X

Yaz ayları için anti-inflamatuar beslenme rehberi

Enflamasyon, vücudun yaralanma ve enfeksiyona verdiği doğal bir tepkidir. Genellikle kızarıklık, ağrı ve ödem gibi bulgularla karakterize olan bu durum özellikle yaz aylarında ekstra şiddetli hale gelebilir. Enflamasyon, karmaşık gibi görünmesine rağmen özünde bir çeşit iltihaplanma olduğundan aslında basit beslenme değişiklikleriyle bile giderilebilir. 

Siz de dehidrasyon ve ısı artışıyla birlikte zirve yapan enflamasyon semptomlarıyla karşı karşıya olabilirsiniz. Eğer yaz aylarında nasıl beslenmeniz gerektiğini bilirseniz durumu daha çabuk kontrol altına alabilir ve diğer sağlık risklerinden korunabilirsiniz.

Anti-inflamatuar beslenme neden önemli?

Anti-inflamatuar beslenme, adı üstüne enflamasyon karşıtı bir beslenme şeklidir. Bir çeşit iltihaplanma olan enflamasyon vücuttaki bakteri ve virüs artışından kaynaklanır. Kesik, yaralanma, ezilme gibi durumlarda vücudun doğal savunma mekanizması olarak devreye giren bu sistem yanlış beslenme alışkanlıkları sebebiyle kronik hale gelerek çeşitli kalıcı hastalık riskleri doğurabilir. Çünkü enflamasyona yol açan yiyeceklerin uzun süreli tüketimi, doku ve organlardaki yenilenme hızını düşürerek diyabet, obezite, kalp hastalıkları gibi rahatsızlıklara kapı aralar. Vücuttaki su kaybı, ısı ve stres baskısının arttığı yaz ayları ise enflamasyon için ayrıca riskli olabilir. İşte bu nedenle özellikle bu aylarda doğru beslenme planı geliştirmenin sadece daha hafif ve fit hissetmeye değil, genel vücut sağlığını korumaya da büyük faydası olur.

Anti-inflamatuar beslenirken kaçınılması gereken yiyecekler

Bazı yiyeceklerin vücuttaki enflamasyon etkisini artırma riski vardı. Tek başına bir diyet olarak adlandırılmayan anti-inflamatuar beslenme biçimine geçerken bu yiyeceklerden mümkün oldukça kaçınılması gerekir. Genel olarak işlenmiş, katkılı, yüksek tuz ve şeker içerikli yiyeceklerin tümü vücuttaki iltihaplanmayı artırır.

Bunların başında şunlar gelir:

  • Beyaz ekmek, beyaz makarna, beyaz un ve beyaz pirinç gibi rafine (kötü) karbonhidratlar
  • Dondurma, şeker, kurabiye, kek gibi rafine şeker oranı yüksek tatlılar
  • Isıl işlem uygulanmış sosis, salam, sucuk gibi gıdalar
  • Biftek ve hamburger gibi kırmızı et ürünleri
  • Patates kızartması ve börek gibi yağda kızartılmış gıdalar
  • Margarin gibi trans yağlar
  • Soya yağı ve mısır yağı gibi işlenmiş yağlar
  • İşlenmiş ve paketli gıdalar

Ayrıca şeker ve fruktoz içeriği yüksek olan şuruplar, meyve suları, sodalar, sporcu içecekleri ve alkollü içecekler de iltihaplanma oranını artırır. Bu yiyecek ve içecekleri beslenme planından çıkarmak uzun vadede genel sağlığı korumaya yardımcıdır. 

Anti-inflamatuar yiyecekler nelerdir?

Nasıl ki bazı besinler enflamasyonu tetikliyorsa bazıları da mevcut iltihaplanmayı gidererek potansiyel riskleri önlemeye yardımcıdır. Herkesin vücut kompozisyonu farklı olduğundan bu besinlere verdiği tepki de farklı olabilir. Genel olarak mevsiminde çıkan taze sebze ve meyveler, işlenmemiş gıdalar ve tam tahıllar tüketmek risklerin minimize edilmesine yardımcı olur.

İçerdiği antioksidanlar sayesinde iltihaplanmaya yol açan serbest radikalleri bağlayan besinlerden bazıları şunlardı:

  • Brokoli, kale, Brüksel lahanası, karnabahar gibi yeşil yapraklı sebzeler
  • Nar, üzüm, vişne, kiraz, çilek, karadut, böğürtlen gibi koyu renkli meyveler
  • Armut ve elma gibi lifli meyveler
  • Avokado ve zeytin gibi yağ içeriği yüksek meyveler
  • Avokado yağı ve zeytin yağı gibi sağlıklı bitkisel yağlar
  • Organik tereyağı
  • Somon, sardalya, uskumru gibi yağlı balıklar
  • Badem, fındık, ceviz gibi çiğ yemişler
  • Kakao oranı yüksek bitter çikolata
  • Tarçın, zerdeçal, çemenotu gibi antioksidan etkili baharatlar
  • Yulaf, çavdar, kepek gibi tam tahıllı besinler
  • Chia tohumu, keten tohumu, kinoa gibi lifli tohumlar
  • Fasulye, yeşil mercimek, bezelye gibi lif içeriği yüksek bakliyatlar

Ek olarak her gün en az 1,5-2 litre su ve günde 1-2 bardak yeşil çay içmek de iltihaplanmayı önlemeye yardımcıdır. 

Anti-inflamatuar beslenme nasıl uygulanır?

Anti-inflamatuar beslenme tek başına bir diyet olmaktan çok uzaktır ancak çeşitli beslenme planlarına dahil edilebilir. Birçok uzmana göre dünyanın en sürdürülebilir ve sağlıklı beslenme şekli olan Akdeniz diyeti ile vegan ve düşük karbonhidratlı beslenme alışkanlıkları bunun için idealdir. Ancak herhangi bir beslenme planını kendinize uyarlamaya başlamadan önce mevcut vücut yapısını, yaşa ve cinsiyete bağlı ek gereksinimleri göz önünde bulundurmanız gerekir. Ayrıca her öğünde yeterli oranda protein, karbonhidrat ve yağ alındığınızdan emin olmanız bunun yanı sıra; vücudun mikro besin, lif ve su ihtiyacını karşılamanız da oldukça önemlidir.

İltihaplanma karşıtı ve bağırsak dostu bir beslenme alışkanlığı geliştirirken ideal dengeyi bulmanız biraz zaman alabilir. Mevcut yeme alışkanlıklarını bir anda değiştirmek yerine adım adım yapılan ufak değişiklikler, hem potansiyel alerjen risklerini gözetmek hem de vücudun sürece daha kolay alışmasını sağlamak için deneyebileceğiniz en iyi tekniktir. Genel olarak işlenmiş ve paketli gıdaların yerine tazelerini koyarak, her öğünde porsiyon kontrolü sağlayıp yavaş yemek yiyerek ve bol su tüketip günlük egzersizbağırsak dostu bir beslenme alışkanlığı geliştirirken ideal dengeyi bulmanız biraz zaman alabilir. Mevcut yeme alışkanlıklarını bir anda değiştirmek yerine adım adım yapılan ufak değişiklikler, hem potansiyel alerjen risklerini gözetmek hem de vücudun sürece daha kolay alışmasını sağlamak için deneyebileceğiniz en iyi tekniktir. Genel olarak işlenmiş ve paketli gıdaların yerine tazelerini koyarak, her öğünde porsiyon kontrolü sağlayıp yavaş yemek yiyerek ve bol su tüketip rutinine dikkat ederek enflamasyon karşıtı alışkanlıklar geliştirebilirsiniz. 

Önemli not: Bu yazıda yer verilen tüm bilgi ve öneriler bilimsel destekli makaleler baz alınarak, genel bilgilendirme amaçlı hazırlanmış olup herhangi bir uzman tavsiyesi içermemektedir. Her bireyin beslenme ihtiyaçları ve çeşitli besin gruplarına gösterdiği tolerans ve hassasiyet kendi metabolizma işleyişine göre farklılıklar gösterebilir. Olası risk durumlarına karşın sağlığınızı ilgilendiren her türlü konuda mutlaka uzman görüşüne başvurun.

Bunlar da ilginizi çekebilir: Yaz aylarına özel beslenme önerileriKaynak: healthline.com, health.harvard.edu

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale