X

Tek eşlilik mi, çok eşlilik mi: Açık ilişki hakkında ne düşünüyorsunuz?

Açık ilişki yaşamak veya bunu sadece konuşmak bile birçoğumuz için mümkün değil.
İçimizdeki güvenlik, sahip olma, mülkiyet isteği bizleri partnerlerimizi paylaşma fikrinin karşısında dondurabiliyor. Aynı zamanda kaybetme ve yalnız kalma korkuları, tercih edilip edilmediğine dair tüm fikir ve kaygıları ortaya çıkarıyor.
Tüm bu düşünce ve duygular aslında günlük hayatımızda, her tür ilişkinin içinde yaşadığımız dilemmalar. İşte, duygusal ilişki içinde, hatta arkadaşlık ilişkileri içinde bile mülkiyetçilik, rekabet, kendimize verdiğimiz değer konuları mutlaka yüzümüze çarpıyor.

Beraber olduğun insanın başka birilerini de çekici bulabileceğini, hatta merak edebileceğini… Senin de başka insanları arzulayabileceğini ve bunda bir sakınca olmadığını düşünürsek… Aslında kendi zihin bariyerimizin dışına çıkmış, her defasında seçildiğimizi aktif olarak deneyimleyenler oluruz.
Yanındaki kişi seninle bir mülkiyet arzusundan ya da güvenlik ihtiyacından veya özgüvensizliğinden değil, seni her gün ve her an tekrar seçtiği için beraber olur. Bu iki tarafın da kendine olan güvenini ve dünyaya bakışını, olaylar karşısındaki dürtüsel tepkilerini değiştirip sistemini açmaya olanak sağlar.
Elbette açık ilişki demek, sadece cinsel açıdan bir açıklık demek değil. Bu aynı zamanda her düşünce ve duyguyu paylaşmakta da açıklık demek. Durumlar karşısında hissettiklerini, duygularını, fikirlerini, arzularını, ihtiyaçlarını açıkça ifade etmek ve oyunsuz çırılçıplak bir ilişki içinde olmak demek.
Aslolan, tastamam bir dürüstlük!

Tüm bu açıklık doğal olarak gerçek bir samimiyeti getiriyor ilişkiye. Böylelikle partnerlerin yaşamı paylaşmaları çok daha dürüst bir yerden ve derinden bir bağlantı ile örülüyor. Böyle bir yakınlık içinde kişilerin kendilerini keşfetmeleri ve partnerlerini her durum içinde destekleyerek şahitlik etmeleri mümkün hale geliyor. Buradan bakınca benim için gerçek bir yol arkadaşlığının kapıları açılmış oluyor. Karşındaki kişiyi her durumda biliyor olmak ve kendini her durumda açıkça ifade ediyor olmak, “yakınlık” kavramını tanımlananın çok daha üst seviyelerine çıkarıyor. Gerçek bir tanışma!

İnsanlığın en çok yorulduğu güvenlik, sahip olma, kıskançlık, yalnızlık, değersizlik gibi korkularını en kırılgan noktamızdan açmak ve bunu partnerinle beraber yapıyor olmak çok zorlayıcı olsa da çok da öğretici.

Her seferinde kendimize hatırlatmamız gereken şeye şu anda da ihtiyaç duyuyorum. “Öğreniyoruz…”
Tüm bilinen gerçekleri tekrar ele alıp bize uygun olup olmadıklarını deneyerek, bilinçli bir karar veriyoruz. Günün sonunda şu ana kadar doğru olarak kabul edip aksini hiç yaşamaya yanaşmadığın şeyler artık doğru gelmeyebilir, yanlış dediklerin senin yaşamının seçilmiş doğruları olabilir.

Uzun süreli ilişkilerin en büyük handikapı, partnerlerin birbirlerini belirli kalıplar içinde sabit olarak görmeleri ve artık araştırmaya veya derinleşmeye istek, arzu duymuyor olmalarıdır. Seks hayatı zayıflar, sohbetler azalır, duygular paylaşılmaz, onun yerine iki tarafın da burada niyet veya zihin okuması beklenir. Kadın ve erkek olmaktan ziyade, daha cinsiyetsiz iş arkadaşları haline gelirler.
Uzun süreli ve tek eşli sürdürülen, sürdürülmesi niyet edilen ilişkilerin çoğu, iletişimsizlikten doğan tıkanmalar ve krizlerle, aldatmalarla ya da bireylerin kendilerini cinsel olarak hadım etmeleriyle sonuçlanır.

İlişkiler tam zamanlı mesai isteyen, iki tarafın da bilinçli bir şekilde örmesi gereken bir ağ gibi. Çiftlerin kendi özlerine ve varoluşsal özelliklerine göre anayasalarını yazmaları, toplumun “ilişkiler kitabı” genellemesinden sıyrılıp özerk alanını yaratması gerekir. Her insan ve ilişki dinamiği farklıdır. Dolayısıyla bize kalıp halinde sunulan “İlişki nasıl olmalı?” inançlarını olduğu gibi sorgulamadan kabul etmek, bilinçli bir ilişki yaşamamıza engel olur.
Doğal olarak da aşk ilişkileri değil, ihtiyaç ilişkileri yaşarız.

Diğer yandan da tek eşli ilişkiyi “tercih” etme hali bize dışarıdan bir katkı olmadan kendimizde ve partnerimizde derinleşmek için açık bir alan sağlar.

Her iki seçenekte de “yakın ilişki” kurmak mümkün olduğu gibi, ikisinin de yakın ilişkiden kaçmak için seçilmesi mümkün. Çok eşli ve açık ilişki içinde olan kişilerin bunu seçerken aslında hangi noktalarda başka bir eş aradığı önemlidir. Herhangi bir sorun olduğunda, kendini yeterince ifade edemediğinde ya da özgüvenini tazelemek istediğinde ve/veya çok yoğun duygular yaşadığında yeni bir partner arayışına yönelmek aslında “yakınlık”tan kaçma, daha doğrusu kendinden kaçma hikayesinin daha afili bir şekli olabilir.

Hangi tarzı benimsersek benimseyelim ikisinin de gölge tarafları ve avantajlı, öğretici tarafları var. Her şeyde olduğu gibi.

Benim için aslolan tek eşli ya da çok eşli olduğumuza toplumun değil, bireyin karar vermesinin gerektiğidir. Kendini araştıran ve gerçekte ne istediğini yaşayarak seçen, buna bilinçli olarak karar veren olmak.
Bu seçimleri yaparken, bizi buraya getiren soruları dürüstçe sormak ve yanıtlamak.

Yakınlıktan kaçmak için mi açık ilişkidesin?
Güvenlik ihtiyacından mı tek eşlisin?
Aşktan korktuğun için mi açık ilişkidesin?
Kendinden kaçmak için mi tek eşlisin?
Seksüel olarak kendini yeterince ifade edemediğin için mi tek eşli/çok eşlisin?
İçindeki boşluğu dolduramadığın için mi açık ilişkidesin?
İçindeki boşluğa bakmaya cesaret edemediğin için mi tek eşlisin?

Neyi neden seçtiğini biliyor musun?

İlginizi çekebilir: Toplumsal roller cinselliğimizi nasıl etkiliyor: Cinsellikte kadın suçluluğu

Esra Uyman: Lise yıllarında başlayan kişisel gelişim, ruhsal gelişim ve metafizik konularına duyduğu yoğun merak onu yurt içi ve yurt dışında birçok özel eğitim çalışmalarına katılmaya yönlendirdi. İlk eğitmenlik diplomasını ‘World Initiatives School of Esoteric Studies’den alan Uyman’ın katıldığı çalışmaların bazıları; Organizasyon Konstelasyonu, Aile Sergileri, Vernon Frost eğitimleri, Louis Franco’dan aldığı çeşitli eğitimler, Anthony Robbins Unleash the Power Within San Jose semineri, Charlie Morlay Lucid Dreaming eğitimi, Tayland da Tantrik Yoga (RYT-200) eğitmenliği eğitimi, Peru, Amerika, Şili, G.Afrika ve Türkiye’de katıldığı Şamanik çalışmalar ve seremonilerdir. Bunların yanı sıra TGA İleri Seviye Metafizik Semineri, Ziya Azazi’nin Dervish in Progress Çalışması gibi pek çok özel çalışmaya katıldı ve eğitmenlik eğitimini aldı. Masssuma Altın Enerji I-II enerji uyumlamasını alan Esra Uyman, Avi Gören-Bar Jungian Coaching School (ICF) (ACSTH) dan koçluk sertifikasını aldı. Tüm bu çalışmalar ve eğitimlerle kendi uyanış deneyimini birleştiren Esra Uyman, farklı başlıklar altında bireylere ve kurumlara yönelik, birbirinden güçlü çalışmalar tasarlayıp sunuyor. Kişilerin iç dünyalarına yönelik farkındalıklarını artıran, çarpıcı bir vizyon ve perspektif değişimi sunan, yaşamda üstlendikleri sorumluluklarda anlam bulmalarını sağlayan, merak, heyecan ve umut duygularını yükselten, tüm insanlık deneyiminin derinliğini kavramaya yardım eden ve çarpıcı yüzleşmeleri şefkatle yaşamalarını sağlayan eğitimler gerçekleştiriyor. Yaşamın Sorumluluğunu Almak, Kendimiz Olmak, Bizi Engelleyen İnançlar, Metafizik ile Özgürleşme Yolculuğu, Seçimlerimiz ve Biz, Gözlemci Bilinci, Nefes ve Meditasyon Teknikleri başlıkları altında kurumlara webinar ve uygulamalı eğitimler veriyor.

Yeni yıl hediyelerinin vazgeçilmezi Sosyopix ile anılarınızı ölümsüzleştirin

Sevdikleriniz için hediye seçmek bazen uzun uzun düşünmeyi gerektirir. Çünkü aslında aradığımız şey, sadece bir eşya değildir; bir duyguyu, bir anıyı, bir hatırlamayı karşı tarafa hissettirmektir. Tam da bu yüzden fotoğrafla kişiselleştirilmiş hediyeler, her zaman daha çok dokunur. Tek bir kare, bir gülüşün ardındaki hikayeyi yeniden canlandırır; yıllar önce çekilmiş bir fotoğraf bile açıldığında ilk günkü kadar sıcak hisseder. Sosyopix işte tam da bu noktada, o paha biçilmez anılarınızı estetik ve yaratıcı dokunuşlarla unutulmaz kılıyor.



Kişiselleştirilmiş takvimlerle zamanı anlamlandırmak

Yeni yıl, hayatımızda yeni sayfalar açmak demektir. Bu nedenle kişiselleştirilmiş takvimler, sadece günleri takip ettiğiniz bir araç olmaktan öteye geçer; umut ve güzellikle dolu bir yılın sembolü haline gelir. En güzel fotoğraflarınızla hazırlanan masa veya duvar takvimleri, sevdiklerinizin her gününe anlam katar. Her sayfa, sadece bir tarih değil, hatırlanan ve paylaşılan özel bir anı olarak kalır. Takvimi her çevirdiğinizde, geçmişin güzel anılarını hatırlamak ve geleceğe dair küçük bir mutluluk hissi yaşamak mümkündür. Bu küçük ama etkili detay, hediyenizi hem estetik hem de duygusal olarak unutulmaz kılar.



Anıların dokunulabilir hali: Fotoğraf baskıları



Bir zamanlar telefon ekranına sığdırdığınız, galeri arşivlerinizde kalan en mutlu kareleri bu yılbaşı yeniden keşfetmenin tam zamanı. Sosyopix fotoğraf baskıları, en özel anlarınızı sıcaklığını ve kalitesini koruyarak dilediğiniz formda hayat bulduruyor. İster yaz tatilinde o hiç bitmesin dediğiniz gün batımı karesini, ister kış tatilinde çekilmiş kar manzarasını seçin; retro tarzda ya da şık bir çerçeveyle hazırlatabilirsiniz.Çalışma masasında duran küçük bir fotoğraf, sizi kış tatilinin huzuruna veya yılın en güzel anılarına götürebilir. Bu yıl sevdiklerinize sadece bir hediye değil, birlikte paylaşılan özel anıları ve mutluluğu hediye edin.

Anıların estetik hali: Fotoğraf albümleri

Fotoğraf albümleri, her dönem popülerliğini koruyan ve hiçbir zaman değerini kaybetmeyen hediye seçeneklerinden biridir. Çünkü bir albüm, yalnızca fotoğrafları bir araya getirmez; aynı zamanda belirli bir dönemin, bir ilişkinin ya da bir yolculuğun hikayesini saklar. Sayfaları çevirdikçe hatırlanan detaylar, yeniden yaşanan duygular ve geçmişten gelen sıcaklık, bu hediyeyi zamansız bir klasik haline getirir.

Kişiye özel tasarlanan fotoğraf albümleri, hem estetik hem de duygusal yönüyle güçlü bir hediye seçeneği sunar. Kapak dokusundan sayfa düzenine, renk seçiminden yerleştirdiğiniz küçük notlara kadar tamamen size ait bir anlatım oluşturma fırsatı verir. Bu, sadece bir hediye değil; kendi elinizle hazırladığınız bir zaman kapsülüdür.



Anıları duvarlara taşıyan çerçeveler

Mutlu anıları saklamanın tek yolu albümlerde biriken fotoğraflar veya fotoğraf baskıları değildir; bazen evin en görünür köşesine yerleştirilen bir çerçeve de aynı etkiyi yaratır. Ölümsüzleştirilen anları çerçeveleyerek yaşam alanlarınıza sıcaklık ve derinlik katarken sevdiklerinizin her baktığında o ana yeniden dönmesini sağlar. Farklı boyut seçenekleri sayesinde ister küçük bir köşeyi canlandırabilir ister salonunuzun atmosferini değiştirebilirsiniz.  Duvarlara zarar vermeyen yapışkanlı çerçeveler ise kolay kullanımıyla, yalnızca bir dekor değil; her gün gülümseten bir anı sunar. 

Bi’kutu anı: Özel hediye kutularıyla yeni yıl coşkusu

Yeni yıl ruhunu tek bir kutuda toplamak istiyorsanız, özenle hazırlanmış hediye kutuları bunun için ideal bir çözüm sunar. İçerisinde not defterleri, yılbaşı ruhunu yansıtan kupalar, kokulu mumlar ve daha pek çok özel hediye, kutuyu açan kişinin yüzünde sıcak bir tebessüm bırakır. Böylece hediyeniz yalnızca bir kutu değil, birlikte paylaştığınız anıların sıcacık bir yansıması olur.

Siz de bu yıl, sıradanlığın dışına çıkarak sevdiklerinizin yüzünde unutulmaz bir gülümseme oluşturmak istiyorsanız, Sosyopix’in sunduğu bu kişiselleştirilmiş dünya tam size göre. Hatıralarınızı canlandırın ve onlara, her baktıklarında sizi hatırlatacak, zamana anlam katan dokunuşlar hediyeler sunmak isterseniz aradığınız her şey Sosyopix’te!





İlgili Makale