X

Yüzlerce e-posta, tek cevap… Konu: “Olumlama”

Yazıya başlamadan önce sayenizde mutluluğunu yaşadığım bir yıldönümünü sizlerle birlikte kutlamak isterim. Bu yazının yayına alındığı tarih 17 Ocak 2017 ve ilk yazımın yayınlandığı 15 Ocak 2016’dan bu yana keyifle yazdığım Uplifers’da birinci yılı doldurduk. Doldurdu‘k’ diyorum çünkü siz yazdıklarımızı okumasaydınız şimdi burada olmazdık. Bütün kalbimle ilgi ve desteğinize teşekkür ederim.

Bir teşekkürü de Uplifers hak ediyor: Sevgili Eda Günay’ın iki yıl boyunca, bir yandan Uplifers’ı inanılmaz bir performansla büyütürken bir yandan da o ve ekibi bizleri buluşturmak gibi muhteşem bir şey yaptılar. Teşekkürler Uplifers!

Bu güzel sitede yazdığım bir yıl boyunca çeşitli dönemlerde sizlerden gelen bir çok mail var. Bir kısmınızla yüz yüze tanıştık hatta bir kısmınızla birlikte çalıştık, çalışıyoruz. Bu muhteşem birlikteliğimizde gelen maillerde “olumlamalar” ile ilgili o kadar çok soru vardı ki buradan da bir toplu yanıt vermek istedim.

Eğer okumadıysanız, bu yazıdan önce “olumlamaların gücü” ve “büyülü cümleler” konularında paylaştıklarımı da okumak, konuya iyice hakim olmanızı sağlayacaktır.

Eylem!

Büyülü cümleler” yazısında bıraktığım yerden devam edeyim…

Olumlamalardan daha kuvvetli bir şey varsa o da büyülü cümlelerdir; yazıyı okuyanlarınız bu cümleleri nasıl yaratacaklarını biliyorlar. Bununla birlikte büyülü cümleleri yazıp, gün içinde yüzlerce defa tekrarlasanız bile karşınıza çıkan fırsatları fark edecek şekilde uyanık kalmalısınız.

Şu kısmı iyi anlamalıyız; ne zaman ki siz yüksek frekansta titreşmenizi sağlayacak büyülü cümlelerle yüksek frekansta titreşen diğer enerjileri (aşk, para, başarı, bolluk vb.) kendinize çekmeye başlıyorsunuz, bu noktada bir şey oluyor… Olmadık zamanlarda tuhaf tesadüflerle bazı fırsatlar karşınıza çıkıyor. Hayatınızı dönüştürmek için çektiğiniz bu enerjileri, somutlaştırarak kendi gerçekliğiniz haline getirebilmek için bu fırsatları fark etmeli ve hayatınıza katmak için gerekli adımları atmalısınız.

Hikâye bu ya…

Adamın biri gençliğinden beri gece gündüz Tanrı’ya dua edermiş: “Tanrım, sen büyüksün. Ne olursun şu kuluna piyangoda büyük ikramiyeyi çok görme… Senden yalvarıyorum büyük ikramiyenin bana çıkmasını sağla.” Yıllar yılları kovalamış… Tanrı’ya yakaran delikanlı orta yaşlı bir adama, bir babaya, ve nihayet bir dedeye dönüşmüş. Büyük bir sadakat ve tutarlılıkla, onlarca yıldır her sabah ve her akşam, hiç ihmal etmeden aynı duayı söylermiş.

Ailesi ve arkadaşları arasında şaka yollu takılanı çok olsa da ölüm döşeğine kadar bundan hiç vazgeçmemiş. Ölüm döşeğinde bilinçsiz bir biçimde sayıklarken de aynı duayı okuyormuş: “Tanrım, sen büyüksün. Ne olursun piyangoda büyük ikramiyenin şu kuluna çıkmasını sağla.” Adamı uzun yıllardır tanıyan mahallenin din adamı, yatağın yanına diz çökmüş, açmış ellerini fısır fısır o da duaya başlamış: “Ya Rabb’im sen en doğrusunu, en iyisini bilirsin… Harap oldu hayatı boyunca bir tek şey istedi, sen şu garip kulunu yanına almadan evvel kabul buyursan duasını…”

O sırada gök gürleyerek açılmış yatağın üstüne bir nur inmiş; şefkatli, sevecen, davudi ve bir o kadar da sıkılmış bir ses odayı doldurmuş: “Büyük ikramiyeyi vereceğim vermesine ama bunca senedir tek bir bilet almadı ki bu adam!”

Fırsatları görmüyor, yaratmıyor ve harekete geçmek üzere adım atmıyorsanız; olumlama yapmanın, evrenden istemenin, büyülü cümlelerin ya da dua etmenin pek bir faydasını görmeyebilirsiniz. Harekete geçin!

Peki nasıl?

İstediğiniz şeyin şu anda hayatınızda olmamasının sebebi ne? Eminim bir çok neden sıralayabilirsiniz: Yeterince vakit yok, yeterince para yok, koşullar uygun değil, elimden gelmez… Daha birçok sebep sayılabilirsiniz ama asıl sebebi fark etmeniz önemli. Bunun için de başka bir soru sormakta fayda var: Siz istediğiniz şeyin hayatınızda olması için ne yaptınız?

Gerçekten… Hayalinizi hayatınızın gerçekliği haline getirmek için ne yapıyorsunuz?

İlk adım hayallerimizi gerçekleştirmek için en fazla yaptığımız şeyin “beklemek” olduğunun farkına varmak… Evet konu yetişmesi gereken raporlar, yapılması gereken ev işleri hatta en favori dizimizi seyretmek olunca akan sular dursa da, iş hayal ettiğimiz yaşamı yaratmaya gelince hiçbir şey yapmıyoruz. Çünkü… Dürüst olmak gerekirse ne yapmamız gerektiğini bilmiyoruz. Hatta biraz daha ileri gidip şunu da söyleyebiliriz: Ne yapmamız gerektiği üzerine bir kez bile olsun, düşünmedik.

Nedeni bil!

Çünkü her ne kadar çok istesek ve hayalini kursak da bizi harekete geçirecek motivasyon o istediğimiz şeyi neden istediğimizi bilmek. Yani bizi heyecanlandıracak, ne olursa olsun yılmadan adım atmamızı sağlayacak bir sebebe ihtiyacımız var. Sahi… O çok istediğiniz şey olunca, yani;

  • O tatile çıkınca
  • İstediğiniz işi kurunca
  • O evi alınca
  • Ruh ikizinizi bulunca
  • Arabanız olunca
  • O kız veya adamla evlenince
  • Ya da o kitabı yazınca…

Ne olacak? Nasıl hissedeceksiniz? O yeni siz, kim olacak? Hayatınız nasıl değişecek?

Bu soruların cevaplarını düşünüp, detaylarını hissederek hayal ettiğinizde çok önemli iki şey oluyor:

  1. Bu gerçekten sizin hayaliniz mi? Bunu gerçekten istiyor musunuz? Bu sizi heyecanlandıran bir gelecek vizyonu mu? Bu soruların cevaplarını kesin ve net olarak öğrenmiş oluyorsunuz! Ve eğer bu hayal sizi heyecanlandırmıyorsa artık sizin zihninizi de meşgul etmiyor…
  2. Eğer bu gelecek vizyonunu hayal ettiğinizde, olacağını düşündüğünüz şeyler, nasıl hissedeceğiniz, kim olacağınız sizi heyecanlandırıyorsa o zaman da harekete geçmek için ihtiyaç duyduğunuz yakıta ulaşmış oluyorsunuz.
Bu da bizi “strateji”ye getiriyor.

Yaptığım dönüşüm odaklı koçlukların en önemli bölümü strateji belirleme bölümü…

Bir makalede mucizeler yaratacağımı iddia etmiyorum ve bununla birlikte burada okuduğunuz önerileri uygularsanız, kurduğunuz strateji doğrultusunda bir dönüşüm yaratmanız kuvvetle muhtemel. Siz uygulamaları yapın, eğer sürdüremezseniz ya da beklediğiniz gibi olmazsa bana ulaşın bir de birlikte deneriz, ok?

Strateji belirleme çalışması aşağıdaki süreçlerden oluşuyor:

  • Önce hayalinizi ayağı yere basan hedefler haline dönüştürmek.
  • Hedefi tespit ettikten sonra netleştirip parlatmak.
  • Hedefe giden adımları belirlemek.
Hayalden hedefe…

Çocukluğumuzda daha çok hayal kurardık… Kimler katılıyor bu söylediğime? Nedense büyüdükçe daha az hayal kuruyoruz. İş öyle bir noktaya geliyor ki reelde yaşadığımız hadiseler, çözülecek problemler, çocuğun okuluydu, evin kirasıydı, arabanın taksidiydi… Bir süre sonra hayal kurmaktan tamamen vazgeçenlerimiz oluyor.

Aman diyeyim! Önce buraya dikkat: Hayal kurmaya vakit ayırın ve özenle kurun o hayali. Vakit yok demeyin! Trafikte, toplu taşımada, duş yaparken ya da uykuya dalmadan hemen önce. Mutlaka vaktiniz var: HAYAL KURUN!

Başlı başına bir yazı konusu olan hayal kurmanın önemini anlatırım bir ara, şimdilik şundan emin olun; hayal kurmak, istediğiniz geleceği yaratmanın en önemli parçası!

Hayal kurarken aşağıdaki noktaların üstünde durabilirsiniz:

  • Hayatınıza katmak istediklerinizi katınca neler değişecek?
  • Nasıl hissedeceksiniz?
  • Siz nasıl biri olacaksınız?

Bu kısmı yeterince güçlendirdikten sonra hayalinizi hedefe dönüştürme zamanı geldi demektir.

Burada da çok etkili bir yöntem olan “SMART”ı kullanabilir ve hedefinizi netleştirebilirsiniz. “Smart” hedefler oluşturmak da kendi başına bir makaleyle anlatılabilir ama ben burada faydalanabilmeniz için kısaca açıklayacağım.

SMART (akıllı) hedefler

Smart İngilizcede “akıllı” anlamına geliyor ve şu kelimelerin baş harflerinden oluşan bir akronim:

Specific (Belirli)

Measurable (Ölçülebilir)

Achievable (Başarılabilir)

Realistic (Gerçekçi)

Timely (Zamanı belli)

Hedefinize dair bu detayları oluşturduğunuzda o hedefe ulaşabileceğinize daha kolay inanır ve içsel direnç mekanizmanızın üstesinden daha kolay gelirsiniz. İçsel direnç mekanizmamıza “sabotajcı” da denir ki detaylar için “Umut Afyondur” makalesine bakabilirsiniz.

Hedefinizi akıllı hale getirdikten sonra stratejiyi belirlemek çok daha kolay hale geliyor.

Bu konuda en iyisi güvendiğiniz bir koçla çalışmak. Çünkü hedefinize giden yolda dışarıdan sizi gözlemleyen, güçlü sorular soran ve kısıtlayıcı inançlarınızı güçlendiren inançlara dönüştürmeyi bilen yetkin bir koç, size olağanüstü büyük zaman kazandırabilir. Eğer ”Ben kendim yapacağım.” diyorsanız da konuyla ilgili bol bol okuma yardımcı olabilir.

Şu basit ve çok bilinen gazeteci soruları da işinize yarayacaktır:

5N1K

Yani: Ne, Neden, Nasıl, Ne zaman, Nerede ve Kim?

  • NEyi NEDEN istediğinizi,
  • İstediğinize ulaşmak için neleri NASIL yapacağınızı,
  • Bunun için NE ZAMAN ve NEREDE bulunmanız gerektiğini ve
  • Sizi hedefinize götüren bu yolda size KİMin yardımcı olacağını biliyorsanız

… oldukça güçlü bir STRATEJİ oluşturabilirsiniz!

Herhangi bir konuda bana ulaşmak isterseniz, lütfen yazın: tolga@powercoaching.us

2017; dış koşullarda ne yaşanırsa yaşansın, içeride daima güçlü kaldığınız ve kendinizi daima motive etmeyi başararak hedeflerinize ulaştığınız harika bir yıl olsun. Bu yıl daha sık görüşmek üzere!

V. Tolga Hancı: Doğma büyüme İstanbul'lu Tolga, 20 yıllık reklamcılık kariyerini danışmanlığa, ve oradan da koçluk ve eğitmenliğe dönüştürmüş bir yüksek performans stratejisti. Çalıştığı kişi ve kurumların; hayatın her alanında sınırsız potansiyellerinin % 100'ünü kullanarak, daima yüksek performansta kalabilmeleri için stratejiler üretiyor. Power Coaching'in ve Anthony Robbins Türkiye oluşumlarının kurucu ortağı. Birlikte çalışacağı kişi ve kurumların hedef ve hayallerini merak ediyor ve şöyle söylüyor: "İstiyorsan yaparsın! Asıl soru şu: Harekete geçmek için ne kadar isteklisin?"

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale