X

Travmayı iyileştirebilme gücü: İlk adım, travmatik semptomları fark etmek

Bedenimiz bizim için daha önce yaşanmamış, beklenmedik bir deneyimle karşılaştığında donma hareketsizlik deneyimi yaşar. Klinik psikolog Peter A. Levine, bu deneyimin insanoğlu ve hayvanlarda benzer olduğunu söylerken antilop ve pars örneğini anlatır. Otlanan antilop sürüsü aniden çıkan avcı parsa içgüdüsel olarak kaçma tepkisi veriyor, fakat kaçamayan ve yere düşen yavru antilop avcı parsa yakalandığı o temas anında kaskatı kesilerek gelmekte olan ölüme teslim oluyor.

Aslında yavru antilopun verdiği bu tepki ölü taklidi yapmak değildir, beden donma aşamasında acının deneyimlenmediği özel bir hale geçer. Birçok yerli halk bu durumu avın ruhunun avcıya teslim olması olarak görse de fizyologlar bu duruma “hareketsizlik” ya da “donma hali” tepkisi diyorlar. Zihnin travmaya verdiği koruyucu tepki normale döndüğünde ise bedenin tepkilerinin de normale dönmesi beklenir, fakat bu süreç engellendiğinde travmanın etkileri yerleşir ve kişi travmatize olur. Siz de kendinizde fark ettiğimiz fakat bir açıklamasını bulamadığımız semptomlar gösterdiğinizi düşünüyorsanız bu, daha önce yaşadığınız, hatta hatırlamadığınız bir olaya verdiğiniz travmatik tepkiden kaynaklanıyor olabilir.

Bireyin başına gelen bir şeyin psikolojik olarak işleme ve bütünleştirme yeteneğini aşan her şey, kişi tarafından travmatik olarak deneyimlenmektedir. Travma kişisel bir olgudur, bir kişiye meydan okuyan ve hatta heyecan verici görünen şey, bir başkası için travmatik olabilir.

Travma hem kaynakları hem de sonuçları itibarıyla geniş çaplıdır ve çoğu zaman deneyimlediğimiz semptomların neden kaynaklandığını bilmeyiz, çünkü bilincimiz ve isteğimiz dışındadırlar. Travmaya sebep olan birçok olay yaşamış olabiliriz. Bunlara örnek olarak doğal afetler, şiddet içeren patlamalar, kazalar, düşmeler, ciddi hastalıklar, ani kayıplar, tıbbi ve diş hekimliğiyle ilgili uygulamalar, zor doğumlar ve hatta gebelikteki yüksek stres düzeylerini verebiliriz.

Travmatik semptomlar ise sadece yaşanılan olayın kendisinden dolayı tetiklenmez. Aslında bu semptomlar zihin ve bedenin ortak frekansta buluşamadığı o donma halinin içine sıkışıp kalan enerjiden kaynaklanır. Yaşanılan travmatik olaydan sonra bu olayı hatırlatacak olan tetikleyici deneyimler bireyin tekrardan travmatize olmasına sebep olabilir. Çözülememiş travmalar insanların etkili olma ve performans gösterme kapasitelerini olumsuz etkiler. Bu durumda bireyde kaygı, depresyon, utanç, suçluluk, işe yaramaz olma ya da baş edememe duyguları, konsantrasyon eksiklikleri, öfke patlamaları gibi bireyin hayatını birçok yönde etkileyen semptomlar oluşabilir.

Her ne kadar hayatımız boyunca travmalarımızla yaşayacağımızı ve iyileşirilemeyeceğini düşünsek de, bu doğru değildir. Travmanın iyileştirilmesi sürecinde beden çok büyük bir rol oynar çünkü aslında travmayı yaşayan her ne kadar zihin gibi gözükse de unutmamak gerekir ki aslında beden de bu yaşanmışlığa dahildir. Fizyolojik kanıtlar, antilop örneğinde ve insanoğlunda da benzer şekilde deneyimlenen bu donma halinden çıkabilme yeteneğinin travmanın iyileştirilebilmesi açısından büyük bir önem taşıdığını gösterir. İnsanoğlunda var olan hissetme, tepki verme ve yansıtma gibi onu diğer canlılardan ayıran üstün becerileri en yıpratıcı travmatik deneyimlerde bile büyük bir iyileşme süreci gösterebilecek potansiyelde olduğunu gösterir. Yani doğuştan gelen dürtülerimizi teşvik ile zihin ve bedeni denge haline getirerek bu donma halinden kurtulabiliriz.

Daha fazla paylaşım için beni Instagram’da (@psik.cansuvarol) takip edebilirsiniz.

Web sitemi ziyaret etmek için hemen tıklayabilirsiniz.

İlginizi çekebilir: Duygularla baş etmek için en kolay yöntem: Yazmak

Cansu Varol: Boğaziçi Üniversitesi'nde lisans eğitimini tamamladıktan sonra Klinik Psikoloji Programı’nda yüksek lisansını tamamlayarak uzmanlığını almıştır. Bu süreçte birçok danışmanlık merkezinde psikoterapist olarak görev yapmıştır. Halen yetişkinler için bireysel danışmanlık yapmakta ve psikoterapi uygulamalarında Bilişsel Davranışçı Terapi, EMDR (Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme) ve Şema Terapi ekollerini kullanmaktadır. Ağırlıklı olarak travma, stres, depresyon, panik bozukluk, yeme bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, anksiyete bozuklukları ve ergenlik dönemi sorunları üzerinde çalışmaktadır.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale