X

Akıllı riskler almak hayatınızı ve mutluluğunuzu nasıl etkiliyor?

Türk Dil Kurumu sözlüğünde risk kelimesi “zarara uğrama tehlikesi” şeklinde tanımlanıyor. Gerçekten de risk denildiğinde en basit haliyle yolda yürürken yere düşmekten, sürdüğünüz bisikletin kontrolünü kaybetmeye veya hayatta karşılaşabileceğiniz sınırsız sayıdaki tehlike akla geliyor.

Riskleri keşfettikçe, ne kadar risk alabileceğinizi de ölçebilirsiniz. Yapılan birçok araştırma, insanların risk alabilme kapasitesinin ne sanıldığı kadar düşük, ne de sanıldığı kadar yüksek olduğunu gösteriyor.

Aslında hepimiz, birçok şeyle mücadele etme yeteneğiyle doğuyoruz. İsteklerimize ulaşmak için yapmamız gereken tek şey, bize engel olan şeyleri aşmak.

Popular Mechanics Magazine editörlerinden William Gurstelle, risklerden kaçınma üzerine yaptığı uzun süreli araştırmasının sonucunda bir insanın risk alma eğiliminin, mutluluk ve hayatttan tatmin noktasında çok derin etkiler yarattığını söylüyor. Bu tür argümanlar, cevabı hiçbir zaman kesin olarak verilemeyen “Acaba kendi şansımızı kendimiz mi yaratıyoruz” sorusunu akıllara getiriyor.

Gerçekten şans diye bir şey var mı, yoksa insanlar doğru zamanda doğru riskleri mi alıyor?

Bilimin bu soruya verdiği yanıt; şanslı insanların şans fırsatlarının başkalarından daha fazla yakaladığı, yani risk almaya daha eğilimli olduğu şeklinde. Hayatta ne kadar risk alırsanız, büyük işler başarma şansınız da o kadar artıyor.

Bu konudaki “Risk budur: Cinsel uyarılmaların risk alma davranışını artırmasının ardındaki şaşırtıcı gerçek” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Gurstelle’nin araştırması risk alma konusunda iki ucu ele alıyor ve ortalama bir insanın bu iki ucun tam ortasında yer aldığını gösteriyor. Tam orta nokta ile en çok risk alan uç nokta arasında yüzde 34’lük bir kesim var. William Gurstelle bu yüzde 34’lük kesimi “Altın Üçlü” (Golden Third) şeklinde tanımlıyor ve şöyle özetliyor:

“Altın Üçlü arasında yer alanlar, risk almayı daha çok isteyen ve fırsatları kendi yararına çeviren kişilerden oluşuyor. Bu kişiler aynı zamanda yaşamdan tatmin olanlar sıralamasında en yüksek skora sahip olan kişiler.”

Gurstelle’nin araştırması risk alma konusunda iki ucu ele alıyor ve ortalama bir insanın bu iki ucun tam ortasında yer aldığını gösteriyor.

Risk almak hayatınızı nasıl etkiliyor?

Altın Üçlü grubuna bir kez girdiğinizde, burada kalmak için iyi bir denge sağlayabilirsiniz. Advanced Riskology‘nin kurucusu Tyler Tervooren, ufak riskleri fırsata dönüştürmek ve böylelikle daha iyi bir yaşama kavuşmak için insanlara yardım etmeye kendini adamış biri. Tervooren, “Birçok insan, farkında olmadıkları için risk alıyor” diyor. Bir risk aldığınızda, örneğin yeni bir iş başvurusu yaptığınızda istediğiniz sonucu elde edemezseniz birçok şeyden vazgeçebilirsiniz. Özellikle de gerekli koşulları yerine getiriyorsanız… Ancak araştırmak ve anlamak için vakit ayırdığınızda, tekrar deneyimlemek için istekli olma ihtimaliniz yüksek olur.

Bu konudaki “Güvenli bölgenizden çıkmak ve risk almak için neler yapabilirsiniz?” başlıklı yazımıza göz atabilirsiniz.

Burada en önemli olan şey, akıllıca riskler almak. Bunun için sahip olmanız gereken şey ise süregelen bir zihin disiplini. Bu sayede risk almanıza engel olan korkulardan kurtulabilirsiniz. Bu disiplini geliştirdikçe, kazanımlarınız da doğal olarak artar. Tervooren bu durumu şöyle özetliyor:

Çocuklar yürümeden önce emeklemeyi öğrenir. Koşmadan önce yürümeyi öğrenir. Araba kullanmadan önce koşmayı öğrenir. Uçak kullanmayı öğrenmeden önce araba kullanmayı öğrenir ve bu böyle devam eder. Her aşamada, üstesinden gelinmesi gereken bir korku bariyeri vardır.

Tervooren, hayattan tatmin olmak için konsantre olmak ve riskler konusunda kendimizi geliştirmek gerektiğini söylüyor. Aslında hepimiz, birçok şeyle mücadele etme yeteneğiyle doğuyoruz. İsteklerimize ulaşmak için yapmamız gereken tek şey, bize engel olan şeyleri aşmak.

Kaynak:
Addicted2success

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale