X

Zaman yönetimine farklı bir yaklaşım: Zamanınız mı yok, yoksa önceliğiniz mi değil?

Modern zamanlarda en çok şikayet ettiğimiz şeylerden biri de zaman kısıtlılığı. Hepimiz gündelik hayatta işle ev arasında bir koşuşturmaca içindeyiz ve bu yüzden yapmak istediğimiz pek çok şeye vakit bulamıyoruz. Hele bir de hayatımızda kendimiz haricinde vakit ayırmamız gereken kişiler varsa; yani bir sevgili, eş, çocuk ya da başka herhangi biriyle ilgilenmemiz gerekiyorsa zaman sorunu daha da büyüyebiliyor.

İlginizi çekebilir: İlişkilerde zaman dengesini kurabilmek

Bu yüzden artık pek çok yerde zamanı etkili kullanmak için yapabileceklerimizle ilgili önerilerle karşılaşıyoruz. Örneğin; televizyon izlerken egzersiz yapmak ya da sevdiğimiz dizileri kaydedip izleyerek reklamlardan kurtulmak gibi… Zaman yönetimi hakkında kitaplar yazan Laura Vanderkam da bize zaman yönetimiyle ilgili tavsiyelerde bulunan uzmanlar arasında. Ancak Vanderkam’ın önerileri yukarıda yazılanlardan çok daha farklı. Çünkü ona göre; istediğimiz hayatı zaman ayırarak kuramayız. İstediğimiz hayatı kurarız ve daha sonra zaman kendi kendine artar.

Zaman bulamama sorunu, modern çağın en yaygın meselelerinden biri.

Vanderkam, bu savını desteklemek adına şöyle bir örnek veriyor: Evimizdeki su tesisatının bozulduğunu ya da su borularından birinin patladığını düşünelim. Yapacağımız şey basit olurdu, önce tamircileri çağırır ve daha sonra da arızanın neden olduğu sorunları temizlemeye çalışırdık. Evi su bastıysa bunu halleder, halılarımız kirlenmişse onları temizlemeye koyulurduk. Bu şekilde saatlerimizi vereceğimiz bir iş çıkmış olurdu karşımıza. Bunun bize 7 saate mal olduğunu düşünelim. Yani her gün fazladan 1 saatimizi programımızda olmayan bir işe ayırmış olduk. Bunun ardından Vanderkam’ın sorduğu diğer soru ise şu: Eğer kendi kendimize bu hafta her gün 1 saatimizi spora ya da almak istediğimiz bir eğitime ayırıp ayıramayacağımızı sorsaydık, muhtemelen cevabımız olumsuz olurdu. Ancak görüldüğü üzere fazladan çıkan işlere vakit ayırabiliyoruz.

Zaman yönetimi aslında bir öncelik sorunu

Bu örnekten hareketle zaman yönetiminin aslında bir öncelik sorunu olduğunu söyleyebiliriz. Evimizi su basmışken birinci önceliğimizin bu olması ve buna vakit ayırmamız son derece doğal. Bir başka ifadeyle programımızda fazladan 7 saate ihtiyaç duyduğumuzda bunu bulabilmemiz mümkün. Vanderkam’a göre; bu bize zamanın çok esnek olduğunu gösteriyor: “Fazladan zaman yapamayız ama seçtiğimiz şeyi yapmak için zamanı esnetebiliriz.”

Bu açıdan düşündüğümüzde ise sıklıkla kullandığımız “zamanım yok” cümlesinin de çoğunlukla “önceliğim değil” anlamına geldiğini anlıyoruz. Yani bir şey için zaman bulamıyorsak, aslında onu yapmayı istemiyoruz demektir.

Peki zaman yönetimi aslında bir öncelik meselesiyse, önceliklerimizi nasıl belirleyeceğiz? Vanderkam, bununla ilgili, yetişkin insanlar olarak uzun vadede hayatımızı hak eden şeylerle dolduracak güce sahip olduğumuzu belirtiyor. Bunun için ilk yapmamız gereken şey, hayattan beklentilerimizin ve yapmak istediklerimizin neler olduğunu çözmek. Vanderkam, bunu iş dünyasından bir yöntemle çözebileceğimizi ifade ediyor. Buna göre; şirketlerin yıl sonu yaptıkları değerlendirme raporlarını kendimiz için yapabiliriz. Geride bıraktığımız yılı değerlendirerek gelecek yılda neler yapmak istediğimizi ve nasıl daha verimli bir yıl geçirebileceğimizi tıpkı şirket raporu yazar gibi bir kağıda yazabiliriz. Yazının gücünü kullanarak yaptığımız planlar için ayırmamız gereken zamanı da bu şekilde programlayabiliriz.

Zaman yönetimi uzmanı yazar Laura Vanderkam’ın zamanı etkin kullanmayla ilgili görüşlerine aşağıdaki videoda ulaşabilirsiniz:

 

İlginizi çekebilir: Kriz zamanlarında iş yönetimi nasıl yapılır?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale