X

Zamanınızı yanlış kullanıp heba mı ediyorsunuz?

Bazı günler vardır, yapılacaklar listesindeki işler hiç bitmez, sürekli meşgulsünüzdür, zaman bir türlü yetmez. Eğer bu size tanıdık geliyorsa, büyük ihtimalle zamanınızı iyi yönetemiyorsunuz demektir. Etrafta dikkatinizi dağıtan çok fazla şey varsa ve siz bunları “görev” olarak görüyorsanız, kendi zamanınızı ve enerjinizi yiyip bitiriyor olabilirsiniz. Örneğin, e-maillerinizi kontrol ederken veya toplantı sırasında kendinizi çok verimli bulur musunuz? Öyle düşünebilirsiniz, peki gün sonuna geldiğinizde hangi işlerinizi tamamlamış oluyorsunuz?

Aslında zaman yönetiminin altın kuralı, gün içinde karşınıza çıkan önemsiz veya önem sırası daha gerilerde olan işleri bırakıp daha önemli olanlara öncelik vermekten geçiyor. Ancak bunu başarmak her zaman o kadar kolay olmuyor. Peki neden?

Aslında zaman yönetiminin altın kuralı, gün içinde karşınıza çıkan önemsiz veya önem sırası daha gerilerde olan işleri bırakıp daha önemli olanlara öncelik vermekten geçiyor.
Erteleme

Erteleme, bir şeylerin zamanını öteleme, başarılı insanların uygulayacağı bir davranış modeli değil. Hepimiz zaman zaman bazı şeyleri erteliyoruz. Bu durum çalışma hayatı içinde aksayan bir yön haline geldiğindeyse ortaya sorunlar çıkıyor. Hepimiz zaman zaman bu tuzağa düşüyoruz, bekleyen bir işe başlamamak için kendimize türlü türlü bahaneler üretiyoruz. Belki siz kendinizin böyle olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Oysa önemi düşük veya önemsiz işlere gereğinden fazla vakit ayırmak ve bunun yerine önemli olan işlere başlamamak da aslında bir çeşit erteleme.

Parkinson Yasası

Parkinson Yasası, yaptığınız işin bu iş için harcanan zamanı uyması gerekir diyor. Özellikle önemi düşük işler konusunda bu yasanın geçerliliğinin önemi daha çok ortaya çıkıyor. Güdülerin ve duyguların beyinde kontrol edildiği limbik sistem; zorlayıcı, getirisi yüksek işler üzerinde çalışırken bunu bir mücadele olarak görür. Ancak siz düşük öneme sahip işler üzerinde çok fazla durduğunuz zaman, limbik sisteminizi kandırmış ve gün sonunda önemli işlerinizi tamamlayamamış olursunuz.

Serbestlik

Sabah istemeye istemeye ofise gittiniz, kendinize sert bir kahve yaptınız, masanıza oturdunuz ve bilgisayarınızı açtınız. İşte tam bu nokta birçoğumuz tuzağa düşüyoruz ve mailler içinde kaybolup, ofis arkadaşlarıyla sohbete dalıyoruz. Bir saat geçiyor ve hiçbir şey yapmamış oluyoruz.

Kurum kültürü ve toplantı alışkanlıkları

Bazı iş yerlerinde insanlar toplantı organize edip bu toplantılarda konuları tartışmayı, sunumlar yapmayı, çözümler üzerine konuşmayı çok seviyor. Peki bu toplantıların kaç tanesi verimli geçiyor? Yapılan bir araştırmaya göre bir ofis çalışanının vaktinin ortalama yüzde 37’si toplantılarda geçiyor. Üst düzey yöneticilerin yüzde 28’i ise toplantıların gereksiz vakit kaybı olduğunu düşünüyor. Verimsiz toplantılar hem iş hayatını olumsuz etkiliyor hem de çalışanların vaktinin boşuna harcanmasına neden oluyor.

Kötü zaman yönetiminin sonuçları

Hayatta her şeyin bir sonucu olduğu gibi iş hayatına yaklaşım biçiminizin de sonuçları var. Gereksiz veya önemi düşük işlerle çok fazla vakit harcadığınızda, muhteşem sonuçlar bekleyemezsiniz. En verimli işlerinizi üretmiyorsanız, bitmeyen işlerle vaktinizi harcıyorsanız verimsiz bir iş hayatı geçirmiş olursunuz. Bu da performansınızın zamanla düşmesine ve başarısızlıklara neden olur.

Zamanınızı daha iyi yöneterek başarınızı artırabilirsiniz.
Kaliteli zaman yönetimi için neler yapılabilir?

Zamanı iyi yönetebilmek için öncelikle işiniz ne olursa olsun, düşük öneme sahip görevle olduğunu kabul etmeli ve bunları elemelisiniz. İş hayatı seçimlerden oluşur ve sizin bu seçimleri akıllıca yapmanız gerekir. Geri dönüşü olmayan veya düşük olan toplantıları, verimsiz telefon konuşmalarını, sosyal medyada vakit öldürmeyi, çok ufak bir katkıda bulunduğunuz ama çok fazla vaktinizi alan işleri elemeli, sonraya bırakmalı veya tümden göz ardı etmelisiniz.

Kaliteli zaman yönetiminin bir başka kuralı ise zamanı nasıl kullandığınızın farkına varmaktan geçiyor. Günlük notlar alın ve zamanı nasıl geçirdiğinizin farkına varın. Böylelikle önemsiz sonuçlar doğuran veya getirisi düşük işleri daha kolay fark edebilir ve önem sırasına göre daha uygun bir eleme yapabilirsiniz.

Zamanı iyi yönetmek için aslında her şeyin size bağlı olduğunu unutmayın. Hayatta akıllıca seçimler yaparak verimliliğinizi artırabilir ve zamanı nasıl iyi kullandığınıza kendiniz bile şaşırabilirsiniz.

Kaynaklar:
Lİfehack
Forbes

 

İlginizi çekebilir: Yeni yıl için aldığınız kararlar hayatınızı gerçekten değiştirebilir

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale