X

Zıtlıktaki ahenk: Yaşamımızdaki zıtlıklara farklı gözle bakabilmek

Her şey zıttı ile birlikte bu hayatta. Yaz ve kış, yaşam ve ölüm, özgürlük ve tutsaklık, ayrılmak ve birleşmek, kaybetmek ve başarmak. Bu iki kutbun birlikte varolması sayesinde; hayatta bazı şeylerin değerini biliyoruz. Yaşam bu haliyle bize canlılık katıyor. Bir taraf coşkulu ve tutkulu yaşama heyecanını sağlarken, diğer taraf kendimizle yüzleştiriyor. Sorgulamamızı sağlıyor; bulunduğumuz yeri, taşıdığımız yükleri, gitmek istediğimiz noktayı… Tabii ki bu bakış açısıyla bakabilirsek hayata, görebilirsek ince çizginin ötesini…

Kış olmasaydı, yaz güneşinin kattığı enerjinin farkına varabilir miydik? Güneşin yokluğu, varolduğu zamanların değerini hissettirir oysaki… Ayrılıklar bu kadar zorlayıcı olmasaydı, birleşmek için çaba da harcamazdık ve bir araya geldiğimizde o denli heyecan duyabilir miydik? Sanki her şey zıttı olanla besleniyor ve büyüyor.

Ölüm olmasaydı, yaşamın ne kadar mutluluk kaynağı, mucizevi bir yer olduğunu bilemezdik. Sonsuza kadar yaşasaydık kim hayattan beklentilerini bir an önce gerçekleştirmek için hızlı davranırdı ki!? Ya da istediklerini yapabilmek için cesurca
risk alırdı? Nasıl olsa bitmeyen bir zaman dilimi içinde, bir gün olur diye beklerdi büyük ihtimalle. Öte yandan sonlu olduğumuz gerçeği en temel kaygılarımızın bir parçasını oluşturuyor. Kabullenmemiz gereken bu gerçek, aynı zamanda bize hayatın
gelip geçiciliğini, yaşadığımız tüm üzüntülerin de tıpkı canlıların hayatlarının bir sonu olduğu gibi bir gün son bulacağını bize anlatıyor.

Bizim de yapmamız gereken; bu zor duyguların içimizde evrilip bizi başka bir yola ulaştırmasına izin verecek tutumları benimsemek. Bazı şeylerin irademiz dışında, kendi ihtiyacı olan zamanda, yani bizim tam olarak bilmediğimiz bir anda
olabileceğine inanmak. Bizi çeken her ne ise onun peşinden tutkuyla ve sabırla gidebilirsek, hayat da bize istediğimiz kapıların açılması için fırsatlar çıkaracaktır. İyi olan sadece; görebilmek, fark edebilmek, harekete geçebilmek ve vazgeçmemek, asla
ve asla…

Kaybetmek ve başarmak kutbuna bakarsak… Hep başarmaya odaklanmışızdır. Hep zaferlerimizi kutlarız. Bu kutba daha yakın olursak daha mutlu olacağımıza dair bir iç görü kazandırmıştır toplum bize. Oysaki kazanmak kadar kaybetmek de çok insani,
hatta bize dair çok şey anlatıyor. Hatta kaybettiğimizi düşündüğümüz çoğu anda, acaba gerçekten yaşadığımız bir kayıp mı? Bize getirdiği gerçek bir başarısızlık mı?

Yoksa ezbere yaşadığımız için çoğu şeyi böyle mi algılıyoruz? Başarılı bir hayat tanımı yaparken, çoğu kişi işinin zirvesinde, evli, çocuklarını iyi bir okulda okutan, mutlu insan resimi çizer. Oysaki bu sıralama mutlu olmamız için ya da başarılı olarak
tanımlanmamız için gerekli midir? Bence değil. Neden mi? Örneğin işinin zirvesinde olmak, yüksek sorumluluk, uzun çalışma saatleri, performans kaygısı, dolayısıyla fazlaca stres, tahammülsüzlük, kendimize ve çoğu zaman da sevdiklerimize az zaman ayırmayı da beraberinde getirir. Sanılanın aksine her zaman bizi mutlu etmez. Kimse kariyerinin zirvesine tırmanmasın demiyorum tabii ki, ama gerçekten sana bu iyi gelecek mi? Önce kendi içinde sana getirdiği ve senden götürdüğü bu noktaları fark et. Mutluluğa sadece zirve yaparak ulaşabileceğini düşünme. Belki de daha sakin ve huzurlu, kendine daha çok zaman ayırabildiğin saat dilimlerinin olduğu farklı bir pozisyon senin başarılı olma anahtarın. Bunu senden başka kim bilebilir, kim belirleyebilir ki?

Belki de zıtlıklardan doğan ahenk; yaşamla ilgili kabullenmemiz gereken, isyan etmek yerine, her iki ucunda bize kattıklarını fark edebilmeye yarayan, yegane duygular seremonisidir. Cem Mumcu’nun “Zemindeki her şey çürüdü ama biliyoruz ki doğa çürümeyi yenilenme için kullanır” sözü çok şey anlatır bize ve sevdiğim bir boyuta ışık tutar. Yenilenme… Burada da yeni bir zıt kavram sunar hayat bizlere belki de, en dip noktandan yeniden doğma, dönüşebilme… Birçok felsefe de böyle yaklaşmıştır yüzyıl boyunca bu zıt bulunuşluklara…

İlginizi çekebilir: Zorlayıcı duygularla temas: Acının bize söyleyecekleri var

Aslı Songün: Haliç Üniversitesi Psikoloji Bölümü 2003 yılı mezunuyum. Aynı üniversitede yaptığım Psikoloji yüksek lisansını “Çocukların Sahip Oldukları Denetim Odağının, Algıladıkları Ebeveyn Çatışması İle İlişkisi” konulu tezimi tamamlayarak uzmanlık derecemi almış bulunmaktayım. 2005 yılı itibari ile çeşitli sağlık ve eğitim kuruluşlarında görev aldım. Sağlık alanındaki stajımı Balıklı Rum Hastanesi Anatolya Kliniklerinde gerçekleştirdim. Projektif Testler Derneğinden Rorschah, T.A.T testleri eğitimini aldım. Çocuk gelişim testleri eğitimini tamamladım. 2019 yılında Mindfulness Institute’de Mindfulness tabanlı stres azaltma eğitimi (MBSR) programına katıldım. Konuyla ilgili çalışmalarım devam etmektedir. İstanbul Psikanaliz Derneği’ne bağlı olarak Psikanaliz eğitimim sürmektedir. 2013 yılından beri Nişantaşı’ında eğitim veren United Kids Academy'nin kurucu ortağı olarak çocuklarla birlikte çalışmaya devam etmekteyim. Ayrıca özel bir klinikte danışan görmekteyim.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale