X

2022 Sürdürülebilirlik trendleri

Sürdürülebilirlik ya da sürdürülebilir yaşam tarzı son yılların en popüler akımlarından biri. Daha önce de adından sıkça bahsettiğimiz sürdürülebilirlik kavramı, gelecek nesillerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için dünyanın kaynaklarını bilinçli tüketmemizi odağına alan sürdürülebilirlik, doğal kaynakların yanı sıra sosyal ve finansal kaynaklarımızı da doğaya saygılı bir şekilde kullanma amacı taşıyan bir yaşam stili. Atık üretimini ve plastik kullanımını azaltmak, tükettiğimiz ürünlerin nereden geldiklerini, nasıl ve kimler tarafından üretildiklerini sorgulamak, karbon ayak izini azaltmak gibi pek çok yaşam pratiğini özünde barındıran sürdürülebilirlik, günümüzde modadan gıda endüstrisine pek çok farklı sektörde uzun vadeli ve uygulanabilir stratejileriyle karşımıza çıkıyor.

Endüstriyelleşmenin ve tüketim kültürünün adeta çılgınlığa dönüştüğü günümüzde, insanın gezegene verdiği zararın geri dönüşü olmayan bir sürece girmesine ramak kalmışken, çok sayıda insan ulaşım için daha az uçak kullanmak, hayvansal ürünleri tercih etmek yerine bitkisel bazlı beslenmek, ikinci el alışverişi yaygınlaştırmak, tüketim tercihlerinde uzun ömürlü, doğaya saygılı materyallerden yapılmış, adil üretim yapan ve üretim sürecini şeffaf şekilde tüketiciyle paylaşan yerel markalara yönelmek gibi sürdürülebilir alışkanlıklar benimsemeye çalışıyor. Uzmanlara göre genç jenerasyonlar arasında çok daha yaygın olan iklim krizi ve çevre farkındalığı nedeniyle, gelecek yıllarda üreticilerin de bu talebe karşılık vermesi ve gezegen için aksiyona geçmesi bekleniyor.

Bu yazımızda, 2022 yılında sürdürülebilirlik konusunda bizleri ne gibi gelişmelerin beklediğini, sıfır atık yaşam tarzı gibi sürdürülebilirliği odağına alan yaşam tarzı uygulamalarıyla ilgili yıl boyunca nelerin ön plana çıkacağını ve hangi konuların konuşulacağını mercek altına aldık.

İklim krizi artık sağlık sektörünün de gündeminde olacak

Sağlık profesyonelleri, iklim krizinin sadece gezegenimize değil, bedenlerimize de zarar verdiği konusunda hemfikir. Çevre kirliliği nedeniyle alerjiler, solunum sistemi hastalıkları ve kanser yaşayan kişilerin sayısında son yıllarda önemli bir artış olması; orman yangınları, kasırga ve sel gibi çevresel felaketlerin toplum sağlığını tehdit etmesi, kuraklık nedeniyle temiz suya erişimin gün geçtikçe daha da zor hale gelmesi, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının sürdürülememesi nedeniyle sadece gezegen değil insan ırkı da önemli bir sağlık krizinin eşiğinde.

Dolayısıyla yeni dönemde çevre kirliliğinin insan sağlığına verdiği zararlar nedeniyle, doktorların ve sağlık çalışanlarının adeta birer iklim aktivisti gibi hükümetlerin çevre konusundaki kararlarında söz sahibi olmaları bekleniyor. Bilimsel araştırmalarının odağını da iklim değişikliğinin insan sağlığına olan etkisine çeviren tıp dünyası, iklim krizini daha önce neredeyse hiç tartışılmamış olan, hayati bir konu üzerinden tekrar gündeme getiriyor. Healthcare Without Harm, Medical Society Consortium on Climate & Health, Physicians for Social Responsibility gibi sağlık çalışanlarından oluşan pek çok yeni topluluk, çevre ve sağlıkla ilgili yerel politikalar üstünde söz sahibi olmak için ABD genelinde tüm eyaletlerde örgütleniyor. Hepsinin ortak mesajı ise benzer: ‘İklim krizine dair tartışmalar insan sağlığından bağımsız olarak tartışılamaz, tartışılsa da aksiyon almak için insan sağlığı kadar geçerli sebepler sunamaz.’ Benzer fikirlere ve değerlere sahip sağlık çalışanlarından oluşan bu aktivist grupların ilerleyen dönemlerde dünya genelinde daha fazla yaygınlaşacağı düşünülüyor.

Sürdürülebilir modada ikinci el alışveriş dönemi

Artık büyük bir çoğunluğumuz tek bir kot pantolonun üretimi için binlerce litre su gerekli olduğunun ya da çöplüklerde binlerce ton, etiketi bile üzerinde duran giysi olduğunun farkındayız. Pandemi, çoğumuza hızlı moda ile ilişkimizi inceleme şansı vererek tüketim tercihlerinde ‘çok fazla şeye sahip olmak’ yerine yeniliğe, ihtiyaçlarımızı gözetmeye ve kaliteyi önceliklendirmeye yönelik bir “sıfırlanma” fırsatı sundu. 2021 yılında McKinsey tarafından yapılan bir anket, insanların %58’inin artık modayla daha az ilgilendiğini ve %70’ten fazlasının kıyafet seçimlerinde ‘daha uzun süre kullanmayı’ odağına aldığını gösteriyor. İnsanların modayla ilgili tercihlerinde yaşanan bu değişim, 2022 yılında pek çok kişinin her zaman giyilebilecek, her kombine uygun, minimal ve zamansız parçalarla ‘kapsül gardırop’ oluşturmaya odaklanacağına işaret ediyor. Organik pamuk, kenevir, bambu lifi ve hatta yosun gibi eko-malzemelerin moda endüstrisinde yaygınlaşması; ikinci el alışverişin sektörel büyüklüğünün en fazla 5 yıl içinde ikiye katlanması ve kıyafet kiralama seçeneklerinin çoğalması bekleniyor.

Bitkisel bazlı beslenme daha da yaygın hale gelecek

Hayvansal gıdaların yerini alan soya eti, badem sütü, tofu gibi besinler artık hemen hemen her markette bulunan ve eskiye göre daha erişilebilir olan bitkisel bazlı seçenekler. Et, balık, peynir ve süt de dahil olmak üzere hayvansal pek çok gıdanın bitkisel ‘taklidine’ ulaşabilmemiz elbette teknolojik gelişmelerin ve hayvansal gıda endüstrisinin karanlık yüzünün daha fazla gündeme gelmesinin bir sonucu. Tükettiğimiz gıdaların çevresel etkilerine dair artan farkındalık, bitkisel bazlı besinlere olan talebin artmasına neden olacak ve reduceterianism gibi karbon ayak izini azaltmaya odaklanan beslenme stillerini daha da yaygın hale getirecek. Hükümetlerin ve büyük şirketlerin önlem almaması karşısında hüsrana uğrayan tüketiciler, kendilerinin ne gibi önlemler alabileceklerine odaklanmış durumda. 2022 yılında yerel üreticilerden alışveriş yapmak, lojistik ihtiyacını azaltacak kentsel tarım uygulamaları ve mevsimsel beslenme gibi trendlerin daha da yaygın hale gelmesi bekleniyor.

İlginizi çekebilir: Ömer Madra ile sohbet: Yok Oluşa Çözüm Bitki Temelli Beslenme mi?

Döngüsel ekonomi uygulamaları popüler hale gelecek

Kitlesel tüketim ve doğrusal (lineer) ekonomik büyümenin iklim krizini daha da kötü hale getirdiğinin bilincinde olan tüketiciler, önümüzdeki dönemlerde giderek daha fazla döngüsel modellerle çalışan üreticilerden ve perakendecilerden alışveriş yapmayı tercih edecek. Peki, bu ne demek? En kısa ve anlaşılır haliyle, bozulduğunda kolaylıkla onarılarak uzun yıllar kullanılabilecek, yedek parçası kolay bulunabilen, ömrünü tamamladığındaysa ileri ya da geri dönüşümle tekrar hayat bulabilecek ürünler ve bu döngüsel sistemi destekleyen üreticiler, markalar ve satıcılar daha fazla tercih edilecek. ‘Al-Kullan-At’ zihniyeti yerine ‘Azalt-Yeniden Kullan-Geri Dönüştür’ bakış açısını benimseyen tüketiciler için görüntüsüyle değil işleviyle ön plana çıkan, kaliteli malzemelerden yapıldığı için uzun süre dayanabilen, ham madesinden üretim koşullarına her aşaması doğayı da düşünerek tasarlanan, geri ve ileri dönüştürülebilir pek çok ürünün ve bu ürünleri tüketiciyle buluşturan yerel markaların daha da popüler hale geleceği öngörülüyor.

Mindfulness aracılığıyla doğaya dönüş, çevre bilincini artıracak

Mindfulness neredeyse 10 yıldan daha fazla bir zamandır hayatımızda olan bir kavram ancak 2021 yılında iş-yaşam dengesi, zihinsel dayanıklılık, stres yönetimi gibi konuların önceliğimiz haline gelmesiyle birlikte odağımıza yerleşti. Pandemi döneminde doğada ve açık havada zaman geçirmenin değerini anlamamız, stres yönetiminde doğayla yeniden bağlantı kurmanın en önemli öz düzenleme aracına dönüşmesine zemin hazırladı. Mindfulness uygulamaları sayesinde doğayla yeniden bağlantı kurarak onun bir parçası olduğumuzun farkındalığını kazanmamız, çevre bilinci kazanmamıza ve doğaya verdiğimiz zararı aslında kendimize veriyor olduğumuzu fark etmemize de zemin hazırladı. 24 ülkede yapılan kapsamlı bir araştırma, insanların yaklaşık yüzde 60’ının artık çevre üzerindeki etkileri konusunda daha dikkatli olduğunu, çevre bilincinin arttığını, dolayısıyla bu farkındalık daha da yaygınlaştıkça daha fazla insanın parçası olduğu doğayla uyumlu bir yaşam benimseyeceğini öngörüyor.

İlginizi çekebilir: Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliğiyle ilgili farkındalığınızı artıracak en iyi belgeseller

Sürdürülebilirliği odağına alan şirketler uzaktan çalışma modelini devam ettirecek

Çalışanların evlerinden işyerlerine ulaşımının denklemden çıkmasıyla birlikte fosil yakıt tüketiminin önemli ölçüde azalması, ofis binalarında enerji kullanımının ve dolayısıyla karbon emisyonlarının minimuma inmesi, sürdürülebilirliği odağına alan şirketler için uzaktan çalışma seçeneğinin kalıcı bir uygulama olmasına aracı olacak.  Gezegen için olduğu kadar çalışanlar ve işverenler için de kazan-kazan durumunun olması nedeniyle evden çalışma modeli ilerleyen zamanlarda da devam edecek ve hibrit çalışma modelinin bir parçası olarak kalıcı hale gelecek.

Elektrikli ve hibrit otomobillerin yükselişi

Çevre kirliliğinin birincil sebebi olan fosil yakıt tüketimini azaltmak konusunda son yılların en öne çıkan çözümlerinden biri hiç şüphesiz elektrikli ve hibrit otomobiller. Pek çok ülke 2030 yılına kadar %100 elektrikli araç vizyonuna ulaşmaya çalışırken, otomobil üretim sektörü üzerinde hammaddelerin sorumlu bir şekilde tedarik edilmesi konusunda yoğun bir baskı söz konusu. Üretilen araçları şarj etmek için yenilenebilir kaynaklardan elektrik tedarik etme girişimlerininse 2022 yılında yükselişe geçmesi ve yatırımcıların odağını bu girişimlere yöneltmesi bekleniyor.

İlerleyen dönemde sürdürülebilirlikle ilgili gündemde olacak başlıkların yanı sıra, 2022 yılında öne çıkması beklenen diğer tüm wellness trendlerini 2022 wellness trendleri yazımızda, sağlıklı beslenme trendlerini ise 2022 Sağlıklı beslenme trendleri: Moringa, yuzu, foksiyonel içecekler ve çok daha fazlası yazımızda bulabilirsiniz.

Kaynaklar: Positive News, Mind Body Green, Outlook

Ayrıca Sürdürülebilirlik, iklim krizi ve çevre kirliliği temalı en iyi belgeseller yazımız da size ilham verebilir.

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale