X

Yeni yıl kararlarınıza güzel bir öpücükle başlamak ister misiniz?

Sizde durum nasıl bilmiyorum; ama bende biraz geçen yılı değerlendirme, biraz da yeni yıla dilekler, hedefler serpme dönemi oluyor bu zamanlar.

Sadece bu sefer biraz daha farkında hissediyorum kendimi. Geçen yıllarda sürekli sürekli tekrarlamaktan hoşlanmadıklarımın neler olduklarına dair daha çok fikrim var. Bir kere bugüne kadar yaptığım bütün listeleri önüme döküyorum. Önce “Hala gerçekleştirilmeyi bekleyen ne kadar çok madde var” deyip hayıflanıyorum. Sonra biraz daha inceleyince, hedeflerin hepsini biraz abartı seviyesinde mükemmel şekilde yazdığımı fark ediyorum. Onu yapacağım, ama sadece bununla kalmayıp üstüne kuş da konduracağım tadında hedefler hepsi. Belli ki bir süre sonra gözüm korkmuş, koşa koşa uzaklaşmışım hepsinden. Bir de uzaklaşmakla kalmayıp, hiç acımadan kendimi şuursuzca eleştirmişim. Başkasına asla yapmayacağım kadar, kendime yüklenmişim de yüklenmişim.

Her sene yaptıklarımı bu sefer yapma niyetinde değilim ama. Ters giden, bana uygun olmayan yöntemleri bırakmayı diliyorum. “Değişiklik gerek!” diyorum, hem de sürecin ta en başından itibaren. Madem kendime acımasız davranıyorum, kendi kendime mercek tutmaya çalışıyorum ve bu işe yaramıyor, o zaman önce bunu mu değiştirsem? Ailem, arkadaşlarım sürekli benimle birlikte olan kişiler. Acaba onlara mı uzatsam mikrofonu?

Kötü bir fikir gibi gelmiyor kulağıma. Belki de dışarıdan bir göz olarak, benim bakmadığım şekilde bakabilirler. Ne bileyim, insan hep aynı şeye odaklanmaktan bazen kör noktalar yaratıyor kendisine ve hiç farkında bile olmadan yapıyor bunu. Kör noktalarımıza ışık tutabilecek kişiler yanı başımızdakiler olabilir. Tabii bir de kaçmak istediğimiz taraflarımızı, davranışlarımızı samanaltı yapmaya da çok yatkınız. Halının altına altına süpürüyoruz, gün gelip o tozlar bizi hasta edene kadar görmezden gelmek kolayımıza geliyor genelde. Dip köşe temizlik ve yepyeni taze bir başlangıç için çevremizden destek almaya ne dersiniz? Hiç de kötü bir fikir gibi gelmiyor kulağa.

Destek demişken, yakın çevremiz her zaman yanımızda olmaya dünden razı ve bunu gönülden istiyor. Ama biz genelde en yakınlarımızı bile, kendi duvarlarımızdan o kadar içeriye sokmuyoruz. Hep bir mesafe koyma yatkınlığındayız; özellikle konu değiştirmek istediğimiz, pek de memnun kalmadığımız taraflarımız olunca. Aslında daha çok yanımızda olmalarına izin versek, yelkenlerimizi hep dik tutmaya çalışmasak. Yaralarımızı onlara biraz daha açabilsek, belki hep birlikte olunca çok daha kolay iyileşebilir hepsi. Düştüğümüz noktalarda, ayağa kalkmamız için güç veren yine çevremiz olabilir aslında.

“Peki nasıl yapsam da, bu sene onlara da kapılarımı açsam?” diyorum. Yeni bir yıla başlarken, ilk değiştirmek istediğimin bu olduğuna karar veriyorum. Hedefler koyacağım madem kendime, bu sefer farklı olacak diyorum. Aklıma yıllar önce bana çok faydası dokunmuş bir öpücük geliyor: KISS. Üniversiteden mezun olmak üzereyken, kafam bir hayli karışıkken, kariyer günlerinin birinden diğerine koşarken öğrendiğim bir yöntem. Hazırsanız, başlıyorum bu öpücüğü sizlerle de paylaşmaya!

KISS ile tanışmaya hazır mısınız?

KISS size dair 3 önemli alana odaklanan bir öpücük. K harfi, Keep It! Yani bunları yapmaya devam et kısmı. İlk S harfi, Start It! Yani bunları yapmaya başla. İkinci S harfi, Stop It! Bunları da yapmayı bırak, en azından azalt kısmı. Sanırım hepimizin şu anki halinden memnun olduğu özellikleri, davranışları, alışkanlıkları vardır. Tabii bir de yeni başlamak istedikleri ve kendine iyi gelmediğini bilip bırakmayı diledikleri. KISS, yani bu öpücük, bu alanların hepsine dokunması ile yeterince güçlü; ama onu daha da yukarılara taşıyan başka bir yönü daha var.

KISS’i hazırlaması için en yakın çevrenizin kapısını çalıyorsunuz. Belki de sizi sizden iyi bilenlere soruyorsunuz, bu üç ana soruyu. Kardeşiniz, kuzeniniz, dostlarınız, sevgiliniz, eşiniz, iş arkadaşlarınız; ne bileyim kimler sizin en yakınınızsa tam da onlara işte! Bu öpücüğü yollamak istediğiniz, 10 kişi belirliyorsunuz. Seçiminizi de yaptıysanız eğer, sıra geldi öpücükleri paylaşmaya.

Ben kendi adıma küçük bir açıklama metni ve benim için öneminden bahsederek ilettim kendi KISS maillerimi. İsterseniz WhatsApp’tan paylaşın, isterseniz Excel olarak; size hangi yol daha uygun geliyorsa. Ben “Üç ana başlık için, en az üç madde yazabilir misiniz?” diye rica ettim. Sino neleri tutsun? Nelere başlasın? Neleri bıraksın? (Keep It. Start It. Stop It.) “Benim için bunları hazırlayabilir misiniz?” diye sordum. Herkesin günlük hayatında oldukça yoğun olduğunu bildiğimden ve öpücüklerimin unutulmasını da istemediğimden, paylaşımlar için son bir tarih de belirledim. Ve en sevdiklerimin bana yeni yıl öpücüklerini göndermesini beklemeye başladım.

Mailime düşen her bir öpücük o kadar değerliydi ki. Bir kere emek emek; en doğru, en güzel, en yerinde tespitlerimizi, dileklerimizi nasıl paylaşırız diye ince ince düşünmüşlerdi; bu gerçekten hissediliyordu. Farklı farklı kişilerden gelse de; hem birbirine çok benzer noktaları vardı, hem de birbirinden çok ayrışan bölümleri. Bunu görmek çok etkileyici, aynı zamanda her yorumun paylaşanın bakış açısını da içerdiğini hatırlatıcı oldu benim için. Şimdi gelelim bütün öpücükleri topladıktan sonra, kendim için daha da anlamlandırmaya.

Bütün yazılanlara baktığımda, önce güçlü yanlarım diyebileceğim; Sino bunlar seninle kalsın dedikleri özelliklerime. KISS’in K’sına! Pozitifliğim, heyecanım ve sevdiğimi gösterme şeklim; listenin en başında olanlardı. İnsanın en yakın çevresi tarafından, kendi hayatında hep ön planda tuttuğu davranışlarına değer verildiğini görmesi; kıymetinin bilindiğini hissetmesi çok güzel bir duygu. Ve diyorlardı ki bana; bunları iyice sar sarmala, kendinde hep tut yıllarca; tabiİ bize de bulaştırmaya devam et. Seni kocaman seviyoruz. Ben de dedim ki kendime, iyi ki paylaşabileceğim müthiş insanlar var çevremde. Elimden geldiğince, iyi bakacağım bütün bu taraflarıma ve daha da büyüyeceğiz biz hep birlikte.

Şimdi ise sırada KISS’ın ilk S’si. Sinocum bunlara başlamaya ne dersin kısmı. Ana başlığın da dediği gibi, birçok arkadaşım “Başla!” diyordu. O çok çekindiğin ilk adımı at, gerisi çok güzel olacak zaten, sen yeter ki başla. Öpücüğün bu kısmı birçok yaratıcı öneri, cesaret verici dilekleri de içeriyordu. Ama beni en çok şaşırtan birebir aynı cümleleri yazan farklı eller olmasıydı yine. Başla kısmının öne çıkanları ise spora başlayıp bu sefer kalıcı hale getirmem; yoga, meditasyonu denemem; insanlarla paylaşımı çok sevdiğim için yardım edebileceğim projelerde yer almam ve yazılarımı bir alanda yoğunlaştırıp kitap hazırlamamdı.

Bu öpücük beni git gide neşelendiriyordu ve şaşırtmaya da devam ediyordu. Sanki içimi okumuşlar gibi yazmışlardı bütün dostlarım. Bir örnek verecek olursam; tam bir ay önce bir çocuk kitabı yazmak için niyet etmiş, kimseye söylememiş ama hazırlıklarına yavaş yavaş başlamıştım aslında. Kendime koymuş olduğum hedeflerimin dostlarımın ağızlarından da dökülmesinin, benim için nasıl teşvik edici olduğunu anlatamam.

Gelelim bilerek en sonda duran, KISS’in ikinci S’sine. Bunları sonlandır, bitir; ya da en azından azalt kısmına. Bu bölümde açık ara öne çıkanlar ise; ertelemeyi bırak ve kararsızlıklarını azaltmaya çalış Sino. Daha nokta atışı yorumlar olamazdı, kendim için bir liste yapsaydım en tepeye yazacağım iki şey bu olurdu.

Peki bu sefer farklı olmasını istiyorsam, aksiyona geçebilmek istiyorsam bir değişikliğe ihtiyacım olduğu kesindi. Nasıl kısmı bir yılbaşı hediyesi ile karşımda belirdi. Çok sevdiğimiz arkadaşlarımızdan, alışkanlık oluşturabilmemize çok yardımcı olacak bir hediye geldi. Barış Özcan, Zinciri Kırma Takvimi. Şimdi ertelemelerimize engel olmak adına, her gün küçük de olsa belirlediğimiz alanlara zaman ve emek ayırıyoruz. Umarım bunu 2019’un sonuna kadar devam ettireceğiz.

KISS’te her ne kadar çok ortak nokta ve paylaşım var desem de; farklı bakış açıları içeren kısımlar da yok değildi. Bazı yorumlarda çok kendi içimde yaşadığımı, sorunlarımı çok paylaşmadığımı ve bunu bırakmamı yazanlar olmuştu. Çok paylaşacağım derken, kendime kalan zamanlardan çaldığımdan ve bunları da azaltmamı dileyen arkadaşlarım da. İlk başta anlamakta zorluk çektiğimi, hatta biraz da şaşırdığımı kabul etmeliyim. Ama sonrasında bu öpücükler çok önemli bir şeyi fark etmeme yardımcı oldu, bir nevi beni uykumdan uyandırmaya. Güçlü yanlarımızı da çok kullanırsak, bu özelliklerimizin bizim aleyhimize dönmeye başlayabileceği gerçeğini.

Paylaşarak çoğaldığımı, beni mutlu edenin bu olduğunu sanarken; bazen başkalarına ayırdığım zaman, kendi özüme sunduğumdan fazlalaşmaya başlayabiliyor ve işin dengesi bozulabiliyor. Pozitif kalmak, olmak ya da görünmek adına; bazen en yakınlarımla dertlerimi, sorunlarımı paylaşmaktan çekinip; kendi içimde, bir başıma çözmeye çalışırken zorlandığım zamanlar oluyor. Bugüne kadar bu durumu fark etmemiş olmam ise, öpücüklerin beni şaşırtan taraflarıydı.

Peki Sino’nun öpücüklerini niye sizinle paylaştım? Niye kendimi size bu kadar açtım? Çünkü bu yeni yıl öpücüğü, bu seneye kadar kendi başıma koyduğum hedeflerin yerine; çevremden de ilham alarak yenilerini oluşturmama yardımcı oluyor. Tek başına olmadığımı; neye başlamak, neyi bitirmek istiyorsam her zaman yanımda olduklarını hatırlamamı sağlıyor. Bu sene daha önceden farklı olsun istiyorsam, bazı şeyleri farklı yapmam gerektiğine inandığımı sizlere söylemiştim. O yüzden de KISS’i, bu öpücüklerin hepsini kendime alıyorum. Onların en çok paylaşılan kısımlarına da kendi aksiyon hedeflerimi koyuyorum.

Siz de birin gücüyle değil, çoğun gücüyle yeni bir yıla, yeni bir yola çıkmak istiyorsanız; nasıl yapacağım diye düşünüyorsanız, sizlere de yardımcı olabilecek bir yöntem var: KISS. Belki benim paylaştıklarım size, sizin paylaştıklarınız bir başkasına ilham olacak. Kim bilir? Haydi siz de bu yeni yıl öpücüğünü en sevdiklerinizle paylaşın, bakalım sonrası nasıl şahane ilerleyecek? Bu sene “İyi ki” dediklerimizin kaçı bu öpücüklerden çıkacak, 2019’da hep birlikte görelim! Nice mutlu, gönlümüzce senelere!

Not: 2018’i sonlandırmaya çok yakın olduğumuz; sayısız dilek, sonsuz soğuk, bol yemek, ışıl ışıl mekanlar, çok keyifli Lviv seyahatinden fotoğraflar. (Kasım 2018)

İlginizi çekebilir: Korkusuzca yaşamak için: Kendi denizinizi keşfetmeye var mısınız?

Sinem Kocacan: Bir eylül sabahı Denizli'de gözlerimi açmışım dünyaya. Benim hayat yolculuğum küçük bir şehirden üniversite ile İstanbul'a taşınmış. Boğaziçi Uluslararası Ticaret'i tercih etmişim, yurtdışına açılan kapım olsun diye. Gerçekten okul benim bambaşka diyarlarla tanışmama vesile olmuş; gönüllü çalışma kampları, work&travel, değişim öğrenciliği... Hepsi beni insanların hikayelerine yoldaş yapmış. Sino derler bana, heyecan verenlerin peşinden koşarım hep; bol bol samimiyet ve gözlerinin içi gülen insanlar ise en sevdiklerim olur. Kendi dünyamı yaratmak, -meli -malı'lardan kurtulmak için bolca çabalarım. Yeni ve rengarenk olan beni kendine çeker; düşe kalka büyüyen, içindeki küçük kız çocuğunu yaşatmak isteyen biriyim ben. Kurumsal hayatta pazarlama yaparken, bir gün kendime başka yollar yaratma kararı aldım. Sırtçantamla Güney Amerika'nın altını üstüne getirirken, 30'unda Interrail yaparken buldum kendimi. Fark ettim ki yolda attığım her adım kendi özüme yaklaştırıyor beni. Hayat bana göre bir yolculuk; onu dolu dolu yaşamak içinse ihtiyacımız, o ilk adımı atmak ve fark etmeye başlamak. Yolculuklarımızla hep beraber büyümek ve hikayelerimizi birlikte paylaşmak dileğiyle.. Her şey gönlümüzce olsun.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale