X

Zihinsel modeller: Akıllı insanlar kimsenin çözemediği problemleri nasıl çözüyor?

Richard Feynman 1965 yılında Nobel Fizik Ödülü’nü kazanmıştı. O dönemlerde, tüm zamanların en büyük fizikçilerinden biri olarak görülüyordu.

Lisans eğitimini MIT’de alan ve doktorasını da Princeton Üniversitesi’nde yapan Feynman, o yıllarda hemen hemen tüm üniversitelerin matematik bölümlerine olan ilgisiyle ve en parlak matematik öğrencilerinin bile çözemediği problemleri çözmesiyle ünlenmişti. Feynman bunu nasıl yapabildiğini, kendi kitabında şöyle anlatmıştı:

Birgün lise öğretmenim Mr. Brader dersten sonra okulda kalmamı söylemişti. Sonra da ‘Feynman, çok fazla konuşuyorsun ve çok ses yapıyorsun. Nedenini biliyorum; çok sıkılıyorsun. Bu yüzden sana bir kitap vereceğim. Arkaya otur ve bu kitabı incele. Bu kitaptaki her şeyi öğrendiğinde, yine konuşmaya devam edebilirsin’ demişti.

Ben de fizik derslerinde Pascal’in neler söylediğiyle veya derste işlenen konularla hiç ilgilenmedim. En arkada bu kitapla ilgileniyordum. Woods tarafından yazılmış Advanced Calculus’tü ismi. Fonksiyonlar, belirsiz sayılar, eliptik fonksiyonlar ve daha bir sürü muhteşem şey karşımdaydı.

Bu kitap aynı zamanda integral simgesi altındaki bazı parametreleri nasıl değiştirebileceğimi bana öğretmişti. Bu, birçok üniversitede gösterilmeyen bir şeydi. MIT’deki veya Princeton’daki öğrenciler bazı integral sorularını çözemiyordu çünkü problemi standart metotlarla çözmeye çalışıyorlardı. Ben ise integrali diferansiyel denklemde deniyordum ve bazen işe yarıyordu. Böylelikle integral sorularını çözmek konusundaki ünüm arttı.

Cevapları aramak için umulmadık yerlere bakın.

 

Bu konuyla ilgili “Beyin fırtınası: Tartışma becerilerini kullanarak problem çözme ve fikir oluşturma tekniği” başlıklı yazımıza gözatabilirsiniz.

Zihinsel modeller

Zihinsel model aslında dünyaya bakma şeklidir. En basit haliyle, zihinsel model düşünmek için kullandığınız bir dizi aracı ifade eder. Her bir zihinsel model başka bir çerçeve sunar, böylelikle dünyaya veya belli bir probleme bu çerçeveden bakabilirsiniz. Feynman’ın stratejisi de kendi entelektüel sandığında tuttuğu benzersiz bir zihinsel modeldi. Aslında Feynman matematik doktorası yapan diğer öğrencilerden daha zeki değildi, sadece problemi farklı bir açıdan görüyordu.

Bu konuyla ilgili “Var olan problemleri görmezden gelmenin psikolojik etkileri ve çözüm önerileri” başlıklı yazımıza da gözatabilirsiniz.

Aynı soruna yaklaşmak için ne kadar fazla bakış açısı varsa elinizde, zihinsel modelleriniz de o kadar gelişmiş olur. Örneğin zamanınızı nasıl düzenlemeniz gerektiğini bilmiyorsanız, elinizdeki birkaç zihinsel modelden birini seçip uygulayabilir ve başarıya ulaşabilirsiniz.

Araç kuralı

Abraham Kaplan “The Conduct of Inquiry” isimli kitabında “araç kuralı” adını verdiği bir konseptten bahsediyor ve bunu şöyle açıklıyor:

Ufacık bir çekici düşünün, yapabileceği her şeyin temeli çakmaya dayanıyor.

Kaplan’ın araç kuralı, “Eğer bir çekiciniz varsa, her şey çivi gibi görünür” kuralını anımsatıyor. Yani eğer dünyayı görmek için elinizde tek bir çerçeve var ise, karşılaştığınız tüm problemleri bu çerçeveye sığdırmaya meyilli olursunuz. Eğer zihinsel modelleriniz kısıtlıysa, çözüm üretme potansiyeliniz de sınırlı olur.

Yeni zihinsel modeller nasıl geliştirilir?

1. Değişik kitaplar okuyun

Herkesin okuduğu kitapları okuyorsanız, bir süre sonra herkesle aynı şekilde düşünmeye başlarsınız. Sınıf arkadaşlarınız, iş arkadaşlarınız veya eşinizle aynı şeyleri okuyorsanız, karşılaştığınız sorunlara onlardan farklı bir çözüm geliştirmeyi beklemeyin. Bu yüzden ya Feynman’ın yaptığı gibi ya herkesin okuduğundan farklı kitaplar okuyun ya da kendi ilgi alanınızın dışındaki kitapları karıştırın. Bir başka deyişle, cevapları aramak için umulmadık yerlere bakın.

Her bir zihinsel model başka bir çerçeve sunar, böylelikle dünyaya veya belli bir probleme bu çerçeveden bakabilirsiniz.

 

Bu konuyla ilgili “Problemlerinize bir de buradan bakın, içinizdeki bilim insanını uyandırın!” başlıklı yazımıza gözatabilirsiniz.

2. Alakasız fikirlerin nasıl da birbirleriyle alakalı olabileceğini gösteren şemalar çıkarın

Yeni bir kitap okurken veya birini dinlerken, edindiğiniz yeni bilgilerin daha önceki bilgilerinizle ilişkili olabileceği alanları not edin. Birçoğumuz, edindiğimiz bilgileri ayrı ayrı silolar olarak görmeye meyilliyiz. Bu genelde öğretmenlerin kullandığı bir yöntem. Oysa gerçek hayatta bilgiler birbirinden ayrı unsurlar değil. Benzer şekilde dışarıdan alınan zihinsel modeller, asıl ilgi alanınız olan konularda derinleşmenizi de sağlar.

Kaynak:
Lifehack

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale