X

2019’da kendiniz ve kariyeriniz için neler yapabilirsiniz?

Yeni bir yıl daha başladı, umutla, heyecanla, beklentilerle… Yılın bu ilk günleri kariyerimizdeki hayallerimizi de gerçekleştirmek için planlar yaptığımız, kendimize sözler verdiğimiz heyecanlı bir dönem. Fakat hepimiz biliyoruz ki bu planların çoğunu Ocak sonuna bile gelmeden unutuyoruz, iptal ediyoruz ya da vazgeçiyoruz.

Bu yıl biraz farklı bir yoldan gidelim istiyorum. Gerçekleşmeyen planlar yapmak yerine kariyerimiz için olmazsa olmaz maddelerimizi belirleyelim ve onları gerçekleştirmek için minik adımlar ile yol alalım. Kim bilir 2019’un sonunda dönüp baktığımızda tüm maddeleri gerçekleştirmiş oluruz belki…

  • Kariyerinize dışarıdan bakın ve kendinizi değerlendirin: İlk madde bu evet. Kariyerinizde neredesiniz ve nerede olmak isterdiniz? Çoğu insan yıllar içinde bu değerlendirmeyi yapmayı bırakır çünkü hayal ettiklerini başaramamış olduklarını itiraf etmekten kaçınırlar. Geldikleri yere, aldıkları kararlara, saptıkları yollara da durup bir bakmak zor gelir, çünkü kendilerini eksik, bazen de aldıkları kararları hatalı bulurlar. Şimdi yılın bu ilk haftasında durup bakmanın tam zamanı, kimin ne düşündüğünü boş verin, sadece kendinize ve nasıl gördüğünüze, hissettiğinize odaklanın. Doğru ve yanlış adımlarınız, başarılarınız, başarısızlıklarınız bir bir önünüze dökülecektir.
  • Şimdiki zamana odaklanın: Geçmişi değerlendirdik ama odağımız geçmiş değil. Önümüzde koskocaman bir yıl var. Elimizde neler var, nelerde güçlüyüz, önümüzdeki yollar & seçenekler neler? Mevcut işinizde gelişerek ilerlemek? Bir yol değişikliği, bir sıçrama yapmak? Ya da bir türlü cesaret edemediğiniz, hayallerinizi süsleyen o işe başlamak? Bunları düşündüğümüzde beynimizin konfor alanı “dur, yapamazsın” demeye başlayacaktır. Evet kolay değil, bir sürü kaygı bir sürü korku var içimizde, sadece gücümüzün farkına varmadan ve risk almadan bir şeylerin değişmeyeceğine inanıyorum. Yapabilirsin.
  • Güçlü alanlarınızı nasıl daha verimli kullanabileceğinizi bulun: Tahmin ediyorum ki bugüne kadar odağınız hep gelişim alanlarınız üzerine eğilmek ve onları daha iyi yapmak için uğraşmak oldu. Sadece eksikliklere odaklanmak kendimizi daha güçsüz, özgüvensiz ve başarısız hissettirdi bize. Bu yıl biraz da güçlü alanlarınıza odaklanın ve bu alanları daha iyi, daha işe yarar kullanabileceğiniz sorumluluk ve işlerde görev alın. Başarı, güçlü alanlarınızı kullandığınızda çok daha hızlı ve verimli şekilde gelecektir, hem kendinizdeki, hem de ortaya çıkardığınız işteki farkı hemen hissedeceksiniz.

 

  • Hayatınızda anlamlı bulduğunuz en az bir iş/proje olsun: Hepimiz iş hayatında tamamen inanmadığımız, katılmadığımız işler yaparız. Ama bu yıl en azından bir projenizi sahiplenin. Sizden bir şeyler olsun içinde; sizin değerlerinize, amaçlarınıza ve fikirlerinize uygun olsun. (Projenin içindeki o yanı bulun ve çıkarın.) Her zaman için değer kattığınıza, fark yarattığınıza inandığınız işler sizi motive edecek ve hem işe, hem de  hayata daha sıkı bağlayacaktır. Böyle işlerle uğraştığımızda tüm yoğunluğa, strese rağmen kendimizi güçlü ve huzurlu hissetmemizin sebebi de budur işte. 
  • Daha az sunum ve toplantı, daha çok aksiyon ve takım çalışması: Günümüzün çoğu harikalar yarattığımız powerpoint sunumlar ve zamanında bitmeyen, bir türlü sonuca bağlanamayan toplantılar ile geçiyor. Bu yıl zamanınızı daha odaklı kullanın ve daha çok sonuca odaklanın. Size zaman kaybettiren, yoran ya da amaçtan uzaklaştıran insan ve süreçleri tespit edip, yavaşça hayatınızdan çıkarın. Örneğin; uzayacağını bildiğiniz toplantıları iki toplantı arasına sıkıştırın ya da ayakta bir toplantı odası tercih edin. Her şeyi sunum ile anlatmak yerine özet formatta mailler veya excel tabloları kullanıp onaylarınızı alın. Uygulamaya başladığınızda bu minik ve uygulaması kolay detayların size nasıl zaman kazandırdığına inanamayacaksınız. 
  • Duygusal zekası yüksek bir ekip ve lider ile çalışın: İşiniz ya da yeni adımlarınız ne olursa olsun çevrenizde sizi sadece data olarak görmeyen, sizin “insan” olduğunuzu hatırlayan çalışma arkadaşlarınız olsun. Ekibinizin farkındalığı, empati duygusu, stres ve çatışma yönetimi, pozitif & negatif bakış açısı dengesi iş hayatındaki tüm enerji akışını ve performansınızı etkileyecek güçtedir. Çevrenizdeki insanların duygusal zekası yükseldikçe çok daha kaliteli, anlamlı ve yaratıcı bir çalışma ortamınız olur. Liderinizi değiştirmek çok elinizde olmayabilir, ancak ekibinizde bir değişikliğe gidecekseniz duygusal zekası yüksek kişileri tercih ettiğinizde etkisi size de yansır. (Duygusal zeka üzerine ayrı bir yazıda uzun uzun konuşalım isterim.)

  • Kaliteli geribildirim alın ve aksiyona çevirin:  Aslında çok net, geribildirim bizi geliştiren, algımızı ve farkındalığımızı artıran en önemli araç. Bu yıl pek çok geribildirim toplayalım. Davranışlarımızın etkisi nasıl, çevremizdeki insanlar bizi nasıl görüyor, nasıl algılıyor? Tüm geribildirimleri almak zorunda değiliz ama hepsini sakince, savunmaya geçmeden dinleyelim ve üzerine düşünüp, kabullenip inandıklarımızı hayatımızda aksiyona çevirelim. 
  • Kendi gelişiminizi kendiniz destekleyin: Biz hep birilerinin bizi desteklemesini ve geliştirmesini bekleriz. Biri gelecek ve elimizden tutacak, yol gösterecek. Bu yıl gelişimimizi biz sahiplenelim. En çok neye ihtiyacımız var? Bu ihtiyaç için kaynaklarımız neler? Önümüzdeki engeller neler? Araştıralım, okuyalım, tecrübe edelim. Yani gelişimin peşinden biz gidelim. Minik ipucu: Genellikle önümüzdeki engel yine kendimiz ve bahanelerimiz oluyor, kendimizi aştığımızda fırsatlar karşımıza çıkıyor.

Bunlar benim 2019 için olmazsa olmazlarım, siz bu maddeleri çoğaltabilir ya da “Bunlar bende tamamdır” diyerek çıkarabilirsiniz. En önemlisi 2019’un sonunda kariyerinizde neler elde etmiş olmak istiyorsunuz, onları belirleyin ve önceliklendirin. Bir bütünün parçaları gibi hepsi zaman içinde tamamlanacak ve ilerleyecektir. Vazgeçmek yok.

Bereketli, huzurlu, yeni keşiflerle dolu bir 2019 dileğiyle!

İlginizi çekebilir: 2018’i değerlendirme zamanı: Performans görüşmesine hazır mısınız?

Özlem Taylan: İçimde bir yerlerde kelimeleri hiç bitmeyen o kız çocuğunu dinlemeyi öğrendiğimde anladım hayallerimi gerçekleştirmenin yolunun deneyimlemekten geçtiğini… Deneyimledikçe dünyam büyüdü, içime sığmaz oldu, kelimelere döküldü. Yazıyorum, okuyorum, seyahat ediyorum, yürüyorum, koşuyorum, yoga yapıyorum. Aktif olarak çalışıyorum, üretiyorum, eğitimler veriyorum, koçluk yapıyorum. Hepsinden öte çiçeği burnunda bir anneyim, kızımla beraber büyüyorum. Burada sadece okuduğum okullarla, mesleğimle ya da pozisyonlarla değil, kimliklerden arınmış, şapkalardan arınmış bir Özlem olarak yazıyorum. Her yazı da aslında kendi sorularıma cevap arıyorum. Benim yolculuğum her gün kendimi yeniden keşfetmek üzerine, hadi siz de bana katılın..

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale