X

Ağız ve diş sağlığı konusunda en sık yapılan 8 yanlış

Diş fırçalamak hepimizin günlük rutininin bir parçası olduğu için, üzerine çok az düşündüğümüz bir alışkanlık. Ancak daha önceki yazılarımızda da sıkça değindiğimiz gibi, dişlerinizi kaç kez fırçaladığınız kadar nasıl fırçaladığınız da oldukça önemli. Diş fırçasını kaç derecelik bir açıyla tuttuğunuzdan kullandığınız diş macunu miktarına kadar küçük gibi görünen tüm ayrıntılar ağız ve diş sağlığınızı etkiliyor.

Son yıllara daha çok kişinin tercih ettiği ve uzmanların önerdiği şarjlı diş fırçaları, hem küçük başlıklı olmaları hem de diş yüzeyine yapılan basıyı kontrol edebilme imkanı tanıdıkları için manuel diş fırçalarına göre daha etkili sonuç almanıza ve ağız sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.
‘’Diş fırçasının yapısı, fırçalama kalitesini etkilemez.’’

Halihazırda kullanmış olduğunuz diş fırçası ağız yapınıza ve ihtiyaçlarınıza uygun olmayabilir. Diş fırçası seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli nokta ağzınızın büyüklüğü. Eğer diş fırçalarken ağzınızı açmak için zorluyor ve ağzınızın tüm noktalarına ulaşmakta zorluk çekiyorsanız, kullandığınız diş fırçası sizin için uygun bir seçim olmayabilir. Kullandığınız diş fırçasının başlığının ağzınızda rahat hareket etmesi ve kolay kavranabilmesi, konforlu bir fırçalama deneyiminin olmazsa olmazlarından.

Diş fırçasının boyutu kadar fırça kıllarının yapısı da ağız ve diş sağlığınız için önemli. Çok sert kıllardan yapılan fırçalar özellikle diş etlerinize zarar vererek acı çekmenize neden olabilir. Bu nedenle ortalama büyüklükteki bir ağız yapısı ve normal hassaslıktaki dişler için yumuşak kıllı, küçük ya da orta boy bir diş fırçası sizin için en güvenli seçim olacaktır.

Son yıllara daha çok kişinin tercih ettiği ve uzmanların önerdiği şarjlı diş fırçaları, hem küçük başlıklı olmaları hem de diş yüzeyine yapılan basıyı kontrol edebilme imkanı tanıdıkları için manuel diş fırçalarına göre daha etkili sonuç almanıza ve ağız sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.

‘’Dişlerimi ne kadar uzun fırçaladığımın bir önemi yok.’’

Dişlerinizi günde en az iki kez fırçalamanın yanında her fırçalamanın en az 2 dakika sürmesi de önemli. Ağzınızı 4 bölgeye ayırın ve her bölgede en az 30 saniye boyunca diş fırçanızı gezdirin. Zamanı daha uzun tutmak için diş fırçalarken TV izlemek ya da maillerinizi kontrol etmek, dişlerinizi daha uzun fırçalamanıza yardımcı olacaktır.

Diş fırçalarında geliştirilen yeni teknolojiler sayesinde, akıllı telefonlarla senkronize çalışan fırçalar diş fırçalama zamanınızı ayarlamanızı kolaylaştıracaktır.

‘’Dişler her yemekten sonra fırçalanmalıdır.’’

Dişleri her öğünden sonra fırçalamak sandığınız kadar iyi bir fikir olmayabilir. Dişin dış kısmında diş minesi bulunur ve dişleri çok sık fırçalamak, mine tabakasının aşınmasına sebep olur. Aşınan diş minesinde yiyecek artıkları birikir ve bu artıklar asit üreterek zamanla dişte çürük oluşmasına neden olur. Bu nedenle dişleri hem sık fırçalamak hem de bastırarak fırçalamak, o anlık dişlerinizi iyi temizlemişsiniz hissini verse de, uzun vadede dişlerinizi çürüklere karşı savunmasız hale getirir.

‘’Dişlerimi dilediğim şekilde fırçalayabilirim.’’

Tabii ki dişlerinizi lavabo fırçalar gibi fırçalamamalısınız. Diş minesine ve diş etlerine zarar vermemek için, dişlerinizi doğru teknikle fırçaladığınızdan emin olmalısınız.. Diş fırçasını 45 derecelik bir açıyla dişlerinize yerleştirmeli ve yukarı-aşağı dikey ve kısa hareketlerle dişlerinizi temizlemelisiniz. Diş fırçasını yatay olarak hareket ettirmek diş etlerine zarar verecektir. Dişlerinizi fırçalarken dış yüzey kadar iç yüzeylere, arka kısımlara ve dilinizi fırçalamaya da zaman ayırmalısınız.

‘’Hangi diş macununu kullandığımın bir önemi yok.’’

En az diş fırçası kadar diş fırçalamak için tercih ettiğiniz yan ürünler de ağız ve diş sağlığınız için oldukça önemli. Beyazlatıcı özellikteki diş macunları diğerlerine göre daha sert ve aşındırıcı olabiliyor. Bu nedenle diş yapısını bozabiliyor ve mine tabakasına zarar verebiliyor. Bu nedenle florür içeren herhangi bir diş macununu düzenli olarak kullanmanız, beyazlatıcı özellikteki macunları ise zaman zaman tercih etmeniz diş sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır.

‘’Dişlerimi düzenli fırçaladığım sürece istediğim her şeyi yiyebilirim.’’

Enerji içecekleri, asitli ve şekerli içecekler, şekerlemeler, hatta sağlıklı yiyecekler kategorisindeki taze meyve suları bile asit oluşturarak dişlerinizin çürümesini hızlandırır. Dişlerinizi uygun teknikle ve araçlarla fırçalasanız bile asitli ve şekerli yiyecek ve içecekler ağıza alındıkları andan itibaren diş yüzeyine etki etmeye başlarlar. Bu nedenle yemek yedikten sonra beklemeden diş fırçalamak da, zaten asitle zarar görmüş olan diş yüzeyinin daha fazla aşınmasına neden olur. Yemek yedikten sonra en az yarım saat, ağızda kalan asit ve yiyecek artıklarının tükürük yardımıyla temizlenmesi beklenmeli, daha sonra dişler fırçalanmalıdır. Aynı şekilde dişleri yemek yemeden hemen önce fırçalamak da, diş yüzeyindeki koruyucu tabakanın temizlenmesi nedeniyle tüketilen yiyeceklerin dişe daha fazla zarar vermesine neden olacaktır.

‘’Diş fırçası banyoda saklanmalıdır.’’

Bir çoğumuz diş fırçamızı banyoda kullanıyor ve bu nedenle banyoda saklıyoruz. Ancak ne kadar hijyenik olursa olsun banyo evin bakteri üremeye en müsait ortamlarından biridir. Bu nedenle diş fırçanızı banyoda tutmak istiyorsanız, yüzeyle temasını engelleyecek bir yere yerleştirmeniz gerekiyor. Ayrıca ailenizle ya da ev arkadaşınızla birlikte yaşıyorsanız, diş fırçalarınızın birbirine değmeyeceği bir ortamda durmasına da dikkat etmelisiniz. Ayrıca seyahat ederken de diş fırçanızın ıslan kalmasını engelleyecek, hava geçiren bir koruyucu kullanmanızı öneriyoruz.

‘’Diş fırçası yıprandığı zaman değiştirilmelidir.’’

Diş fırçanızı ya da şarjlı diş fırçanızın başlığını 3-4 ayda bir değiştirmelisiniz. Diş fırçanızın kıllarının formu bozulmaya başladığıysa ve esnekliği azaldıysa, fırçanızı ya da fırça başlığınızı değiştirmenin zamanı gelmiş demektir. Ancak formunda bir bozulma olmasa da, bakteri riskine karşın belirtilen sürede mutlaka değiştirilmelidir.

Bu yazı Oral-B’nin kaykılarıyla hazırlanmıştır.

İlginizi çekebilecek diğer yazılar:

Ağız ve diş sağlığında akıllı teknolojiler dönemi

Diş fırçası satın alırken dikkat etmeniz gereken 7 önemli kriter

Diş fırçasının tarihsel serüveni: Kim, ne zaman ve neden dişlerini fırçalama ihtiyacı duydu?

 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 



İlgili Makale