Akran zorbalığı nedir?: Nedenleri, sonuçları ve zorbalığı önlemenin yolları

Zorbalık, kasıtlı olarak yapılan ve güç veya kuvvet dengesizliğini içeren saldırgan davranışları içerir. Çocuklarda akran zorbalığı, bir veya daha fazla çocuğun, fiziksel, sözlü veya duygusal olarak bir başka çocuğa kasıtlı olarak zarar verme ya da rahatsızlık yaratma eylemidir. Teknolojinin gelişmesi ve telefon, tablet, bilgisayar gibi elektronik aletlerin küçük yaştaki çocuklar tarafından da kullanımının artması ile siber zorbalık türü de yaygınlaşmaktadır.

Akran zorbalığı genellikle okul sınırları içerisinde görülebilir, ancak oyun alanları, parklar, sosyal medya hesapları gibi çocukların zaman geçirdikleri farklı sosyal ve online çevrelerde de meydana gelebilir. Fiziksel olarak daha güçlü, uzun veya kilolu olan bir öğrencinin, nispeten kendinden daha güçsüz görünen bir başka öğrenciye kaba kuvvet uygulaması ya da arkadaş ortamında bir çocuğun sosyal olarak dışlanması akran zorbalığının en yaygın örnekleri arasındadır.

Akran zorbalığın nedenleri ve olası sonuçları

Akran zorbalığı, birçok farklı nedeni olabilecek karmaşık bir sorundur ve okul öncesi dönemden lise çağına kadar farklı yaş gruplarında görülebilir.

  • Güç dengesizliği
  • Ailevi problemler
  • Duygusal sorunlar
  • Medya etkisi
  • Arkadaş grubu baskısı
  • Rekabet ortamı gibi unsurlar akran zorbalığının olası nedenleri arasında gösterilebilir. Öte yandan, akran zorbalığına katkıda bulunan başka faktörler de olabilir. Birtakım kişisel sebeplerden dolayı da çocuklar birbirine zorbaca davranışlar da bulunabilir.

Mağdur olan yani zorbalığa maruz kalan çocuklar, bu zorba davranışlar nedeniyle stres, endişe, düşük özgüven, depresyon, düşük benlik algısı, akademik başarısızlık, okul korkusu ve hatta intihar girişimi gibi ciddi sorunlarla yüzleşmek zorunda kalabilirler. Bu nedenle, zorba davranışların arkasındaki nedenleri anlamak ve onları önlemek için çalışmalar yapmak oldukça önemlidir.

Akran zorbalığı nasıl önlenir?

Öğretmenlere ve ebeveynlere bu konuda pek çok görev ve sorumluluk düşmesinin yanı sıra çocukların da kendilerini korumak için bazı adımlar atmaları gerekir. İşte öğretmenlerin, okul yöneticilerinin ve ebeveynlerin bu konuda yapabilecekleri:

  • Okullar ve sınıflar öğrencilere güvenli bir öğrenme ortamı sunmalıdır. Öğretmenler ve okul yöneticileri, zorbalığın okulda kabul edilemeyeceğini ve bu tür davranışların sonuçları olacağını öğrencilere açıkça hatırlatmalıdır.
  • Uyum sağlamakta zorlanan veya arkadaş bulmakta güçlük çeken öğrenciler için öğretmenler öğrenciler arasında arkadaşlıkların kurulmasına yardımcı olabilir. Bu konuda rehber öğretmenlerin iyi bir gözlemci olmaları önemlidir.
  • Öğretmenler veya okul yöneticileri öğle aralarında veya teneffüslerde öğrencilere verimli ve keyifli olabilecek ekstra görev ve sorumluluklar sağlayabilirler; böylece çocuklar yalnız hissetmezler ve zorbalığa hedef olma riski taşımazlar.
  • Öğretmenler ve yöneticiler, tuvaletler, kalabalık koridorlar, servis alanları, okul bahçesi gibi alanları denetimsiz bırakmamalı, olası bir zorbalık ihtimalini hissettiklerinde müdahale etmelidirler. Zorbalık, yalnızca sınıf ortamında değil, öğrencilerin nispeten daha az gözetildiklerini düşündükleri yerlerde de meydana gelebilir. Bu konuda, okuldaki güvenlik personeli ve servis şoförleri ve hosteslerinin de bilgilendirilmesi önemlidir.
  • Veliler ile sürekli iletişim halinde olunmalı; alınan önlemler, zorbalığı önlemeye yönelik çalışmalar, etkinlikler, ebeveynlerle paylaşılmalı ve yaşanan zorbalık olayları ile ilgili hem mağdur olan hem de zorbaca davranan öğrencinin anne-babası veya birincil bakımvereni mutlaka bilgilendirilmelidir.
  • Ebeveynler, çocuklarının zorbalığa maruz kalıp kalmadığına dair işaretleri dikkatlice gözlemlemelidir. Zorbalığa uğrayan çocuklar genellikle okulla ilgili konuşmak istemezler veya okula gitmemek için bahaneler uydurabilirler. Ayrıca, yoğun stres, kaygı ve depresyon semptomları gibi olumsuz duygulara sahip olabilir ve davranış bozuklukları sergileyebilirler.
  • Çocukların kendilerini okulda olduğu gibi ev ortamında da güvende hissetmeleri ve yardım alabileceklerini bilmeleri, yalnız olmadıklarını fark etmeleri önemlidir. Bu nedenle anne-babaların çocuklarıyla açıkça konuşması ve bir sorun yaşadıklarında onlarla paylaşabileceklerini söylemeleri kritik bir role sahiptir.
  • Teknoloji hızla ilerlerken çocukların zaman geçirdikleri sanal mecraların ebeveyn denetiminde olması çok önemlidir. Bu nedenle ebeveynler teknolojik sınırlar koyarak, çocuklarına siber zorbalık hakkında bilgi vererek ve birçok platformda artık mevcut olan çocuk filtrelerini kullanarak bu önlem alabilirler.
  • Öğrencilerin, herhangi bir zorbalığa maruz kaldıklarında ya da bir zorbalık örneğine tanık olduklarında bunu bildirmeleri önemlidir. Öğretmenlerine, okul yönetimine, ebeveynlerine veya güvendikleri bir yetişkine yaşadıkları olumsuz deneyimi anlatarak yardım isteyebilirler. Bu konuda yetişkinlerin çocukları bilgilendirmeleri, yönlendirmeleri ve cesaretlendirmeleri önemlidir.
  • Ayrıca öğrencilerin, mümkün olduğunca okul ortamında veya okul dışındaki sosyal çevrelerinde yetişkin denetimi olmayan yerlerden kaçınmaları ya da özellikle küçük yaştaki çocukların yalnız kalmamaya özen göstermeleri zorbalığın ortaya çıkma riskini azaltabilir.

Son olarak uzun süre zorbalığa maruz kalmış çocuklarda ciddi psikolojik ve duygusal açıdan çeşitli olumsuz semptomlar görülebileceği için durumun açığa çıkması ile beraber profesyonel bir destek alınması oldukça önemlidir.

İlginizi çekebilir: Çocuklarınızın psikolojik dayanıklılığını geliştirmenin yolları

Uplifers
Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!