X

Tesadüf olarak bildiklerimizden hayatımızı değiştirecek sembollere

Eminim bu başlığı okuduğunuzda sembol, tesadüf ve bilmek kavramlarının bir araya geldiği bir yerde nereye varacağız diye içinizden geçirdiniz. İnanın şu anda ben de sonucunu bilmeden aynı eş zamanlı akışta size eşlik ediyorum ki bu benim için bir tesadüf değil… Sizlerle birlikte bu “çok boyutlu” sorunun muhteşem cevaplarını arayışımızda, bana eşlik etmenizi istediğim bazı yakın dönem tecrübelerine yol alalım…

Bundan yaklaşık birkaç ay önce, Arjantin, Şili ve Uruguay da dahil pek çok farklı ülkeye tek başıma seyahat etmiş olmama rağmen hiç gitmek fırsatı bulamamış olduğum İskandinav ülkelerine gitme içgüdüsüne kapılıyorum. Öncelikli düşüncem Helsinki’ye gitmek yönünde. Sonra ne oluyor, birkaç arkadaşım planladığım tarih hakkında yorum yapıyor, tarihi biraz daha öne çekiyorum ki havanın aydınlığından daha uzun süre yararlanabileceğim bir dönemde orada olabileceğim.

Tabi ki son varış noktam hakkında da yorumlar alıyorum ve ne “tesadüf” ise Helsinki rotamı Stockholm olarak değiştiriyorum (diğer bir tesadüf boyutu hedef tarihte uygun uçak ve o uçakta yer bulabiliyorum). Genel olarak hedefim hafta sonu seyahatlerinde Cumartesi günü çok erken saatte gittiğim ülkede olabilmek bu yüzden günde gerçekleşen çok seferden o hafta sonu en erken olanını tercih ediyorum.

Gelelim tam bu seyahati gerçekleştirmeden önceki ruh halime, o hafta ve dönem o kadar yoğun çalışıyorum ki yorgunluktan evin yolunu zor buluyorum ve Cumartesi sabah yetişeceğim uçak için neredeyse Cuma gecesini uykusuz geçirmem gerekiyor… Kendimle epey savaş veriyorum “gitmesem ne olur” diye, tam vazgeçecekken, “en kötü havaalanından bile çıkmam bir kahve içerim havaalanında ve orada konaklar dönerim diyordum”. Ve bu derece son dakika kararıyla sadece yanıma aldığım yolda okuyacağım kitaplarım ile yola düşüyorum. O gün o uçakta en son 2002 yılında gördüğüm yani son 15 yılda bir kez bile karşılaşmadığım sevgili bir lise arkadaşım ile karşılaştım…

Bunun “neresinde” tesadüf var diyeceksiniz, ben de size şöyle cevap verebilirim; ben o hafta sonu boyunca öğrendiklerim ve bu karşılaşmada edindiğim “hayat dersleri” ve sevgili arkadaşımın güzel eşliği için her zaman müteşekkir kalacağım…

Tabi ki tesadüf dediklerimiz burada bitmiyor, şimdi sizleri bir anıya daha götüreceğim, bu sefer hep birlikte Roma’ya gidiyoruz;

Geçtiğimiz Temmuz ayında bir sabah uyanıyorum, ve içimden bir his 33 yaşına gireceğim 21 Ekim günü Roma’da olmam gerektiğini söylüyor, ve yaklaşık son 5 yıldır o kadar çok seahat etmeme rağmen hiç Roma’da bulunma şansım olmamış, tamamiyle bir iç ses bana Roma’ya git Pınar diyor…

Hiç düşünmeden o gün biletimi alıyorum, ve çokça yerde kalmış olmama rağmen, Roma’da daha önce hiç kalmadığım Vatikan bölgesine çok yakın bir bölgede kalma isteği ile adeta yanıyorum… Rastgele birçok yer bakıyorum ve sonunda bir yer seçiyorum, tabi ki ne fikir ne de öneri var sadece “denk gelme” ve “şans” kavramına güveniyorum bu noktada.

O dönemde özellikle melekler ve meleklerin olduğu boyutlar, dinde melek görüşü ve pek çok kaynaktan özel merakım dolayısı ile “melekler” hakkında okumaktaydım. 21 Ekim Cuma sabahı vardığım muhteşem şehir Roma’da zar zor bulabildiğim otelimde odama giriyorum; şimdi tesadüf geliyor. Odanın dekorasyonu ile hiçbir ilişkisi olmamasına, odanın her şeyiyle çok güzel ve sıcak bir oda olmasına karşılık, odada yer alan 10 askıdan 8 tanesi düz beyaz renk bildiğimiz elbise askısı şeklindeyken geriye kalan 2 tanesi “melek kanadı” şeklinde… Ve Roma’da binlerce olasılıktan tamamen rastlantı eseri seçtiğim bir otelin yine tamamiyle rastlantı eseri kaldığım o can-ım odasında beni bekleyen “tesadüf” yaklaşık yarım saat hayretler içinde kalarak “şaka” diye izlediğim sevgili “melek kanadı” (hayatımda ilk defa melek kanadı şeklinde elbise askısı gördüğümü itiraf edeyim) elbise askıları oluyor…

Peki hayatımızda bu tesadüfler veya olaylar “öylesine” mi gerçekleşiyor? İşte bu noktada benim de yeni yeni derinliklerini öğrenmeye çalıştığım “sembolizm” kavramı devreye giriyor ve bizlere diyor ki “sizin bildiğiniz tesadüf ne olacak dediğiniz tüm o olaylar aslında hayatınızda çok önemli semboller, sadece okumayı bilmelisiniz”…

Sevgili Ray Gasse değerli eseri Uyandıran Rüya, Hayatın Sembolik Dilini Çözmek’te bakın sembolizmi nasıl açıklıyor:

“…Sembolist bakış, hayatı, yaşayan bir semboller kitabı, şifreleri çözülebilen bir kutsal metin olarak görür. Doğru anahtarı bulduğumuzda, yüzeysel yorumlara alışkın çağdaş aklımızın göz ardı ettiği gizemleri sembolist bakış ortaya çıkarır.”

“…Gelişigüzel olayların bir işaret, bir alamet taşıyabileceği fikri çağdaş bir akla tuhaf gelir, hatta saçmadır. Oysa binlerce yıl, bu gibi algılar bütün dünya toplumlarınca sıradan sayıldı. Çinli fakihlerin rastgele yere atılan çubukları yorumlayarak bir yol çizmeleriyle ilgili hikayeler okuduğumuzda yada eski Romalıların savaş arifesinde kesilen kurbanların iç organlarından kehanetler çıkardıklarını işittiğimizde veya yüce Lama aday ararken Tibetli rahiplerin kutsal bir göle gözlerini dikip öylece durdukları anlatıldığında kendimizinkinden tamamen farklı bir dünya görüşüyle yüzleşiriz.”

Günlük hayatımızda tesadüf olarak adlandırdığımız, örneğin telefonumuzun çaldığı sırada birden “çok fazla” gürültü olması ve arayan kişiyi duyamamamız aslında bize verilen bir mesaj mıdır? Ya da çok kez plan yapıp da görüşemediğimiz arkadaşımız ile “o an” bir araya gelemiyor olmamızda almamız gereken bir mesaj var mıdır? Sembolizme ve modern sembolist yaklaşıma göre cevap “evet” bu durumlara “anlamak üzere bakmalıyız” çünkü hepsi birer sembol yani bize ulaşan işaretler…

Sevgili Ray Gasse aynı eserinde bu gibi durumları şöyle yorumluyor;

“Emerson’un şu sözünü düşünün: Her doğal hadise manevi birtakım hadiselerin sembolüdür. Tanınmış bir denemesinde Alman filozof Schopenhauer, hayatımızdaki görünür kazaların altında yatan merak uyandırıcı tasarıma işaret eder; bu tasarım, bilinçli algımızı aşan daha derin düzenleyici bir ilkenin varlığını akla getirmektedir.

…Daha yakın bir geçmişte, psikolog Carl Jung hayatımızdaki tesadüflerin verdiği tasarım hissini tanımlamak üzere eşzamanlılık (senkronisite) terimini ortaya attı.”

Her an karşılaştığımız gerçekleşmeler, aslında evrenin bize sunduğu muhteşem mesajları içermektedir, burada asıl “farklılaşabilecek” olan bakış açımızdır. Bugün çevrenize birkez daha “sembolist” gözlerle bakın; sizin muhteşem mesajlarınız sizi bulmaya niyetlidir, bu yazımda bana eşlik eden sizlere aynı eserin başlangıcı olan ve beni derinden etkileyen sözü paylaşarak “sembolümü” göndereceğim:

“Buradaki şeyler, işaretlerdir.”

Plotinus

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale