X

Vegan Dosyası 5: Vegan olmadan önce yapmanız gereken 10 şey

Hayvancılık faaliyetlerinin gezegene, bedenimize ve en önemlisi hayvanların kendilerine verdiği zararları öğrendik. Araştırmamızı yaptık ve artık bu yola baş koymaya hazırız. Peki, kendimizi hazır hissetmek hazır olmak için yeterli mi? Gelin, vegan olmadan önce yapacağınız takdirde işinizi hayli kolaylaştıracak şeylere birlikte göz atalım.

1. Araştırmanızı yapın, bilgilenin

Vegan / vejetaryen nedir, neleri kapsar, hayvancılığın insan sağlığına ve gezegene ne zararı var, bitkisel beslenme ne kadar etkili, sağlıklı bir vegan nasıl olunur ve benzeri sorulabilecek yüzlerce soru var. Bu soruların cevaplarını bilmeden vegan denizine çivileme atlarsanız ya yere çakılır ya da o denizde boğulursunuz. Doğru ve bilimsel verilerle kendinizi bilgilendirmeli, araştırmanızı iyi yapmış olmalısınız. Veganlık ile ilgili kitaplar okuyabilir, belgeseller izleyebilir ve akademik makaleler okuyabilirsiniz. O kadar vaktiniz (veya yabancı diliniz) yoksa da benim onlarca kitap ve makale okuyup, belgeselleri izleyip bilgileri özetleyerek anlattığım Vegan Dosyası başlıklı geçmiş yazılarımdan faydalanabilirsiniz.

2. Hayvanlara merhameti en temele yerleştirin.

Neden vegan olmak istiyorsunuz? Sadece ekolojik sebeplerden dolayı bu kararı verdiyseniz uzun süre vegan olarak kalmanız pek mümkün değil. Zira tavukçuluğun ve arıcılığın karbon ayak izi endişe verecek kadar yüksek değil, diğer hayvansal ürünlere kıyasla çevre kirliliğine etkisi çok daha az. Sadece sağlıklı beslenmek için istiyorsanız yine vegan olmanız zor çünkü deniz ürünleri ve bal hiç de sağlıksız sayılmaz. Ayrıca veganlık sadece beslenmekle ilgili değil, beden sağlığınız için vegan olmak sizi deri giymekten, akvaryum parklarına gitmekten ya da at arabasına binmekten alıkoymaz. Evet, ekolojik dengeyi ve sağlığımızı düşünmek elbette önemli ama esas amacımız hayvanlara duyduğumuz merhamet olmalı. Vegan olmak büyük bir değişim, bu değişimin temelinde merhamet yoksa sürdürülebilir ve istikrarlı bir vegan olmak pek mümkün olmayabilir.

3. Sağlık kontrolünden geçin

Veganlık beslenmeden ibaret değil dedim ama en büyük değişikliğin beslenme düzeninizde olacağı da kesin. Bu durumda, yeni beslenme düzeninizde alacağınız ve alamayacağınız besin değerleri ile birlikte fizyolojik değişiklikler de yaşayacaksınız. Peki, bedeniniz buna hazır mı? Kanser, safra taşı, damar tıkanıklığı, tansiyon, diyabet, kalp vb. sorunlarınız varsa vegan beslenme iyileşme sürecinizi hızlandırabilir (çünkü bu hastalıklara çoğunlukla hayvansal gıdalar sebep oluyor zaten) ama bunu benden değil, doktorunuzdan duymalısınız. Büyüme çağındaki çocuklar ve profesyonel sporcuların harcadıklarından fazla protein almaları gerekir ki gelişim sağlanabilsin. Peki, gün içinde siz ne kadar harcıyorsunuz? D ve B12 vitaminleri kanınızda yeterli ölçüde bulunuyor mu? Bir doktor veya bir diyetisyene görünerek vegan olmadan önce bir uzmanın onayını alırsanız hem içiniz rahat eder, hem de gelecekte iyi planlanmamış bir vegan diyetin sebep olabileceği sağlık sorunlarını baştan engellemiş olursunuz.

Sağlıkla ilgili bir diğer tavsiyemse şu: Vegan beslenmeye başlamadan hemen önce, başladıktan itibarense birinci, altıncı ve on ikinci aylarda kan testi yaptırın (yani bir yıl için 4 test). Buna mecbur değilsiniz, vitamin/mineral eksikliği belirtileri göstermediğiniz sürece doktorunuz veya diyetisyeniniz da kan testi talebinde bulunmayacaktır ama bu testler kanınızdaki besin değerlerinin normal tutulmasında size ve danıştığınız uzmanlara yardımcı olacaktır. Ayrıca kolesterolünüzün ne kadar düştüğünü, sağlığınızın ne kadar düzeldiğini görmek şevkinizi arttırır.

İlginizi çekebilir: Vegan Dosyası 3: Hayvansal gıdalar, bitkisel beslenme ve sağlık

4. Planlama yapın

Bir günde mi vegan olmak istiyorsunuz yoksa yavaşça, adım adım ilerlemek mi? Etsiz Pazartesi ile mi başlayacaksınız, günde bir vegan öğün ile mi? Hayvansal gıdaları birer birer bırakmaya karar verdiniz diyelim. Haftada bir mi yoksa ayda bir mi? Nasıl ve ne hızla ilerleyeceğiniz size kalmış ama nasıl ilerleyeceğinizi önceden planlarsanız hatta çizelge hazırlarsanız yoldan sapmanız zorlaşır.

İlginizi çekebilir: Vegan dosyası 4: Yeni başlayanlar için vegan olma rehberi

5. Çevrenizdeki insanları durumdan haberdar edin

Vegan olma yolunda belki de en zorlayıcı aşama budur, çünkü insanlar fazlasıyla yargılayıcı olabilir. Aileniz sağlığınız için endişe duyabilir, arkadaşlarınız sizinle alay edebilir ve bir anda çevrenizdeki herkes beslenme uzmanı kesilip sizi aksi yönde ikna etmeye çalışabilir.

Gelecek tepkilerden çekinip vegan olma planınızı kimseyle paylaşmamayı, gizlemeyi düşünebilirsiniz ama bu sadece işleri daha da zorlaştırır. İnanın, ben denedim. Elleriyle yapıp size de bir tabak getirdiği bir yemeği reddettiğiniz için komşunuzla aranız açılabilir, anne babanız “artık bizim pişirdiklerimizi beğenmiyor” diyerek size tavır alabilir, arkadaşlarınız sizi balığa çıkmaya, kebapçıya gitmeye ya da hayvanat bahçesini gezmeye davet ettiğinde gitmemek için bahaneler uydurmanız gerekebilir. Vegan karşıtı tepkilerle yüz yüze gelmemek için gerçeği saklamaya çalışmak uzun vadede sosyal ilişkilerinize zarar verir. Sevdiklerinize karşı dürüst olun ve işler sarpa sarmadan onları durumdan haberdar edin.

6. Yeni tarifler öğrenin

Vegan beslenme sanıldığı gibi kısıtlayıcı bir diyet değildir, hatta aksine, sofranızdaki lezzet çeşitliliğini arttırır. Sebzelerle, meyvelerle, baklagillerle, tahıllarla, baharatlar ve yağlı tohumlarla neler yapabileceğinizi bilseniz şaşarsınız. Ülkemiz envaiçeşit bitkisel ürünün yetişebildiği çok zengin bir coğrafi konumda, Türk mutfağı da halihazırda vegan olan ya da kolayca veganlaştırılabilecek tariflerle dolu. Vegan yolculuğuna çıkmadan önce hoşunuza gidebilecek tarifler deneyip kaydederek kendinizi hazırlayabilirsiniz.

7. Vegan sertifikalı ürünleri ve vegan olmayan içerikleri öğrenin

Büyük olasılıkla her vegan, ilk vegan olduğunda içerik listesini iyi okumamaktan kaynaklanan hatalar yapmıştır. Muhtemelen siz de yapacaksınız, hatasız kul olmaz. Fakat öncesinde hangi amblemleri aramanız ve hangi içeriklerden uzak durmanız gerektiğini bilirseniz, hata yapma olasılığınızı baştan azaltırsınız.

Bir yiyeceğin içinde yumurta, süt, et suyu vb. olduğunu okuduğunuzda vegan olmadığını anlarsınız zaten. Peki ya ne olduğunu çok bilmediğimiz içerikler? Mesela kaşmir vegan değildir, çünkü keçi kılından elde edilir. Parfümlerde kullanılan misk ve amber bırakın vegan olmayı, vejetaryen bile değil. Peynir altı suyu tozu, süt tozu, jelatin, E470-E479 aralığında kodlanan tüm yağ asitleri (E476 hariç, o vegan), sistein, propolis, E542 (kendisi kemik fosfatıdır) ve daha yazarken yorulduğum pek çok gizli navegan içerik var. Bazı ürünler içeriğinde hiç hayvansal ürün olmamasına rağmen vegan değildir, bira ve şarap buna örnek verilebilir. Bira ve şarap üretiminde kullanılan filtrelerde jelatin kullanılır, yani deri altı yağı. Bu nedenle vegan sertifikalı olmayan bira ve şaraplar vegan ya da vejetaryen değildirler. Her birini ben de ezbere bilmiyorum, illa ki benim de bilmeden aldığım navegan ürünler vardır ama dedim ya, ön araştırma yapmak hata payını azaltır.

8. Vegan insanlarla ilişkiler geliştirin

Vegan olan insanlarla görüşün, onların tecrübelerinden faydalanın. İlk vegan olduklarında nasıl zorluklarla karşılaşmışlar? Bu sorunların üstesinden nasıl gelmişler? Çünkü muhtemelen sizin de başlangıçta benzer engelleri aşmanız gerekecek. Yaşadığınız zorlukları, tecrübeleri, başarıları paylaşabileceğiniz, sizinle aynı yollardan geçmiş, sizi anlayan ve size destek olabilecek vegan kişilerle ve vegan gruplarla iletişim kurmak, geçiş sürecinde size oldukça fayda sağlayacaktır ve yalnız olmadığınızı hissettirecektir.

9. Kendinizi kalıplara sokmayın

Vegan olmak istiyorsunuz, bu harika. Ancak vegan olmak için sportif olmak, sıfır atıkçı olmak, her sabah güneşi selamlamak, her gördüğünüz ağacı kucaklamak, glütensiz/yağsız/çiğ beslenmek zorunda da değilsiniz. İstiyorsanız tüm bunları yine yapın tabi ama kendinizi buna mecbur hissettiğiniz için değil. Zayıf olmak zorunda da değilsiniz, hippi olmak da. Çikolata parçacıklı vanilyalı vegan kapkekinizi yerken hard rock dinleyip headbang yapabilirsiniz. Sadece hayvanlara zulmetmekten vazgeçtiniz, kendinizden değil. Kendiniz olmaktan asla vazgeçmeyin, başkası olmaya çalışmayın ve kendinizi size uymayacak kalıplara sokup üzerinizdeki baskıyı arttırmayın. Vegan olma yolculuğu eğlencelidir, tadını çıkarmaya bakın.

10. Vegan olmayanlara karşı hoşgörünüzü koruyun (Zor olsa bile)

Okudunuz, araştırdınız, öğrendiniz ve vegan olmaya karar verdiniz. Sonra başınızı kaldırdınız ki aman tanrım! Eşiniz gözünüzün önünde kebapları götürüyor, sokakta bir adam bir köpeği tekmeliyor, arkadaşlarınız deri çizmeleri ve yün kazakları ile yunus parkına gitmiş eğleniyorlar. Çıldırmak işten değil! Neden, diye soruyorsunuz, neden insanlar gerçekleri görmüyorlar?

Cevap şu: Geçen yıl siz nasıl görmediyseniz, öyle.

Siz de doğuştan vegan değilsiniz (öyleyseniz sözüm sizden dışarı). Siz de bir zamanlar tüm bunları yapıyordunuz ve gerçekler ortadayken o gerçekleri görmüyordunuz. Süt içmezseniz boyunuzun uzamayacağı, et yemezseniz büyüyemeyeceğiniz öğretilerek büyütüldünüz. Şimdi davranışlarına kızmakta olduğunuz yakınlarınız da bu koşullarda büyüyüp yetiştiler. Sizinle aynı masada vegan olmayan şeyler yedikleri için onlara kızmayın, laf sokmayın, kimseyi de değiştirmeye çalışmayın. Sadece yardım isteyenlere yardım edebilir, sadece öğrenmek isteyenlere bilgi verebilirsiniz. Davranışlarınız ile örnek olarak vegan hareketi yayın, tartışarak değil. Bu ancak vegan hareketine zarar verir ve sosyal ilişkilerinizi yaralar.

 

İlginizi çekebilir: Bir ay boyunca vegan beslenen bir etoburun hikayesi

Çağla Lotinac Akman: Galatasaray ve UPS spor kulüplerinde 12 yılını verdiği voleybol kariyerine, bilim insanı olma isteğiyle son vermiştir. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde Moleküler Biyoloji Genetik ve Biyoteknoloji alanında yüksek lisans yapmaktadır. Toplum Gönüllüleri Vakfı'nda aktif olarak gönüllü faaliyetlere katılmaktadır. 3 yıl önce İstanbul'dan koşar adım kaçan ailesi ile birlikte Muğla'nın bir köyünde yaşamaktadır. İstanbul'dan köye taşınması ile birlikte doğal yaşama adapte olduktan sonra üniversite için İstanbul'a geri gelmesiyle neye uğradığını şaşırmış, köydeki düzenini devam ettirmek istemiş ve Sıfır Atık hayat tarzıyla tanışmıştır. Yazılarında da Sıfır Atık ve Çevre Kirliliği konularına sıkça yer vererek bu konularda farkındalık yaratmayı hedeflemektedir.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.

Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:

Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale