bu trend, adını Sephora isimli kişisel bakım ve güzellik ürünleri satan popüler Fransız perakendecisinden alıyor. Alfa kuşağı, Sephora’ya düzenli olarak giderek parfümden ojeye, vücut bakım ürünlerinden saç bakım ürünlerine kadar birbirinden farklı kozmetiklere para harcıyor.

Teknoloji meraklısı Sephora çocuklarının 2023’te kozmetik ürünlerine yaklaşık 4.7 milyar dolar harcadığı biliniyor. Alfa kuşağının bu üyeleri, makyaj ve cilt bakım dünyası yeni trendlerle şekillendikçe bu eğilimleri yakalamak ve markalara ayak uydurmak için fazlasıyla efor sarf ediyorlar.

Çoğu Alfa kuşağı bireyi, yaşına uygun kozmetiklerden yana tercih yapıyor. Bu çocuklar ve gençler makyaj kategorisinde en çok dudak parlatıcısına para harcarken rimel ve göz farları da Alfa kuşağı üyeleri arasında oldukça yaygın. Her ne kadar dudak parlatıcısı, rimel ve far bu jenerasyon için değerli olsa da bu bireylerin çok fazla makyaj ürünü kullanmadığını belirtmeliyiz. Bir diğer yandan, ergenlik dönemine yeni giren bazı genç kızlar fondöten, kapatıcı ve bronzlaştırıcı gibi ürünlere yönelebiliyor.

Cilt bakımı dünyasını incelediğimiz zaman Alfa kuşağının yüz temizleyicilerine ve losyonlara fazlasıyla para harcadığını fark edebiliyoruz. Her ne kadar bu jenerasyonda serum, kil maskesi ve yüz yağı gibi daha gelişmiş ürünler daha az tercih edilse de dört Alfa kuşağı üyesinden birinin bu ürünleri de kullandığını belirtmeliyiz. Ayrıca, ergenlik dönemindeki bireyler bu ürünlerle birlikte güneş kremlerine, sivilce bantlarına ve soyulabilir maskelere de fazlasıyla para harcıyor.

Alfa kuşağının marka seçimini inceleyecek olursak Maybelline, L’Oréal ve Revlon’un makyaj kategorisinde ön planda bulunduğunu hızlıca algılıyoruz. Cilt bakım dünyasında ise CeraVe, Neutrogena, Cetaphil ve Aveeno bu jenerasyonun tercihleri arasında bulunuyor.

Alfa kuşağının güzellik ve cilt bakım ilgisinin kaynağı ne?

Ebeveynlere göre, Alfa kuşağı kızlarının %62’si makyajla ilgilenirken bu kızların %66’sı cilt bakımıyla ilgileniyor. Ayrıca, bu kızların ergenliğe girmesiyle cilt bakımına olan ilgileri de artıyor. Peki, güzellik ve bakım ürünlerine yönelik bu ilginin arkasında ne bulunuyor?

Alfa kuşağının güzellik ve cilt bakım ürünlerine bu kadar çok para harcamasının temel sebebi sosyal medya ve akran etkisi. Bu jenerasyonun üyeleri, başta TikTok ve YouTube olmak üzere çeşitli sosyal medya platformlarında fazlasıyla vakit geçiriyor. Bu platformlarda da her hafta farklı bir bakım veya makyaj trendi ortaya çıktığından ötürü bu bireyler bu eğilimleri yakalamak istiyorlar. Bu istek doğrultusunda da kozmetik ürünlerine yapılan harcamalar hızla artıyor. Sosyal medyayla birlikte, arkadaşlarının çeşitli kozmetikleri kullandığını fark eden Alfa kuşağı bireyleri de bu durumdan etkilenerek güzellik ve cilt bakım dünyasına adım atıyor.

Bu jenerasyonun bireyleri, hem eğlenmek hem de ciltlerini iyileştirmek ve sivilce gibi cilt sorunlarını çözüme kavuşturmak amacıyla bu ürünlere başvuruyor. Bu genç bireyler, cilt problemlerini etkili bir şekilde çözme amacı doğrultusunda kaliteli markaları ve ürünleri tercih etmeye özen gösteriyorlar.

Ebeveynler ve dermatologlar Alfa kuşağının kozmetik ürünlere düşkünlüğü hakkında ne düşünüyor?

Beş ebeveynden biri, çocuğunun tercihlerine güvenmeyerek çocuğu için gerekli markaları ve ürünleri kendi başına seçiyor. Her ne kadar Alfa kuşağının güzellik ve cilt bakım ürünlerine yönelik ilgisi hakkında pek çok olumsuz eleştiri bulunsa da ebeveynlerin çoğu bu ilgiyi olumlu bir şekilde değerlendiriyor. Bu jenerasyona ebeveynlik yapanlar, bu ilginin çocuklarının yaşına uygun olduğunu, kozmetik ürün kullanımının çocuklarının öz güvenini artırdığını ve bu ürünlerin onlara tutku duyabilecekleri bir şey verdiğini belirtiyor.

Ebeveynlerden gelen olumlu değerlendirmeye ek olarak, bazı yetişkinler bu ilginin Alfa kuşağını çok fazla para harcamaya ve çok hızlı büyümeye yönelttiğini ifade ediyor. Ayrıca, bu ilgi yüzünden gerçekçi olmayan güzellik standartları benimsenebiliyor ve belirli bir yaş için güvenli olmayan ürün kullanımı açığa çıkabiliyor.

Dermatologlar da Alfa jenerasyonunun cilt bakım ve güzellik ürünlerine olan ilgisine dair endişelerini dile getiriyor. Dermatologlara göre, bu ürünler daha olgun ciltler için formüle edildiklerinden ötürü genç bireylerin hassas ciltlerine zarar verebilecek bir potansiyele sahip. Bu nedenle, her ebeveynin Alfa kuşağının bir üyesi olan çocuğunun cilt bakım ve güzellik harcamalarını bilinçli bir şekilde kontrol etmesi büyük bir önem taşıyor.

 

İlginizi çekebilir: Annelerimizden öğrendiğimiz güzellik sırları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale