X

Yolculuk iyileştirir: Nisan ayının hakkını vermek için yola çıkın

Nisan güzel bir ay, ben doğmuşum bir kere, annem doğmuş. Baharın gerçekten gelişinin resmi gibi bir ay. Erikleri, çağlaları görürüz, alamayız belki ama çok yakında ağaçlardan, tezgahlardan taşacaklarını biliriz, hevesleniriz. “Yılın o zamanları geliyor, ne güzel!” deriz. Cam, balkon açık oturacağımız günleri hissederiz.

Biz de bu ay ara tatilde doğanın kucağında yeşilin maviyle buluştuğu Ekincik Koyu’na gittik. Çok tatlı bir grupla kamp yaptık. Ben hayalini kurduğum doğa yürüyüşlerini yaptım, gözümü kapadığımda mest olduğum kumlarda uzandım. Çocuklar ateş yaktılar, suya girdiler, ağaca tırmandılar, ormanda dolandılar, kaplumbağa sevdiler, kertenkele gördüler, top oynadılar, ukulele çaldılar, şarkı söylediler.

Yara bere aldılar çokça. Diz kapakları taşa çarptı, ellerine kıymık battı, çalı çırpı bacaklarını kesti. Benim telefonum bozuldu, çok sevdiğim bir kitap tatil evinde kaldı. Alalı henüz bir yıl olmamış çay termosum kayboldu.

Kayıplarla keşifler art arda oldu, gelene ve gidene bakakaldık sadece. Kötü mü oldu? Hayır, çok güzel oldu aslında. Yazıya vesile olan da bu karşılama halimiz… Bana yeni ve çok iyi geldi çünkü.

İlkler vardı çokça, ilk tatilimiz değildi anne-çocuk, ama ilk uzun yolumuzdu beraber. Tam sekiz saat, onlar arkada ben önde yol aldık. Ara ara korktum yol bitmeyecek diye, sağa çekmiş arızalı arabaları gördüm, yutkundum, “Şimdi bir ağlama krizi kopacak!” dedim, tıkandım.

Ama yolculuk büyülü, dönüştürüp iyileştiriyor bizi. İki elin parmaklarını geçmeyen yıllardır beraber olsam da çocuklarla, yolculukta yeniden tanıştık. Hem kendimi gördüm, hem onlara baktım. Öfkelendikleri, sevindikleri, şaşırdıkları, bitap düştükleri yeni yerleri fark ettim. Merhabalaştık yeniden. Suyun akışına göre yükseldik, alçaldık, durulduk, tutunduk.

“Kaplumbağa çıkabilir” tabelası gördük ilk defa, heyecanlandık. Camları açtık, dört gözle yola baktık, her kapluş görüşümüzde durup selamlaştık.

Çocukları alıp götürdüler sonra, orman yürüyüşlerine, keşiflere… Elimi kolumu nereye koyacağımı bilemedim başta. Bu da yeniydi bana, çocuksuz, tek başına, alabildiğine deniz, kumsal, yeşil. Ama çocuksuz. Tek başına. Nefesim daraldı, çok ama çok eski anılar geldi oturdu göğsüme…

Çok eski bir kampta, hiç arkadaş edinememiş halim geldi aklıma. Otel odasında tuttuğum günlük çıkageldi sonra. “… Yine annemin dediği gibi sünepe gibi yanlarına mı gideceğim acaba?…”

Çocuk içim çok üşüdü o an. O deniz kıyısının o birkaç gün göğsümdeki baskısı geri geldi. “Merhaba” dedim. “Evet ben yine Sibel’im ama şimdi kırk ikiyim, gel bir soluklan” dedim.

“Herkes yalnız biliyor musun?” dedim. “Hepimiz tuhaf bir yalnızlıkta, aslında kendimiz olabilmek için ve belki de bize biraz olsun benzeyenleri bulmak için, kendi yalnızlığımıza saygı duymayı, onu sevmeyi, bizi beslemesine, sarmasına izin vermeyi öğrenmeye çalışıyoruz” dedim. “Hatta inanmazsın o tüm ‘self healing’ külliyatı bunun için bak” dedim.

“Ve hatta evet, belki de en çok bu his azalsın diye yaptım iki çocuk” dedim. “Ama kırk iyim artık be güzelim ve şu deniz çok güzel, görüyor musun?” dedim.

“Şimdi kendine güzel bir kahve söyle, yalın ayak kuma bas, yetmezse yüzü koyun kapan sahile, hatta kelebek yap bacaklarını” dedim. Dedim ve yaptım hepsini birer birer…

Yavruşlarım orman yürüyüşünden yara bere içinde gelene kadar uzandım yerde.

Sonra yara bereleri yıkadık, sardık, sarmaladık. Kucaklaştık. Sonra tekrar çıktılar yürüyüşe, bu sefer tatlı bir kadına “Merhaba” dedim, o da bana “Beraber yürüyelim mi?” dedi, “Olur” dedim…

O tatilde unuttuğum kitabımın adı “Belirsizlik ve Değişimle Birlikte Güzel bir Hayat”tı. Kitabı ne yapıp edip yeniden edinmek istedim, yayınevi Sinek Sekiz’e ulaştım. “Güzel Bir Hayat stoklarını kontrol ediyorum” dedi güler yüzlü adam, gülümsedim.

Çünkü belirsizlikler güzelliklere çıkıyor, eninde sonunda. Ve her şey her an değişiyor, hepimiz değişiyoruz, akışkan bir suda yol alıyoruz. Her birimiz, tüm çocuklar, büyükler ve hayvanlar ve ağaçlar…

Yolculuk iyileştiriyor. O yüzden ne yapın edin, yola çıkın… Nisan’da…

İlginizi çekebilir: Zor zamanlarda içinizde bir kurtarıcının sesini duyuyor musunuz?

Sibel Ekdemir Kaya: Boğaziçi Üniversitesi’inden 2003’te mezun oldum. Hayatımı, pazarlama alanında çalışarak kazanıyorum. Her daim öğrenmeye, keşfetmeye ve keyif almaya hevesli bir kadınım. Profesyonel Koçluk, Çocuklar için Felsefe (P4C), Çocuklarla Yaratıcı Dans, Masal Anlatıcılığı ve Şiddetsiz İletişime Giriş gibi birçok eğitim aldım. Bazılarına göre “maymun iştahlı”, gönlüme göre ise “şaşırmayı” çok seven bir insanım. İlk çocuğumun 28 haftalık doğumu, hayatımızın en “şaşırtıcı” deneyimlerinden biri sayılabilir. Şimdi iki çocuk annesiyim ve çocuklarla öğrenmekten, keşfetmekten, kendimi anlamaya çalışmaktan büyük keyif alıyorum. Atölyeler düzenleyerek, annelerle ve çocuklarla buluşuyorum. Kendimi yazarak ifade etmeyi çok seviyorum. DIGITURK dergi, BUMED dergi, www.coffeedigital.com, www.blogcuanne.com gibi birçok farklı mecrada, kendime ve okucuya fayda sağlayacağını düşündüğümü konularda yazılar yazıyor ve söyleşiler yapıyorum.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale