X

Toprak ananın şifalı mucizeleriyle tanışın: 8 doğa harikası

21. yüzyılın başında, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “temel ve zorunlu” kabul edilen 252 ilacın yüzde 11’i “sadece çiçek bitki kökenli” idi. Kodein, kinin ve morfin gibi ilaçların tümü bitki kökenli içerikler içerir. Üretilen bu ilaçlar kesinlikle hayatlarımızda olağanüstü hale gelse de, doğanın gücünün bizim tarafımızda olduğunu bilmek rahatlatıcı olabilir ve bu bitkisel seçimler sağlık rutinimizi tamamlamak için kullanılabilir.

Ancak sahip oldukları gücün kapsamı da hala araştırılmaktadır. Bu alternatifler her şeyi tedavi etmez ve mükemmel değildir. Birçoğu, üretilen ilaçlar gibi risk ve yan etki taşır. Birçoğu bilimsel araştırmalara dayandırılmadan, vaat içerikli sözlerle satılıyor. Bununla birlikte, birçok bitki ve çay, sağlığınıza olumlu etkide bulunarak, zararsız ve basit yollar sunar. Potansiyel etkileşimler veya güvenlik sorunlarının yanı sıra, her bir bitkinin etkinliği hakkında kanıtların neler söylediğine dikkat etmek gerekir.

Bebekler ve çocuklar için, hamile ve emzirenler için bitki kullanmak daha riskli ve bilinçli olunması gereken durumlardır. Doğru bitkiyi seçmek, ilaç almadan daha iyi hissetmek isteyen biri için güvenilir ve bilimsel temele dayalı bitkilerin kullanımı önemlidir. Daha geleneksel tıbbi yaklaşımların yanı sıra şifalı bitkilerle ilgili kararlar vermek, sizin ve sağlık uzmanınızın birlikte ele alabileceği bir şeydir. Sağlıklı yaşam rutininize bazı şifalı bitkiler eklemek isterseniz sizin için çalışmaları gözden geçirerek faydalı olabilecek bitkileri, doğanın bu mucizevi harikalarını sizinle paylaşmak istiyorum.

Gingko

En eski ağaç türlerinden biri olan gingko, aynı zamanda en eski homeopatik bitkilerden biridir ve Çin tıbbında önemli bir bitkidir. Gingko ağacı 270 milyon yıl öncesine ait fosiller ile canlı bir fosil olarak kabul edilir. Bu ağaçlar 3.000 yıla kadar yaşayabilir. Yaprakları kapsül, tablet ve özütler oluşturmak için kullanılır ve kurutulduğunda çay olarak tüketilebilir. Beyin sağlığını artırma kabiliyeti ile belki de en iyi bilinen bitkilerden birisidir. Araştırmalar, gingko’nun hafif-orta dereceli demans hastalarını tedavi edebileceğini ve demans ve Alzheimer hastalığında bilişin azalma potansiyelini yavaşlatabildiğini söylüyor. Gingko bazı diğer problemler için de faydalı olabilir: Bunama, Alzheimer hastalığı, göz sağlığı, iltihap, şeker hastalığı, kemik iyileşmesi, kaygı ve depresyon.

Yalnız dikkat edilmesi gereken bir faktör de uzun süreli kullanımdır; sıçanlarda görülen tiroid ve karaciğer kanseri olasılığını artırabildiği bulunmuştur. Karaciğer için problem teşkil edebileceği biliniyor, bu nedenle karaciğer enzimlerinin izlenmesi gerekebilir.

  • Kan inceltici ile etkileşime girebilir.
  • Gingko tohumları yutulduğunda zehirlidir.
  • Yan etkileri baş ağrısı, mide ağrısı, baş dönmesi ve alerjik reaksiyon olabilir.
  • Gingko kullanımının çok sayıda ilaç etkileşimi nedeniyle kullanmadan önce mutlaka doktorunuzla görüşmeniz gerekir.
  • Güvenilirlik: 3/5

Papatya

Papatya, kaygı önleyici özelliklere sahip olduğu düşünülen bir diğer şifalı bitkidir. Çoğu insan bunu bilir çünkü popüler bir çay aromasıdır (bir derleme, dünya genelinde günde 1 milyon fincandan fazla tüketildiğini söyler), ancak aynı zamanda sıvılar, kapsüller veya tabletler yoluyla da alınabilir.

Papatyanın yatıştırıcı gücü sıklıkla incelenmiştir; genelleşmiş anksiyete bozukluğunu tedavi ederken papatyaya plasebo almanın üstün olduğunu gösteren bir 2009 çalışması da dahildir. Son zamanlarda yapılan bir çalışma, uzun süreli kullanım için güvenli olduğunu doğruladı ve son zamanlarda yapılan bir başka çalışma, endişe için kullanılmasının ötesinde antikanser tedavilerinde de potansiyel faydasının olduğunu doğrulandı.

  • İki tür papatya vardır: Orta Doğu’da yetişen Alman papatyası ve elma gibi kokan Roma papatyası.
  • Genel olarak kaygı, stres, uykusuzluk ve kanser tedavisi esnasında kullanılır. Ancak bu bitki de diğerleri gibi alerjik reaksiyon gösterebilir ve kan inceltici ilaçlarla etkileşime girebilir.
  • Güvenilirlik: 4/5

Zerdeçal

Parlak turuncu rengiyle baharat raflarında baş köşeye oturan zerdeçaldan bahsetmemek imkansız. Hindistan’da ortaya çıkan zerdeçalın antikanser özelliklere sahip olduğuna ve DNA mutasyonlarını önleyebileceğine inanılmaktadır. Antiinflamatuar olarak ek olarak alınabilir, artrit hastaları tarafından kullanılabilir. Tüm dünyada lezzet maddesi olarak kullanılmaktadır; birçok yemeğe lezzet katan, antioksidan bakımından zengin bir ek besindir.

Son araştırmalara göre, zerdeçal ayrıca çeşitli dermatolojik hastalıklar ve eklem artritlerinin tedavisi için olumlu sonuçlar veriyor. Zerdeçal 4.000 yıldır şifalı bir bitki olarak kullanılmıştır. Ayurvedanın da sık sık başvurduğu bir besin.

  • Zerdeçal, artrit gibi enflamatuar hastalıkların neden olduğu ağrılarda, kanseri önlemede, DNA mutasyonlarını durdurmada, çeşitli cilt hastalıklarında kullanılmaktadır.
  • Suplement olarak kullanıldığında gereğinden fazla tüketme riski var, bu nedenle dozaj ve kaliteye güvenmek zor olabilir.
  • Yemeklerde veya çay olarak alındığında güvenlik artar. Uzun süreli kullanım, potansiyel olarak mide problemlerine neden olabilir.
  • Zerdeçal düşük biyoyararlanıma sahiptir. Biberle tüketmek vücudunuzun zerdeçalın yararlarını daha fazla emmesine yardımcı olabilir.
  • Güvenilirlik: 5/5

Çuha çiçeği yağı

Çuha çiçeği çiçeklerine ayçiçeği denir, çünkü güneş batarken çiçek açar. İnsanlar genelde limon gibi koktuğunu söyler. Canlı sarı çuha çiçeği çiçeği yağı, PMS (menstrual dönem öncesi) semptomlarını ve egzama gibi cilt problemlerini hafiflettiği düşünülen bir yağdır. Bazı çalışmalar, çuha çiçeği yağının anti-enflamatuar özelliklere sahip olduğunu bulmuştur. Atopik dermatit ve diyabetik nöropati gibi durumlara yardımcı olduğu bilinmektedir. Ayrıca meme ağrısı gibi diğer sağlık sorunlarına da yardımcı olabilir.

Son araştırmalar, MS (multipl skleroz) hastalarının yaşam kalitesini artırma, hormonları değiştirme ve polikistik over sendromu ile ilgilenenlerde insülin duyarlılığını değiştirme ve topikal olarak hafif dermatiti geliştirmek için kullanılmakta olduğunu göstermektedir. Bu çalışmalara göre çuha çiçeği yağı, şifalı bitki dünyasının İsviçre çakısı olabilir. Ancak bu yağ birkaç ilaçla etkileşime girebilir. Daha fazla araştırma geliyor ve uygulamalar umut verici şekilde ilerliyor.
Çuha çiçeği yağı, PMS, hafif cilt problemleri, meme ağrısı, menopoz, iltihap, diyabetik nöropati, MS, PKOS (polikistik over sendromu) ve kan basıncı düzenlemede olumlu etkiler gösterebilir.

  • Göz önünde bulundurulması gereken şeyler ise; bazı kan pıhtılaşma ilaçları ile etkileşime girer, hamilelikte güvenliği belirsizdir, HIV tedavisi sırasında ilaç emilimini engelleyebilir, bipolar bozukluk için kullanılan lityum ile etkileşime girer ve uzun süreli kullanım güvenli olmayabilir.
  • Güvenilirlik: 4.5/5

Keten tohumu

Yağ olarak da kullanılan keten tohumu, bitki bazlı besin takviyeleri arasında en güvenli seçeneklerden biridir. Omega 3 açısından da zengin bitkisel kaynaklardan birisidir. Binlerce yıldır hasat edilen keten tohumu, antioksidan aktivitesi ve antienflamatuar yararları için övgüyle karşılanmaktadır. İnsan deneklerle daha fazla araştırma yapılması gerekmesine rağmen, bir çalışmada keten tohumunun kolon kanserini önlemeye yardımcı olabileceği belirtilmiştir. Başka bir çalışma, keten tohumunun kan basıncını düşürme yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor. Düzenli tüketildiğinde obezitenin azaltılmasına bile yardımcı olabildiği gösterilmiştir. Yulaf ezmesi ve tatlılara keten tohumu ve keten tohumu unu ekleyebilirsiniz ve ayrıca tablet, yağ (kapsüller içine koyulabilen) ve un şeklinde de temin edebilirsiniz. Salata üzerine öğütülmüş tohumları serperek, güveç, ev yapımı ekmek veya smoothie’ler ile de tüketebilir, hatta salataya keten tohumu yağı da ekleyebilirsiniz.

  • Keten tohumu, obezite ile mücadelede, kan basıncını düzenlemede, kolon kanserini önlemede, iltihap ve sıcak basmalarında kullanılabilir.
  • Dikkat edilmesi gereken şeyse; keten tohumu, özellikle kanser öyküsü olan veya gebe olan kadınlarda östrojen üretimini etkileyebilir. Toksik olabileceği için çiğ veya olgunlaşmamış keten tohumu tüketmemek daha sağlıklı olacaktır.
  • Güvenilirlik: 4.5/5

Çay ağacı yağı

Avustralya’ya özgü olan çay ağacı, sivilce, sporcu ayağı, küçük yaralar, kepeklenme, böcek ısırıkları ve diğer iltihaplı cilt koşulları dahil olmak üzere cilt koşullarına faydalı olduğu düşünülen bir yağ üretir. Sivilce ve kafa derisi kullanımına dair daha fazla araştırma yapılması gerekiyor, ancak şimdilik, çay ağacı yağının antimikrobiyal süper güçleri, yaralar ve topikal enfeksiyonlar üzerine bir dereceye kadar olumlu sonuçlar gösterdiğine dair oldukça fazla araştırma var. Son zamanlarda yapılan bir araştırma, çay ağacı yağının akneye neden olan mikropların büyümesini yavaşlattığını gösterdi. Yaygın olarak konsantre bir uçucu yağ olarak kullanılır. Çay ağacı yağının, tüm esansiyel yağlarda olduğu gibi, bir taşıyıcı yağda seyreltilmesi gerekir. Zaten çeşitli cilt bakım ürünlerinde ve kremlerde seyreltik hale getirilmektedir.

  • Çay ağacı yağının,akne, sporcu ayağı, kepek, böcek ısırığı için genel olarak yarar sağladığını söyleyebiliriz.
  • Dikkat edilmesi gereken nokta ise; çay ağacı yağı ağızdan alınırsa zehirlidir, cildiniz alerjik bir reaksiyon geçirebilir, hormonları etkileyebilir ve uzun süreli kullanımı tavsiye edilmez.
  • Güvenilirlik: 4/5

Ekinezya

Ekinezyanın en iyi bilinen kullanımı, soğuk algınlığı semptomlarını azaltmaktır, ancak bu yararı doğrulamak ve ekinezyanın bir virüs mevcut olduğunda bağışıklığı nasıl artırdığını anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç vardır.

Diğer ilaçlara ve bitkilere kıyasla ekinezya nispeten daha güvenlidir. Daha fazla test gerektirmesine rağmen, soğuk algınlığı semptomlarınızı azaltmak için kullanmayı her zaman tercih edebilirsiniz.

  • Soğuk algınlığı, bağışıklığı güçlendirme, bronşit, üst solunum yolları enfeksiyonlarında kullanılabilir.
  • Fazla kullanımı sindirim sisteminde ve midede sorun yaratabilir ve alerjik reaksiyonlara sebep olabilir.
  • Güvenilirlik: 4.5/5

Üzüm çekirdeği yağı

Yıllar boyunca, sıvı, tablet veya kapsüller yoluyla elde edilebilen üzüm çekirdeği ekstresi, yüksek antioksidan aktivitesi ile göz önünde olmuştur. LDL (kötü) kolesterolün düşürülmesi ve bacak damarlarında zayıf dolaşım semptomlarının azaltılması dahil olmak üzere çok önemli faydaları vardır. Araştırmalar, üzüm çekirdeği ekstresinin düzenli tüketiminin antikanser etkilerinin olduğunu ve kanser hücresi büyümesini durdurduğunu doğrulamıştır.

  • Üzüm çekirdeği, kanser, LDL (kötü) kolesterolü düşürücü, bacak damarı dolaşımı, ödem, kan basıncı düzenlemede kullanılabilir.
  • Dikkat edilmesi gereken şeyse; kan inceltici veya tansiyon ilaçları kullanıyorsanız veya ameliyata girmek üzereyseniz dikkatli olmak gerekir. Aynı zamanda uzun süreli kullanımı demir emilimini azaltabilir.
  • Güvenilirlik: 4.5/5

Lavanta

Özellikle endişe duyduğunuz ve öfkeli olduğunuz bir zamanda, tanıdığınız birinin lavanta yağı kullanmanızı tavsiye etmiş olması tesadüf değildir. Bu aromatik, mor çiçeğin, özellikle kaygı önleyici yeteneğine odaklanan çalışmalar oldukça güçlüdür. Diş hastaları arasında yapılan bir çalışmada sakinleştirici olduğu kanıtlanmış, bir başka çalışmada lavantanın ruh halini ve bilişsel performansı doğrudan etkileyebileceği doğrulanmıştır. İnsanların ihtiyaç duydukları uykuyu almalarına yardımcı olmak için yatıştırıcı özellikleriyle de övgüler almıştır. Son zamanlarda, lavantanın anti-enflamatuar faydalar sağladığı keşfedilmiştir. En etkili şekilde seyreltilir ve cilde uygulanır veya aromaterapide kullanılır ve çok az yan etkisi vardır.

  • Lavanta kaygı, stres, kan basıncı ve migren tedavisinde kullanılabilir. Ancak bazı durumlarda cilt tahrişine neden olabilir, ağızdan alındığında zehirlidir ve seyreltilmemiş olarak uygulandığında hormonları bozabilir.
  • Güvenilirlik: 4/5

İlginizi çekebilir: Antioksidan deposu kahve hakkında bilmeniz gerekenler

Hanife Kara: Diyetisyen Hanife Kara, Ondokuz Mayıs Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünden başarıyla mezun oldu. Üniversitede aldığı eğitim süresince birçok kamu ve özel sağlık kuruluşunda uzun dönemli stajlar yaptı. Sağlıklı yaşam ve zihinsel gücün insan vücudu üzerine etkisi kavramları ile yakından ilgili olan Pozitif Diyetisyen; 2018 yılında aldığı eğitim programını başarı ile tamamlayarak, “Yaşam Koçu” unvanını kazanmış ve mesleğine yeni bir boyut katmıştır. Ege Üniversitesi Fitorerapi Yüksek Lisansı ile eğitim hayatı devam etmektedir. Şu an İzmir'de Pozitif Diyetisyen Hanife Kara beslenme ve diyet danışmanlığı merkezinin kurucu diyetisyenidir.

Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.

Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?

Lezzetli ve eşsiz tatlarla dolu bir deneyim: Macroonline’da keşif dolu bir yolculuk

Şüphesiz ki söz konusu sofralarımız olduğunda hepimiz ‘en iyisi’nin peşindeyiz. Market alışverişlerimizi yaparken de gözümüz, elimiz hep en iyisinde, en kalitelisinde. Her şeyin en iyisini aldığımızdan emin olmak istiyoruz. Ancak, böylesi bir çabanın çok fazla zaman ve enerji gerektirdiği de aşikar. Hele ki büyük şehirlerde yaşıyorsak, iş çıkış saatinde markette olmak; kalabalıklar, trafik, koşturmaca gibi dertleri de beraberinde getirebiliyor. E peki bunca yorgunluk ve zamansızlığın içerisinde mesai bitimine dakikalar kalmışken her gün zihnimizde dönen o ‘Akşam ne pişirsem’ sorularına nasıl yanıt bulacağız? Hele bir de evde hazırlamak istediğimiz tarifin malzemeleri yoksa.



Güzel haber; artık bu soru da zihnimizi kurcalamayacak, yorgun argın market sırasında beklemek zorunda da kalmayacağız. Macroonline ile yorucu market gezileri, ev konforunda keşifler yapabileceğimiz bir fırsata dönüşüyor.

Macrocenter ayrıcalıkları aynı hizmet anlayışıyla Macroonline’da

Macrocenter’ı tercih edenler bilir; Macrocenter’da alışveriş yapmak, eşsiz bir deneyimdir. Ürün çeşitliliği, yeni keşifler, taptaze lezzetler, baş döndüren kokular ve başka yerde olmayan ürünler… Macroonline da tüm bu deneyimi, bizlere online olarak sunuyor. Aynı uzmanlık, aynı lezzet ve aynı hizmet anlayışıyla tüm Macrocenter ayrıcalıkları, artık Macroonline’da. Kısacası, hayatı güzelleştirecek her şey Macroonline’da. Peki siz neredesiniz; yoksa hala kasa sırasında mı? 🙂 Gelin, Macroonline’Macroonline’Macroonline’da neler neler var biraz daha yakından bakalım… (Ne yok ki! demek serbest.)

Ev konforunda kaliteli bir alışveriş deneyimi

Hangimiz istemeyiz ki raflardaki en taze meyve-sebzeler yer alsın mutfak tezgahımızda, kendi ellerimizle seçtiğimiz.. Ama zamanımız ve enerjimiz yoksa ne yapacağız? Merak etmeyin, en iyilerden vazgeçmek zorunda değiliz. Macroonline, her şeyin en iyisini bizim için seçip evimize kadar getiriyor. İhtiyacımız olan her şey, sanki raflardan kendimiz seçiyormuşuz gibi aynı titizlik ve özenle seçilip bize ulaştırılıyor. Ev konforunda kusursuz ve kaliteli bir alışverişi deneyimi, Macroonline ile artık kapımıza geliyor.

Benzersiz tatlar, otantik lezzetler, yeni keşifler

Macroonline’da dilediğimiz ülkenin lezzetlerini bulmak mümkün. Bugün İtalyan, yarın Fransız Mutfağı, haftaya ise Japon, ne dersiniz? Macroonline dünyasında alışveriş yapmak, adeta geniş bir coğrafyada gezintiye çıkmak gibi. Uzak Doğu’nun egzotik sosları, ithal çikolatalar, artizan ürün çeşitliliği, her yerde bulunmayan lezzetli atıştırmalıklar, profesyonellere özgü ürün seçkileri, taptaze deniz ürünleri ve çok daha fazlası… Hepsi, premium hizmet kalitesi, zengin ürün çeşitliliği ve kolay erişim imkanıyla Macroonline’da. Tek yapmamız gereken bir tıkla sepete eklemek.

Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler

Dünya mutfağının yanı sıra Türkiye’nin özgün tatlarını da sunan Macroconline’da Homemade lezzetler de var. Şeflerin özgün tarifleriyle hazırlanan Homemade lezzetler, Macroonline’ın beklentileri aşan hizmet kalitesini evlerimize taşıyor. Hep ne pişireceğimizi düşünecek değiliz ya bazen de ne yiyeceğimizi düşünelim, öyle değil mi… Sağlıklı, lezzetli ve zahmetsiz alternatifler arayanların en gözde seçimleri, Macroonline Homemade kategorisinde.

Keyifli, pratik ve konforlu bir alışveriş deneyiminin yanı sıra keşiflerle dolu bir yolculuğa da hazırsak; istikamet: Macroonline. Üstelik, Macroonline’dan verdiğimiz siparişler 45 dakikada teslimat seçeneğiyle ve +4 dereceli araçlarla soğuk zincir kırılmadan dilediğimiz saatte bize ulaşıyor. Macrocenter’ın ayrıcalıklı dünyasını ev konforunda keşfetmek ve Macroonline’da ilk alışverişlerinize özel indirimden de faydalanmak için siz de hemen tıklayın.

*Bu yazı Macrocenter katkılarıyla hazırlanmıştır.

İlgili Makale