X

Yeni bir dilemma: Evden çalışmak mı, ofiste çalışmak mı?

Dünyaca yeni bir gerçekliği yaşarken, alınan önlemler gereği hepimizin hayatında değişiklikler oldu. Yeni normalimiz içinde sayılan maskeli yaşam, online sosyalleşmeler ve mümkün olduğunca evden çıkmamalar benimsenirken, diğer taraftan da her gün katedilen yeni gelişmeler normalleşmeye yakın olduğumuzu gösteriyor. Peki sizce hazır mıyız?

Sosyal hayatlarımızda uzunca bir süre sosyal mesafeyi koruyacağımızı düşünüyorum. Diğer taraftan iş hayatına baktığımızda özellikle üretim bazlı olmayan pek çok iş yeri evden çalışma düzenine geçmiş durumda. Birçoğumuzun hayali olan evden çalışma düzeni, uygulamaya geçince, pek de hayalimizdeki gibi çıkmadı. Özellikle kalabalık ailelerde, evdeyken geç kalkma isteği, beraber yenen yemekler güzel tarafları gibi gözükse de online toplantılarda arkadan gelen çocuk sesleri ya da ev halkından birinin sesinin duyulması zor durumda bırakabiliyor. Birçoğumuz ilk zamanlar bu konuda epey iş kazası yaşarken, en çok aranan şeylerin başında SESSİZLİK geliyor. Ofis ortamında gürültü olsa bile, beynimiz bunu iş yerinin rutin gürültüsü olarak algıladığından rahatsızlık duymuyor.

Diğer taraftan evde devam eden düzen, öz-disiplin dediğimiz çalışma düzeninizi negatif anlamda etkileyebiliyor. İş yeri yöneticilerinin online istekleri, sizin hemen yanıt verememeniz beraberinde başka bir sorunu getiriyor: Odaklanamamak. Ofis ortamında her şey iş hayatına göre dizayn edildiğinden, masanıza geçtiğiniz an kendinizi sadece işe odaklanmış olarak bulabilirken, ev ortamının rahatlığı, eşinizin, sevgilinizin ya da ailenizin sizi bölmesi home office’i zorlaştıran etkenlerin başında geliyor.

Öte yandan birçok arkadaşım evdeyken, ofiste çalıştığından daha çok çalıştığından dert yanıyor. Birçoğunun yöneticisi ekran başında olmadığı zamanları üstü kapalı da olsa sık sık sorgularken, iş yerinde, belirli aralarla içtiğimiz kahveler, çıktığımız öğle araları yok sayılıyor. Kendimizi evde de çalıştığımızı kanıtlamaya çalışırken, fazla mesaide buluyoruz. Arkadaşlarımızı özlemek de cabası… Evin kendi temposu ve yapılacak bir sürü iş dururken, iş yerinde farkında olmadan sosyalleştiğimizi anlıyoruz. Bu da ofisten çalışma düzenini daha kıymetli kılıyor gözümüzde. Yakındığımız şartların aslında nefes aldırdığını görüyoruz.

Tabii burada kastım 5 gün ofis olmasa da asgari müşterekte işlerin haftanın belirli günleri ofisten, kalan günler evden yürütülmesi şeklinde… Hem arada özlediğimiz ev konforunu yaşarken hem de ofis disiplinini ve sosyalliğini de hayatımıza katmaya devam edebiliriz. Yeni gerçekliğimizde birçok işyerinin de bu düzende gideceğini açıklaması, home office ve ofis koşullarına yeni bir gözle bakmamıza sebep olacaktır. Bir diğer deyişle “değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.” Yeni dünyamızda home office-ofis dengesinin nasıl değişeceğini hep beraber deneyimlerken, simdi size tekrar soruyorum: Eski düzeninize dönmeye ne kadar hazırsınız?

İlginizi çekebilir: Yeni bir dünya inşa etme zamanı: Yeni dünyanızda nelere yer vereceksiniz?

Şeyma Gizem Taşar: Şeyma Gizem TAŞAR 1984 yılında İstanbul’da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Ortadoğu Koleji’nde tamamladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Mühendisliği’nden mezun oldu. Yüksek lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi ve Finans Bölümü’nde yaptı. Dokuz sene boyunca enerji alanında faaliyet gösteren firmaların finans pozisyonlarında görev aldı. İş hayatını sürdürürken Yaşam ve Kariyer Koçluk sertifikalarını tamamladı. Uzun süredir koçluk hizmeti vermektedir. Yol Arkadaşım Mutluluk yazarın ilk kitabıdır. Üniversitelere ve iş yerlerine motivasyon konuşmacısı olarak katılmaktadır. İletişim: gizemtasar@yahoo.com

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale