X

Yaşamı iliklerinizde hissetmek için: Risk alın

‘‘Güzel günler sana gelmez, sen onlara yürüyeceksin.’’

Mevlana Celaleddin Rumi

Sığ kıyılar gibi yaşamaya kalkıyoruz hayatı. Dalgaların vurmadığı, akıntıların savurmadığı, kaybolma, alabora olma veya boğulma riski bile olmayan, hatta bu olasılığı aklımızın ucundan bile geçirmediğimiz kıyılarda yaşıyoruz hayatı! Aman bu olmasın, aman şöyle olmasın aman böyle olmasın! Ben bugün bu yazımda sizlerle birlikte hayata, her gün o muhteşem güzelliği ile akarken bizim dönüp bakmayı bile akıl edemediğimiz biricik hayatımıza bakalım istiyorum!

Nedir bizi bu noktaya getiren? Nedir güvenli topraklardan çıkmamıza böylesine engel olan? Nedir dalgalarla boğuşmaktan bizi alıkoyan, korkutan, inciten, aman dedirten? Hayatı yaşamak için bu dünyaya en büyük cesaretle, en büyük riski alıp da gelmişken, insan olmanın sınırlılığına bizi itiveren nedir? Nedir içimizdeki deli rüzgarları bir yana bırakıp da “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın” dedirtebilen? Nedir kocaman bir korsan gemimiz olduğu halde güvenli bir kıyıda demir atıp da tüm hayatımızı aynı noktada, aynı güven derecesinde ve aynı şekilde geçirmemize sebep olan?

Ben bugün sizlerle birlikte bu yazımda hayatta risk olarak nitelendirdiğimiz şeylere bakalım istiyorum. Neden bu kadar korkarız risk almaktan, “Yok ben yapamam” deyiveririz hemen? İşte tam olarak bu soruyu, fakat korkmadan, alacağımız cevaplardan sakınmadan soralım istiyorum içimize, kendimize, kalbimizin dolu dolu atmasına sebep olan amao ta derinlere kapatmış olduğumuz sevgili cesaretimize!

Kendinize karşı ne kadar dürüstsünüz?

Risk almak kimimize göre bir değişiklik yapmayı göze alabilmektir. Örneğin sevdiğimiz insan değişir, duygularımız artık eskisi kadar güçlü olmayabilir! Birçoğumuz bu gerçeği kendimize söyleyecek gücü bile bulamayız kendimizde. Belki de “itiraf” demeliyiz buna. Evet, birçoğumuz düzenimizin bozulup hayatımızın alt üst olması kaygısıyla, “olmadığımız” bir insan gibi yaşar, olmadığımız bir insan gibi sever ve olmadığımız bir aşık rolü oynarız. Kocaman maskelerimiz vardır, takarız her gün sıkılmadan, yılmadan takarız; sırf azıcık olsun risk alamadığımız için…

Bazılarımız yaşadığı şehri değiştirme riskini alır örneğin. Ne var ne yoksa toplayıp gidebilmek, o her şeyi ne olduysa (ve ne olmadıysa!) geride bırakmayı başarıp risk alarak kocaman uzaklara yol alabilirler. İşte onlara ne cesaret diye bakıp da kalıveririz. Oysa risk almak, hayat boyu istemediğimiz bir yerde, istemediğimiz bir işte, istemediğimiz bir şekilde, sırf öyle olması gerektiğini, buna mahkum olduğumuzu düşündüğümüz için yaşamamızdan daha mı az cesaret ister? Cevabım hayır. Bizim alamadığımız o canım risk durumlarına göre, bir hayatı, hem de hiç istemediğimiz bir şekilde yaşamak riskini alabilmek, çok daha fazla yürek isteyecektir!

Bazılarımız elde ettiğimiz tüm pozisyonlara, paraya ve statüye rağmen çekip gitmeyi göze alır, yani iş değiştirme riskine girerler. “Ben bu işi kalple yapamıyorum” diyebilecek kadar cesurdurlar. Önce kendilerine karşı ve sonra tüm insanlığa karşı! Aslında emindirler; burada olmalarının çok daha anlamlı bir sebebi olmalıdır! İnsanlığa yeterince hizmet edebilmek gibi, daha fazla insana dokunabilmek gibi veya sadece bir kişinin hayatına birazcık daha güzel bir söz, güzel bir öz katabilmek gibi… Sadece para kazanmanın, sadece unvan kazanmanın, sadece kıskanç gözler ile izlenmenin amaç olmadığı, çok daha büyük, ulvi bir akışın bir parçası olabilmek gibi…

Risk hayatın kendisidir

Bazılarımız riske verdiğimiz anlamı değiştirir. Burada bahsettiklerimiz “risk” bile değildir onlar için. Sınırları aşmak isteriz, düşünmeden, fazla hesaplamadan, yaşayarak görmek üzere. Bir maratona çıkarız örneğin, bir yelkenli yarışına veya günler sürecek bir kanyon yürüyüşüne. Risktir yanımızda götürdüğümüz, onunla koyun koyuna olmayı öğreniriz. Evlenmeye karar veririz örneğin; upuzun bir yeni yoldur, yeni bir yoldaş almak risktir yanımıza. Yine de kalbimizi dinlemeyi seçeriz ve o riski almış oluruz. Sonra anne veya baba oluruz örneğin; risk bunun neresinde diye düşünebiliriz ama bir insanı kendimizden daha öte sevmenin riski girer hayatımıza. Zayıflığımız aynı zamanda en güzel gücümüz, en güzel hediyemiz, en güzel anımız oluverir. İşte tüm bu anlarda risk erimiştir. Hayata dönüşmüştür, yaşamaya, her ne olursa olsun yaşamaya, kalpten, içten, akışla.

Bugün bu yazımda bana eşlik ediyorsanız, hayatınızda aldığınız risklere, risk olarak gördüklerinize ve bir türlü aşıp gidemediklerinize daha yakından bakmanızı dilerim. Risk, bizim “anlam” verdiğimiz, bizim engel olarak gördüğümüz, bizim oraya koyduğumuzdur. Biz onu hayatımıza alabildikçe, risk oldukça, riski sevdikçe, riski hayatla erittikçe, muhteşem bir “yaşamak” simyası oluşur. Bugün risk olmaya hazır mısınız?

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale