X

Terapi odasından romantik ilişkilere dokunan bir bakış  

Açık gönülülükle paylaşmak gerekirse bu yazıya başlamak beni biraz zorladı. Çünkü nereye baksam gördüğüm “Mükemmel ilişki için 7 kural” , “23 adımda ilişkinizde mutluluğu yakalayın”, “Eşinizin sizi sevdiğini anlamanın 92 yolu!”  başlıklı yazılar gözümü korkutmuş, maddeleri toplayınca ortaya çıkan yapılması gerekenler listesinin kabarıklığı ise beni ayrıca yormuştu. Elbette bu ve benzeri yazıların bir kısmının, kaynağını dayandırdığı araştırmalar bulunmakta. Beni düşündüren kısmı ise bu tarz listelere duyulan ihtiyacın varlığı. İlişkilerin devam edebilmesi, ilişkilerde yaşanan sorunlarla başa çıkılabilmesi için çiftlerin bir çıkış yoluna ihtiyaç duymaları veya belirli bir noktada tıkanmaları gayet olağan ve anlaşılabilir; ancak çözümler ‘kuralların, adımların, yolların’ uygulanması kolaylığında olamayabiliyor.

Bir sihirli değneğe sahip olmak birçok meslektaşım ve danışanlarımız açısından rahatlatıcı bir çözüm olabilirdi. Biz maalesef böyle bir değneğe sahip değiliz. Fakat çiftlerin yaşadığı problemlerin çözümüne yönelik benim size söyleyebileceğim öneri, tıpkı bir sihirli değnek dokunuşu hafifliğinde: Konuşmak. Bu kadar basit ve göz önünde oluşu muhtemelen önemini fark etmemize engel oluyor olacak ki; genellikle çalıştığım danışanlarımın yaşadıkları sorunların temelinde yatan şeyin, konuşarak iletişime geçmemek olduğunu söyleyebilirim.

Sağlıklı iletişim nedir?

Sağlıklı iletişim; dolaylı anlatımlardan uzak, direkt ve açık bir şekilde bireyin kendini ifade ettiği iletişim olarak tanımlanır.

Sağlıklı iletişimin kurulmasına engel olan pek çok sebep olabiliyor. Kendimizi de bu sebepler içerisinde rahatlıkla sayabiliriz. Yine de çiftlerin ilişkilerinde yaşadıkları problemler, kişilerin kendilerini ifade etmeyi bırakıp karşı taraftan ‘akıl okuyuculuk’ yapmasını beklemesiyle başlıyor diyebilirim. Bu gerçek dışı beklentinin olmaması dahilinde pasif agresif tutumlar ortaya çıkmakta; konuşulmadan beklentilerin giderilmesini umma noktasında ilişkide agresyon artmakta, bu da kişilere zarar vermeye ve çiftlerin problemler yaşamasına neden olmaktadır. Konuşarak kendilerini ifade etmeyen çiftler sorun yaşamakta, sorun yaşayan çiftlerin yaşadıkları gerilim ise paylaşımlarını azaltmaktadır. Çiftler arasında açılan uçurum ancak konuşarak, açık bir iletişim ile kapanabilecektir.

İlgili yazı: Mutlu ilişkiye giden yol, fikir ayrılıklarında sağlıklı bir iletişim kurmaktan geçiyor

Sağlıklı iletişim; direkt ve açık bir şekilde bireyin kendini ifade ettiği iletişimdir. Mutlu bir ilişki için sağlıklı iletişim gereklidir.

İyi ve sağlıklı bir ilişki için; sevgi, saygı ve güven kadar anlamaya ve anlatmaya açık bir iletişim de gereklidir. Aslında sevgi, saygı ve güven ihtiyaçları da açık bir iletişimle çok daha rahat giderilmektedir. Sağlıklı iletişim sayesinde; kendi içsel deneyimlerini dile getirmenin, karşı taraftan direkt ve açık bir mesaj almanın ve rahatsızlık duyulan noktalarda iletişim içinde kalarak problem çözümüne odaklanmanın temel ihtiyaçların karşılanmasında da ne denli büyük önem taşıdığını, çiftlerin görme şansı olacaktır.

Sağlıksız iletişim yollarından kaçının

İlişkide ayakta kalmak için seçilen sağlıksız iletişim yolları, (suçlama, alttan alma, duyguları görmezden gelip aşırı mantığa bürüme, herkese ve duruma alakasız olma gibi) kişinin ya kendini ya karşı tarafı ya da durumu yok saymasını gerektirmektedir. En işlevseli hem kendi deneyimimizi, hem partnerimizin deneyimini hem de durum ve bağlamın gerçekliğini yok saymadan ilişkinin içinde kalabilmektir.

Bugün çift meselelerinin hayatımızda bu kadar önemli olmasının en büyük sebebi; insanın sistemini harekete geçiren, destek sağlayan, yaşam enerjisi veren, ihtiyaçları karşılayan aslında çok kıymetli deneyimleri içeriyor olmasıdır. Sadece daha iyi bir iletişim yoluyla ilişkinin keyfini çıkarmak, inanın hiç de zor değil!         

Dilan Üzgün: İzmir Üniversitesi Psikoloji Bölümü’nü yüksek onur derecesi ile bitirdikten sonra aynı üniversitede Aile Danışmanlığı eğitim programını tamamladı ve “aile danışmanı unvanını kazandı. Şu anda Ege Üniversitesi Madde Bağımlılığı Yüksek Lisans programında tez aşamasındadır. Akademik eğitimlerinin yanı sıra MMPI, WISC-R gibi psikolojik değerlendirme ve “Kanser Hastalarında Psikoterapi Uygulamaları” eğitimlerini aldı. Çalışmalarında Şema Terapi, Sanat Terapisi, Bilişsel Davranışçı Terapi yaklaşımını kullanmaktadır. Halen İzmir Terra Psikolojik Danışmanlık Merkezi’nde yetişkin, çift ve ailelere danışmanlık hizmeti vermektedir. Türk Psikologlar Derneği üyesidir.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale