X

Zihnin çalışma tahtası: Çocuklarda çalışma belleği nasıl geliştirilir?

Gün içinde çocuklara, yapmalarını istediklerimizi arka arkaya sıralarız: “Yemek hazır. Oyuncaklarını topladıktan sonra elini yıka, babana yemeğin hazır olduğunu söyle ve gelirken lütfen bana kazağımı getir.” Bize isteklerimiz çok basit görünse de, nedense her seferinde isteklerimizden bir tanesi mutlaka unutulur. Çocuğumuzun bizi hiç dinlemediğini düşünebiliriz. Hatta aynı durumdan öğretmenleri de şikayet eder: “Bizi hiç dinlemiyor, söylediklerimizi hep eksik yapıyor.” Çocuğumuzun umursamadığını hisseder, kızarız… 

Umursamaz değildir aslında, hatta bizi dinliyordur ama verdiğimiz yönergeleri aklında tutmakta zorlanıyordur. Bu, onun çalışma belleği ile ilgili zorluklar yaşadığına işaret edebilir.

Çocuklar, verdiğimiz yönergeleri akıllarında tutmakta zorlanıyor olabilirler.
Çalışma belleği nedir?

Çalışma belleği, bize verilen bilgiyi akılda tutarak, aynı anda o bilgiyi kullanarak bir görevi yerine getirmemizi sağlayan zihin işlevidir. Kısa süreli bellekten farklıdır. Kısa süreli belleği duyduğumuzu tekrarladığımız zaman kullanırız. Biri bize telefon numarasını söylediğinde, numarayı çevirene ya da yazana kadar kısa süreli belleğimizde tutarız ve sonra da aklımızdan gider. Çalışma belleği ise, o bilgiyi akılda tutmayı ve aynı anda manipüle etmeyi içerir. 

Çalışma belleğini zihnimizin çalışma tahtası olarak tanımlayabiliriz. Ya da beynimizi bir bilgisayar olarak düşünelim. Bazen bilgisayarda aynı anda birkaç farklı işlem yapmaya çalışırız. Bunu yaparken, bazı bilgisayarlar yavaşlar ve hatta donup kalır; bazı bilgisayarlar ise aynı hızda devam eder. Tıpkı çalışma belleği gibi… Aynı anda kaç farklı görevi zihnimizde tutarak, hangi görevleri tamamlayacağımızı belirler. Çalışma belleğinin öğrenme süreçlerinde, problem çözme becerilerinde, öğrenilen yeni bilgiyi eski bilgi ile birleştirerek uygulamada ve günlük hayatı düzenlemede aktif rolü vardır.

Çalışma belleğini zihnimizin çalışma tahtası olarak düşünebiliriz.
Çalışma belleğini ne zaman kullanırız?
  • Matematik problemi çözerken çalışma belleği aktiftir. Problemi okuduktan sonra, sayıları akılda tutarak, hangi işlem yapılacağına karar verilerek doğru cevabı bulmak için çalışma belleği önemlidir. Çalışma belleği zayıf olan kişiler problemlerin adımlarını unutabilirler ya da hangi sayıları kullanmaları gerektiğini. Bir anda cevabı söyleyebilirler, cevap doğru da olabilir ama nasıl yaptıklarını sorunca cevap veremeyebilirler.
  • Arka arkaya verilen yönergelerden bizden beklenileni yapabilmek için çalışma belleğini kullanırız çünkü ilk yönergeyi yapmaya başlarken diğer yönergeleri de hatırlamak gerekir. Çalışma belleği zayıf olanlar yönergelerden en az birini mutlaka unuturlar.
  • Ders sırasında veya bir seminer dinlediğimiz zaman not alırken çalışma belleği aktiftir. Çalışma belleği zayıf olanlar ya eksik not alırlar ya da hiç not alamazlar.
  • Okuma sırasında da çalışma belleği aktiftir. Çalışma belleği zayıf olanlar, okuma ilerledikçe, okuduklarının ilk başını kaçırırlar.
  • Yazı yazma da çalışma belleğini gerektirir. İlk cümleyi yazarken, bir sonraki cümleyi planlamaya başlarız ve çalışma belleği zayıf olanlar o akışı kurmakta zorlanırlar.
  • Bir oyunun kurallarını hatırlamak ve aynı anda o oyunu oynamak, çalışma belleği zayıf olan kişiler için zordur.
Çocuğunuzun öğrenmesi gerekenleri görselleştirmek veya belli bir hikaye şeklinde anlatmak akılda tutmayı kolaylaştırır.
Çalışma belleği zayıf olan çocuklara nasıl yardımcı olabiliriz?
  • Çocuğunuzun zayıf ve güçlü yanlarını bilin. Güçlü yanının kullanarak öğrenmesini sağlamaktır. Mesela, sözel olarak anlatılan bir dersi aklında tutmakta zorlanan bir çocuğa, modeller, şemalar gibi görsel materyalleri kullanarak aklında tutmasına yardımcı olunabilir.
  • Uzun, birkaç basamaklı yönerge vermek yerine, önce ilk iki adımı söyleyin, o adımları yapmasını bekleyin ve sonra diğer adımları teker teker söyleyin. Bu şekilde, dinlemeyen çocuk olmayacak ve söyleneni yapan çocuk olacaktır.  
  • Yönerge verdikten sonra tekrar etmesini isteyin. Bu şekilde yönergeyi doğru anladığından emin olursunuz.
  • Uzun problem içerikli soruları adımlara bölün. Her adımı yazın. İlk adımı doğru yaptığından emin olunca ikinci adıma geçin. Ve her adım için ne anladığını mutlaka sorun.
  • Kendi kendine monitör etmesini öğretin. Ona verilen görevler tamamlarken, yaptığı her adımı kendi kendine anlatmasını öğreterek çocuğuna önemli bir beceri kazandırabilirsiniz. Kısacası, sesli düşünmesine teşvik edin!
  • Kitap okutun. Kitap okurken küçük hedefler koyun. Okuduğundan ne anladığını sorun. Kaldığı yerden devam edeceği zaman, mutlaka daha önce okuduğu bölüm ile ilgili soru sorun.
  • Öğrenmesi gerekenleri görselleştirmek veya belli bir hikaye şeklinde anlatmak akılda tutmayı kolaylaştırır, ve çalışma belleğine daha az yük bindirir.
  • Çalışma belleğinin öğrenme süreçlerinde önemli bir rolü olduğu için, çalışma belleği zayıf olan çocuklara belli stratejiler geliştirmelerinde yardımcı olarak öğrenmelerini sağlamak önemlidir. Onlara stratejiler öğreterek, öğrenmenin kalıcılığını sağlarken aynı zamanda öğrenme heveslerini de canlandırır. Daha sonra çocuklar kendi stratejilerini de geliştirmeyi öğrenerek kendi başarı yollarını çizmeyi öğrenirler.

İlginizi çekebilir: Kendine güvenen çocuklar yetiştirmek için etkili öneriler

Uzman Psikolog Sandy Kohen: Sandy Kohen, Koç Üniversitesi Psikoloji bölümünden mezun olduktan sonra Okan Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programını tamamladı. Türkiye ve Amerika Birleşik Devletleri’nde farklı hastanelerde psikolog olarak staj yaptı. 2014 yazında Yale Üniversitesi Çocuk Araştırmaları Merkezi’nde (Yale Child Study Center) psikoeğitimsel ve klinik araştırma, değerlendirme ve uygulama çalışmalarına katıldı. 2011 yılından beri çocuk, ergen ve genç yetişkinlerle kaygı bozuklukları, duygudurum bozuklukları ve dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu üzerine hem Türkçe hem İngilizce olarak psikoterapi ve aile danışmanlığı; yetişkinler ile iş hayatında performans ve odak arttırma üzerine bireysel koçluk çalışmalarını sürdürmektedir. Mevcut olarak, YDY Eğitim Araştırma Danışmanlık Merkezi’nde Bilişsel Davranışçı Terapi yöntemi ile psikoterapi çalışmalarını devam ettirmektedir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale