X

Ya bir yol bulacağım ya bir yol yapacağım

Pozitif psikoloji kadim kavramlarından ‘umut’a yer vereceğim bu satırlarda. Umuttan söz ederken sıklıkla onu bir duygu olarak değerlendiririz. Halbuki umut, bundan daha ötesi, hedefler ile bulunan nokta arasındaki mesafeyi kısaltan, motivasyonel bir kavramdır.

Her duyduğumuzda içimizde bir parıltıya yol açan umut; şartlar ne olursa olsun, yeni güne, doğan güneşe bir ‘Merhaba!’ diyebilmektir. Bazen de karanlık bir gecede ufukta parlayan küçük bir yıldız gibidir. Her ne kadar karanlık, her yeri kaplasa da o yıldızın varlığı, yönümüzü bulmayı sağlayan pusula gibidir. Bu yıldız, içimizdeki en karanlık anlarda bile ışığı takip etmemize fırsat verir.

Kesin olan bir şeye değil, içinde kuşku olan şeye umut besleriz. Çünkü bilinen şey zaten umulmaz. Güneşin doğuş zamanında güneşin doğuşunu umut ediyorum, batış zamanında da batışını umut ediyorum demeyiz. Güneşin doğuşu da batışı da nettir. Umutta ise gelecek zamanda gerçekleşme olasılığı söz konusu olan bir şey için aktif çaba gösterme esastır. Yani geleceği şekillendirmek için yapılması elzem olan her şeyi yapıp, sonucu akışa bırakmayı gerektirir. Dolayısıyla umut; içi doldurulması gereken yalnızca bir hayalden ibaret değildir. Hayalleri gerçek kılacak yollar bulma konusunda da yaratıcılık ön planda olmalıdır. 

Umutsuzluk çemberinde hapsolmuş hissettiğinde seni o döngüden çıkartacak tek güç yine kendi ruhunun derinliklerindedir. Umutla umutsuzluk arasındaki köprüde arafta kalırsan ruhunun derinliklerinden fısıldayacak olan “Ya bir yol bulacağım ya da bir yol yapacağım.” cümlesi sana rehber olsun. Kimi zaman cılız da kalsa, sen bu sese kulak ver. Hem belki de kafesin içinde hapsolan bülbülün söylediği şarkıların ardında bir gün özgür kalabilme umududur. Kendini bir kafese mahkum edilmiş gibi hissettiğin, umudunun yerini umutsuzluğa bıraktığı anlarda, sen yine şarkı söylemeye devam et.

İŞTE UMUDUN FORMÜLÜ; UMUT= AMAÇLAR + YOLLAR + MOTİVASYON

Pozitif psikolojide, C. R. Snyder’ın geliştirdiği Umut Teorisi (Hope Theory) (1994) umudun gizli bir şifresi olarak gördüğüm formülü açıklamıştır. Snyder’a göre umut iki ana bileşenden oluşur: Hedefe Yönelik Düşünceler (Goal-Oriented Thinking) ile Yollar ve Eylemler (Pathways and Agency Thinking).

“Umudun insan ruhunda tohumu yeni doğmuş bebeğin, daha yürümeye bile başlamadan önce geçirdiği sürede atılır. Doğumdan, 12 aylık olana kadar geçen süre zarfında duyguların tanımlanması, olaylar arası bağ kurma, amaçlar belirleme aşamalı olarak gelişmektedir. 12. aydan sonra bebeğin kendini tanıma süreci 24. aya kadar sürer ve 30. ayın sonunda hedef belirleme, hedefi elde etmeyi isteme, hedefe ulaşmak için kendisindeki gücün farkına varma olgunlaşır.” (Snyder, 2000)

Umutlu bireyler, ulaşmak istedikleri hedeflerin haritasını çıkarır ve bu hedeflerin onlara anlam kattığına inanırlar. Hedef belirleme, umudun zeminini oluşturur. Umut, sadece ummak değildir. Amerikalı psikolog Snyder’ın teorisine göre umut, bu iki düşünce sürecinin ahenkli bir şekilde çalışmasıyla ortaya çıkar. Umutlu bir insan hem ulaşmak istediği hedeflere odaklanır hem de o hedeflere ulaşmak için yeterince yol ve kaynak bulabileceğine dair düşüncelerden beslenir. Ruhu umutla kaplı bir insanın yaşamı doğduğu andan, son nefesine kadar inşa aşamasındadır.

Peki umut ne değildir?

Umut ve umutsuzluk sabit duygular değildir. Yaşamımızdaki olaylara bağlı olarak bu iki duygu arasında gidip gelmemiz mümkündür. Her ne kadar umut ve umutsuzluk birbirine zıt kavramlar olarak görünse de, aralarında derin bir ilişki söz konusudur. Her iki kavram da geleceğe dair beklentilerle ilgilidir.

Umut da umutsuzluk da bulaşıcıdır. İkisi arasındaki ilişkiyi anlamak, bu duyguların nasıl iç içe geçebileceğini ve birbirini nasıl etkileyebileceğini görmemizi kolaylaştırır. İlginç bir şekilde, bazen umutsuzluk insanlara yeni bir umut kaynağı bile sunabilir. En zor zamanlarda, yeni çözümler aramak için itici bir güç olabilir. Bu, umudun yeniden filizlenmesini sağlar.  Zorlukların farkına varmak, insanları daha derin bir anlam arayışına ve mücadeleye yönlendirir.

1. Pasif bekleyiş değildir

Umutsuzluğun en önemli nedeni, beklentilerimizin sahip olduklarımızdan daha büyük olmasıdır. Bu ikisinin arasındaki uçurumun varlığı kimi zaman harekete geçmemize ket vurabilir. Umut, edilgen kalmayı değil, kendini gerçekleştirmek için yola koyulmayı gerektirir.

2. Saf iyimserlik değildir

Umut, her şeyin otomatik olarak iyiye gideceğine dair saf bir iyimserlikten farklıdır. İyimserlik daha genel bir şekilde geleceğin iyi olacağına inanmayı içerirken; umut, zorluklarla karşılaşıldığında bile hedefe ulaşmak için stratejiler geliştirmeyi kapsar. Umut, iyimserlikten daha planlı ve bilinçli bir süreçtir.

3. Gerçeklerden kaçmak değildir

Umut, gerçekliği reddetmek ya da olumsuzlukları göz ardı etmek anlamına gelmez. Aksine, umut, karşılaşılan zorlukları ve engelleri kabul etmek ve buna rağmen çözüm aramakla ilgilidir. Hayalperestlik ya da yanılsama ile karıştırılmamalıdır; umut, gerçekliği olan, iyimserliğin yalnızca bir tonudur.

4. Boş teselli değildir

Umut, geçici bir rahatlama ya da aldatıcı bir teselli hiç değildir. Çoğu zaman kendimize yönelik zayıf yönlerden ziyade güçlü yönlerimize ve yeteneklerimize odaklanmayı gerektirir. Cesaret, azim, sevgi ve affedebilme kapasitesi gibi kavramlarla yakından ilişkilidir.

5. Garantili sonuç beklentisi değildir

Bir şeylerin kesinlikle iyi sonuçlanacağına dair bir güvence sunmaz bize bu kavram. Bundan ziyade, güvenli alanımızdan çıkıp amacımıza ulaşabilmek adına belirsizliğe tahammüllü olma kapasitemizi geliştirir.

Peki, siz hiç düşündünüz mü? Hayallerimizin bir ucunda, gerçekleşme umudu olmasaydı ne kadar amaçsız yaşardık?

Hayalleriniz ve umudunuz, zihninizin bir köşesinde varlığını her daim sürdürsün.

Hepimize bir damla Umut olması dileğiyle…

İlginizi çekebilir: Hayat senaryosunu yeniden yazma cesareti

Hazal Aslan: Hazal Aslan, İstanbul Bilim Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünden 2017 yılında mezun olmuştur. Akabinde uzun dönem yurt dışında bulunarak dil eğitimini tamamlamıştır. Türkiye'ye geri dönmesinin ardından çeşitli özel kurumlarda psikolog olarak görev yapmıştır. 2020 yılında İstanbul Aydın Üniversitesi Klinik Psikoloji Yüksek Lisans Programına kabul edilmiştir. Yüksek Lisans eğitimi esnasında almış olduğu psikoterapi eğitimleri doğrultusunda süpervizyon eşliğinde danışan görmüştür. ''Doğuma Psikanalitik Bakış'' Projesi ile mezun olmuş ve uzmanlığını tamamlamıştır. Gönülden bağlı olduğu Saadet Öğretmen Çocuk İhmal ve İstismarını Önleme Derneği ile pek çok eğitim kurumunda seminerlerde konuşmacı olarak yer almıştır. UCİM ( Uluslararası Çocuk İhmal ve İstismarı Önleme Derneği ) Eğitim Koordinatörü olarak görev almaktadır. Temel olarak eğitimini alarak yararlandığı yaklaşımlar; Şema Terapi, Bilişsel Davranışçı Terapi, Deneyimsel Oyun Terapisi, Pozitif Psikolojidir. Pek çok farklı modelin eğitim ve süpervizyon sürecinden geçmiştir, eğitim serüveni devam etmektedir. ‘’Her insanın anavatanı çocukluğudur. İns’an, çocukluğunda yaşadığı anları unutsa bile o anların yarattığı hisleri her daim hatırlar. ‘’ ilkesi ile mesleki çalışmalarına özel bir klinikte devam eden Psikolog Hazal Aslan; çocuk, genç yetişkin, yetişkinlerle yüz yüze ve online seans kabulünü gerçekleştirmektedir. Yaşamdan ilham alarak, ins’anın var oluş haline dair fikirlerini yazdığı, Instagram hesabı: psikologhazalaslan

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale