X

2018 yılında hayatımızı yakından etkileyecek öne çıkan wellness gündemleri

Son yıllarda bireylerin, toplumların, şirketlerin ve hatta devletlerin peşinden koştuğu bir şey var; o da wellness. Tüm dünyanın ilgiyle takip ettiği wellness konsepti, oldukça dinamik ve değişken. 2017 yılında da wellness‘ın tanımının değiştiğini söylemek mümkün. Artık wellness, bir kişinin bireysel yolculuğundan çok daha fazlasını ifade ediyor. Wellness; bir başkasının, toplumların ve en nihayetinde yaşadığımız gezegenin iyi olması için çaba harcamayı ifade ediyor. Wellness denince akla şu üç kavram geliyor: Sen, biz, hepimiz.

Wellness konusunu yakından takip eden trend uzmanları, bu yıl büyük şirketlerin kişisel bakım ürünleri konusunda müşterilerin taleplerini daha çok dinleyeceğini, daha kaliteli besinlere yönelimin artacağını ve sürdürülebilirlik çalışmalarının hız kazanacağını söylüyor. Aynı zamanda aralıklı olarak kendini aç bırakma (intermittent fasting) ve mikrobiyomla tedavi alanındaki araştırmaların hız kazanacağı düşünülüyor. Çevre dostu #sıfıratık girişimler ve kadın sağlığına eğilen teknoloji yatırımlarını ifade eden #femtech konuları da 2018’de gündem konuları arasında.

Wellness denince akla şu üç kavram geliyor: Sen, biz, hepimiz.

Eğer siz de 2018 için koyduğunuz bireysel hedefleri yeniden gözden geçirmek veya çalıştığınız sektördeki müşterilerinize 2018 trendlerini yakalayan öneriler sunmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. İşte 2018’in öne çıkan wellness trendleri ve gündem konuları:

1. Çevre dostu olmak wellness rutininin bir parçası haline geliyor

Küresel ısınma ve bunca yıldır çevreyi düşünmeden yapılan birçok uygulama yüzünden doğa artık isyan ediyor. Geçtiğimiz yıl tüm dünyada beklenmedik doğa olaylarıyla geçti. Üstelik uzmanlar önlem alınmazsa bunun daha da kötüleşeceğini söylüyor. Geçtiğimiz temmuz ayında New York Magazine‘de çıkan bir makaleye göre uzmanlar, büyük bir değişim olmadığı sürece 100 yıl içinde dünyanın yaşanılmaz bir yer haline dönüşeceğini söylüyor. Bunun etkilerini hepimiz çoktan hissetmeye başladık.

Kirlilik ve aşırı hava olayları nedeniyle besin zincirinde bozulmalar yaşanıyor, kronik hastalıklar daha da kötüleşiyor, hatta ruhsal sağlığımız bile bunlardan etkileniyor. Bu durum hepimizi bu konuda bir şeyler yapmaya zorluyor. İşte bu sebeple 2017’de sürdürülebilirlik ve doğa dostu kurallara uyan şirketlerin sayısının artması tesadüf değil.

Örneğin Nike geçtiğimiz yıl sürdürülebilir deriden üretilen ve karbon ayak izi diğerlerinin yarısı kadar olan Flyleather adında bir model çıkardı. Adidas ise okyanusta bulunan plastikten üretilen ve 11 plastik şişeye eşdeğer olan UltraBoost modelini çıkardı. Şirketler artık tüketicilerin satın alma eğiliminde çevre dostu ve sürdürülebilirlik özelliklerinin etkili olduğunun farkına vardı. Bu da onları gün geçtikçe daha fazla çevre dostu yatırımlara yönlendiriyor.

2. Teknoloji de tütün gibi bağımlılık yapıyor
Hepimiz gün içinde defalarca cep telefonlarımızı kontrol ediyoruz çünkü mobil uygulamarın çoğu, kullanıcının dikkatini çekmek için tasarlamış.

Teknoloji ve sosyal medya, dünyayla bağlantı kurmak için harika çözümler sunuyor. Ancak her ikisi de yeterince adil kullanım noktasını aşmış durumda. 2017 yılında sosyal medyada daha fazla vakit geçirenlerin kendilerini sosyal açıdan daha tatminsiz ve daha stresli olduğunu gösteren birçok araştırma yayımlandı. Dijital dünyada yıllardır varlık gösteren girişimciler artık yavaş yavaş geri adım atmaya, geri çekilmeye başladı. Dünya devi Facebook’un Kurucu Başkanı Sean Parker’ın “Hedefimiz, kullanıcılarımızın zamanını ve dikkatini nasıl daha az tüketebiliriz sorusuna yanı aramak” şeklindeki sözleri bile bunun en iyi özeti.

Hepimiz gün içinde defalarca cep telefonlarımızı kontrol ediyoruz çünkü mobil uygulamarın çoğu, kullanıcının dikkatini çekmek için tasarlamış. Eski bir Google Proje Müdürü olan Tristan Harris, “İsteseniz de istemeseniz de kaçınılmaz olarak bu uygulamalar insanların düşüncelerini, duygularını ve eylemlerini şekillendiriyor. İnsanları programlıyor” diyor. Cep telefonu ve sosyal medya bağımlılığı son dönemin en çok konuşulan konularından. Güzel haber ise her alışkanlığın bilişsel terapi sayesinde tersine çevrilebilir olması. Bizler teknolojiye daha bilinçli yaklaştıkça, mobil uygulama endüstrisi de bu talebe karşılık veriyor. Örneğin, gün içinde cep telefonunuza göz atma sayısını ve süresini sınırlandıran uygulamalar gün geçtikçe artıyor. 2018’de bu konu daha çok önem kazanabilir.

3. Bağırsak sağlığı için sadece iyi bakteriler yeterli değil

Bağırsak sağlığıyla ilgili farkındalığın artması probiyotiklerle ve bağırsaklardaki yararlı bakterileri besleyen lif içeren besinlerin daha fazla tanınmasıyla başladı. Ancak bağırsak sağlığı için probiyotik ve iyi-kötü bakteri dengesi kadar önemli bir şey daha var; o da bağırsaktaki yararlı mantarlar. Bunu keşfeden isim ise Dr. Mahmoud Ghannoum. Dünyanın sayılı mikrobiyom araştırmacılarından biri olan Dr. Ghannoum, “Hem bakteriler hem de mantarlar sindirim sağlığında kilit öneme sahip. Araştırmalar, bakteriler ve mantarlar arasındaki iş birliğinin tümden sağlık ve wellness üzerinde önemli etkileri olduğunu gösteriyor” diyor. 2018 wellness trendlerinde ise bağırsak sağlığının korunması ve sürdürülmesi için daha inovatif yöntemlere başvurulacağını kestirmek mümkün. Artık yararlı bakteriler ve probiyotiklerin ötesine bakmanın zamanı geldi.

4. Doğal içerik, yeni “organik gıda” furyasına dönüşüyor
Yalnızca yediklerimizin değil kullandığımız ürünlerin de doğal içerikli olması giderek önem kazanıyor.

Son birkaç yıla kadar kozmetik ve temizlik ürünlerindeki “doğal içerik” şirketlerin pek de önemsediği bir konu değildi. Ancak son yıllarda bu durum değişti. Hem kozmetik ve temizlik ürünlerinin içeriğini paylaşan platformların artması hem de tüketicilerin “şeffaflık” taleplerinin çoğalması bu değişime öncülük etti. Örneğin, kozmetik ve temizlik sektöründe dünya devlerinden biri olan Unilever, ürünlerinin içeriği konusunda daha şeffaf bir uygulamaya geçti. En büyük muamma olan “koku” içeriğinin üzerindeki sır perdesini kaldırdı. Aslında bu bir zorunluluk değil ancak Unilever gibi sektördeki önemli bir oyuncunun böyle bir adım atması, diğer şirketleri de etkileyecektir. Şirket ayrıca daha temiz içeriğe sahip kişisel bakım ürünü tercih edenler için ApotheCARE Essentials adında bir başka marka daha çıkardı.

2018’in en önemli wellness trendlerinden biri de doğal deodorant konusu. Bu konuda da P&G önemli bir adım attı ve Native adını verdiği yeni bir marka piyasaya sürdü. Markanın ürünleri alüminyum ve paraben içermeyen bir formüle sahip. Anlaşılan o ki doğal deodorant konusu 2018’in en sıcak konu başlıklarından biri olabilir.

5. Bağırsak sağlığı açısından süper besin olan kolajene ilgi artıyor

Son yıllarda süper besinler listesine giren kolajen, 2018 yılında hayatımızda daha çok yer alabilir. Günümüzde artık tüketiciler besinlerinin nereden geldiğini ve içinde ne olduğunu daha çok bilmek istiyor. Kolajen de en “temiz” protein kaynaklarından biri olarak öne çıkıyor. Öte yandan bağırsak sağlığını destekleyen özellikleri ve anksiyete, akne tedavisindeki etkileri sebebiyle gün geçtikçe popülaritesi artıyor. Kemik suyundan yapılan çorbalar, smoothie’ler 2018’in öne çıkan wellness trendleri arasına şimdiden girdi bile!

6. Sadece kilo vermek için değil sağlık için aralıklı aç kalma
Aralıklı aç kalmayla ilgili en önemli yanlışlardan biri bu yöntemin sadece kaloriyi azaltma, kilo verme olarak görülmesi…

Geçtiğimiz yılın ilk aylarında her yerde ketojenik beslenme konuşuluyordu; şimdilerde ise aralıklı aç kalma. Yapılan araştırmalar, aralıkla aç kalmanın kısa ve uzun vadede sağlık açısından çok faydalı olduğunu söylüyor. Birçok insan bu yöntemle kilo vermeyi de başarırken; kan şekeri dengesinin sağlanması, enflamasyon riskinin azalması, bilişsel fonksiyonların artması gibi sağlık açısından faydaları daha çok ön plana çıkıyor. Aslında aralıklı aç kalma da Paleo diyeti gibi atalarımızdan beri uygulanan bir yöntem.

Aralıklı aç kalmayla ilgili en önemli yanlışlardan biri de bu yöntemin sadece kaloriyi azaltma, kilo verme olarak görülmesi. Oysa aralıklı aç kalmanın amacı bağırsaklara yenileyici bir mola zamanı verilmesi, hücrelerin eski proteinlerden kurtulması, yenilenme ve tazelenme olarak özetlenebilir. Güney Kaliforniya Üniversitesi’nden biyokimya uzmanı Dr. Valter Longo’ya göre siz de haftada birkaç defa akşam yemeğiyle sabah kahvaltısı arasında 14 saatlik aç kalma süresi bırakarak bu yöntemi uygulayabilirsiniz.

7. Büyük gıda şirketleri büyük hamleler yapıyor

Yıllarca ekonomik gücü olan ve iyi semtlerde yaşayanlar daha sağlıklı besinlere ulaşabildi. Kombu çayı hazırlayıp, probiyotik dolu çikolataları sağlıklı ve butik dükkanlarda bulabildiler. 2018 ise daha büyük şirketlerin daha sağlıklı gıda anlamında büyük adımlar attıkları bir yıl olacağa benziyor. Artık daha iyi besinleri, daha kitlesel marketlerde bulmak mümkün olabilir.

Bu durum özellikle de milenyum çağında doğup büyüyenleri yakından ilgilendiriyor. Daha iyi beslenme, etnik ve sürdürülebilir uygulamaları destekleme konusunda daha duyarlı olan milenyum neslinin alım gücünü artık kitlesel marketlere çevirmesi bekleniyor.

8. İyi uyku, büyük bir öncelik ve büyük bir pazar haline geliyor
Derin ve dinlendirici bir uyku sağlığımız için olmazsa olmaz.

2017 yılında nihayet uyku konusu bir öncelik haline gelmeyi başardı. Uykusuzluğun kilo alma, anksiyete, hormon dengesinde bozulma gibi sorunlara yol açtığını söyleyen araştırmaların sayısı gün geçtikçe artıyor. İyi uykunun başarının anahtarı olduğunu söyleyen Amazon’un kurucusu ve CEO’su Jeff Bezos gibi kanaat önderlerinin açıklamaları da 2018 yılında uyku konusunun wellness trendleri arasında yer alacağını gösteriyor.

Yıllarca uykusuna özen göstermemiş ve uyku düzenini bozmuş kişiler ise bu konuda kendilerini düzeltmek için her türlü yola başvuruyor. Derin ve dinlendirici bir uyku için uyku optimizasyon teknolojinelerine, polistik rahatlama tekniklerine, rahatlatıcı yağlara, değişik teknolojilerle üretilmiş yataklara ve yastıklara olan ilgi gün geçtikçe artıyor.

9. Kadın sağlığına odaklanan teknolojik yatırımlar artıyor: Femtech

Yapılan araştırmalar, 2017 yılında kadın sağlığına odaklanan teknolojik yatırımlar için 1,2 milyar dolar harcandığını söylüyor. Doğurganlık ve üreme sağlığını, tüm beden sağlığının önemli bir göstergesi olarak kabul eden kadınların sayısı arttıkça, bu alanda yapılan yatırımlar da artıyor. Regl dönemlerini takip eden, yumurtlama dönemini haber veren uygulamaların sayısı gün geçtikçe artıyor. Öte yandan hamile kadınlar için hazırlanan uygulamalar bebeğin kalp atışlarını dinlemeden, hamilelikle ilgili hafta hafta bilgiler vermeye kadar çeşitli olanaklar sunuyor. 

10. Mitokondri için sağlıklı yağ tüketimi ön plana çıkıyor
Mitokondri düzgün çalışmadığında yorgunluk, hızlı yaşlanma ve verim alamama baş gösteriyor.

Geçtiğimiz yıllarda mikrobiyomları tartışıyorduk, 2018’in wellness trendlerinin kilit kelimelerinden biri de mitokondri. Eleven Eleven Wellness Center yöneticisi Dr. Frank Lipman’a göre mitokondriyi hücrelerdeki güç kaynağı gibi düşünmek mümkün. Bu güç kaynakları, besinleri ve oksijeni enerjiye çeviriyor ve hücre içinde biyokimyasal reaksiyon oluşturuyor. Mitokondri düzgün çalışmadığında yorgunluk, hızlı yaşlanma ve verim alamama baş gösteriyor. Mitokondriyi desteklemenin en iyi yolu ise şeker veya karbonhidrat tüketmek değil, sağlıklı yağ tüketmek. 2018’in wellness trendlerini takip eden gıda üreticilerinin özellikle yağ oranı yüksek ve ketojenik besinleri ön çıkarması bekleniyor.

11. Alternatif meditasyon yöntemi olarak nefes egzersizleri dikkat çekiyor

Farkındalık ve meditasyon 2018 wellness trendlerinin yine en önemli başlıkları. Günümüzde stresli, anksiyete sorunu yaşayan hedef odaklı binlerce insanın bununla baş etmek, teknolojinin dürtüleriyle mücadele etmek ve kendi beden-zihin ilişkisini desteklemek için alternatif yöntemlere başvurması kaçınılmaz. 2018’in wellness trendlerinde bu alternatif yöntemin nefes çalışmaları olacağı konuşuluyor. Büyük etkinliklerdeki nefes egzersiziyle ilgili söyleşilere veya uygulamalara olan ilgi gittikçe artıyor. Biyoenerji uzmanları nefes çalışmalarını programlarına dahil ediyor, nefes çalışmalarının sinir sistemi üzerindeki etkilerini araştıran uzmanların sayıları artıyor, yoga eğitmenleri nefes egzersizlerini yoga derslerine dahil ediyor. Nefes, insanın kendi bedeniyle ilişki kurmasının en hızlı ve en kolay yolu. 2018 yılında wellness trendlerinin buna daha fazla ağırlık vermesi bekleniyor.

Kaynaklar:
Mind Body Green
Forbes

 

İlginizi çekebilir: 2018 wellness trendleri: Farkındalık ve detoks şekil değiştiriyor

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale