Yaratıcı ruhların gölgesinde “Deha”

Elizabeth Gilbert ile deha Konusu Üzerine
Elizabeth Gilbert ile deha Konusu Üzerine

“Ye, dua et, sev” diye çevrilen, Amerika’da bestseller listelerinde uzunca süre yer edinen “Eat, Pray and Love” kitabının yazarı Elizabeth Gilbert, TED konferansları kapsamında yaptığı konuşmada “deha” üzerine ilginç yorumlar getiriyor.

Kitabının beklenmedik başarısını bir süre “bela” olarak değerlendiren yazar, insanların beklentilerini karşılama konusunda yaşadığı buhranın; ilhamla ve içindeki dehayla olan ilişkisini Antik Yunan’dan yola çıkarak değerlendiriyor.

Elizabeth Gilbert ile deha Konusu Üzerine
Elizabeth Gilbert ile deha Konusu Üzerine

Gilbert’in yorumuna göre, Antik Yunan’da insanlar yaratıcılığın kendilerinden kaynaklandığına inanmıyordu. Aksine, insana refakat eden kutsal bir ruh olup insanlara uzak bir kaynaktan anlaşılamaz bir sebepten geldiğine inanılıyordu.

Romalılar ise, Sokrat’ın da kendine yakıştırdığı gibi, bu vücutsuz yaratıcı ruhlara “genuis” (deha) adını vermişlerdi. Deha; bugün anlaşıldığı gibi zeki bir insan karakterinden ziyade, onları ziyaret eden bir ruh anlamını taşıyordu. Dönem dönem ortaya çıkan bu ruhların, sanatçıya eserinde yardımcı olduğu düşünülüyordu.

Rönesans döneminde bireyin değer kazanmasıyla değişen bu kavram, sanatçıya “dehanın gelmiş olması” yerine, doğrudan kendisinin “dahi” olduğu anlayışına dönüştü.

Bu düşünceyi son derece sakıncalı bulan yazar Gilbert, bireyin bu denli “deha”sından sorumlu tutulmasının, yaratıcı kişinin psikolojisi üzerinde olumsuz bir etkisi olduğu tezini savunuyor.

Elizabeth Gilbert’in Tom Waits ile diyaloglarına da yer verdiği konuşması, konu ve mizahi boyutu açısından dinlemeye değer.

İyi pazarlar…

 

Yazarın tüm yazıları için tıklayın.

Eda Günay
Eda Günay, Paris IV Celsa Sorbonne ve Galatasaray Üniversitesi İletişim Fakültesi'nde lisans eğitimi aldı. Ecole Normale Superieur de Lyon'da psikoloji dergilerinin sosyal temsili üzerine ... Devam