X

2021’in burcu Öküz: Çin astrolojisine göre bizleri neler bekliyor?

Çin yeni yılı, Güneş takvimine göre 4 Şubat’ta başladı. Çinliler Batı takviminin yanı sıra “Hsia” adını verdikleri Çiftçi Takvimini de günlük hayatlarında çokça kullanıyorlar. Bu takvim bizim bir üst kuşak ailelerimizin kullandığı Anadolu’da Halk takvimi olarak adlandırılan ve daha çok örf ve inanışlara dayalı Saatli Maarif takvimimize benziyor aslında. Bu takvimde de her şey doğanın ritmi, mevsimlerin düzeni ile ilgili…   

Hatta 4 Şubat doğanın canlanmaya başladığı Bahar Bayramının ilk günü, yeni yılın başlangıcındaki ilk yeni Ay’ın da günü. Bu tarih elbette Güneş ve Ay’ın arasında oluşan farktan dolayı her sene değişiklik gösteriyor. Bundan sonra 2 hafta boyunca yeni yıl kutlamaları devam edecek ve 15 gün sonra gerçekleşecek olan Dolunay gününde Fener Festivali ile son bulacak. Hani şu yeni yıl dileklerini yazıp helyum dolu balonlarla göğe uçurdukları fotoğraflardan aşina olduğumuz festival…

“Hsia takvimi”ni diğer takvimlerden farklı kılan, zamanı bildiren tüm birimlerin, diğer tüm Çin metafizik bilimlerinde olduğu gibi 5 element ile ifade edilmesidir. Toplamda 8 elementin birbiri ile olan ilişkisi hem yaklaşan senenin geneli hakkında, hem de şahsi haritalarımızla ve kendimiz hakkında bilgilerle dolu oluyor. 60 senede bir aynı elementler ile tekrarlanan sistemde benzer olayların yaşandığını görmek ise hayli ilginç.

2021 senesini belirleyen elementler Metal ve Toprak. Bu elementlerinin birbiri ile olan ilişkisine bakarak sene hakkında bilgi sahibi olmak mümkündür. Eğer ki iki element anlaşabiliyor ise, sene genelinin huzurlu geçeceği, bunun tam tersi eğer anlaşamıyor ise, sene genelinde huzursuzluklar yaşanacağı öngörülür.

2021 senesi Çin takviminde 2 element ile temsil ediliyor. Öküz burcunun elementi olan Yin Toprak ve üzerinde bulunan Yin Metal elementi…

Yin Metal 

Değerli bir mücevhere benzetilir. Yin Metal insanlarının estetik kaygıları çoktur. Yaptıkları her işe, etraflarındaki her insana mücevher gibi yaklaşırlar. İnce zevkleri vardır ve hayattan zevk almayı bilirler. Hayal güçleri güçlüdür ve yaratıcı kişilikleri ile güzel sanatlara eğilimleri vardır. Topluluk içinde ilgi odağı olmayı severler. Ancak ulaşılması güç gözükürler, soğukkanlıdırlar. Metal için aristokrat, seçici tanımlamaları yapılabilir.

Öküz 

Çin sembolizminde çalışkanlığı, azmi, dayanıklılığı ve erdemi temsil eder. Öküz burcu insanları, sabırlı, azimli ve çalışkandır. İşlerini yaparken asla sızlanmazlar ve hedefe ulaşma konusunda da istikrarlı ve inatçıdırlar. Bu yolda oldukça dayanıklıdırlar da. Yavaş olmalarına ve hayal güçlerinin eksikliğine rağmen, mantıklı, zeki, pratik ve planlı olmaları sonucu oldukça başarı kazanırlar. Ancak değişim rüzgârları estiğinde, dengeleri bozulup kafa karışıklığı yaşayabilirler. Bireysel ve az konuşan insanlar olmalarına rağmen zekidirler. Aile değerlerine ve geleneklere sıkı sıkıya bağlıdırlar. Hatta bu yüzden, duygusal ilişkilerinde sahiplenici ve kıskanç bile olabilirler.

Elementler arası ilişki 

Yılın geneli hakkında bir bilgiye sahip olabilmek için bu elementler arasındaki ilişkiye baktığımızda; Toprak ve Metal elementlerinin aslında birbiriyle özünde iyi geçinen elementler olduğunu söyleyebiliriz.

Ancak Öküz elementi ateşten yoksun bir kış toprağıdır. Su elementi giderek güçlenmektedir. İçinde saklı olarak, Su, Toprak ve Metal elementini bulundurur. Fakat bu elementler de, Toprak elementini yorar. Bu yüzden kuvvetli bir toprak değil, aksine dengesiz bir yapıda olduğu söylenebilir.

Yin Metal ise, Toprak elementinin desteğini alamadığı için, ışıltılı özelliği ile değil de daha çok sert, soğuk ve yıkıcı tarafı ile sistemde etkisini göstermeye başlar.

Evet, soğuk bir kış toprağı ve ışıltısını kaybetmiş yine soğuk ve sert bir metal biraya geldiğinde ve de üstüne Ateş elementinin etkisinin hiç olmadığını da eklersek sonuç olarak senenin elementlerinin 2021 genelinde soğuk ve ahenksiz bir etkileşimde olacağını tahmin etmek mümkün.

2021 genelinde şahit olacağımız olaylar

Mikro ve makro ölçekte yapılandırmanın, inşaa etmenin zamanı

Öküz, Yin Toprak elementidir ve 12 hayvan işaretinin de ikincisidir. Dolayısıyla, 12 aylık bir döngüden sonra gelen ilk yer hanesi elemanı olan Fare toplumsal düzende, uluslararası ilişkilerde “yeni başlangıçları” simgelerken, ondan sonra gelen Öküz ise; yeni başlangıçların, ilişkilerin toplumsal düzenlerin bu sefer de “yeniden yapılandırılması”, “inşa edilmesi” anlamına gelir.

Bireysel olarak geçtiğimiz dönemde aldığımız kararları olgunlaştırmak, pekiştirerek inşaa etme dönemi. Aynı zamanda da makro ölçekte, toplumların, hükümetlerin, para birimlerinin, yönetim şekillerinin de yeniden yapılandırılması anlamına geliyor. Bitcoin den sonra hızla ortaya çıkan para birimleri, sürdürülebilir kapitalizmin konuşulmaya ve tartışılmaya başlanıyor olması da global alanda karşımıza çıkanlar.

Evet enerjiler hızla değişmeye başladı. Geçen sene yeni kararlar almaya, yeni planlar yapmaya başlamıştık. Bu sene ise bunları yapılandırma, olgunlaştırma, pekiştirerek inşa etme zamanı. Vakit kaybetmeden, senenin karmaşık enerjilerinden etkilenmeden, sözde kalmayıp, uygulamaya geçme dönemi. Bu hayatımızın her yönü ile ilgili olabilir. İlişkilerimiz, iş yaşantımız, ailemiz, sağlık kontrollerimiz, seçimlerimiz, hatta kullandığımız kelimeler bile. Şimdi kontrolü ele alma zamanı geldi.

Toplumsal olaylar

Adalet, sabır, özveri, bağlılık konuları, metal elementinin özellikleridir. 2021, İnsan hakları konularında protestoların, gösterilerin olacağı, kısıtlamaların protesto edileceği,  halkların adalet arzusu ile seslerini yükseltecekleri bir dönem.

Yin Metal bir yandan zarif bir mücevhere benzetilirken, diğer karanlık tarafı soğuk ve acımasız bir bıçak gibi de işleyebilir.

Bu bağlamda da toplumlar, sosyal yapılar, ideolojilerini gerçekleştirmek, sosyal eşitlik ve sivil haklar ve adalet konularına dikkat çekmek için gösteri ve protestolarını gerçekleştirirken çatışma ve isyanlar, saldırılar yaratabilirler.

2021’de uzay çalışmaları

Gözümüzü uzun zamandır uzaya dikmiş, başka gezegenlerde hayat olup olmadığını araştırıyoruz. Pandemi döneminin başında Ellon Musk tarafından 2002 yılında kurulan uzay taşımacılığı şirketi SpaceX, yıllar süren çalışmaların sonunda Mayıs ayında ilk kez Uluslararası Uzay İstasyonu’na astronot gönderdi. Böylece NASA da 9 yıllık aranın ardından uzaya insan göndermiş oldu. SpaceX şirketinin Ekim ayında gerçekleşmesi beklenen ve Inspiration4 adı verilen tamamen sivillerin katılacağı ilk uzay yolculuğuna ise 4 kişi katılacak.

2021 senesinde de uzay aracı veya uzay roketleri, uzay araştırmaları, uçaklar (belki de yeni uçak türleri) veya yeni drone modelleri gibi bunlara benzer metal nesnelerle ilgileniyor  olacağız.

2021 için teknolojik gelişme ve yenilikler

Yin metal senesinde arabalar, robotlar, yeni teknolojiler gibi metal elementinin etkilerini görebiliriz. Yeni araba modelleri ve tabii yeni yakıtlar ve bunun sonucu olarak ulaşım konusunda yenilikler. Teknoloji ile takip edilen insansız kargo araçları belki de otobanlarda yerini almaya başlayacak. Öküz elementi sistemde metalin deposu olarak da geçer o yüzden iletişim ve bilgi sistemleri, nanoteknoloji alanında da bu tür gelişimlerin yaşanacağı öngörülebilir.

Zaten ekran ve teknoloji günlük hayatımızın oldukça büyük bir bölümünü aldı ve almaya devam ederken bizi yeni iletişim kanalları, aplikasyonlar ile de tanıştıracak. Sosyal medya ile ilgili yargılarımızı tekrardan gözden getireceğimiz bir döneme giriyoruz. Kullanım alanlarının çeşitliliği ve rekabeti ile daha çok ağlarda iletişim içinde olacağımız kesin. Bunun en yakın örneğini Clubhouse uygulamasında o özlediğimiz samimi sohbet  ortamını yaşamaya başladık bile. Görüntü teknolojilerindeki gelişmeler ile yakın gelecekte gerçeğe yakın sanal boyutlarda buluşmaya gezmeye başlayacağız.

2021 yılı geneli

Para

Bu senenin elementi olan Metal Elementi, Ateş elementi için Para demektir. Dolayısıyla, 2021 Öküz senesinde para kazanacak öncelikli sektör olarak; Ateş endüstrileri (finans, enerji, eğlence, restoran, pazarlama, Pr, reklamcılık, moda, hukuk, kimya, vb.) sektörlerini sayabiliriz.

Toprak endüstrileri (tarım, konut, inşaat, emlak, ileri teknoloji, maden, sigorta, bilgisayar software, danışmanlık, vb.) aktif ve verimli bir sene geçirecekler.

Metal endüstrilerinde (bankacılık, mühendislik, bilgisayar, araba, makine, kuyumculuk, vb.) bir rekabet söz konusu…

Su endüstrileri (ulaşım, telekomünikasyon, gemicilik, lojistik, taşımacılık, seyahat, spa…) ve Ağaç elementi sektörleri (tekstil, kâğıt, çevre, moda, yayın, medya, eğitim, dekorasyon, mobilya, ormancılık, vb.) için ise paranın olmadığı  bir dönem…

Ekonomi-borsa

Ateş seneleri insanlara güven verir. Dolayısıyla borsa artışa geçer. Ancak sistemde Ateş elementi hiç yok. Hatta Su elementinin temsil ettiği “korku” duygusu 2020 senesine damgasını vurmuştu. İnsanlar böyle dönemlerde kendi içlerine kapanırlar ve daha az para harcarlar. Bunun sonucu olarak da ekonomik büyümede yavaşlama, kriz senaryoları, uzun vadeli borsa düşüşleri yaşanır. 2021 de de bu sert ve soğuk atmosfer devam edecek. Özellikle de Su elementinin zirve yaptığı kış dönemleri, bu düşüşlerin de zirve yapacağı dönemler. Sistemde Ateş elementinin ortaya çıkması ve piyasaların yükselişi 2025 senesinde yaşanacak. Ancak Ateşi besleyen Ağaç elementinin 2022’den itibaren devreye girmesiyle piyasalarda rahatlama da başlayacak.

Sağlık

Varlığımızın her bir parçası, fiziksel, duygusal ve zihinsel işlevlerimiz de dahil olmak üzere, birçok bakımdan Beş Elementin iç işleyişi tarafından idare ediliyor ve etkileniyor.

Metal elementi Çin tıbbında akciğer, burun, ciltten oluşan solunum organlarını temsil eder. 2020’de yaşadığımız Covid-19 salgını da yine Metal elementinin dengesizliği, Ateş elementinin de hiç olmaması ile ilgiliydi. Çin tıbbında bağışıklık sistemi ateş güçlü olduğunda güçlüdür, güçlü su olduğunda ise zayıftır. Bu, ateş elementinin özellikle güçlü olduğu yaz aylarında niçin gribe yakalanma şansının düşük olduğunu açıklıyor. 

Suyun kuvvetli olduğu bir yıl olan 2020’de bağışıklık sistemimiz zayıftı ve bu da virüs salgınına neden oldu. 2021’de ateş de olmadığı için bağışıklık sistemi yine çok güçlü değil ancak 2020’deki kadar güçlü su unsuru da yok. Dolayısıyla, 2021’de de bu solunum yolları ile ilgili şikayetler devam edecek ancak geçen seneki kadar korkutucu olmayacak.

Toprak Elementinin zayıflığı, mide ve sindirim sistemi problemlerine ve de insülin ve diyabet şikâyetlerine yol açar. Bu sene yine geçen seneki gibi Ateş elementinin olmadığını söylemiştik. Ateş elementinin yokluğu ile de kan dolaşımı ve kalple ilgili sorunlarda, enerji düşüklüğünde, bağışıklık sistemi ile ilgili sorunlarda artış yaşanır.

Su elementinin fazlaca olduğu 2021 yılında vücutta da, su elementi ile bağlantılı böbrek, idrar sistemi ve cinsel organlarda sağlık problemleri yaşanabilir.

Sene içinde, Ateş elementini artırmak için de COQ 10 den yararlanabiliriz. Bağışıklığımızı yüksek tutmak adına, mevsimsel sebze ve meyvaları tüketmeye, güneşi gördüğümüz açık havalarda kendimizi dışarı atmaya devam… Yin enerjinin bizi aşağı çekme etkisinden kurtulmak için günlük rutinimizde, egzersize, sağlıklı  ve mesafeli sosyal etkileşimlere ve bir doz da sevinç ve eğlenceye yer vermekte yarar var.

Çevre ve doğa olayları

Metal element elementler döngüsünde ağaca saldırır, bir çeşit balta gibi keser. Dolayısıyla doğamız da 2021 doğanın zarar görebileceği pek çok zorlukla karşılaşabilir.

Öküz, toprak elementine ait olduğu ve buzlu bir toprak olduğu için, dünyanın buzlu kutuplarını ve eriyen buzları da akla getiriyor.  Bu yüzden büyük olasılıkla dünyanın kutupları hakkında da farklı doğa olayları gündeme gelecektir.

2021 senesinde Toprak elementi, Ateş elementinin desteğini göremediği için oldukça güçsüz.  Ve de bir kış toprağı olduğu için oldukça soğuk. Bu kararsız ve zayıf toprak, deprem, toprak kayması, çığ gibi doğa olaylarına neden olabilir. Kilit altındaki ateş elementi ise beklenmedik patlama, yangın, volkanlara sebep olabilir.

Toprak elementi olan Öküz aynı zamanda yollar, dağlar, sert kayalar ile ilişkilendirilir. Bununla ilgili olarak da trafik kazaları, maden kazaları ve  uçak kazalarında sıkıntılı durumların ortaya çıkmasına neden olabilir.

Öküz yılında 4 sütunumuz 

Doğum anımızda saat, gün, ay ve yıldan gelen 4 temel etki alırız. Bu etki 4 sütunla ve her sütunda 2 element ile belirlenir. İşte buna da “Kaderin 4 Sütunu” denir. Buradaki 8 elementin birbiriyle olan ilişkisi, kişinin hayatı ile ilgili bilgileri verir.

Aşağıda verilen bilgiler, doğum yılına bağlı olarak çıkarılan genel bilgilerden oluşmaktadır.

2021 yılının genel etkilerini daha iyi anlayabilmek ve şahsi haritaları doğru yorumlamak için aslında her kişinin saat, gün, ay ve yıldan oluşan tam doğum haritasına bakmak gerekir.

Bu konuda danışmanlık almak, potansiyelinizi öğrenmek, kariyerinizi belirlemek, ilişkilerinizi anlamlandırmak, sağlığınız ile ilgili konuları anlayabilmek, hayatınızda alacağınız kararlarda olumlu günlerinizi seçmek,   yani bir çeşit yol haritanızı öğrenmek isterseniz www.madeinfengshui.com adresinden bizimle iletişime geçebilisiniz.

Gelelim bu senenin etkilerine…

Uyum

Doğum anında, 4 sütunun herhangi bir Yer hanesinde; öncelikle Fare, olanlar, Öküz senesi ile bir “Uyum” oluşturacakları için, 2021’ i rahat geçireceklerdir. Aynı durum, Yılan ve Horoz elementi olanlar için de geçerli olacaktır.

Fare yılları: 1936, 1948, 1960, 1972, 1984, 1996, 2008, 2020

Fare Ayı: 07-08 Aralık – 05-06 Ocak

Fare Saati: 23.00-01.00

Yılan yılları: 1929, 1941, 1953, 1965, 1977, 1989, 2001, 2013

Yılan Ayı: 05-06 Mayıs – 05-06 Haziran

Yılan Saati: 09.00-11.00

Horoz yılları: 1921, 1933, 1945, 1957, 1969, 1981, 1993, 2005, 2017

Horoz Ayı: 07-08 Eylül – 07-08 Ekim

Horoz Saati: 17.00-19.00

Günler çok sayıda olduğu için belirtilmemiştir.

Zıtlık 

Doğum anında, 4 sütunun herhangi bir Yer hanesinde, Keçi elementi olanlar; Öküz yılı ile zıtlığa girecekleri için, daha çok seyahat, iş değişikliği, ev değişikliği yaşayabilirler, sene boyunca sosyal konularda ve insan ilişkilerinde zorlanabilirler. Bu tarz bir “Zıtlık”, hareket, kaza ve değişim de getirir.  Bu etkiyi, ev-ofis-iş, değiştirerek ve bol bol seyahat ederek dengeleyebilirsiniz. Ancak, bu değişimleri gerçekleştirirken her türlü riskli sayılabilecek aktivitelerden kaçınmak, daha dikkatli, daha temkinli hareket etmek, sağlık kontrollerini aksatmamak en doğrusu.

Keçi elementi doğduğunuz yıl da olabileceği gibi, ayda veya günde de olabilir. Haritada olup olmadığı kadar nerede bulunduğu da önemlidir. Eğer ki gün sütununuz da bulunuyorsa, sizin; çekirdek ailenizle, etrafınızdaki ilişkilerinizle, partnerinizle sıkıntı çıkarırken, ay sütununuzda ise, ebeveynlerinizle ve iş hayatınızla ilgili konularda problemli dönemler yaratabilir. Keçi yıl ve Ayını aşağıdan bulabilirsiniz ancak günler çok fazla sayıda olduğu için burada belirtmedik. Öküz elementinin uyumlu-dost dediğimiz elementi Fare olduğu için, sene boyunca, korunma amaçlı olarak, üzerinizde sevdiğiniz herhangi bir “Fare” sembolü aksesuarını taşıyabilirsiniz.

Keçi Yılları: 1931, 1943, 1955, 1967, 1979, 1991, 2003, 2015

Keçi Ayı: 07-08 Temmuz – 07-08  Ağustos

Keçi Saati: 13.00-15.00

Günler çok sayıda olduğu için belirtilmemiştir.

Meydan okuma 

Sene ile aynı elemente (Öküz) sahip olanlarda bir meydan okuma etkisi olacağı için genelde olumlu-olumsuz bütün olaylar bir büyüteçin altına girmiş gibi 2 misli hissedilir.

Öküz Yılları:1949,1961,1973,1985,1997, 2009, 2021

Öküz Ayı: 5-6 Ocak/ 4-5 Şubat

Öküz Saati: 01.00-03.00

Günler çok sayıda olduğu için belirtilmemiştir.

Eğer ki haritalarınızda “ZITLIK” veya “MEYDAN OKUMA” varsa,  senenin etkisini yumuşatmak için, uyumlu hayvan sembolünü taşımak bir çeşit korunma sağlar. 2021’de “FARE” aksesuarını koruma amaçlı olarak üstünüzde taşımanızı öneriyoruz. Koruma sembolü için web sitemizden iletişime geçebilirsiniz.

https://madeinfengshui.com/urunler/#senenin_koruma_sembolu

Toprak cezası 

Bu sene zorlanacak olanlardan bir diğeri ise, 4 sütununda aynı anda Köpek ve Keçi olanlar. 2021 senesi ise bir Öküz elementi. Her üçü de Toprak elementi olan Öküz-Keçi-Köpek, birleştikleri zaman bir TOPRAK CEZASI oluşturuyorlar. Toprak ile ilgili konular daha hassaslaşabiliyor. Bu dönemde de yine bu etkiye bağlı olarak ilişkilerde veya yasal konularda sıkıntı yaşanabiliyor. Endişe ve huzursuzluk hissi artıyor. Dağ sporları, arazi etkinlikleri, hızlı araba kullanma konularına dikkat etmeli, Sağlık konularını da atlamamak lazım…

Köpek yılları: 1946, 1958, 1970, 1982, 1994, 2006, 2018

Köpek ayı: 8-9 Ekim / 7-8 Kasım

Köpek Saati: 19.00 – 21.00

Keçi yılları: 1955,  1967, 1979, 1991, 2003, 2015

Keçi ayı: 7-8 Temmuz/ 7-8 Ağustos

Keçi Saati: 13.00-15.00

Günler çok sayıda olduğu için belirtilmemiştir.

Koruyucu melek 

Doğum anında, 4 sütunun, Sene ya da Günün Gök Hanesinde, “Yang Ağaç” olanlar için (Doğum senesi 4 ile bitenler); “Yang Toprak” olanlar için (Doğum senesi 8 ile bitenler); “Yang Metal” olanlar için (Doğum senesi 0 ile bitenler), Öküz, “Koruyucu Melek” yıldızı anlamına gelir. Koruyucu Melek dediğimiz yıldız, adından da anlaşılacağı gibi, koruyup kollayan, işlerimizde yardımcı olan çok olumlu bir etkiye sahiptir. 2021 yılında, geliştirmek uygulamak ve bitirmek istediğiniz konular varsa etrafınızdan bolca destek alacaksınız. Senenin sizin için olan avantajını kullanın…

Her sene yeni enerjiler ile geliyor ve haritalarımıza kimi zaman olumlu, kimi zaman olumsuz etkiler taşıyor. Ama bu farkındalıkla sene genelinde yol almak ve olayları  anlamlandırabilmek çok önemli.  Zıtlığı her zaman söylediğimiz gibi sadece olumsuz algılamamak lazım. Yeni bir başlangıç yapmak için bir şeyleri değiştirmek gerekir. Her ne kadar konfor alanlarımızdan çıkmakta zorlansak da, değişimler dönüşümlere, fırsatlara, yönlere kapı açar. Zıtlık dönemlerinde bilinçli hareket etmek önemlidir. Direnmeyip, kendi iradeleri ile yapacakları her türlü değişim, hareket, karar onlara sene içinde yeni fırsatlar açacaktır.

Hepimizin, sağlıklı, huzurlu ve mutlu bir yıl geçirmemiz dileğiyle, herkese iyi seneler.

Not: Unutmayın ki takvimler 04 Şubat itibariyle değişiyor. Dolayısıyla 1970 Ocak doğumlu biri aslında 1969 doğumlu olarak sayılıyor.

 

İlginizi çekebilir: 5 element ve aromaterapi: Denge formülümüzü bulmak mümkün

Bahar Gücüyener Pardorokes: 1970 yılında İstanbul’da doğan Bahar Pardorokes Notre Dame de Sion Fransız Kız Lisesinin ardından Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. İstanbul Teknik Üniversitesi’nde yüksek Lisans eğitimini tamamladıktan sonra 2012 senesine kadar çeşitli mimari ofislerde, yurt içi ve yurt dışı projelerde, daha sonra da kendi mimarlık şirketinde aktif olarak çalıştı. 2013 senesinden itibaren ise kişileri, yaşadıkları mekânlar ile uyumlayarak mekânları düzenleme fikri gelişmeye başladı… 2013 senesinden itibaren mesleki bilgisine, Feng Shui öğretisini eklemeye karar verdi. Önce IFSA (International Feng Shui Association) Türkiye temsilcisi Master Esra Koyuncu’nun eğitimlerini tamamladı. Daha sonra Grand Master Raymond Lo’dan Klasik Feng Shui, Çin Astrolojisi ve I Ching eğitimlerini alarak danışmanlık derecesi kazandı. Y. Mimar Banu Olcay Akkiprik ile beraber “madeinfengshui” şirketini kurdu. O günden beri, ev ve işyerlerine, profesyonel Feng Shui danışmanlık hizmeti vermeye devam ediyor, mekânları, sahipleriyle dengeli hale getirmeye çalışıyor. “Aynı Feng Shui uzmanı gibi mimarın da amacı yaşanılan mekânları iyi işlev görecek şekilde tasarlamak, her mekânda var olacak faaliyete uygun dekorasyon ve düzenleme sağlamaktır. Yaşadığımız mekânlarda, yaşam enerjisini yok saymamız mümkün değil. Bu enerjinin, mekân içinde mükemmel şekilde akması, içinde yaşayanlara da mutluluk sağlık, denge getirir. Bütün tarihsel süreçte ve şimdi günümüzde yine hepimiz, huzur ve mutluluk peşinde değil miyiz?”

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Sürdürülebilir çözümlerin izinde: VitrA’dan dünyanın ilk ve tek %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabosu

‘Biricik’ dünyamız günden güne artan çevreler baskılar ve azalan doğal kaynak sorunları ile karşı karşıya. İklim krizi, küresel ısınma, atık sorunları, hava kirliliği ve daha nice çevresel sıkıntı, hem dünyamızın hem de insanlığın geleceğini tehdit ediyor. Bu nedenle, sürdürülebilir yaşam alışkanlıklarına sahip olmanın önemi her zamankinden kat ve kat daha fazla. Böylesi bir gerçekliğin farkında olan tüm endüstrilerde de yenilikçi ve çevre dostu ürünlerin geliştirilmesi oldukça büyük bir öneme sahip. Bu bağlamda VitrA, büyük bir adım atarak çevreye saygısını ve döngüsel ekonomiye olan katkısını gözler önüne seriyor.



VitrA’dan bir ilk; %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo

Çevresel ayak izlerini azaltma yolunda önemli adımlar atan VitrA, sektörün değişim öncülerinden biri olarak bizi yeni çevre dostu lavabosu ile tanıştırıyor. Dünyanın ilk ve tek %100* geri dönüştürülmüş seramik lavabosu özelliğini taşıyan bu lavabo, atık olarak kabul edilen malzemelere yeniden hayat veriyor. Yeni çevre dostu lavaboların içerik olarak yaklaşık %100’ü, kırık seramikler de dahil olmak üzere üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan oluşuyor.

VitrA’nın sürdürülebilirlik konusundaki vizyon ve öncülüğünü yansıtan bu yenilikçi ve çevre dostu lavabolarla, seramik sektöründe sürdürülebilir tasarım konusunda da yeni bir standart ortaya çıkıyor. Tasarım harikası ve fonksiyonel bir ürün olmanın ötesinde geri dönüştürülmüş seramik lavabolar, çevresel bilinç ve sürdürülebilir yaşam tarzlarını da destekleyen güçlü bir mesaj taşıyor.

%30 oranında iyileşen küresel ısınma potansiyeli

ISO 14040:2006 ve 14044:2006 standartlarına uygun yapılan Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi sonuçlarına göre, atıkların kullanılması çevresel etkilerden küresel ısınma potansiyelini %30 oranında iyileştiriyor. Geri dönüştürülmüş lavaboların üretilmesi sayesinde, ürün başına, daha az hammadde kullanılarak %36’lık iyileştirmeyle yaklaşık 5 kilogram hammadde tasarrufu ve %38 iyileştirmeyle 2,48 Kwh elektrik tasarrufu elde edilmesi hedefleniyor.

Sadece bir lavabo olma işleviyle kalmayan, çevresel sürdürülebilirliğe yönelik geniş bir vizyonu temsil eden bu ürün, çevreye duyarlı bir gelecek için atılmış çok büyük bir adım. Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin çevre dostu lavabolarla benimsediği bu üretim yaklaşımı, döngüsel ekonomiye katkıyı da en üst seviyeye çıkarıyor.

Sürdürülebilir bir gelecek için hijyenik ve şık bir ilham kaynağı

Küresel ısınma potansiyelini iyileştiren, çevre dostu bir tasarım harikası olmasının ötesinde VitrA’nın geri dönüştürülmüş lavaboları, hijyen endişesini de ortadan kaldırıyor; çünkü bu lavabolar VitrA Hygiene teknolojisiyle kaplanıyor. Bakteri gelişimini %99,9 oranında önleyen VitrA Hygiene teknolojisi sayesinde, seramik lavaboların kullanımı sırasında yüzeye bulaşan bakteriler etkisiz hale geliyor. Böylece, bir numaralı önceliğimiz olan hijyenden ödün vermeden çevre dostu seçimler yapmak da kolaylaşıyor.



Ayrıca, her zevke, her alana uygun seçimler yapmak da yine VitrA ile oldukça kolay. Bilecik, Bozüyük’teki VitrA Üretim Kampüsü’nde geliştirilen yenilikçi çözümler sayesinde üretimine başlanan bu çevre dostu çanak lavabolar, ilk olarak mat bej renkte ve 5 formda tasarlanmış olsa da VitrA’nın geri dönüştürülmüş ürün gamına yeni ürün ve renklerin eklenmesi de planlanıyor.

VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabonun hikayesi, gelecekteki çevre dostu ürünler ve teknolojiler için de büyük bir ilham kaynağı. Daha sürdürülebilir bir dünya için gelecekte atılacak tüm adımlara şimdiden ilham olduğu kesin. Siz de yaşam alanlarınızı çevre dostu bir bilinç ile şekillendirmek ve bir eşi daha olmayan dünyamızın geleceği için önemli bir adım atmak istiyorsanız hemen tıklayıp VitrA %100 geri dönüştürülmüş seramik lavabo çeşitlerini keşfedebilirsiniz.

* İçerik olarak yaklaşık %100’ü üretim sürecinde ortaya çıkan ve bertarafa giden atıklardan üretilmiştir.

* Bu içerik VitrA katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale