X

Yaşamınızı değiştirmeye cesaret edebilir misiniz?

4-5 yıl önceydi ve her gün özgürleşmekti ümidim.

İş yerimde, aynı rutinde çalıştığım bir günde pencereden dışarı bakarken, elimde o kitabı tutuyordum. O kitap ve o kitap gibi birçok farklı kitabı da, bir pusula gibi elimde tuttuğum ve üzerinde düşündüğüm oluyordu sık sık. Kitaplardaki bazı cümlelerin yanına notlar alırken, bilincimin bir adım ötesine yavaş yavaş taşındığımı hissediyordum.

Bu kitaplarda; hayatını değiştirenleri, yaşamını sıfırdan yeniden kuranları, istedikleri işi yapanları, yeni dünya bilincine uygun ilişki modellerini yaşayanları okuyordum. Ben de biliyordum, başka bir yaşam yaratma hakkım benim de vardı. Bu zihin yapısına nasıl gireceğimi bilmiyordum sadece. Sıkıldığım iş ortamımda, bu kitaplardaki satırları yazan insanların zihnine 5 dakika olsun girebilmek benim için bir ümitti. Bilgisayar ekranında gördüklerimden ibaret olmadığını anlıyordum yaşamın ve benim. Bu hisler içimde büyürken, biliyordum ki, bir gün benim de okumanın ötesinde somut adımlar atmam gerekecekti istediğim hayatı kurmak için. Bu somut adımları da ancak, elimde olan ne yetenek varsa onlarla icra edebilirdim. Bu da yazmak ve çizmekti, belki de hiç tanımadığım, keşfetmediğim yanlarımı ortaya koymaktı. Fikirlerdi ve inançlardı. Başka bir hayatın olabileceğine karşı ümidimdi. Her insanın kendi olma özgürlüğünü hak ettiğine inandığım bir yaşamdı. Bunun da ötesinde, hani o kitaplarda okuduğum kişiler var ya, onların ruhundan tozlar serpiştirmeliydim üstüme, ilham almak için.

Bir yerde sıkışıp kaldığınızı hissettiğiniz zaman, belki de sürekli aynı işleri yaptığınızda aslında beyninizin belirli yerleri eskisi gibi çalışmayı aksatıyor. Bu yüzden tam zamanlı çalıştığım zamanda, içimde yükselen özgürlük çağrılarını, ancak ufak bir A5 kağıda notlar alarak ve çizimler yaparak karşılıyordum. Daha büyük düşünmediğim için de, A5 kağıtlardaki bu küçük çizimler ve yazılarla sadece kendime, kendimi ifade ediyordum. 

Bir kitapta cesareti hatırladım. Kendini ortaya koyarak ancak potansiyeline ulaşabileceğini… Belki de yarattığım o küçük kağıtları paylaşmalıydım. Kimseye danışmadan, bir yazarın ve ya çizerin onayını almadan paylaştım içimde yükselen o özgürlük ümitlerini. Mükemmel olmasını beklememeye karar verdim. Bu devrimdi içimde. Aslında yasak olmadığını, güzelliğin ve yaratıcılığın sınırları olmadığını, gelişebileceğimi, öğrenebileceğimi ve zayıflığımın da beni büyüteceğini anladım bu yolda.

Başka bir kitapta kalbini açmanın tanımlarını hatırladım. Bunun da vermekten geçtiğini. Sonucu beklemeden sunmak, yaratmak. Etkisini hesaplamadan, egonun söylemlerini bir kenara iterek sadece yolda olmak. Bunun hem ilişkilerde hem de o yaratmak istediğim hayata açılan kapı olduğunu anlamıştım. Planlamayı, hedeflemeyi, yola güvenmeyi hep o yaşayanlardan öğrendim ben.

Böyle öğrenerek gittiğim bir yolculuktu benim yaratıcı yolum. Bu oyunu, zorlu bir yol diye tanımlamak yerine onu eğlenceli bir oyun gibi tanımlamayı öğrendim. Metaforlarımı, tanımlarımı, alışkanlıklarımı değiştirerek bir yaratıcı alan buldum kendime. Bu alanı yaşamak ve her gün vermeyi öğrenmek, yaşamımı bu yolda, 4,5 yıl sonra tam zamanlı ilerletmemi sağladı.

Bunu yaparken de, en iyi dostlarımdı kendi yolunda yürümeyi başarmış kişiler. Satırlarını okurken onlarla karşılıklı oturuyormuş ve gözlerimi açmış merakla onları dinler gibi  olduğum o cesaret edenlerdi.

Bu yüzden derim ki:

Varsa bir sözün, söyle.

Varsa bir yeteneğin, paylaş.

Varsa fark yaratacağına inandığın ufacık bir düşünce, dünya görsün.

O zaman değişecek dünya, birbirimizden ilham aldığımızda.

Estel Bensinyor: 1986 İzmir doğumlu olan Estel, uzun bir çalışma hayatı ve dönüşüm sürecinin ardından şimdi kendi yaratıcı stüdyosundan farklı firmalarla tasarım ve sanat projeleri yapmakta, kişisel projeler üretmekte ve kadınlarla yaratıcılık ve kadın doğası üzerine çalışmalar düzenlemektedir. Yoga, kişisel gelişim, sağlıklı beslenme, seyahat, çok okumak ve illüstrasyon kanalları ile sürekli gelişen bir yaşam modeli yaratmaya kendisini adamıştır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale