X

Yetişkin alerjisi nedir, nasıl oluşur?

Çocukluğunda, parklarda bahçelerde yuvarlanınca hapşırık nöbetine kapılmayan biriyseniz ya da bazı yiyeceklerden, örneğin kividen ya da yer fıstığından uzak durmanız size özellikle tembih edilmediyse, çocukluk dönemi geçtikten sonra alerji tehlikesini atlattığınızı düşünmeniz çok doğal… Ancak, alerjinin türüne göre sonradan oluşma ihtimali değişkenlik gösterse de, “yetişkin alerjileri” ne yazık ki hayatımızın bir gerçeği.

Peki yetişkin alerjileri nasıl oluşuyor ve bu alerjilerden kurtulmanın yolları var mı? Siz Uplifers okurları için araştırdık.

Alerji nedir, nasıl oluşur?

Öncelikle alerjinin ne olduğuyla ilgili kısaca bilgi verelim. Vücudumuzun bağışıklık sistemi, onu sağlıklı tutmak için enfeksiyonlara, vücuda giren yabancı maddelere karşı bir savunma sistemine sahiptir. Hastalıkları meydana getiren virüs ya da bakterilere karşı antikor üretmek bunlardan biridir, bedenimizde yabancı istilasına karşı savaş sürerken ateşimizin çıkması da bir belirti…

Alerji, vücudumuza giren bir maddenin kötü ya da zararlı sanılarak ona karşı tepki verilmesiyle ortaya çıkar. Polen ya da hayvan tüyü gibi aslında zararsız olan bir maddenin tehdit olarak algılanmaya başlaması, ona karşı bir tepki oluşmasına neden olur. Vücut histamin salgılayarak bu yabancıya savaş açar. Histaminler hapşırma, kaşıntı, şişme gibi birtakım belirtilere yol açabilir, bu belirtileri gözlemleyerek alerji teşhisi konabilir.

Alerji testi, bu maddelerin çok küçük dozlarda deri üzerine (örneğin kol içine) uygulanıp derinin verdiği yanıta bakılmasından ibarettir. Örneğin polendeki ya da ev tozundaki partiküller toplu iğne ucu kadar bir alana uygulanır. Alerji sahibi olmayan insanların derisinde herhangi bir değişiklik olmazken, bu maddelere karşı alerji geliştirmiş insanlarda yukarıda bahsettiğimiz semptomlardan biri görülür: Uygulama yerinde ufak bir kızarıklık, kaşıntı ya da şişme gibi…

Bazı alerjiler neden yetişkinlik döneminde ortaya çıkar?

Allergy & Asthma NetworkAllergy &’ün yetişkin ve çocuk alerjisi uzmanlarından Dr. Purvi Parikh, hem ailedeki alerji öyküsünün (yani ebeveynlerin alerjik olup olmamasının) hem de çevresel faktörlerin etkili olabileceğini söylüyor. Örneğin, son yıllarda küresel ısınmanın artması ve iklimin değişmesiyle beraber polen sayılarındaki artış, bahar alerjisine sahip insan sayısının da artmasına neden oldu. Çünkü, eskiye nazaran günümüzde, polen yoğunluğu ve ona maruz kalma ihtimali çok daha yüksek.

Hava kirliliğinin artması da bir başka etken. Alerjen maddelerin genelde doğal oluşu sizi yanılgıya düşürmesin, büyük şehirlerde yaşayan insanların alerjik olma olasılığı daha yüksek. Çünkü bu insanların burun ve akciğerleri, kırsal kesimde yaşayanlara göre daha hassas oluyor ve özellikle hava kirliliği ve toz, alerji olasılığını artırıyor.

Dr. Parikh, hala araştırılmaya devam edilen bir konuya da dikkat çekiyor: “Bazen bir alerjene maruziyet sizi alerjik hale getirebilmekle beraber, bunun tersini de görüyoruz. Örneğin kedi tüyüne alerjik olan biri, hayvan sahiplendikten sonra bu alerjiyi yenebiliyor. Kimin alerjik olacağını tahmin etmenin bir yolu henüz yok.”

Yani orta yaşta ortaya çıkan hapşırma krizleri bir alerji belirtisi olabilir; ama aynı zamanda, çocukluğunuzdan beri muzdarip olduğunuz alerjilerden kurtulma olasılığımız da var.

Temizliğin zararları

Alerjilerle ilgili öne sürülen bir başka görüş de hijyen hipotezi. Bu hipoteze göre, fazla temiz olmak, toprak ve hayvanlarla yeterince haşır neşir olmamak da ileride bu alerjenlere maruz kalındığında alerji edinilmesine neden oluyor.

Bebeklikten itibaren fazlaca üstüne düşülen çocukların alerji olma olasılığının daha yüksek oluşu, bu hipotezi destekler nitelikte. Çocukları pamuklara sarmalayıp sarmak onlara kötülük etmek demek oluyor. Alerjen maddelere erken maruz kalmak, aynı aşı gibi, onların gereken tepkileri oluşturmayı öğrenmesine faydalı oluyor. Yani, biraz kirlenmek gerçekten de güzel olabilir!

Alerji olduğunuzu düşünüyorsanız, bunu kendinize saklamayın.

Alerji geliştirdiğinizi düşünüyorsanız ama aklınıza bir neden gelmiyorsa, yapabileceğiniz en kötü şey bunu görmezden gelmek. Daha ciddi durumlarda ve alerjenin yüksek dozlarında, anaflaksi denen bir reaksiyon oluşması riski de olduğundan, önceden önlem almak çok önemli. Anaflaksi, nefes tıkanıklığı ve kalp ritim bozukluklarına ve hatta ölüme sebebiyet verebiliyor.

Böyle bir şüpheye kapıldığınızda bir doktora, örneğin en yakın hastanenin göğüs hastalıkları birimine danışmak faydalı olur. Doktorlar sizi bir alerji testi yaptırmaya ve sorunun ne olduğunu bulmaya yönlendirecektir. Durumun ciddiyetine bağlı olarak doktorlar dikkat edilmesi gereken noktalar konusunda sizi uyarabilir, antihistaminik ilaç ya da iğne gibi bir tedavi yolu önerebilirler.

İlginizi çekebilir: En sık görülen besin alerjileri ve besin alerjisiyle yaşama 

Kaynaklar:
Self 
American College of Allergy, Asthma and Immunology 
The Wall Street Journal 

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale