X

Yavaşlık üzerine: Acele kararlar çağında durup düşünmenin gücü

Hızlı tüketimin ve anlık tepkilerin normal karşılandığı bir çağda acelecilik adeta yaşam biçimi haline geldi. Modern hayatın aşırı hızlı ritminden uzaklaşarak biraz yavaşlamak ise vakit kaybı olarak görülmeye başlandı. Oysa içine düştüğümüz hızlı akış bizi, karşılaştığımız şeyleri sindirmeden acele karar vermeye ve dolayısıyla daha sık hata yapmaya itiyor. Hiç düşünmeden sonraki adıma geçerken olayların kendi değerlerimiz ve köklerimizle olan bağını kurmamızı engelliyor. Haliyle sürekli yorgun, huzursuz ve yaptığı yanlış tercihlerden mutsuz hale geliyoruz. Bu nedenle bu kadar acele ve yanlış kararlar döneminde bilerek yavaşlamak, aslında zamanın gerisinde kalmak anlamına gelmiyor. Tam tersine, daha bilinçli seçimler yapmamız ve duygularımızı fark ederek hareket etmemiz için ihtiyacımız olan alanı tanıyor. Peki, bizden hemen tepki vermemizi bekleyen aşırı hızlı bir dünyada durup düşünmeye ve yavaşlamaya nasıl daha fazla yer açabiliriz?

Yavaşlamaya neden ihtiyacımız var?

Yavaşlık; nicelikten ziyade niteliğe odaklanan, mindful pratikleriyle dolu bir yaşam biçimi. Bizi sürekli etkileşimde ve aktif olmaya iten dijital bir çağda yavaşlık, gerçek bir direnişe dönüşmüş durumda. Çünkü ekranları ve bildirimleri kapatarak birkaç gün, hatta birkaç saat ortadan kaybolmanın bile neredeyse imkansız hale geldiği bir dönemde, yavaşlık ciddi vakit kaybı olarak görülüyor. Hatta birçok kişi yavaşlamayı, verimsizlik ve konsantrasyon düşüklüğü ile eşleştiriyor. Halbuki, kendine ve ruhuna iyi gelen bilinçli kararlar almak, ardı arkası kesilmeyen görevler arasında kaybolma riskini engelliyor. Böylece çoklu görevlerle organize olma zorunluluğunun getirdiği stres, odak kaybı ve üretkenlik baskısını azaltıyor. Uzun vadede ise iş verimini artırmaktan bireysel mutluluğu pekiştirmeye kadar birçok fayda sağlıyor. 

Genel olarak tüketim odaklı, hızlı akış ve çoklu görev mantığını alarak tekli, daha kaliteli ve değerli görev yapma fikrine dönüştürüyor. Bu da gün içinde karar alırken duygu ve düşüncelerimizle daha derin bağ kurmamızı, iç huzuru hissetmemizi ve tatmin edici bir yaşam sürmemizi sağlıyor. Üstelik modern dünyada yavaşlamayı gerektiren birçok adım, oldukça basit yaşam alışkanlıklarıyla atılabiliyor. 

Modern yaşamda yavaşlık için atılacak adımlar

Hızlanan bir dünyada kendine yavaşlık niyetleri koymak bir anda yapılamayabilir. Günlük hayatta küçük fakat daha düşünceli anlar yaratmaya odaklanmak, yavaşlamanın temelidir. Nasıl geçtiğini bile hatırmadığınız hızlı günlük rutinleri, biraz daha anlamlı ve farkında gerçekleştirerek, kendi yavaş yaşam felsefenizi oluşturmaya başlayabilirsiniz.

1. Mindful yaşam biçimine odaklanmak

Modern akışta yavaşlamanın sırrı mindful yaşam biçiminde gizlidir. Anda kalarak hem kendinizle hem çevrenizdekilerle daha güçlü bağlar kurmanızı sağlayan mindful yaklaşımı, sizi aldığınız kararlarla daha ilgili hale getirir. Kendine bakım, öz değer ve aile ilişkileri gibi birçok aşamada devreye giren bu bilinçli farkındalık sayesinde andan keyif alma miktarınız artar. Örneğin; yediğiniz bir yemeğin tadına gerçekten vararak, sevdiklerinizle birlikteyken orada bulunmanın ne kadar özel olduğunu hatırlayarak veya çalışırken kendinizi işe vererek gün içinde birçok ufak yavaşlık anı yaratabilirsiniz.

2. Sınırlar belirlemek

Hızlı bir akışta sürekli bildirimlerin ve aramaların karmaşasından kurtulmanın tek yolu, kendi sınırlarını belirlemektir. Çünkü işi dünyaya bırakırsanız, başkalarının ve görev baskısının transparan hale getirdiği bir iş-yaşam dengesizliğinden yorgun düşebilirsiniz. İstemediğiniz şeylere “hayır” demek, omuzlarınızdaki birçok yükü hafifletebilir. Kendinizi sürekli bir şeyler yapma zorunda hissetmeden özgürce fikir beyan etmek, zayıflık değil, aksine gücün ve öz güvenin göstergesidir. Bu nedenle hayatınızdaki görevlerin ve insanların aşırı kalabalıklaştığı durumlarda basitçe bunlara vakit ayıramayacağınızı söyleyerek, kendi değerinizi karşı tarafın da fark etmesini sağlayabilirsiniz.

3. Daha azını yapmanın gücünü anlamak

Sürekli üretkenlik baskısı, çağımızın en büyük sorunlarından. Ama bu, yapılan çok sayıdaki işin iyi ve nitelikli olduğunu göstermiyor. Hatta çoğu zaman bunun aksini kanıtlıyor. Çünkü birden fazla görevle aynı anda meşgul olmak kimilerine fayda sağlasa da genellikle işlerin bölünmesine yol açtığından odaklanma ve verim gibi kriterleri kötü etkiliyor. Haliyle ortaya hepsi bölük pörçük yapılmış ve nedeni, nasılı tam sorgulanmamış bir sürü yarım yamalak iş çıkıyor. Popüler düşüncenin aksine tekli ve yavaş görev mottosunu geliştirerek eldeki işleri daha kaliteli olacak şekilde tamamlayabilirsiniz. Sayıdan çok içeriğe odaklanırsanız yaptığınız işten daha fazla keyif de alabilirsiniz.

4. Dijital minimalizmi denemek

Dijital dünyanın ve sosyal medyanın hayatlarımız üzerinde yarattığı baskı ne yazık ki gerçek. Sürekli yenilenen trendler, denenecek bakım ve güzellik sırları derken, kendinizi nasıl olduğunu anlamadan bir şeylerin peşine takılıp gitmiş buluyor olabilirsiniz. Ama tüm bu karmaşa içinde gerçekten sizi yansıtan ve değerlerinizi pekiştiren belki de çok az şeye odaklanıyorsunuz. Üstelik belki de ne kadar fazla nefes pratiği, rahatlama rutini ve wellness taktiği deneseniz de üzerinizdeki stres eksilmiyor olabilir. İşin sırrı, sırf popüler ve başkaları tarafından deneniyor diye hayatınıza aldığınız alışkanlıklarda olabilir. Tüm zihinsel kalabalığı susturmak ve iç sesinizi duymak için kendinizi dijital dünyadan biraz soyutlamayı deneyebilirsiniz. Çok değil, haftada birkaç saat kendi düşüncelerinize odaklanmanız bile karar alma farkındalığını artırabilir. Dijital dünyadan boşta kalan zamanı kitap okumayı, günlük tutmaya veya kişisel hobilere ayırarak çok daha anlamlı bir yaşam sürebilirsiniz.

Kaynak: medium, beingsen

İlginizi çekebilir: Yavaş hareketi, yavaş yaşam felsefesi nedir?

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale