X

Yeni yıl kararlarınıza güzel bir öpücükle başlamak ister misiniz?

Sizde durum nasıl bilmiyorum; ama bende biraz geçen yılı değerlendirme, biraz da yeni yıla dilekler, hedefler serpme dönemi oluyor bu zamanlar.

Sadece bu sefer biraz daha farkında hissediyorum kendimi. Geçen yıllarda sürekli sürekli tekrarlamaktan hoşlanmadıklarımın neler olduklarına dair daha çok fikrim var. Bir kere bugüne kadar yaptığım bütün listeleri önüme döküyorum. Önce “Hala gerçekleştirilmeyi bekleyen ne kadar çok madde var” deyip hayıflanıyorum. Sonra biraz daha inceleyince, hedeflerin hepsini biraz abartı seviyesinde mükemmel şekilde yazdığımı fark ediyorum. Onu yapacağım, ama sadece bununla kalmayıp üstüne kuş da konduracağım tadında hedefler hepsi. Belli ki bir süre sonra gözüm korkmuş, koşa koşa uzaklaşmışım hepsinden. Bir de uzaklaşmakla kalmayıp, hiç acımadan kendimi şuursuzca eleştirmişim. Başkasına asla yapmayacağım kadar, kendime yüklenmişim de yüklenmişim.

Her sene yaptıklarımı bu sefer yapma niyetinde değilim ama. Ters giden, bana uygun olmayan yöntemleri bırakmayı diliyorum. “Değişiklik gerek!” diyorum, hem de sürecin ta en başından itibaren. Madem kendime acımasız davranıyorum, kendi kendime mercek tutmaya çalışıyorum ve bu işe yaramıyor, o zaman önce bunu mu değiştirsem? Ailem, arkadaşlarım sürekli benimle birlikte olan kişiler. Acaba onlara mı uzatsam mikrofonu?

Kötü bir fikir gibi gelmiyor kulağıma. Belki de dışarıdan bir göz olarak, benim bakmadığım şekilde bakabilirler. Ne bileyim, insan hep aynı şeye odaklanmaktan bazen kör noktalar yaratıyor kendisine ve hiç farkında bile olmadan yapıyor bunu. Kör noktalarımıza ışık tutabilecek kişiler yanı başımızdakiler olabilir. Tabii bir de kaçmak istediğimiz taraflarımızı, davranışlarımızı samanaltı yapmaya da çok yatkınız. Halının altına altına süpürüyoruz, gün gelip o tozlar bizi hasta edene kadar görmezden gelmek kolayımıza geliyor genelde. Dip köşe temizlik ve yepyeni taze bir başlangıç için çevremizden destek almaya ne dersiniz? Hiç de kötü bir fikir gibi gelmiyor kulağa.

Destek demişken, yakın çevremiz her zaman yanımızda olmaya dünden razı ve bunu gönülden istiyor. Ama biz genelde en yakınlarımızı bile, kendi duvarlarımızdan o kadar içeriye sokmuyoruz. Hep bir mesafe koyma yatkınlığındayız; özellikle konu değiştirmek istediğimiz, pek de memnun kalmadığımız taraflarımız olunca. Aslında daha çok yanımızda olmalarına izin versek, yelkenlerimizi hep dik tutmaya çalışmasak. Yaralarımızı onlara biraz daha açabilsek, belki hep birlikte olunca çok daha kolay iyileşebilir hepsi. Düştüğümüz noktalarda, ayağa kalkmamız için güç veren yine çevremiz olabilir aslında.

“Peki nasıl yapsam da, bu sene onlara da kapılarımı açsam?” diyorum. Yeni bir yıla başlarken, ilk değiştirmek istediğimin bu olduğuna karar veriyorum. Hedefler koyacağım madem kendime, bu sefer farklı olacak diyorum. Aklıma yıllar önce bana çok faydası dokunmuş bir öpücük geliyor: KISS. Üniversiteden mezun olmak üzereyken, kafam bir hayli karışıkken, kariyer günlerinin birinden diğerine koşarken öğrendiğim bir yöntem. Hazırsanız, başlıyorum bu öpücüğü sizlerle de paylaşmaya!

KISS ile tanışmaya hazır mısınız?

KISS size dair 3 önemli alana odaklanan bir öpücük. K harfi, Keep It! Yani bunları yapmaya devam et kısmı. İlk S harfi, Start It! Yani bunları yapmaya başla. İkinci S harfi, Stop It! Bunları da yapmayı bırak, en azından azalt kısmı. Sanırım hepimizin şu anki halinden memnun olduğu özellikleri, davranışları, alışkanlıkları vardır. Tabii bir de yeni başlamak istedikleri ve kendine iyi gelmediğini bilip bırakmayı diledikleri. KISS, yani bu öpücük, bu alanların hepsine dokunması ile yeterince güçlü; ama onu daha da yukarılara taşıyan başka bir yönü daha var.

KISS’i hazırlaması için en yakın çevrenizin kapısını çalıyorsunuz. Belki de sizi sizden iyi bilenlere soruyorsunuz, bu üç ana soruyu. Kardeşiniz, kuzeniniz, dostlarınız, sevgiliniz, eşiniz, iş arkadaşlarınız; ne bileyim kimler sizin en yakınınızsa tam da onlara işte! Bu öpücüğü yollamak istediğiniz, 10 kişi belirliyorsunuz. Seçiminizi de yaptıysanız eğer, sıra geldi öpücükleri paylaşmaya.

Ben kendi adıma küçük bir açıklama metni ve benim için öneminden bahsederek ilettim kendi KISS maillerimi. İsterseniz WhatsApp’tan paylaşın, isterseniz Excel olarak; size hangi yol daha uygun geliyorsa. Ben “Üç ana başlık için, en az üç madde yazabilir misiniz?” diye rica ettim. Sino neleri tutsun? Nelere başlasın? Neleri bıraksın? (Keep It. Start It. Stop It.) “Benim için bunları hazırlayabilir misiniz?” diye sordum. Herkesin günlük hayatında oldukça yoğun olduğunu bildiğimden ve öpücüklerimin unutulmasını da istemediğimden, paylaşımlar için son bir tarih de belirledim. Ve en sevdiklerimin bana yeni yıl öpücüklerini göndermesini beklemeye başladım.

Mailime düşen her bir öpücük o kadar değerliydi ki. Bir kere emek emek; en doğru, en güzel, en yerinde tespitlerimizi, dileklerimizi nasıl paylaşırız diye ince ince düşünmüşlerdi; bu gerçekten hissediliyordu. Farklı farklı kişilerden gelse de; hem birbirine çok benzer noktaları vardı, hem de birbirinden çok ayrışan bölümleri. Bunu görmek çok etkileyici, aynı zamanda her yorumun paylaşanın bakış açısını da içerdiğini hatırlatıcı oldu benim için. Şimdi gelelim bütün öpücükleri topladıktan sonra, kendim için daha da anlamlandırmaya.

Bütün yazılanlara baktığımda, önce güçlü yanlarım diyebileceğim; Sino bunlar seninle kalsın dedikleri özelliklerime. KISS’in K’sına! Pozitifliğim, heyecanım ve sevdiğimi gösterme şeklim; listenin en başında olanlardı. İnsanın en yakın çevresi tarafından, kendi hayatında hep ön planda tuttuğu davranışlarına değer verildiğini görmesi; kıymetinin bilindiğini hissetmesi çok güzel bir duygu. Ve diyorlardı ki bana; bunları iyice sar sarmala, kendinde hep tut yıllarca; tabiİ bize de bulaştırmaya devam et. Seni kocaman seviyoruz. Ben de dedim ki kendime, iyi ki paylaşabileceğim müthiş insanlar var çevremde. Elimden geldiğince, iyi bakacağım bütün bu taraflarıma ve daha da büyüyeceğiz biz hep birlikte.

Şimdi ise sırada KISS’ın ilk S’si. Sinocum bunlara başlamaya ne dersin kısmı. Ana başlığın da dediği gibi, birçok arkadaşım “Başla!” diyordu. O çok çekindiğin ilk adımı at, gerisi çok güzel olacak zaten, sen yeter ki başla. Öpücüğün bu kısmı birçok yaratıcı öneri, cesaret verici dilekleri de içeriyordu. Ama beni en çok şaşırtan birebir aynı cümleleri yazan farklı eller olmasıydı yine. Başla kısmının öne çıkanları ise spora başlayıp bu sefer kalıcı hale getirmem; yoga, meditasyonu denemem; insanlarla paylaşımı çok sevdiğim için yardım edebileceğim projelerde yer almam ve yazılarımı bir alanda yoğunlaştırıp kitap hazırlamamdı.

Bu öpücük beni git gide neşelendiriyordu ve şaşırtmaya da devam ediyordu. Sanki içimi okumuşlar gibi yazmışlardı bütün dostlarım. Bir örnek verecek olursam; tam bir ay önce bir çocuk kitabı yazmak için niyet etmiş, kimseye söylememiş ama hazırlıklarına yavaş yavaş başlamıştım aslında. Kendime koymuş olduğum hedeflerimin dostlarımın ağızlarından da dökülmesinin, benim için nasıl teşvik edici olduğunu anlatamam.

Gelelim bilerek en sonda duran, KISS’in ikinci S’sine. Bunları sonlandır, bitir; ya da en azından azalt kısmına. Bu bölümde açık ara öne çıkanlar ise; ertelemeyi bırak ve kararsızlıklarını azaltmaya çalış Sino. Daha nokta atışı yorumlar olamazdı, kendim için bir liste yapsaydım en tepeye yazacağım iki şey bu olurdu.

Peki bu sefer farklı olmasını istiyorsam, aksiyona geçebilmek istiyorsam bir değişikliğe ihtiyacım olduğu kesindi. Nasıl kısmı bir yılbaşı hediyesi ile karşımda belirdi. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımızdan, alışkanlık oluşturabilmemize çok yardımcı olacak bir hediye geldi. Barış Özcan, Zinciri Kırma Takvimi. Şimdi ertelemelerimize engel olmak adına, her gün küçük de olsa belirlediğimiz alanlara zaman ve emek ayırıyoruz. Umarım bunu 2019’un sonuna kadar devam ettireceğiz.

KISS’te her ne kadar çok ortak nokta ve paylaşım var desem de; farklı bakış açıları içeren kısımlar da yok değildi. Bazı yorumlarda çok kendi içimde yaşadığımı, sorunlarımı çok paylaşmadığımı ve bunu bırakmamı yazanlar olmuştu. Çok paylaşacağım derken, kendime kalan zamanlardan çaldığımdan ve bunları da azaltmamı dileyen arkadaşlarım da. İlk başta anlamakta zorluk çektiğimi, hatta biraz da şaşırdığımı kabul etmeliyim. Ama sonrasında bu öpücükler çok önemli bir şeyi fark etmeme yardımcı oldu, bir nevi beni uykumdan uyandırmaya. Güçlü yanlarımızı da çok kullanırsak, bu özelliklerimizin bizim aleyhimize dönmeye başlayabileceği gerçeğini.

Paylaşarak çoğaldığımı, beni mutlu edenin bu olduğunu sanarken; bazen başkalarına ayırdığım zaman, kendi özüme sunduğumdan fazlalaşmaya başlayabiliyor ve işin dengesi bozulabiliyor. Pozitif kalmak, olmak ya da görünmek adına; bazen en yakınlarımla dertlerimi, sorunlarımı paylaşmaktan çekinip; kendi içimde, bir başıma çözmeye çalışırken zorlandığım zamanlar oluyor. Bugüne kadar bu durumu fark etmemiş olmam ise, öpücüklerin beni şaşırtan taraflarıydı.

Peki Sino’nun öpücüklerini niye sizinle paylaştım? Niye kendimi size bu kadar açtım? Çünkü bu yeni yıl öpücüğü, bu seneye kadar kendi başıma koyduğum hedeflerin yerine; çevremden de ilham alarak yenilerini oluşturmama yardımcı oluyor. Tek başına olmadığımı; neye başlamak, neyi bitirmek istiyorsam her zaman yanımda olduklarını hatırlamamı sağlıyor. Bu sene daha önceden farklı olsun istiyorsam, bazı şeyleri farklı yapmam gerektiğine inandığımı sizlere söylemiştim. O yüzden de KISS’i, bu öpücüklerin hepsini kendime alıyorum. Onların en çok paylaşılan kısımlarına da kendi aksiyon hedeflerimi koyuyorum.

Siz de birin gücüyle değil, çoğun gücüyle yeni bir yıla, yeni bir yola çıkmak istiyorsanız; nasıl yapacağım diye düşünüyorsanız, sizlere de yardımcı olabilecek bir yöntem var: KISS. Belki benim paylaştıklarım size, sizin paylaştıklarınız bir başkasına ilham olacak. Kim bilir? Haydi siz de bu yeni yıl öpücüğünü en sevdiklerinizle paylaşın, bakalım sonrası nasıl şahane ilerleyecek? Bu sene “İyi ki” dediklerimizin kaçı bu öpücüklerden çıkacak, 2019’da hep birlikte görelim! Nice mutlu, gönlümüzce senelere!

Not: 2018’i sonlandırmaya çok yakın olduğumuz; sayısız dilek, sonsuz soğuk, bol yemek, ışıl ışıl mekanlar, çok keyifli Lviv seyahatinden fotoğraflar. (Kasım 2018)

İlginizi çekebilir: Korkusuzca yaşamak için: Kendi denizinizi keşfetmeye var mısınız?

Sinem Kocacan: Bir eylül sabahı Denizli'de gözlerimi açmışım dünyaya. Benim hayat yolculuğum küçük bir şehirden üniversite ile İstanbul'a taşınmış. Boğaziçi Uluslararası Ticaret'i tercih etmişim, yurtdışına açılan kapım olsun diye. Gerçekten okul benim bambaşka diyarlarla tanışmama vesile olmuş; gönüllü çalışma kampları, work&travel, değişim öğrenciliği... Hepsi beni insanların hikayelerine yoldaş yapmış. Sino derler bana, heyecan verenlerin peşinden koşarım hep; bol bol samimiyet ve gözlerinin içi gülen insanlar ise en sevdiklerim olur. Kendi dünyamı yaratmak, -meli -malı'lardan kurtulmak için bolca çabalarım. Yeni ve rengarenk olan beni kendine çeker; düşe kalka büyüyen, içindeki küçük kız çocuğunu yaşatmak isteyen biriyim ben. Kurumsal hayatta pazarlama yaparken, bir gün kendime başka yollar yaratma kararı aldım. Sırtçantamla Güney Amerika'nın altını üstüne getirirken, 30'unda Interrail yaparken buldum kendimi. Fark ettim ki yolda attığım her adım kendi özüme yaklaştırıyor beni. Hayat bana göre bir yolculuk; onu dolu dolu yaşamak içinse ihtiyacımız, o ilk adımı atmak ve fark etmeye başlamak. Yolculuklarımızla hep beraber büyümek ve hikayelerimizi birlikte paylaşmak dileğiyle.. Her şey gönlümüzce olsun.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale