X

Yargılayıcı iç sesinizi dönüştürün: İçinizdeki düşmanla dost olma zamanı

Çocuktun, bugün bile hala tam olarak çözemediğin bir nedenden dolayı ailen sana eleştiride cömert, övgüde cimri bir tavır sergileyip durmadan seni eleştirdiler. Hareketlerini, okuldaki performansını, arkadaş seçimini beğenmediler. Seni başkalarıyla kıyasladılar. Başarılarını görmezden gelirken, en ufak bir hatanda seni yerden yere vurdular. Eleştirilerinin senin yaptığın herhangi bir hatayla da ilgisi yoktu aslında. Onlar seni, senin varlığında bir hata varmışcasına eleştirdiler. Senin de bu yanlış mesaja inanmanı sağladılar. Kimi zaman eleştirileri hakaret boyutuna ulaştı. Belki onlar da aileleri tarafından durmadan eleştirilerek yetiştirilmişlerdi. Belki seni överlerse şımaracağını düşünüyorlardı ya da çözümleyemedikleri psikolojik sorunlarını sana bu şekilde yansıttılar.

Çocuktun, savunmasızdın. Onların sana karşı olan davranışlarını içselleştirdin. Dahası kendine onların gözünden bakmaya başladın. Sen de tıpkı onların sana yaptığı gibi en ufak bir hatanda kendini yerden yere vurdun. Ancak mükemmel biri olduğunda, sevilmeye layık olduğuna inanmaya başladın. Bu yazıda “içimizdeki düşman” olarak nitelendirdiğim bu negatif iç sesimizin temelleri çocukluk yıllarımızda atılır. Bu konu hakkında çok değerli çalışmaları olan Dr. Robert W. Firestone bu iç sesi “ses” olarak isimlendirir. Dr. Firestone’a (2018) göre ses kişinin uyumsuzluğunun merkezinde yer alan, kendisine ve başkalarına yönelik bir dizi olumsuz düşünce ve tutumdan oluşur.

Temel olarak, çocuklar kendilerine yöneltilen düşmanca veya olumsuz tutumları belirsiz anılar, görüntüler ve ilkel duygular şeklinde içselleştirirler (Firestone, 2018). Çocuk annesinin, babasının ve hayatındaki diğer otorite figürlerinin kendisine yönelik eleştirilerini, olumsuz laflarını içselleştirir ve bir yetişkin olduğunda onların iç sesini hep yanında taşır. Artık o ses kişinin anne, babasının sesi değil, kişinin kendi sesi haline gelmiştir. İnsana durmadan yeterince iyi olmadığını söyleyen de o sestir, ne yaparsa yapsın hiçbir zaman başarılı olamayacağını söyleyen de. İçselleştirme davranışlarında kişi negatif duygularını kendisine yöneltir. Bu yazıma “içindeki düşmanla dost olma zamanı” başlığını verdikten sonra konuyla ilgili yaptığım araştırmalar beni Dr. Firestone’a ulaştırdı. Dr. Firestone’un da bu negatif iç sesi, içimizdeki düşman olarak tanımlamasına hiç şaşırmadım. Çünkü gerçekten de bu negatif iç ses bize adeta düşmanımızmış gibi davranır, bizi bir türlü rahat bırakmaz.

Eğer senin de içinde böyle bir düşman varsa içindeki düşmanla barış imzalamaktan başka çaren yok. Daha ne kadar kendine karşı mücadele vereceksin ki? İçindeki düşmanla dost ol artık. O bugüne kadar sana yapılan eleştiriler, kötü yorumlar sonucu ortaya çıktı. Ne sen onu yenebilirsin, ne de o seni. Çünkü sen osun, o da sen. Bugüne kadar hep birbirinizle savaştığınız için aslında bir olduğunuzun farkına varmadınız. Artık birlik olma zamanı. Bunu gerçekleştirebilmenin en güvenli yolu da bir psikoterapistten destek almak. Unutma, bu dünya içindeki düşmanla barış imzalamayı başarmış birçok insanla dolu. Neden sen de onlardan biri olmayasın?

Sana iç dünyana barış getirdiğin günler diliyorum. Bu arada 2022 yılını “Öz Sevgi Yılı” ilan ettim. Her hafta @ranakutvan kullanıcı isimli Instagram hesabımdan bu konuyla ilgili psikoloji ödevleri paylaşacağım. Hadi, hep beraber kendimizi sevmeye ve dünyayı güzelleştirmeye… Zoom üzerinden birebir görüşmeler şeklinde ilerleyen üç haftalık “Öz Sevgi” eğitimimle ilgileniyorsanız da bilgi için rsolaker@gmail.com adresine yazabilirsiniz.

Bu yazının tüm hakları Rana Kutvan’a ve Uplifers’a aittir. İzinsiz ve uygun şekilde referans verilmeksizin kopyalanması, çoğaltılması ve başka mecralarda paylaşılması kesinlikle yasaktır.

Kaynaklar:
Firestone, R. W. (2018). The Voice (The Enemy Within). Psychology Today https://www.psychologytoday.com/us/blog/the-human-experience/201803/the-voice-the-enemy-within

İlginizi çekebilir: Öz şefkat: Kendine en iyi arkadaşına davrandığın gibi davranmak

Psikolog Rana Kutvan: İstanbul doğumlu olan Rana Kutvan lise öğrenimini Nişantaşı Kız Lisesi’nde tamamladı. Önce LCC’de bir sene akabinde de İstasyon Sanat Merkezi’nde iki sene süren bir moda eğitimi aldıktan sonra çeşitli firmalarda stilist olarak görev aldı. 1997-2008 tarihleri arasında New York’ta ikamet etti. Türkiye’de almış olduğu moda eğitimini Parsons School of Design’dan almış olduğu derslerle pekiştirdi. Kutvan moda eğitiminin yanı sıra City University of New York’a bağlı Hunter College’da Psikoloji ve Sanat Tarihi üzerine çift anadal lisans eğitimi görerek cum laude (yüksek onur) derecesiyle mezun oldu. Hunter College’a devam ettiği süre zarfında dünyanın önde gelen psikologlarından Albert Ellis’in Enstitüsünde staj yaptı. Bu staj süresince Ellis’in bulmuş ve de geliştirmiş olduğu Rational Emotive Behavior Therapy (REBT)’i yakından inceleme fırsatı buldu. Kutvan, Albert Ellis Enstitüsündeki stajının yanı sıra New York’un önemli psikoloji enstitülerinin düzenlediği workshoplara katıldı. Kutvan 2008 Mayıs ayında Türkiye’nin ilk Kişisel Gelişim ve Stil Danışmanlığı merkezi Karakter A’yı kurdu. Kurumsal ve bireysel hizmetler veren Rana Kutvan’ın referansları arasında Braun, CNN TÜRK, Aras Kargo, TURKCELL, Kuveyt Türk, Doğan Holding gibi şirketler vardır. Kutvan bireylere ve kurumlara Stres Yönetimi, Kadın Liderliği, İş Özel Yaşam Dengesi, Zaman Yönetimi, Kadın Ruhu isimli workshop çalışmaları düzenlemektedir. Kutvan Karakter A’nın yanı sıra 2008-2012 tarihleri arasında Profesör Dr. Kerem Doksat’dan süpervizyon aldı. Kutvan psikoloji ve kişisel gelişim çalışmalarında holistik bir yaklaşım uygulamaktadır. Rana Kutvan anadili olan Türkçe’nin yanı sıra anadili düzeyinde İngilizce, iyi derecede Fransızca, İtalyanca konuşmaktadır.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale