X

Yeşil Eğitim: Geleceğin çevreci liderlerini yetiştirmek

İklim sorunlarıyla karşı karşıya bir dünyada, öğrencilere çevre ve sürdürülebilirlik bilinci aşılamanın önemi her geçen gün artıyor. Doğal kaynakların hızla tükenmesi ve biyolojik çeşitlilikteki kayıp, mevcut eğitim sistemlerinin doğal şartlara göre güncellenmesini zorunlu kılıyor. Bu noktada devreye giren yeşil eğitim kavramı, öğrencilere çevresel farkındalık kazandırmanın ötesine geçerek ekolojik sorumluluk bilinciyle hareket eden nesiller yetiştirmeyi hedefliyor. Peki, çevre ve sürdürülebilirlik ile iç içe geçen bu yaklaşım, tam olarak neyi kapsıyor ve neden bu kadar önem taşıyor?

Yeşil eğitim nedir?

Yeşil eğitim, “çevre eğitimi” veya “sürdürülebilir eğitim” gibi terimlerle ifade edilen bir kavramdır ve eğitim yoluyla çevresel farkındalığı artırmayı hedefler. Yeşil eğitimin temelinde sürdürülebilir bir dünya için gerekli bilgi ve becerilere sahip, sorumlu liderler oluşturma ideolojisi yatar. Öğrencileri bir dizi teorik ve uygulamalı teknik ile sorumluluk almaya teşvik eden yeşil eğitim, iklim kriziyle mücadelede küresel bir yaklaşım benimser. Bu nedenle hükümetler, hükümetler arası kuruluşlar, sivil toplum örgütleri, vakıflar ve akademiler gibi çok çeşitli paydaşların yer aldığı bir platformun parçasıdır. 

Her öğrenciyi iklimle mücadele ve sürdürülebilirlik konusunda geleceğe hazırlayan yeşil eğitim, sadece bilgi öğretmekle sınırlı değildir. Bireyleri aynı zamanda doğal çevreyle gerçek bağ kurmaya davet ederek etik ve sorumlu davranışı destekler. 

Yeşil eğitim nasıl sağlanır?

Yeşil eğitim, bir dizi farklı uygulama ve stratejinin bütüncül şekilde ele alınmasıyla sağlanır. Teorik ve uygulamalı çok çeşitli projeleri kapsayan bu eğitim sisteminin temelini şu ilkeler oluşturur:

Yeşil okul

Yeşil eğitim öncelikle sürdürülebilir zemine sahip okul yapılarıyla başlar. Yenilenebilir enerji kullanımı, atık yönetimi, su tasarrufu ve enerji verimi gibi ilkelere sahip okul kampüsleri, eğitimdeki karbon ayak izini düşürmeye yardımcıdır. Bu alanlar öğrencilerin doğrudan modern sürdürülebilir alanlara temas ederek bilinçlenmesine destek olur.

Yeşil müfredat

Yeşil eğitimin bir diğer kolu, doğa bilimleri ve iklim sorunları gibi konulara yer veren yeşil müfredattır. Sürdürülebilirlik ve çevre bilinci kavramını daha kapsamlı şekilde ele alan yeşil müfredat, disiplinlerarası bir yaklaşımdır. Matematik, sanat, tarih gibi derslerin yanı sıra ekolojik gezileri ve çevre temalı projeleri kapsar.

Yeşil eğitmen

Yeşil eğitimi yaygınlaştırmak için çevresel farkındalığı ve bilgi birikimi yüksek eğitmenlere gereksinim vardır. Doğa temelli projeler ve saha çalışmaları düzenleyen bu eğitmenler, öğrencilerin çevre dostu alışkanlıklar kazanmasına doğrudan katkı sağlarlar.

Yeşil toplum

Yeşil eğitimin son aşamasını toplum oluşturur. Nitekim okulda edinilen farkındalığın kalıcı bir yaşam biçimine dönüşmesi için aynı prensiplerin toplum tarafından da benimsenmesi gerekir. Bu süreç yeşil eğitim paydaşlarının ortak katılımı, toplumdaki yeşil kariyerlerin yaygınlaşması ve velilere yönelik projeler gibi farklı alt aşamalar içerir.

Yeşil eğitimin faydaları

Yeşil eğitim, öğrencilerin sınıf duvarlarını aşarak gerçek dünya sorunlarıyla ilgilenmesi için önemli fırsatlar sunar. Bu tip bir yaklaşım, hem farkındalığın artması ve çevre sorunlarına karşı gerekli önlemlerin alınması gibi avantajlara ek olarak şu gibi faydalar sağlar:

1. Yaratıcı düşünme becerilerini güçlendirir.

Yeşil eğitim, öğrencilerin karmaşık çevre sorunlarının nedenlerini ve sonuçlarını araştırarak kendi karar verme mekanizmalarını geliştirmelerini destekler. Kritik sorunlarla yüzleşen öğrenciler yaratıcı düşünme biçimleri benimseyerek dünya problemlerini çözen, sorumluluk sahibi karar vericilere dönüşürler.

2. Akademik başarıyı artırır.

Yeşil eğitim akademik başarı üzerinde olumlu etkiye sahiptir. Fen, matematik, biyoloji, sosyal bilimler gibi çok temelli bir eğitim sistemi sunan bu yaklaşım sayesinde öğrenciler ders konularını daha geniş açıdan ele almayı öğrenirler. Yeşil eğitimdeki uygulamalı teknikler ise teorik derslerde işlenen bilgilerin anlaşılmasına ve kalıcı olmasına yardımcıdır. Bir çocuğun çevresi teknolojiden uzaklaşarak doğal alanlara yaklaştıkça bilişsel kapasite hızla gelişmeye başlar ve genel başarı oranı artar.

3. Fiziksel ve zihinsel sağlığı iyileştirir.

Yeşil eğitim doğa ile iç içe bir eğitim planı sunar. Doğal çevre, modern yaşam biçiminin neden olduğu stres, depresyon ve dikkat dağınıklığı gibi sorunların azaltılmasında etkilidir. Doğaya temas ederek stres atan nesiller, açık alanda daha fazla vakit geçirerek aktif yaşam biçimi benimserler. Genel olarak sağlıklı yaşam alışkanlıklarının kalıcılığını artıran bu tür uygulamalar, obezite ve uyku problemleri gibi sağlık sorunlarının önlenmesine de yardımcıdır. 

4. Liderlik vasıflarını geliştirir.

Yeşil eğitim, çevre projeleriyle aktif olarak ilgilenen nesiller yetiştirerek toplumsal ve ekonomik kalkınmaya destek olur. 21. yüzyıl ihtiyaçlarını karşılamak üzere yetiştirilen bu nesiller sorgulama, araştırma, analiz etme, yorumlama ve akıl yürütme gibi konularda çağın gerektirdiği donanımlara sahiptir. Bu da onların iş birliği içinde çalışan, eleştirel düşünen ve eylemlerini gerçek dünya sorunlarıyla eşleştiren başarılı liderler olarak gelişimini destekler.

5. Yeni kariyer fırsatları sunar.

Yeşil eğitim, geleceğin odak konularından olan yeşil ekonomi ve sürdürülebilirlik kavramlarıyla yakından ilişkilidir. Aynı zamanda birçok iş kolu ve hizmeti kapsar. Bu tür iş modellerine olan talep her geçen gün arttığından, yeşil eğitim alarak yetişen nesillerin gelecekte aranan uzmanlar olma potansiyeli yüksektir. Bireyleri pek çok beceri, bilgi ve değer ile donatan eğitimin çok çeşitli kariyer olanakları vardır. Ömür boyu eğitimi desteklediğinden geleceğin liderleri olacak nesillerin, daha koordineli ve mantıklı şekilde hareket etmesine yardımcı olur. Bu da genel anlamda yaşam kalitesinin ve refahın artmasına, aynı zamanda ekonomik sürdürülebilirliğin sağlanmasına yardımcıdır.

Kaynak: unesco.org, plt.org, eliteeducationmagazine

İlginizi çekebilir: En iyi online eğitim platformları ve web siteleri

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale