X

Zihnin yarattığı illüzyonlardan kurtulmak için en kısa yol: Kalbinizi ve bedeninizi dinleyin

Son zamanlarda çok yorgun hissediyordum. Bütün gün aslında hiçbir şey yapmamama rağmen kolumu kaldıracak gücü bulamıyordum, sürekli yatma halindeydim. Pek de anlamlı gelmiyordu bu durum bana. Hasta değildim, oradan oraya koşturmuyordum ama peki ne oluyordu? Çok yakın arkadaşım Başak ile bir sohbetimiz sırasında bana neler olduğunu bir anda çözüverdik.

Evet, fiziksel dünyada görünürde bir şey yapmıyordum ama zihnimde sürekli ama sürekli meşguldüm. Tüm gün düşünceden düşünceye koşturuyor, korkularımın ve beklentilerimin arasında savaş veriyordum. Kendime hiç alan bırakmamıştım. Bu sıkışıklık da zihinden bedene sıçrıyor ve beni kolumu kaldıramayacak kadar yorgun düşürüyordu. Başak şöyle devam etmişti: “Beklentilerin olduğu yerde kalp kaçıyor. Zihnin çok yoğun olduğu durumlarda kalp orada bulunamıyor.

Kalpti hafif olan, kalpti akışta rahatça su gibi akan ve kalpti neşe saçan. Zihinde yaşam zordu; hem illüzyonlar silsilesi hem de çok baskıcıydı. Ve bu durumu fark etmek hemencecik anlarımı, günlerimi, dolayısıyla hayatımı değiştiriverdi. Çok basit gündelik bir örnekle biraz daha açmak isterim ne demek istediğimi.

Geçenlerde bir gece dışarı çıkıp içmiş, çok da geç uyumuştum. 3-4 saatlik uyku ardından, sabah enteresan bir şekilde çok dinç uyanmıştım. Kardeşimle spora gitme programımız vardı. Ben uyandığımda ise o kapıdan çıkıyordu. “Spora gitmeyecek miyiz?” diye sorduğumda neredeyse daha yeni uyuduğumu, şu an spor yapmamın sağlıklı olmayacağını söyledi. Düşünmeden hemen hak verip zaten üzerimdeki dinçliğin büyük bir ihtimalle aldatıcı olduğunu, tekrar geri uyumaya çalışacağımı söyledim ve ayrıldık. Ben de iyice dinlenebilmek adına tekrar yattım.

Fakat uyuyamadım. Sağdan sola, soldan sağa dönüp duruyordum. Uyumak için kendimi fazlasıyla zorluyordum ama uykum yoktu işte. O kadar inat ettim ki yine de kalkmadım bütün gün hiç. Bütün gün uyumadan yatmak da beni çok daha fazla yormuş ve germişti. Bu durumda da en iyi bildiğim şeye sarılmıştım yine: Otomatik yemek yemek. Yine o hep bildiğim kısır döngümün içinde keyifsiz ve tatsız bir gün geçirmiştim.

Sonra akşam bir anda fark ettim. Aslında sabah az uyumuş bile olsam uyandığımda çok dinçtim ve bedenim “hadi spora gidelim” diye resmen bağırıp durmuştu. Fakat ben anda kalıp kendi ihtiyaçlarımı anlayıp ona yönelmek yerine, ilk önce aslında yorgun olduğumu söyleyen zihnime inanmayı tercih etmiş, ardından da yine kendim yerine dışarıdan bir kişinin sözlerine güvenmiştim.

Halbuki kendisini çok iyi hissettiğini söyleyen kalbimi ve hareket etmeye ihtiyacı olduğunu ileten bedenimi dinlemiş olsaydım belki de bambaşka bir gün geçirecektim. O günü hayatımda çok başka bir gün olarak anacaktım belki hareketin vereceği yenilenmiş enerjinin ardından. Hiç ama hiç anda kalmamış zihindeki illüzyonu, ezber inançları seçmiştim. “Uykunu almamışsan kesinlikle yorgunsundur ve tüm gün yatmalısın” inancı.

Evet, seçmiştim çünkü hayat her an yapmış olduğumuz seçimlerle yaratılıyordu. Şu an belki de şikayet ettiğimiz hayatımıza önceden yapmış olduğumuz bir sürü seçimin sonucunda gelmiştik. İşte tam da bu sebeple farkındalık çok önemliydi. Sıradan ve basit görünen anlardaydı tüm sihir. Seçimlerimizdeydi istediğimiz hayat.

O gün bana güzel ders oldu. Anın ne demek olduğunu, zihnin bayıldığı illüzyonları, bedenin bilgeliğini, kendi ihtiyaçlarımı kendim dışında kimsenin bilemeyeceğini hatırlamış oldum. Şimdi de hatırladığım ölçülerde anda, kalpte kalıp hayatımı oradan yaratmaya gayret ediyorum. Ve inanın hayat buradan çok daha hafif. Tavsiye ederim hepinize.

Çok sevgiyle…

İlginizi çekebilir: Otomatik davranışlar sizi ele geçirmesin: Eskiye veda etme cesareti

Gamze Baytan: Selamlar, Gamze ben. Meditasyon ve yoga hocasıyım. 7/24 çalıştığım organizasyon sektöründen bir anda "Ne yapıyorum ben kendim için" diyerek çalışma hayatımda ne istediğime karar vermek adına verdiğim arada; kendimi bir anda bol kitap, bol sorgulama, bol seans ve bol yazının içerisinde buldum. Yol yolu açtı ve ben artık izlemek yerine hayata katılmayı seçtim. Eylül '15'te Ezgi Sorman'dan aldığım Meditasyon Eğitimi Eğitmenliği'nden mezun oldum. Şu an toplam 2 günden oluşan ve içerisinde “stres nedir, bedene etkileri nedir, sağlıklı seçimler yapmamız nasıl mümkündür, meditasyon nedir, ne işimize yarar, faydaları nedir, biz aslında kimiz” gibi soruların cevabını konuşup; her birimizin modu her an değişkenlik gösterdiği için tek bir tekniğe kendimizi sıkıştırmak yerine, esnek olabilmek adına 3 ayrı varyasyonun deneyimendiği eğitimler ve grup meditasyonları yapmaktayım. Yollar bitmez tabi hayat boyu; görebildiğimiz sürece. Ayık ve uyanık olarak yakalayabildiğimiz takdirde hayatı. Ve Cihangir Yoga'da Berivan Aslan Sungur'un Yin Yoga Eğitmenliği eğitimiyle kesişti yolum. Temmuz '17’de de meditasyon hocalığımın yanı sıra yin yoga hocalığına tam anlamıyla adım atmış oluyorum. Ben ruh-zihin-beden ile bütünüyle çalışmaktan çok keyif alıyorum. Yeni şeyler keşfediyorum. Hayatta hem daha güçlü hem daha esnek durabiliyorum artık. Her şey artık hem daha derin hem daha hafif. Ve bütün bu deneyimleri daha rahat anlamamı, içselleştirmemi, görmemi sağlayan en büyük araç da kelimelerim. Yazıyorum çünkü yazı benim bu hayatta ruhumla özgürce dansedebildiğim en özgür alan. Yazıyorum çünkü yaşadığımız, başımıza gelen herhangi bir şeyde yalnız olmadığımızı, çaresiz olmadığımızı bilelim, kuvvetimizi yine birbirimizden alalım, birbirimize yayalım ve şifa olalım diye.. Tüm insanlığa yayılmak niyetiyle. Mail adresim: gamzebaytan@gmail.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale