X

Yeşil gözlü canavar “kıskançlık” hayatımızda hangi şekillerde beliriyor?

Psikoalanizcilere göre kıskançlık, ödipal kompleksin bir getirisi olarak erken yaşlarda ortaya çıkıyor. Annemiz veya babamızı kendimize rakip görmemizle birlikte içimizde kıskançlık tohumları atılıyor ve akabinde bir kayıp yaşıyoruz. Deneyimlediğimiz bu his hayatın her alanında hissedebileceğimiz bir duygu haline geliyor. Kardeşimiz, sınıfımızdaki çalışkan öğrenci, bizden daha iyi kazanan iş arkadaşımız ve ailenin favorisi olan kuzenimiz gibi kişileri, ama en çok da “partnerimiz”i kıskanıyoruz.

Yapılan çalışmalar kıskançlığın romantik ilişkileri hem olumlu hem olumsuz etkileyebildiğine işaret ediyor. Peki, bu durumda ilişki doyumumuzu arttırmak için partnerimizi kıskanmalı mıyız, kıskanmamalı mıyız?

Araştırmalar, kıskanmanın normal bir durum olduğunu ve belirli bir seviyede kaldığı sürece ilişkinin ayakta durmasını desteklediğini ortaya koyuyor. Yani, kıskançlık küçük bir kıvılcım halindeyse ilişkimizi olumlu etkiliyor; ancak yangına dönüştüğünde her iki tarafı da küle çeviriyor. İlişkinin yangın yerine dönmemesi için ise bu duyguyla nasıl başa çıkacağımızı öğrenmemiz gerekiyor.

Kıskançlık; kendimize olan güvensizliklerimiz, öfke, şüphecilik ve utanç gibi duyguları barındırdığı için birini kıskanmayı istemiyoruz. Ama karşı tarafı elimizde olmadan kıskanıyor ve bu durumu kolay kolay itiraf edemiyoruz; çünkü itiraf etmek karşı tarafı kendimizden daha değerli gördüğümüzü ve partnerimizin bizi başkası için terk edebileceği endişesi taşıdığımızı da kabullenmek anlamına geliyor.

Özellikle uzun süreli ilişkilerde, birçok davranış rutin bir zemine oturduktan sonra, çiftler birbirlerine kendilerini özel hissettirme gereği duymuyorlar; ancak başka biri devreye girdiğinde, ortada bir tehdit unsuru algılayan taraf karşı tarafa birden daha fazla ilgi göstermeye başlıyor. Harekete geçen kaybetme duygusu, karşı tarafın bizim için aslında ne kadar önemli olduğunu bize yeniden hissettiriyor. Kendimize daha fazla özen göstermeye ve partnerimizle daha kaliteli zaman geçirmeye başlıyoruz. Taraflar bu süreci ilişkileri lehine kullanabilirlerse ilişkilerini yeniden canlandırmış oluyorlar. Ancak kıskançlık; kontrol etme arzusu, manipülasyon, hırs ve öfke kontrol problemi ile etkileşime girdiğinde ortaya ilişki ve taraflar için hiç de iyi olmayan sonuçlar doğuruyor ve patolojik kıskançlık ortaya çıkıyor. Shakespeare 1565 yılında kıskançlığın bu halini “etiyle beslendiği avıyla oynayan yeşil gözlü canavar” olarak betimleyerek kıskançlığın patolojik boyutuna dikkat çekmiş. Yani, kıskançlığın bu yakıcı boyutu yüzyıllardan beri süre geliyor.

“Kişi karşısındakini kendi gibi bilir” sözüyle birebir ilişkili olan kıskançlık türü de çevremizde sıkça duyduğumuz kıskançlık çeşitlerinden. Bu durumda sadakatsiz ya da gözü dışarıda olan taraf partnerinin de aynı davranışlarda bulunacağına inanıyor ve aynalama yaparak karşı tarafı zan altında bırakıyor. Bir de hiçbir tetikleyicisi olmadan ortaya çıkan ve “şüpheci kıskançlık” olarak adlandırılan bir kıskançlık türü var ki o daha çok güvensizlik, düşük benlik algısı ve kaygı ile ilişkili. Tabii ki kişinin önceki ilişkilerindeki deneyimleri de bu tür bir kıskançlığın belirleyicisi olabiliyor.  

Günümüzde genç çiftlerin ortalama üçte biri şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin yaklaşık %35’inin ise fiziksel olduğu belirtiliyor. Durumun bu noktaya gelmemesi için, öncelikle kişinin karşı tarafı kıskandığını hem kendisine hem de partnerine itiraf edebilmesi gerekiyor. Bununla birlikte, kıskançlığa sebebiyet veren durumun (ilgisizlik, monotonluk, beklentilerin karşılanamaması, vb.) belirlenip üzerinde çalışılması ve kıskanan tarafın özgüveni üzerinde durulması bu noktada büyük önem taşıyor. İlişkinin başlangıcında tarafların ilişki sınırlarını net bir şekilde belirlemiş olmaları da bu süreci kolaylaştırıyor.

İlginizi çekebilir: Birine bağlanmaya mecbur muyuz?

Yazarın diğer yazıları için tıklayın.

Uzman Psikolog B. Asena Soydaş: Ortaokul ve lise eğitimini Avusturya Lisesi’nde tamamladıktan sonra 2009 yılında Maltepe Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nden yüksek onur derecesi ile mezun olmuştur. Yüksek lisansını Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde Aile Psikolojisi üzerine yapmıştır. 2010 yılından bu yana çeşitli okullara psikolojik destek sağlamıştır. Halen anaokullarına danışmanlık vermekte ve Tanaltay Psikolojik Danışmanlık Merkezi'nde aileler ve çocuklarla psikoterapi seanslarını sürdürmektedir.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale