X

Wellness dünyasının öncüleri ile günlük rutinleri üzerine: Gülferi Yıldırım ile keyifli bir sohbet

Rutinlerimiz, sağlığımız ve yaşam kalitemiz üzerinde derin etkiler yaratıyor ve bu yüzden, kendimizi en iyi hissettiğimiz hali keşfetmek için günlük alışkanlıklarımızı sürekli olarak gözden geçirmemiz ve yapıcı rutinler inşa etmemiz gerekiyor.

Biz de bu konuda ilham olması için harika bir seri başlattık ve wellness dünyasının öncülerinin sahip olduğu rutinleri sizlerle paylaşmaya başladık. Geçtiğimiz haftalarda Belgin Aksoy, Pınar Özdemir Hotiç ve Nil Keskin ile yaptığımız keyifli sohbetleri paylaşmıştık, bu kez konuğumuz Mutlu İnsan Akademisi’nin kurucusu Gülferi YıldırımBelgin Aksoy, Pınar Özdemir Hotiç ve Nil Keskin ile yaptığımız keyifli sohbetleri paylaşmıştık, bu kez konuğumuz Mutlu İnsan Akademisi’. Keyifli okumalar…

Uplifers okuyucuları için kendinizden kısaca bahsedebilir misiniz?

Kısaca beyin mühendisiyim ve beyin antrenörlüğü yapıyorum desem uygun olacak sanki 🙂 Şöyle ki; İTÜ Elektronik Mühendisliği ve Yeditepe Üniversitesi İşletme Yüksek Lisansı mezunuyum. Uygulamalı Psikoloji ve Nörobilim alanında yüksek lisansım var ve nörobilim doktora çalışmalarım Üsküdar Üniversitesi’nde devam ediyor. Nörobilim çok geniş bir alan, benim üzerinde çalıştığım uzmanlık konumu zihinsel ve duygusal weelbeing olarak özetleyebilirim.

Doğu’nun kadim bilgi ve uygulamalarını, batı bilimiyle sentezleyerek programlar geliştiriyorum. Bireysel danışmalık ve grup eğitimlerimle insanlara beyinlerinin potansiyelini en verimli ve efektif şekilde nasıl kullanacaklarını öğretiyorum. Beyinlerini, zihinlerini yeniden yapılandırmanın yöntemlerini gösteriyorum. Herkes mutlu, huzurlu, sağlıklı, kolaylıkla deneyimlenen bir hayatı hak ediyor ve bu mümkün. Yaşam amacım, insanların doğuştan sahip oldukları içsel kaynaklarını güçlendirerek yaşam doyumlarını arttırmak ve mutlu insanlardan oluşan mutlu bir dünyaya katkı sağlamak.

Mutlu İnsan Akademisi adı altında faaliyet gösteren bir eğitim şirketim var. Burada da yoğun olarak şirketlere zihinsel ve duygusal wellbeing, liderlik becerileri geliştirme eğitimleri veriyorum.  

Güne nasıl başlıyorsunuz, sabah rutininizin ilk adımı nedir?

Her sabah, güne önce beynimi uyandırmakla başlıyorum. Uyanır uyanmaz, perdeleri aralayıp güneşin ilk ışıklarını karşılamak, beynime “Hey, yeni bir gün başlıyor!” demek gibi bir şey benim için. Doğal ışık, biyolojik saatinizi ayarlar ve gün boyunca enerjik kalmanızı sağlar. Sonra derin nefesler alıp biraz meditasyon yapıyorum. Bu, günü dingin ve pozitif bir ruh halinde karşılamama yardımcı oluyor. Limonlu su içmek de bir tür ritüel haline geldi benim için. Sabah rutinimdeki bu küçük adımlar, günü daha iyi bir enerjiyle karşılamama ve zihinsel olarak hazır olmama yardımcı oluyor.

Sabahları telefon veya bilgisayar kullanma alışkanlığınız var mı?

Nörobilim uzmanı olmam, bilinçsizce kullanıldığında teknolojinin zihin ve ruh sağlığımıza verdiği zararı daha iyi anlamamı sağladı. Bu yüzden teknolojiyi bilinçli kullanmaya özen gösteriyorum. Günümü başkalarının gündemiyle değil, kendi gündemimle başlamak için sabahları en az bir saat boyunca telefon veya bilgisayarla temas etmemeye çalışıyorum. Bu süreçte farkındalıkla hareket etmek, günün geri kalanında daha odaklı ve kendime ait bir ritimde ilerlememi sağlıyor. Böylece güne kendi iç sesimi dinleyerek ve kendi önceliklerime odaklanarak başlamak benim için oldukça önemli.

Zihinsel olarak güne nasıl hazırlanıyorsunuz? Meditasyon, nefes egzersizleri gibi pratikleri uyguluyor musunuz?

Güne zihinsel olarak hazırlanmak benim için oldukça önemli. Bu hazırlık sürecinde meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi uygulamalar benim vazgeçilmezlerim arasında. Meditasyon, sadece zihni sakinleştirmekle kalmaz, aynı zamanda stresi azaltır, odaklanmayı artırır ve duygusal dengeyi sağlar. Derin nefes egzersizleri ise oksijen alımını artırarak beyne daha fazla oksijen gitmesini sağlar, bu da zihinsel netliği artırır ve gün boyunca daha enerjik hissetmemi sağlar. Bu pratikler sayesinde güne daha dengeli, odaklanmış ve pozitif bir ruh halinde başlıyorum.

Sabah kahvesi/çayı/içeceği tercih ediyor musunuz?

Sabahları içtiğim iki vazgeçilmezim var; biri kahve, diğeri ise su. Kahve, benim için sadece bir içecek değil, aynı zamanda güne enerjik başlamamı sağlayan bir ritüel. Kahvenin içinde bulunan kafein, dikkatimi artırır, zihinsel performansımı yükseltir ve metabolizmamı canlandırır. Aynı zamanda antioksidanlarla dolu olması da sağlık açısından önemli bir katkı. Sabah su içmek ise vücudumu uyandırır, sindirimi destekler ve gün boyunca hidrate olmamı sağlar. Bu ikili, güne başlarken ihtiyacım olan enerjiyi ve canlılığı sağlıyor.

Kahvaltı yapıyor musunuz, yapıyorsanız genellikle kahvaltıda neleri tüketmeye/tüketmemeye dikkat ediyorsunuz?

Kahvaltı olayında benim takvim biraz farklı çalışıyor gibi görünüyor. Sabahları aç olmuyorum ve kahvaltı etmiyorum. Ancak aile veya arkadaşlarla bir buluşma var ise yerim. İlk öğünüm genellikle ilk acıktığımda öğleden sonra saat 2 gibi oluyor. Akşam yemeği ise yine acıkınca 8 gibi. Anladığım kadarıyla insan atalarımızın taktiğiyle gidiyorum; açlık gelince yiyecek arayışına çıkıyorum. Sağlık ve gençlik konusunda da “az yemek, daha fazla enerji” fikrine katılıyorum. Yani ben de bu yemek meselesinde, sağlık ve enerji açısından az ama öz tüketmeye odaklanmak gerektiğini düşünenlerdenim.

Evde egzersiz veya açık havada spor yapmayı tercih ediyor musunuz? Yoksa günün geri kalanında mı hareket etmeye zaman ayırıyorsunuz?

Haftada birkaç kez personal trainer ile çalışmayı tercih ederim, çünkü doğru teknikler ve motivasyon benim için önemlidir. Ayrıca iyi bir eğitmen bulduğumda yoga yapmaktan da keyif alırım. Egzersiz yapmak benim için sadece bedensel sağlıkla kalmaz, aynı zamanda zihinsel dengeyi de sağlar.

Sabah rutininizde sizin için en önemli olan kısım nedir, ‘asla atlamam’ dediğiniz?

Gözlerimi gün ışığına maruz bırakıp sirkadiyen ritmimi yeniden başlatmak, meditasyon ve kahve.

Gün içindeki işlerinizi planlamak için özel bir yönteminiz var mı, iş ve öncelik sıralamanızı nasıl yapıyorsunuz?

Görevleri ve işleri öncelik sırasına koymak, gün içinde hangi konulara odaklanmam gerektiğini netleştiriyor. Acil ve önemli işleri belirlemek, günümü daha verimli geçirmeme yardımcı oluyor. Ayrıca, günün farklı zaman dilimlerine uygun olarak işleri planlamak da önemli. Sabahları genellikle zihinsel olarak daha taze olduğum için önemli ve yoğun işlere odaklanmayı tercih ederim. Öğleden sonraları daha rutin işlere veya toplantılara ayırabilirim. Esneklik de planlama sürecimin bir parçası, çünkü beklenmedik işler veya öncelikler her zaman ortaya çıkabilir.

Yoğun bir günün içerisinde koştururken kendinize zaman ayırmak ve bedeninizi, zihninizi dinlendirmek için ne yapıyorsunuz?

Ne kadar yoğun olursanız olun insanın kendine ayıracak vakti olur. Çok yoğun olduğum için kendime zaman ayıramıyorum demek bahanedir sadece. Zira beynimiz aylaklığı ve boş bırakılmayı sever, yaratıcı fikirler boşlukta gelir. Gün içinde mutlaka kısa molalar verip derin nefes alarak birkaç dakika meditasyon yapmayı tercih ediyorum. Bu, zihinsel olarak biraz olsun dinlenmemi ve stres seviyemin düşmesini sağlıyor. Ayrıca, gün içinde hareket etmeye de özen gösteriyorum. Kısa yürüyüşler yapmak veya birkaç dakika uzanıp derin nefes almak benim için canlandırıcı oluyor. Bu küçük molalar, enerjimi toplamamı ve zihinsel performansımın artmasını sağlıyor.

Başarı ve motivasyon için ilham aldığınız kaynaklar neler?

Bireysel beyin koçluğu yaptığım özellikle iş dünyasından kişilerle en çok çalıştığım alan bu son zamanlarda. Genel bir motivasyonsuzluk, bıkkınlık hali var çoğu kişide. Ben bu konularda kendi beynimi nasıl yönetmem gerektiğini bildiğimden her daim motivasyonumu yüksek tutabiliyorum ve yaptığım her işte de başarılı oluyorum. Başarı ve motivasyon için ilham aldığım kaynaklar ise oldukça çeşitli. İlham alabileceğim her şeyi bir kaynak olarak görüyorum aslında. Kitaplar, nörobilim alanındaki okumalarım, araştırmalarım benim için büyük bir ilham kaynağı oluyor. Ayrıca, başarı hikayeleri beni çok motive ediyor. En çok da, doğada zaman geçirmek, yeni yerler, kültürler keşfetmek de benim için ilham kaynağı oluyor. Uzak veya yakın sık sık seyahat ediyorum. Özetle, çevremdeki her şey benim için potansiyel bir ilham kaynağı olabilir.

Akşam saatleri için ayrı bir rutininiz var mıdır? Varsa detaylandırabilir misiniz?

Akşam saatlerinde özellikle saat 22:00’den sonra, loş bir ışık altında kendime zaman ayırmayı tercih ediyorum ki, beynimin melatonin salgılamasına yardımcı olayım. Bu atmosferi oluşturmak için mumları yakmayı ve hoş bir tütsüyü kullanmayı seviyorum. Bu detaylar, odaklanmayı artırırken aynı zamanda zihinsel dinginlik sağlar. Loş ışık altında oturmak ve sakinleşmek, günün yorgunluğunu üzerimden atmak ve zihinsel olarak gevşemek adına bana huzur verici bir ortam sunuyor. Bu şekilde geçirdiğim zaman, günün koşturmacası sonrası rahatlamama ve içsel huzura ulaşmama yardımcı oluyor. Yatağa yatınca uyumadan önce o gün olan küçük büyük demeden beni mutlu eden şeyleri kendime hatırlatırım, gelecek hayallerimi zihnimde canlandırırım. Son olarak sevdiğim bir meditasyonu açıp onunla uykuya dalarım.

Güne harika bir başlangıç yapmak ve gün boyunca motive kalabilmek için Uplifers okuyucularına ne söylemek istersiniz?

Güne nasıl başlarsanız, öyle devam eder. Başkalarının gündemiyle güne başlamayın. Sabah kendinize ait rutininiz mutlaka olsun. Telefon-bilgisayar, TV açmadan önce beyninizi uyandırın ve pozitif enerjiyle doldurun. YouTube’da “Mutlu İnsan-Gülferi Yıldırım” kanalım var. Oradaki “Güne pozitif enerjiyle başlama” meditasyonumdan faydalanabilirsiniz.

Çok teşekkürler, sevgiler

İlginizi çekebilir: Nefes, soğuk, irade: Wim Hof Metod eğitmeni Doruk Taraktaş ile keyifli bir röportaj

Uplifers: Kaliteli ve mutlu yaşam koçunuz!

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 

Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale