X

‘Yan yana’ ayrı yazılır; biz ‘sımsıkı’ olalım

Mutlu olmak için hep sebeplere ve kişilere ihtiyacımız olduğuna inanarak hayatı öteleriz. Sorumluluk almak zor geldiği için şartları ve insanları suçlarız çünkü kafamızdaki konformist ve egoistin isteği bu yöndedir. Suçlu avına çıkıp sorumluluktan kurtulmak çok daha konforludur.

Mutluluk, mutluluktan değil acıdan doğar. Gölge altında durmanın değeri ancak sıcak güneş altında tüm gün dolaştıktan sonra anlaşılır.

Gerçek şu ki, hayat bize ne sunduysa tatmazsak tanımlayamayacağımız bir sofradır. İnsan kendini mutluyken tanıyamaz. Gerçek gücünüzü mutsuzluklar karşısında anlarsınız.

Hepimiz sosyal varlıklarız ve yalnızlık bizi üzen, örseleyen bir şeydir. Bizler paylaştıkça hayatımıza renk katıp yaşantımızı güzelleştiriyoruz. Yalnızlık ve tek başınalık farklı iki durum, aslında bizi üzen şey; tek başınalık değil yalnızlık.

Hayatımızdaki en önemli kişiler bağ kurduğumuz kişilerdir. Ailemiz, çocuklarımız, eşimiz, sevgilimiz, dostlarımız ancak bağ kurduğumuz kişileri borçlandırdığımızı fark ettim, onlara sımsıkı sarılmak yerine çoğu zaman bilmeden onları borçlandırmışız. Mutluluğumuzun önündeki ilk engelin bu olduğunu düşünüyorum. Maalesef ki borçlu ilişkilerde taraflar alacaklı olarak yaşar ve bütün alacaklılar mutsuz olur, mutsuz ölür.

Mutsuz insanlar, çevrelerindekilerden, dünyadan hep alacaklılardır. Öyle ya, çok şey vermişlerdir, şimdi sırada almak var! Hayata karşı kendini alacaklı hissediyorsan, durman ve düşünmen, belki de yeniden yapılandırman gereken bir yerlerde duruyorsun demektir.

Bir insan nasıl olurda kendi mutlu olma hakkını bile başkasına verebilir ki? Siz kendinizi mutlu edemiyorsanız, sizi kim mutlu edebilir? Nasıl saçma bir beklenti, nasıl bir ironidir bu böyle!

En çok birbiriyle karıştırılan şey ise, geçici hazları mutluluk sanmamız. Haz ve mutluluğu birbirinden ayırmak lazım, ben burada mutluluktan bahsediyorum, hedonizmden (hazcılık) bahsetmiyorum. Çok iç içe geçmiş ama aslında çok farklı iki kavram. Hedonizm ve mutluluk. Haz peşinde koşan maalesef mutluluğu teğet geçiyor, hem de hiç farkına bile varmadan.

Beyinde duygulardan sorumlu olan bölge yani limbik sistem, anında sahip olma sonucunda hissedeceği geçici hazza odaklanmıştır. Onu elde edene kadar hayatın başka gündemi yoktur. Peki elde edince? Sahip olunca? Abartılmış yüksek oktavlı neşe mutluluk mudur? Hayır, bu haz merkezli mutluluk geçicidir. Bu tür mutluluk şeklinde arzular, ihtiyaçlardan büyüktür. Daha iyisini ararken var olanla iyi şeyler yapma fırsatını kaçırdığımızın farkında olabilseydik, kayıplarımız ne kadar çok azalırdı.

Her yenilik (haz odaklıysa) elindeki ile olan ilişkine bomba gibi düşer ve aradığın mutluluk gözden kaybolur. Kendimizi kırık dökük hissederiz. Haz ararken anlam kaybı yaşarız. İçinde anlam barındırmayan hiçbir haz kalıcı değildir. Misafirinizdir.

Beyniniz içinde anlam barındırmayan şeyleri tüketir ve yenisini ister.  Mutluluk pahasına hep yeniyi kovalamak yorucudur. Hedonizmin en büyük tehlikesi budur. Gerçek sanırsınız, tamam işte bu dersiniz, fakat bir sabah bomboş uyanırsınız ve yataktan kalkmak için bile bir neden bulamazsınız.

Mutluluğun peşinde koştukça ve tabi mutsuzluktan kaçtıkça sorun derinleşir ve döngü kısırlaşır. Mutluluk arayınca bulunan değil, seçimlerinin sonucunda kendiliğinden ortaya çıkan bir şeydir.

Farkına varın.. Sahip olduklarınızın, elinizdekilerin farkında varın… Mutluluk farkına varmaktır…

Kendinizin farkına varın, belki de yaşadığımız bu salgın sürecinin bize öğrettiği en önemli şeylerden biri mutluluğun paylaştıkça çoğaldığı, dertlerin ve tasaların ise azaldığı oldu.

O zaman sahip çıkın, sevdiklerinize, mutluluğunuza sahip çıkın, sorumluluk almaktan korkmayın, ancak hedefi olan insanlar mutlu olur ve son olarak “yan yana” ayrı yazılır siz “sımsıkı” olun.

İlginizi çekebilir: Bakış açınızı değiştirerek yönünüzü mutluluğa çevirecek 20 mantra

Çiğdem Acarsoy: Okur-yazar, vejetaryen, iflah olmaz bir optimist, gezenti bir yay burcu, kahvekolik, duygu durumu değişken... Okuma aşkı okumayı öğrenince başladı ve bitmiyor; yanına yazma aşkı da geldi. Kendini bildi bileli yazıyor. İnsan sevgisi onu Davranış Bilimleri okumaya yöneltti, Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesinde yaptığı psikoloji stajı hayatının dönüm noktası oldu. Hayata bakışı değişti. Birçok psikoloji ve koçluk eğitimlerine katıldı, hayatın yaşamaya değer olduğunu anlatmaya çalıştı, motivasyon ve kişisel gelişim üzerine bir kitap yazdı. Kurumlara eğitimler veriyor ve yazıyor, yazıyor, yazıyor… :)

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale