X

Varlığını hatırla: Kendi gerçeğini ifade etmeyi dener misin?

Korkularımızla karşı karşıya kalmamak için hediyelerimizden, kendi gücümüzden, varoluşumuzdan kurban veririz. İlişkimizi, işimizi kaybetmemek için kendi onurumuzu kurban ederiz. Kendi fikrimizi, inandığımız “varlığımızı” yok sayarız. Yeter ki güvenli gördüğümüz seçeneğimiz, “bağımlı olduğumuz gerçekliğimiz” kuş olup uçmasın elimizden. Ama bu öyle bir handikaptır ki, orada sıkı sıkıya tutunmak uğruna kurban verdiğimiz gücümüz bizi gittikçe o durumun içinde silikleştirip yok eder. Yok oluruz. Tutamaz olur ellerimiz “gerçekliğimiz” dediğimiz şeyi. Bir hayalet gibi, bir bulut gibi silinir gideriz. Çünkü tüm gücümüzü, tüm varlığımızı kurban edip kendimizi, isteklerimizi, varoluşumuzu yok saymışızdır. Ve bu yok sayma, bizi gerçekten o durumun içinde “yok” eder.

Korktuğumuz başımıza sadece tutunduğumuz için gelmiş olur.
Tutunmak için vereceğimiz çaba kendi “gerçeğimiz” için yıkılmadan durmak olması gerekirken, “gerçeğimizden” harcarız.
Bu durum ile her birimiz karşılaşmışızdır istisnasız. Ve bunu yorumlarken, “Korkumu gerçekleştirdim” deriz. Oysa bu bir gerçekleştirme değildir. Bu, hangi birikimi harcayacağımızı, durum karşısında neyin arkasında duracağımızı bilmemektir. Gücümüzü doğru kullanmayı bilmemektir.

Olumlu düşünerek kurtulamayız bu döngüden. Buradan ancak kendimize, kendi fikrimize sadık kalarak çıkabiliriz.
Kendi kendimizi yok edişimiz başkasının suçu değildir. Kendi kendimizi yok edişimizin sebebi, güçlü gördüğümüz durumun karşısına “korkumuzu” koyup, onun ardına “gerçeğimizi” saklamamızdır. Yani en kaba tabiriyle “korkaklığımızdır.”
Bu, acıktığımız zaman cebimizdeki paradan harcamak yerine, evimizi satıp onunla ekmek almaya benzer. Evet, bu kadar absürttür.
İnşa ettiğimiz, var ettiğimiz “gerçekliğimizi” bir korku karşısında üç paraya bozdurmaktır.
İşte bu yüzden “değersizlik” duygumuzla çalışırız bu durumda. Kendimizi oluşturmak için harcadığımız yıllarımızı, yaşadığımız acıları, oluşturduğumuz benliğimizi sanki hiçbir değeri yokmuş, sanki bu hale gelmek için hiçbir bedel ödenmemiş gibi görürüz. Bir anlık bir fikir, bir kararmış gibi bakarız olaylara. Kendi fikrimizdense başkalarının fikirlerine, görüşlerine, yaşamlarına biat ederiz. Yine kendimizi yok sayarız. Varoluşumuzu kendimize küstürürüz. Ve bu zincir, kendi sözüne güvenmemek, irade kullanamamak, karar verememek gibi diğer “gri” alan öğeleri ile dolar taşar. Dolayısı ile günün sonunda kayboluruz. Gerçeklik algımız, yaşama olan inanç ve bağlılığımız, heyecan uyandıran hayallerimiz uzak birer düş olurlar. Boşlukta sallanır dururuz…
Korkaklık…

Kendimiz olmaktan duyduğumuz korku bizi yok eder.
Basit bir susma, basit bir “hayır” veya “evet” dememek bizi en değerli varlığımızdan parça parça kurbanlar vermeye iter. Sonra bir gün bir bakarız ki hem elimiz boş, hem biz yokuz bu yaşam gerçekliğinde…
Korkaklık…
Sevimli bir duygu durumu değildir.
Bizi eriten, günden güne yok eden bir asit gibidir. Sessiz ve habersizce.
Yaşamımızın karşısında korkularımız duruyor. İki seçenek, ya yaşam coşkusuyla, macerasıyla, tüm duyguları ile… ya da korkularımız, günden güne bizi içimize kapatıp soyutlayan, yaşamdan ve kendimizden koparan, bir hayal balonu içinde oradan oraya savuran.
Korkuna rağmen, boğazın düğüm düğüm olmuş, kalbin hızla atarken hissini söyleyebilir misin?
Korkuna rağmen, manipülasyonlara ve baskılara rağmen, senin dışında herkesin inandığı doğulara rağmen, kendi doğrunu “sadece sana ait olan doğruyu” dillendirebilir misin?
Dünyada bir tek sen olsan bile kendi varlığına sahip çıkıp “benim duygum” diyebilir misin?
Çünkü öyle!
Doğrusu yanlışı değil, senin için gerçekliğinin ardında durabilir misin?

Dışarıya göre programlanmış aklını, bu kez sadece kendin için kullanabilir misin?
Sen ne düşünüyorsun, ne hissediyorsun, söyleyebilir misin?

Çünkü artık, senin sesinden, senin ruhunun dile gelme vakti geldi. Doğruların her saniye değiştiği bu gerçeklikte, asla yakalayamayacağın “doğru avını” bırakıp kendi şarkını söyleyebilir misin?
Çünkü senin şarkın demek, senin dillenmiş duygundur. Senin şarkın demek, senin hissettiğin “sadece sana ait” olan gerçekliğindir.
Söyleyebilir misin?
Sadece ve sadece bu şarkıyı bir kez olsun söylemek için buradasın!

Korkma!
Bu yıl tek korkun, gerçeğini ifade etmek değil, “etmemek” olsun.

İlginizi çekebilir: Evrensel ahlak, insan olma yolculuğunda bize nasıl eşlik eder?

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale