X

The Authority Gap: Bilinçsiz önyargılarımızın farkına varmak ve değişimin parçası olmak mümkün

Geçen yıl, Nisan ayında yayınladığım yazımda sizlere “imposter sendromu”ndan bahsetmiştim. O dönemde araştırdığım kaynaklardan kitap kitabı açtı ve özellikle kadınların hala her toplumda eşitlik savaşı vermesi ile ilgili birkaç kaynak okuma fırsatı buldum. Erkek egemen bir sektörde çalışan bir kadın olarak da konu tabi ki ilgimi çekti ve bu ayki yazımda özellikle bakış açımı değiştiren, beni kendi önyargılarımla bile yüzleştiren bir kitaptan ve ondaki bazı düşüncelerden bahsetmek istedim. Yazıya böyle başlayarak okuyucu kitlemi korkutmak istemem. Bu yazı, kadın, erkek, kuir, çalışan, çalışmayan, çocuklu ya da çocuksuz, genç, yaşlı herkese hitap etmektedir. Sadece çalışma hayatını değil, hayatın her alanında, kadın ve erkek etkileşimin olduğu her alanı kapsamaktadır. O yüzden bu noktada okumayı bırakmamanızı, hayatınızdan beş dakikayı buraya ayırmanızı öneririm. Dilerim ki yazı kitabı okumanız için bir tetikleyici olur.

Son dönemde beni çok etkileyen ve okuduğumdan bu yana kendimi ve etrafımdakileri gözlemlememi sağlayan kitap Mary Ann Sieghart tarafından kaleme alınmış “The Authority Gap” (Ben otorite boşluğu diye çeviriyorum. Maalesef kitabın henüz Türkçe’ye çevrilmiş bir versiyonu yok.) Kitabın isminde bir de alt başlık var: Kadınlar hala neden erkeklerden daha az ciddiye alınıyor ve biz bununla ilgili ne yapabiliriz? Yazar bu kitap için Hillary Clinton’dan, Allianz gibi büyük firmaların CEO’luğuna ulaşmış birçok başarılı iş insanı, akademisyen, politikacı, gazeteci vb. kadınla röportaj yapmış, yüzlerce araştırmayı irdelemiş. Bu kitabı yazma fikri ona, yıllarca okuyup çalışmasının getirdiği başarılarının bir yemek sırasında kendisine gelen “vay küçük kız ne büyük işler başarmışsın” yorumu ile tetiklenmesiyle geliyor…

Benim gözümü açan noktalardan biri de bu oldu. Bu yorum ve benzeri birçoğu günlük hayatta hepimizin başına geliyor ve bunu normal karşılıyoruz. Düzenli spor yapan bir kadın olarak “helal olsun ne antrenman yaptın” yorumunu alırken aynı performanstaki bir erkeğe bu söylenmiyor çünkü bir erkek zaten bunu yapabilir ama kadın yapamaz gözüyle bakılıyor.

Maalesef aksi kanıtlanmadığı sürece erkekler alanlarında otomatik olarak yetkin olarak algılanırken, aynı eğitim ve deneyimleri olan bir kadın kendini defalarca kanıtlamadığı sürece tecrübesiz ya da yetersiz görülüyor. Meşruluğunu ancak ardı ardına başarılı olması durumunda kazanabiliyor. Küçük bir hatada ise tüm yetkinliği tekrar sorgulanıyor.

Profesyonel iş hayatında birçok kadın olduğundan daha küçük (kıdemce aşağıda) varsayılıyor. Bunun ana nedenlerinden biri kadınların daha alçak gönüllü olması ve kıdemleri ile ilgili gösteriş yapmaması. Peki, kadınlar neden genelde daha mütevazı davranıyor? İşin komik tarafı da bu; kadınlar biraz davranış değiştirip, daha kendinden emin, ya da keskin olduklarında, rahatsız edici ya da küstah bulunuyor. Yani her nasıl davranırlarsa davransınlar çifte standarttan kurtulamıyorlar. Aynı durum erkekler için özgüvenli ve yetkin olarak yorumlanırken kadınlar için farklı sıfatlar seçiliyor.

Kitapta değinilen başka bir tespit ise iş toplantılarında ya da sosyal buluşmalarda daha az fikir beyan edip sessiz kalmayı tercih(!) ediyor olması. Bu davranışın altında yatan neden ise kadının fikirlerinin o platformda ne kadar mantıklı olursa olsun bilinçsiz önyargı nedeniyle kabul görmemesi. Yine sık karşılaşılan durumlardan biri de, aynı fikri aynı ortamda bir erkek söylediğinde hemen kadın arkadaşının ardından söylemiş olsa bile onay alması. Fark edemediğimiz ama sık yaşanan bu durumlar, maalesef kadınların toplantılarda daha az konuşmasına ve fikirlerini beyan etmekten kaçınır bir tavır sergilemesine neden oluyor. Genelde görüşlerini baş başa görüşmelerde aktarmaya yöneliyorlar. Benim kitabı okuyana kadar farkında olmadığım başka bir durum ise, iş toplantılarında ya da sosyal buluşmalarda kadınların sözünün sürekli olarak kesilmesi. Ne kadar modern bir ortamda olursanız olun, eşit söz hakkı olan bir kadının sözü rahatlıkla kesilirken, erkeklerin cümlesini bitirmesi genellikle bekleniyor. Ayrıca, söz hakkı isteyen kadının sırası gelmesine rağmen bir erkek “affedersin, biliyorum bekliyorsun ama kısa bir şey söyleyeceğim” kibarlığı adı altında kadının sırasını alabiliyor. Bu davranışlar ortamda baskın bir alfa karakter yoksa erkeklere genelde yapılmıyor.

İçinde bulunduğunuz platformlarda, ister iş ortamı ister sosyal buluşmalarınız olsun, kadın arkadaşlarınızın maruz kaldığı bu durumu gözlemleyebilir, hemen destekleyici birçok örnek bulabilirsiniz.

Kitapta başka bir ikileme daha değiniliyor. Kadınların efemine görüntüsü arttıkça erkekler üzerindeki etkisi çok daha fazla artıyor. Aynı yetkinlikteki iki kadından daha az kadınsı olan genelde daha az etkileyici oluyor. Ha ama çok güzel bir kadınsanız da bu sefer yetkinliğiniz sorgulanıp amiyane tavırla “aptal sarışın” vb. cinsiyetçi tanımlarla da yaftalanıyorsunuz. Bu da yorucu bir savaş çünkü bir kadın olarak ne kadar bilgili ve yetkin olursanız, o kadar itici hale geliyorsunuz ve bunu tersine çevirmek için çekici, efemine, boyun eğen bir tavır sergilemeniz gerekiyor ki güveni kazabilesiniz. Ama çok da efemineyseniz bu kez de yetkinliğinizi daha çok kanıtlamanız gerekiyor. Çok karmaşık ve yorucu değil mi? Bu kadar geniş bir spektrumda davranış sergileme zorunluluğu da tabi ki hata yapma ve güven kazanma konusunda başarısız olma olasılığını kadınlar için maalesef artırıyor.

Eğer bir kadın olarak çok yetkin ve otoritesi olan bir roldeyseniz, aynı durumdaki bir erkeğe göre daha sıcak ve aşırı yapıcı bir tavır göstermeniz bekleniyor ki patronluk taslayan bir yönetici olarak algılanmayın. Aynı tavırdaki bir erkek iyi bir yönetici olarak tanımlanırken bir kadın zorba, despot, kontrol delisi vb. olarak tanımlanabiliyor.

Maalesef bu bilinçsiz ayrımcılık ya da önyargılar sadece iki cinsiyet arasında yaşanmıyor. Kadının kadına yaptığı ayrımcılık yani içselleştirilmiş kadın nefreti yadsınamaz bir gerçek.  Bu da çocukluğumuzda maruz kaldığımız toplumdaki kadın erkek eşitsizliği, anne baba arası yanlış dengeler, erkeklerin daha güçlü cinsiyet olduğu yanılsamasının hüküm sürmesi gibi yanlış öğretilerin bir ürünü…

Özetle ne kadar açık fikirli, zeki, ileri görüşlü olsak da ve eşitliğin olduğu bir dünya istesek de, farkındalığımızı artıracak böyle kaynaklar okuyup bilinçsiz önyargılarımızı ve mikro saldırganlıklarımızı fark etmeden değişmemiz, dünyayı değiştirmemiz çok mümkün değil.

Kitapta değişik alanlarda çalışan, eğitimciler ve ebeveynler için çeşitli öneriler var. Ben bu yazı içerisinde bunlardan sadece birkaçına aşağıda değiniyorum. Sadece bunları kendinizde gözlemleyerek bile değişimin bir parçası olabilirsiniz.

  • Toplumun her alanında eşitlik çalışmaları devam etse de 2023 yılında hala iki cinsiyet arasında büyük bir uçurum olduğu gerçeği kabul edilmelidir. Bunu da en iyi bilimsel gerçeklere dayalı kaynakları paylaşarak yapabiliriz. Bu nedenle işe, bu kitabı okuyarak, etkilemek istediğiniz kişilere hediye ederek başlayabilirsiniz.
  • Tanıştığınız kişinin cinsiyetine göre, o kişi hakkındaki yetkinlik yargılamalarınızın birbirinden nasıl farklı olduğunun ayırdına varıp, bunu irdeleyin.
  • Bir kadın ve erkekle aynı anda karşılaştığınızda önce erkeği selamlayanlardan mısınız, gözlemleyin.
  • Bulunduğunuz iş ortamında ya da sosyal ortamlarda, bir kadının sözünün bir erkeğin sözünden daha fazla kesildiğini ve bunu sizin de yaptığınızı fark edin ve çevrenizdekileri de bu konuda bilgilendirin.
  • Özgüvenle yetkinliği birbirine karıştırmayı bırakın.
  • Özellikle erkekseniz, hemcinsleriniz bu davranışları gösterdiğinde onlara geri bildirim verin.
  • Bir kadının başarılarını ya da yaptıklarını takdir ederken, bunu bir erkeğe de aynı şekilde yapar mıydınız?” sorusunu kendinize sorun ve eğer cevap hayırsa altta yatan önyargının nedenini irdeleyin.
  • Yetkin ve başarılı bir kadınla karşılaştığınızda eğer size otomatik olarak itici geliyorsa bunun nedenini sorgulayın. İtici gelen tarafları bir erkekte de itici gelir miydi?
  • Bulunduğunuz sosyal ortamda yukarıda bahsi geçen herhangi bir bilinçsiz ayrımcı davranış sergileyen olursa, o kişiyi ve içinde bulunduğunuz topluluğu bu konuda bilgilendirin. Değişime olabildiğince kişiyi dâhil edin.

İlginizi çekebilir: Günlük tutmak neden faydalıdır: Yazarak kendinizle tanışın

Ayşe Nazar Çoban: ODTÜ Kimya Mühendisliği bölümünden 2008 yılında mezun olduğumdan beri petrol sektöründe çalışıyorum. 3 yaşında başladığım spor ise hayatımın merkezinde. Bugün hala aktif olarak antrenman yapıyor ve rüzgarı yakaladığım her an büyük bir tutkuyla uçurtma sörfü (kitesurf) yapıyorum. Öğrenmek, kendimi geliştirmek ve öğrendiklerimi çevremdekilerle paylaşmaktan oldukça keyif alıyorum. Peki, Upwind hikayem nasıl başladı? Çalışmakta olduğum şirketin yetenekli kadınlar programına seçildim ve bu programda bir koç ile çalışma fırsatı bulduğum zaman, bu işi profesyonel olarak yapmaya karar verdim. ICF onaylı koçluk, NLP eğitimlerinin yanı sıra Toronto Üniversitesi ve Yale Üniversitesi Psikoloji bölümünden eğitimler aldım. Şu an kurucusu da olduğum Upwind çatısı altında yaşam, kariyer ve nefes koçluğu desteği veriyorum.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale