X

Yapay zeka cinsiyetçi mi?

Gelişen teknoloji ile hayatımızın her alanına dokunan yapay zeka (YZ) bilgiye erişimimizi kolaylaştıran, günlük rutinlerimizi iyileştiren ve hatta iş süreçlerini dönüştüren bir güç haline geldi. Ancak bu teknolojik mucize, insanlığın tüm sorunlarını çözebilecek kadar tarafsız mı? Daha da önemlisi, YZ sistemlerinin arkasında yer alan algoritmalar ve veri setleri, toplumsal cinsiyet eşitliği açısından gerçekten “adil” mi?

Yapay zeka ayna mı, yargıç mı?

Yapay zekayı basit bir şekilde anlamak gerekirse veriyle eğitilmiş bir “makine öğrenimi” sistemidir. Ancak burada kritik bir nokta var: Yapay zekanın eğitildiği veri setleri, insan davranışlarını ve kararlarını yansıtıyor. Eğer veri setleri önyargılarla doluysa YZ de bu önyargıları öğrenip yeniden üretiyor. Bu durum da, yapay zekanın toplumsal eşitsizlikleri artıran bir ayna mı yoksa bu eşitsizlikleri yargılayıp düzeltebilen bir araç mı olduğu sorusunu gündeme getirebilir.

Örneğin, 2018 yılında Amazon’un geliştirdiği bir işe alım algoritması, geçmişteki verilerden öğrenerek kadın adayları sistematik olarak dışlamaya başlamıştı çünkü algoritma, erkeklerin ağırlıkta olduğu geçmiş işe alım verilerini temel alıyordu. Bu durum, YZ’nin yalnızca “ne öğretilirse onu öğrenen” bir sistem olmadığını, aynı zamanda geçmişteki hataları ve ayrımcılıkları yeniden üretebileceğini gösteriyor.

Cinsiyetçi önyargılar: Gözden kaçan tuzaklar

YZ’nin cinsiyetçi olmasının birkaç temel nedeni var:

  • Veri setlerinin yanlılığı: Yapay zekalar, büyük ölçüde geçmiş verilere dayalı olarak eğitilir. Bu veriler, tarih boyunca süregelen toplumsal cinsiyet rolleri ve ayrımcılık içeriyorsa, YZ de bu önyargıları öğrenir. Psikolog Daniel Kahneman’ın Thinking, Fast and Slow (2011) kitabında belirttiği gibi, “Zihnimizin kısa yolları, önyargılarımızı şekillendirir.” Bu durum, YZ sistemleri için de geçerlidir.
  • Algoritmik şeffaflık eksikliği: Çoğu YZ algoritmasının nasıl çalıştığı, kullanıcılar ve hatta geliştiriciler için bile tam olarak anlaşılmaz. Bu “kara kutu” etkisi, önyargıları tespit etmeyi ve düzeltmeyi zorlaştırır. Cathy O’Neil, Weapons of Math Destruction (2016) adlı kitabında, “Algoritmalar, tarafsız olduklarına dair bir illüzyon yaratır, ancak gerçekte adaletsizliği daha da görünmez kılabilirler,” diyerek bu soruna dikkat çeker.
  • Dilin yanlılığı: YZ tabanlı dil modelleri, internetteki büyük metin veri tabanlarından öğrenir. Ancak bu metinler, genellikle toplumsal cinsiyet kalıplarını yansıtan ifadeler içerir. Örneğin, bir YZ modeli, “doktor” kelimesini erkeklerle, “hemşire” kelimesini kadınlarla ilişkilendirebilir.

Kişisel gelişim ve algı üzerine etkileri

YZ’nin cinsiyetçi önyargılarının sadece kurumsal dünyayı değil, bireysel algılarımızı da şekillendirdiğini fark etmek önemlidir. Bir birey olarak, günlük yaşamda kullandığımız teknoloji (arama motorları, sohbet botları, sosyal medya algoritmaları) aracılığıyla bu önyargılara maruz kalıyoruz.

  • Rol modellerinin eksikliği: Örneğin, YZ tabanlı arama motorlarında “lider” kelimesini arattığınızda, erkek liderlerin daha çok öne çıktığını görebilirsiniz. Bu durum, özellikle genç kadınların kendilerini lider pozisyonlarında hayal etmesini zorlaştırabilir.
  • Kendi önyargılarımızı pekiştirme: YZ’nin önerdiği içerikler, zaten sahip olduğumuz toplumsal cinsiyet kalıplarını güçlendirebilir. Örneğin, sosyal medya algoritmaları, yalnızca belirli bir perspektifi göstererek dünyayı dar bir mercekten görmemize neden olabilir.

Neler yapılabilir?

YZ’nin cinsiyetçi önyargılarını azaltmak ve teknolojiyi daha adil bir hale getirmek için bireysel ve toplumsal düzeyde yapabileceğimiz bazı adımlar var. Öncelikle, YZ sistemlerini eğitirken kullanılan veri setlerinin daha çeşitli ve kapsayıcı hale getirilmesi gerekiyor. Bu, özellikle kadınları ve diğer az temsil edilen grupları içeren verilerle sağlanabilir. Teknoloji şirketlerinin algoritmalarını daha şeffaf hale getirmesi, önyargıların tespit edilmesi ve düzeltilmesi için önemlidir.

Bununla beraber bir birey olarak, teknolojiyi kullanırken önyargıların farkında olmalı ve sorgulamalıyız. Cathy O’Neil’in dediği gibi, “Algoritmaların önerilerini körü körüne kabul etmeyin.” Teknoloji sektöründe daha fazla kadın liderin yer alması, toplumsal cinsiyet eşitliğini teşvik edebilir. Reshma Saujani’ye şu sözü için hakkını teslim edelim: “Kadınlar hata yapma korkusunu bırakıp cesurca ilerlemeli.”

Sonuç: Teknolojiyi daha adil hale getirmek

YZ’nin cinsiyetçi önyargılar içermesi, teknolojinin insan yapımı bir ürün olduğunu ve bu nedenle insan hatalarını taşıyabileceğini gösteriyor. Ancak bu, YZ’nin geleceğinin de insan ellerinde olduğunu kanıtlıyor. Daha eşitlikçi bir dünya yaratmak istiyorsak teknolojiyi nasıl geliştirdiğimiz ve kullandığımız konusunda daha dikkatli ve bilinçli olmalıyız. Sonuçta, teknoloji bizim bir yansımamızdır ve onu daha adil hale getirmek, kendi önyargılarımızla yüzleşmeyi gerektirir.

Kaynaklar:

  • Amazon Hiring Algorithm Scandal, 2018.
  • Harvard Business Review. “Gender Bias in Artificial Intelligence.” HBR Insights, 2021.
  • Kahneman, Daniel. Thinking, Fast and Slow. Farrar, Straus and Giroux, 2011.
  • Noble, Safiya Umoja. Algorithms of Oppression: How Search Engines Reinforce Racism. NYU Press, 2018.
  • O’Neil, Cathy. Weapons of Math Destruction: How Big Data Increases Inequality and Threatens Democracy. Crown, 2016.
  • Saujani, Reshma. Brave, Not Perfect: Fear Less, Fail More, and Live Bolder. Currency, 2019.

İlginizi çekebilir: Başarısız olmuş yapay zeka startupları

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale