X

Bilişsel önyargı nedir: Gerçek şu ki hatasız düşünmekten çok uzağız

Birçoğumuz beynimizin mükemmel çalışan bir süper bilgisayar olduğunu düşünebilir. İnsan beyni gerçekten de güçlüdür ancak asla bir bilgisayar kadar efektif çalışamaz çünkü düşünce sistemimiz hatalarla doludur. Bilim insanları bu kusurumuzu bilişsel önyargı (cognitive bias) olarak isimlendiriyor.

Sizi, bu yazıyı okuduktan sonra, “doğruluğuna emin olduğunuz” konuları yeniden düşünmeye davet ediyorum. Beynimiz öyle mükemmel hatalar yapıyor ki objektif doğruları sorgulamadığımız sürece hata olduklarını anlamak zor.

“Hata, sevgili Brütüs, yıldızlarımızda değil, hata bizde…”
Shakespeare

Bilişsel önyargı nedir?

Bilişsel önyargı (cognitive bias), düşünce sürecimizdeki sistemsel bir hatadır. Çoğunlukla beynimizdeki heuristic adı verilen kestirme yollardan kaynaklanır. Bu kestirme yollar esasen faydalıdır. İnsan sisteminin daha az enerji ile daha verimli çalışmasını sağlar.

Kestirme yollar (heuristics)

  • Karar almak için gerekli mental eforu azaltır.
  • Kompleks ve zor problemlere pratik çözümler bulmamıza yardımcı olur.
  • Doğru sonuçlara en hızlı şekilde ulaşmamızı sağlar.

Kestirme yolların özellikle günlük yaşamlarımızda büyük bir enerji ve zaman tasarrufu yarattığını söyleyebiliriz. Giyinmekten, yemek yemeye kadar her şeyi uzun uzun düşünerek yaptığımızı hayal edebiliyor musunuz? Hiçbir şeye zamanımız kalmazdı. Hatta kestirme yollar olmasaydı, bir tehlike anında uzun uzun düşünmemiz gerekeceği için muhtemelen hayatlarımız bugünkünden çok daha kısa olurdu.

Daha iyi anlayabilmek için gelin dört temel heuristic çeşidine yakından bakalım…

1. Ulaşılabilirlik

Hafızada en çok yer eden ve bu nedenle akla ilk gelen bilgi ile hızlıca karar verdiğimizde bu kestirme yolu kullanırız. Mesela, haberlerde sıklıkla uçak kazaları gören birinin seyahat edeceği zaman kara yolunu tercih etmesi buna bir örnek olabilir. Halbuki sorguladığımızda istatistiki değerlere göre kara yolu kazalarının havayolu kazalarından daha sık görüldüğü bilgisine ulaşabiliriz. Bununla birlikte, yetişmemiz gereken bir yere zamanında ulaşabilmek için en kestirme yolu bulmamızı sağlayan da bu kısa yoldur.

2. Temsil edebilirlik

Yaşadığımız deneyimlerden yola çıkarak hafızamızda mental prototipler oluştururuz. Şu anda gerçekleşen bir deneyimi bu prototipler ile karşılaştırarak hızlıca karar aldığımızda bu kestirme yolu kullanıyoruz demektir. Mesela, annemize benzeyen bir kadın gördüğümüzde onu tanımasak bile kendimizi ona yakın hissetmemiz buna bir örnek olabilir.

3. Etki

Duygularımızın etkisi altındayken karar aldığımızda bu kestirme yolu kullanıyoruz. Araştırmalar, pozitif bir ruh halindeyken yaşadığımız deneyimin faydalarını daha yüksek ve risklerini daha düşük görme olasılığımızın fazla olduğunu söylüyor.

4. Çapalama

Duyduğumuz veya öğrendiğimiz küçük bir parça bilgiden abartılı derecede yoğun etkilenip konu hakkında daha fazla araştırma yapmadan hızlıca karar aldığımızda bu kestirme yolu kullanıyoruz. Bu durumda diğer faktörleri değerlendirmek zorlaşır ve daha iyi alternatifleri kaçırarak zayıf seçimler yapma olasılığımız artar.

Bu kestirme yolların hayatımızı ne kadar kolaylaştırdığını görmek zor değil. Bununla birlikte, geçmiş deneyimlere bağlı çalıştıkları için oldukça sınırlayıcı olabileceklerini de fark etmemiz önemli. Bir şeyin geçmişte doğru olması onu her zaman doğru yapmaz. Dolayısıyla, tüm hayatımızı kestirme yollara güvenerek yaşadığımızda alternatif çözümleri görmekte ve yeni fikirlere ulaşmakta zorlanabiliriz. İşte bu nedenle, kestirme yolların sebep olduğu bilişsel önyargıları iyi tanımalıyız.

İstisnasız her insan bilişsel önyargıya sahiptir.

Başkalarında görmek daha kolay olsa da aslında hepimiz bilişsel önyargıya sahibiz. Ne kadar okumuş, bilgili veya zeki olursak olalım bilişsel önyargılarımız olduğunu kabul etmeliyiz. Bu kabul, düşünce süreçlerimizi iyileştirmenin ilk adımıdır.
Şunlardan en az biri size tanıdık geliyorsa bilişsel önyargıların etkisi altındasınız demektir:

  • Sadece fikirlerinizi doğrulayan haberlere dikkat etmek.
  • İşler yolunda gitmeyince dış faktörleri suçlamak.
  • Başkalarının başarılarını şans olarak görürken, kendi başarılarınızı hak görmek.
  • Herkesin sizinle aynı fikir ve inançlara sahip olduğunu varsaymak.
  • Bir konu hakkında henüz çok az bilgi sahibiyken, o konuda her şeyi bildiğinizi iddia etmek.

*Her şeye rağmen, bilişsel önyargısı olmadığını iddia eden insanlar da var elbette ve bu da ayrı bir bilişsel önyargı olarak ele alınıyor.

Bilişsel önyargı tipleri

Bilişsel önyargı konsepti ilk kez 1972’de araştırmacılar Amos Tversky ve Daniel Kahneman tarafından tanıtılmış. Sonraki yıllarda birçok farklı bilişsel önyargının varlığı tespit edilmiş.

Bugün isimlendirilmiş onlarca bilişsel önyargı tipi var. Aşağıda en temel bir kaç tipi paylaşıyorum. Diğerlerini de araştırıp okumanızı öneririm. Ne kadar farklı çeşit önyargıdan haberdar olursak kendimizde ve çevremizde fark etmek o kadar kolaylaşıyor.

Doğrulama Önyargısı (Confirmation Bias)

Bu önyargı, mevcut inançlarımızı destekleyen bilgilere sahip çıkıp, inançlarımıza ters düşenleri görmezden gelmemize sebep oluyor. Bilgiyi objektif doğrulara ulaşmak için değil sahip olduğumuz inançları güçlendirmek için kullanıyoruz. Sadece inançlarımızı güçlendiren detayları hatırlıyor, inançlarımıza ters düşen bilgi ve deneyimleri yok sayıyoruz. Örneğin, solakların daha yaratıcı olduğu inancına sahipsek ne zaman solak ve yaratıcı birini görsek bu inancımız güçleniyor. Hatta daha fazla kanıt bulmak için hummalı bir araştırmaya bile girebiliyoruz. Öte yandan, o sırada karşımıza çıkan tüm sağ elini kullanan yaratıcı insanları da görmezden geliyoruz.

İyimserlik Önyargısı (Optimism Bias)

Başımıza talihsiz bir olayın gelme ihtimalinin diğer insanlardan daha az olduğunu varsaymamıza yol açan önyargıdır. Başarılı olma ihtimalimizin diğerlerinden daha yüksek olduğuna inanırız. Bu önyargının diğer adı yaralanmazlık illüzyonudur. Araştırmalar, beynimizin bazen fazlasıyla iyimser olduğunu söylüyor. Boşanan, kaza geçiren veya hasta olan insanların “Bir gün başıma geleceğine inanmazdım.” demesi muhtemelen bu illüzyondan kaynaklanıyor. Çocuklarımızın ortalamadan daha zeki olduğunu düşünmemiz de bu etkiden doğuyor olabilir. Optimizmin elbette faydaları var. İyi şeyler olacağını düşündüğümüzde mutlu olma ihtimalimiz yükseliyor, ya da başarılı olacağımıza inanmak başarı şansımızı artırıyor. Ancak, her şey gibi sorgulanmamış iyimserlik de riskleri görmemizi engelleyerek zayıf kararlar almamıza ve hatta hayatımızı tehlikeye atmaya yol açabiliyor. Emniyet kemeri takmamak, evimizi sigortalamamak, check-up yaptırmamak gibi…

Halo Etkisi

Sadece genel izlenimlerimizden yola çıkarak bir insanın hisleri ve karakteriyle ilgili varsayımlarda bulunmaya halo etkisi deniyor. Fiziksel olarak çekici insanların bu önyargı sebebiyle daha akıllı, eğlenceli ve sevilmeye layık olduğunu düşünüyoruz. Araştırmalar, halo etkisinin eğitim sisteminden iş hayatına kadar birçok noktada etkili olduğunu söylüyor. Bu önyargı sebebiyle iyi görünümlü insanların öğrencilik hayatlarında daha iyi notlar aldığı, iş hayatında daha çok gelir elde ettikleri görülmüş. Bununla birlikte, reklamcılar ve pazarlama uzmanları da uzun yıllardır bu kusurumuzu satışlarını arttırmak için kullanıyorlar. Marka yüzü olarak anlaştıkları ünlüler, ürünler üzerindeki algımızı değiştirebiliyor. Sadece o ünlüyü sevimli bulduğumuz için önerdiği ürünü sorgulamadan güvenilir kabul edebiliyoruz.

Dunning-Kruger Etkisi

Bu önyargının etkisi altındayken, olduğumuzdan daha akıllı ve yetenekli olduğumuzu iddia ediyoruz. Bu etki, öz-farkındalık ve bilişsel yeteneklerin düşük olmasının bir kombinasyonu olarak açığa çıkıyor. Bir aile yemeğinde veya arkadaş buluşmasında örneklerine rastlamış olabilirsiniz. Onlar, büyük iddialar ortaya koyarak sohbeti domine ederler. Konuşmaları, kendilerinin ne kadar bilgili ve haklı olduğu, diğerlerinin ne kadar aptal ve bilgisiz olduğu üzerine yoğunlaşır. Yeteneklerini abartırlar, diğer insanların zekâlarını ve yeteneklerini ise fark edemezler. Kendi hatalarını ve eksiklerini göremezler. Bir parça bilgi sahibi olmak bile konunun tamamına hâkim olduklarını varsaymalarına sebep olabilir. Saatlerce büyük bir özgüvenle o konu hakkında konuşabilirler. İşin ilginç kısmı bunun düşük IQ ile de bir ilgisi yoktur. Çok zeki insanlar ile alanında uzman isimler dahil hepimiz Dunning- Kruger etkisi altında olabiliriz. Bir iki konuda çok bilgili olabiliriz ancak her konuda her şeyi bilmemiz mümkün değildir.

Düşünce süreçlerimizi nasıl iyileştirebiliriz?

Araştırmalar, bilişsel önyargılarımız üzerinde çalışarak düşünce süreçlerimizi iyileştirebileceğimizi söylüyor. Daha iyi seçimler yapmak ve daha etkili kararlar almak için kusurlarımızın farkında olmak çok önemli.

  1. Önyargıların farkında olmak: Bir çalışma, bilişsel önyargılarımızın farkında olarak, bu ön yargıların etkilerini %29 oranında azaltabileceğimizi söylüyor.
  2. Kararlarınızı etkileyen faktörlerin farkında olmak: Kararlarınızı nasıl alıyorsunuz? Sıklıkla aşırı güven veya kendini gösterme/ispatlama gibi bir hal içine girer misiniz? Kararlarınızı nelerin etkilediği üzerine düşünmek daha iyi seçimler yapmanıza yardımcı olacaktır.
  3. Önyargılarınızı sınayın: Karar verme aşamasında bir takım varsayımlar içinde olup olmadığınıza dikkatle bakın. Sonra, sorular sorarak varsayımları ortadan kaldırmayı araştırın. Burada şu an için göremediğiniz bir şey olabilir mi? Kişisel doğrularınıza kuvvetle tutunuyor olabilir misin? İnançlarınıza ters düşen bakış açılarının da farkında mısınız? Değerlendirmeniz objektif mi? Apaçık ortada olmasına rağmen görmezden geldiğiniz noktalar var mı?
  4. Sürekli öğrenmeye ve pratik etmeye devam etmek: Bir konu hakkında her şeyi bildiğinizi varsaydığınız durumlarda sorgulayarak daha derinlere inmenin yollarını araştırın. Gerçekten açık bir zihinle yaklaştığınız her zaman, daha çok öğrendikçe, aslında ne kadar az şey bildiğinizi keşfedersiniz. Öğrenmek sonsuz bir yolculuktur.

Bilişsel önyargılarımızın farkında olarak yaşadığımızda daha iyi seçimler yapabilir ve daha etkili kararlar alabiliriz. Objektif doğrulara ulaşmak istiyorsak “Ben, hatalıydım.” diyebilmemiz gerekir. Bunu söyleyemeyen birinin yaşamı bir keşif olarak yaşaması da mümkün olmayabilir. Varsayımda bulunduğumuz zamanların bilincinde olmak daha temiz düşünmemize yardımcı olur. Sürekli ve ısrarla tekrar edilen bilgiye karşı uyanık olmalıyız. Bu, bir süre sonra artık oradaki gerçeği görmemize engel olur.

Politikacıların ve zorbaların uzun yıllardır kullandığı bir kusurumuz bu. Aynı şeyleri tekrar tekrar ve daha yoğun bir şiddetle tekrar ettikleri şeyler bilişsel önyargılarımıza dönüşür. Beynimiz sıklıkla maruz kaldığı bu bilgileri -sadece sıklıkla duyduğu için- sorgulamadan doğru kabul etme hatasına düşer. Bir çeşit beyin yıkama taktiği… Özellikle otorite gücü yüksek insanları dinlerken bir yandan uyanık kalarak sürekli tekrar ettikleri bilgileri sorgulamalıyız.

Şimdi kendinize sormak ister misiniz? Bu bilişsel yargılardan en çok hangileri hayatınızı yönetiyor? Kritik düşünme yeteneklerinizi geliştirerek daha iyi kararlar alabileceğinizin farkında mısınız? Bugünden itibaren bu konuda hangi adımları atmayı planlıyorsunuz? Eğer, kendinizi görmekte zorlanırsanız yapıcı eleştiri yeteneğine sahip dostlarınıza bilişsel önyargılardan bahsedip bunlara sahip olup olmadığınızla ilgili geri bildirim alabilirsiniz.

Hakkımda daha fazla bilgi için www.digdemgirici.com adresimi ziyaret edebilir, beni @digdemgirici Instagram hesabımdan takip edebilirsin. Yeni yazılarımı e-mail ile almak için Haftalık İlham email grubuma ücretsiz katılabilirsin. Haftalık e-mail listesine kaydolmak için giricidigdem@gmail.com adresine e-mail atman yeterli. Soruların ve paylaşımların için bana her zaman yazabilirsin.

Sevgiler…

İlginizi çekebilir: Duygusal zeka: Sorun duygularda değil, ifadelerin uygunsuzluğunda

Diğdem Girici: İnanıyorum ki doğru bilgiye ulaşabilen ve bu bilgiyi hayatında doğru şekilde kullanmayı öğrenen her insan hayal ettiği yaşamı yaratabilir. İşte bu yüzden yazıyorum, yaşamımı hafifleten bu muhteşem bilgiler daha çok insana ulaşabilsin ve daha çok insan yaşamdan keyif alabilsin diye. Sorularınız veya paylaşımlarınız için bana giricidigdem@gmail.com adresimden veya @digdemgiriciyoga Instagram hesabımdan ulaşabilirsiniz. Sevgiler.

Hayatın küçük tatlı sürprizlerini L’Occitane Almond Shower Oil ile yakalayın

Hayat, beklenmeyen güzelliklerle dolu bir dans gibi; eğer görmeyi, fark etmeyi bilirsek hayatın şaşırtıcı güzellikteki tatlı anlarını sık sık yakalayabiliriz. Bazen uzun zamandır görmediğimiz bir arkadaşımızla yolda karşılaştığımız, bazense tatlı bir yağmurun ardından çıkan gökkuşağını gördüğümüz o ‘an’da gizli olabilir mutluluk. Bu, beklenmedik ama her zaman iyi hissetmemizi sağlayan hoş sürprizler, hayatın şaşırtıcı güzellikteki anlarından yalnızca birkaçı olsa da tüm gün yüzümüzü güldürmeye yetebilir.



Yakalamak için istekli olursak hayatın monoton akışına biraz olsun ara vermemizi sağlayan ve yaşamın ne kadar büyüleyici olduğunu hatırlatan pek çok tatlı sürpriz bulabiliriz. Tıpkı L’Occitane Almond Shower Oil’in su ile buluştuğunda yağ kıvamından köpüğe dönüşen sürprizli formu gibi.

Sürprizlerle dolu keyif veren bir deneyim

Mutluluk veren, keyif dolu ve sürprizli anlar dediğimizde şüphesiz ki kendimize ayırdığımız zamanların önemi ve yeri çok büyük. Çünkü, günlük hayatın koşturması içerisinde kendimizi şımartabildiğimiz, bedenimizin ve zihnimizin ihtiyaçlarını karşılayabildiğimiz bu özel anlar, monotonluğun içinden bize göz kırpan küçük sürprizler gibi. Özellikle de kişisel bakım ritüellerini taçlandıran L’Occitane Almond Shower Oil ile sürprizlerin hiç sonu yok. Bu özel duş bakım yağı, suyla buluştuğu anda değişen formu ile bize sıradan görünen anları bile özel kılan küçük sürprizler sunuyor.

Almond Shower Oil’in içeriğindeki badem yağı, su ile birleştiğinde anında yoğun keyif verici bir köpüğe dönüşüyor, bize de tatlı küçük sürprizlerle dolu dokunuşların cildimizde bıraktığı o yumuşacık etkinin keyfini sürmek kalıyor. Tabii, o tatlı ve küçük sürprizler Badem Duş Yağı’nın yalnızca köpüren özel formülünde saklı değil, kokusu da bambaşka bir heyecan.

Kokuların duyuları harekete geçiren büyülü dünyası

Bazen sizin de bir kokunun esintisiyle geçmişe doğru kısa bir yolculuğa çıktığınızı hissettiğiniz oluyor mu? Kabul edelim, hayatın içindeki tatlı sürprizli anlarda kokuların da etkisi oldukça büyük. Belki çocukluğunuzdan keyifli bir anı hatırlatan nostaljik bir koku, belki gençliğinizde kullandığınız eski bir parfümün rüzgarla karışmış hali, belki de taze biçilmiş çimlerin havada dağılan dansı… Kokular da sürprizli anların başrol oyuncusu olabiliyor.



Tıpkı, Almond Shower Oil’in tatlı bademin mis kokusunu cildimizde bırakması gibi. Üstelik vegan içeriği ile tüm cilt tiplerine de uygun olan bu bakım yağı, duyuları harekete geçiren büyülü bir dünyanın da kapısını aralıyor. Hayatın bitmeyen telaş ve karmaşasında her şeyden biraz da olsa uzaklaşıp, o büyülü dünyaları keşfetmek hepimizin ihtiyacı değil mi? Daha fark edilmeyi bekleyen onca tatlı sürpriz varken…

Şaşırtıcı üçlü etki

Köpüren özel formül, büyülü dünyalara açılan mis badem kokusu, tabii bir de şaşırtıcı üçlü etki. L’Occitane Almond Shower Oil ile hayatın sürprizlerle dolu anlarını yakalamak çok kolay. Özel vegan formülü, cildi hem temizliyor hem nemlendiriyor hem de onarıyor. Bu üç etkiyi bir arada bulabilmek de en tatlı sürprizlerden biri.

Badem Duş Yağı, özel köpük yapısı ile cildi temizliyor, içeriğindeki omega 6 ve 9 bakımından zengin tatlı badem yağı ve üzüm çekirdeği yağı ile ilk kullanımda nemlendirme etkisi sağlıyor ve cildi besleyerek ışıl ışıl bir görünüme kavuşturuyor.

Elbette, hayatta daha yakalanmayı bekleyen pek çok şaşırtıcı tatlı an var. Bazıları, bir anda karşımıza çıksa da bazen de bu anları biz yaratabiliriz. Bakım rutinlerimize L’Occitane Almond Shower Oil’i eklemek, tanımadığımız birine iltifat etmek ya da sevdiğimiz birine uzun zamandır istediği bir şeyi satın almak, hayatımızda o tatlı sürprizleri artırmaya ve yaşamın keyfini doyasıya çıkarmaya yardımcı olabilir.

Hiç vakit kaybetmeden birinden başlamak istiyorsanız hemen tıklayıp sürprizlerle dolu L’Occitane Almond Shower Oil dünyasını keşfedebilirsiniz.



Sıra dışı bir gelecek: Otomobil dünyasında bizi neler bekliyor?

Teknolojinin, yapay zekanın ve çevre bilincinin hızla geliştiği günümüzde otomotiv dünyası da bu gelişmelerden geri kalmıyor ve inovasyonlarla ve merakla dolu bir sektöre dönüşüyor. Son yıllarda elektrikli araçlar, otonom sürüş özellikleri, akıllı yol çözümleri gibi konularla pek çok gelişime imza atan otomobil dünyasında gelecekte bizi daha nelerin beklediği büyük bir merak konusu. Hepsi çok heyecan verici olsa da en çok merak edilen sorulardan ve benim de heyecanla beklediğim gelişmelerden biri; uçan arabaların hayatımıza girip girmeyeceği 🙂 Uçan arabalar yakın zamanda hayatımıza dahil olur mu bunu bilmiyorum ama otomotiv endüstrisinin geleceği hakkında kendi perspektifimden ele alacağım pek çok konu var. Gelin, benim de bir parçası olduğum bu sıra dışı gelecekte bizi neler bekliyor olabilir birlikte bakalım.



Elektrikli otomobillerin hızlı yükselişi

Geçtiğimiz yıllarda pek çok otomobil markası, yakın gelecekte elektrikli araç üretimine ağırlık vereceğini açıklamıştı, hatta dünya çapında tamamen elektrikli araç üretimine geçmeyi planladığını belirten markalar da var. Elektrikli araçların hayatımıza dahil olması çok yeni bir gelişme olmasa da yaygınlaşması ve popülerliğinin artması son zamanlarda daha bir artış gösterdi. Gelecekte de elektrikli araçların üretiminin ve kullanıcısının artması sektörünün en beklenen gelişmeleri arasında.

Bildiğiniz gibi ben de elektrikli otomobil tutkunlarından biriyim ve sık sık sizlerle Instagram hesabımdan %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E ile olan maceralarımı paylaşıyorum 🙂 Konumuza dönecek olursak; fosil yakıt tüketimini azaltmak ve karbon emisyonlarını düşürmek için ülkelerin elektrikli araç kullanımına yönelik teşviklerini artırması da beklenenler arasında. Ayrıca, batarya teknolojisinde yeni ilerlemeler, elektrikli araçların menzillerinin artırılması, şarj altyapılarının geliştirilmesi de yine yakın gelecekte bizimle olacağa benziyor.

Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümler

Elektrikli araçların yükselişi, otomobil dünyasının geleceğinde beklenen tek çevreci haber değil. Doğa dostu yaklaşımlar ve sürdürülebilir çözümlerle dolu yenilikler de ufukta. Pek çok sektörün son yıllarda önemli bir gündem maddesi haline gelmiş olan çevre bilinci, otomotiv dünyası için de önemli bir konu. Geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen iç dizayn ekipmanları, doğa dostu kumaşların kullanımı, üretim aşamasında yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı, daha az karbon salımı yapan motor teknolojileri ve daha nice gelişme, otomotiv dünyasının beklenenleri arasında.

Sektörde yeşil devrim adını verebileceğimiz daha pek çok gelişmenin damga vurması da olası. Araçların iç tasarımdan üretim süreçlerine kadar geniş bir yelpazede sürdürülebilir çözümler, otomobillerin gelecekteki dünyasını ve tabii ki dünyamızı taçlandıracak gibi. Bir çevreci olarak hızla yaygınlaşmasını görmek istediğim gelişmelerden birisi kesinlikle sürdürülebilir çözümler.

Otonom sürüş özelliklerinde ilerlemeler

Ve tabii ki otonom sürüş özelliklerinden bahsetmemek olmaz. Beni belki de en çok heyecanlandıran konulardan bir diğeri. Hani şu sürücüsüz giden otomobiller var ya, işte tam da onlardan bahsediyorum. Yakın bir gelecekte belki de araçların şoför koltukları hep boş kalacak. Olamaz mı? Bu, çok gerçekçi bir senaryo olmasa da şu an için benzer senaryolarla sık sık karşılaşacağız gibi. Çünkü pek çok dünya devi otomobil ve teknoloji firması, otonom araçlar alanında büyük yatırımlar yapıyor. Ancak, tam otonomiye ulaşmak için biraz daha geleceği beklemek gerekecek. Çünkü birtakım zorlukları aşabilmek için yeni teknolojilerin geliştirilmesi bekleniyor.

Özellikle büyük şehirlerdeki yoğun ve karışık trafik senaryoları, yasal düzenlemeler, kişisel hakların korunması, uygun yol ve altyapı çalışmalarının tamamlanması gibi pek çok faktör var. Yine de bu konudaki çalışmaların hız kazanması ve otonom sürüşün farklı seviyelerinin piyasaya sürülmüş olması, otonom sürüş teknolojilerinin potansiyelini gösteriyor. Gelecekte tam otonom seviyeye de erişilmesi mümkün.



Otonom özelliklerin yanı sıra farklı sürüş modları da ufukta. Hatta, ben şimdiden %100 Elektrikli Ford Mustang Mach-E  ile bu modları deneme fırsatına sahibim 🙂 Mustang Mach-E, sürüş deneyimini kişisel isteklere göre uyarlıyor; Aktive, Whisper ve Untamed modları sayesinde motor seslerini, ortam aydınlatmasını ve hatta aracın tepki verme hızını kişiselleştirmek mümkün. 

Akıllı şehirlerin kurulması

Otonom sürüş özellikleri, farklı sürüş modları, otomobil ve yapay zeka teknolojisindeki gelişmeler, yalnızca bireysel kullanımla sınırlı kalmayacak muhtemelen. Ve önemli bir toplumsal gündem haline de gelecek. Bu da akıllı şehirler gibi bir konseptin hayatımıza girmesi anlamını taşıyabilir. Şehirlerin, otomobillerin geleceği ile ne ilgisi var ki diye düşünmeye başlamadan hemen araya gireyim. Eğer başta otonom sürüş özellikleri olmak üzere otomobiller kendi başlarına -bir sürücünün aracı sürmesine ihtiyaç kalmaksızın- yolda gidebilecekse, bu şehirlerin de birtakım düzenlemelerden geçmesi anlamını taşıyor. Yollardaki alt yapı çalışmalarının bu doğrultuda düzenlenmesi, akıllı şarj istasyonlarının kurulması ve otonom araçların kendi kendini şarja takabilmesi için uygun çevresel yapılanmaların tamamlanması gibi pek çok gelişmeyi de beraberinde getirebilir. Belki de gelecekte şehirlere akıllı taksi durakları kurulacak ve birtakım mobil uygulamalar üzerinden bağlantıya geçilebilecek.

Sosyal dünya ile bağlantı sağlayan araç özelliklerinin geliştirilmesi

Bir düşünelim; otomobiliniz size en yakın kafeyi önerse ya da zevkinize uygun bir restoranda sizin için rezervasyon yaptırsa, nasıl olur? Ya da arkadaşlarınızla buluşma ayarlasa, arabaya bindiğinizde en sevdiğiniz dizinin kaldığınız bölümünü başlatsa? Siz keyifle buluşmalarınıza hazırlanırken veya dizinizi izleyip, müziğinizi dinlerken sizi istediğiniz yere götürse? Yani adeta bir eğlence merkezine dönüşse? Tüm bunlar, yakın gelecekte hayallerimizi süslemenin ötesine geçebilir. Bağlantılı araçlar, yani kendi internet erişimi olan ve verileri başka cihazlarla da paylaşabilen araçlar, otomobil dünyasının belki de gelecekte en çok parlayan yıldızı olabilir. Yalnızca yolculuk vadetmenin ötesinde bağlantılı araçlar, adeta kişisel mobil cihazlarımıza dönüşebilir.

Çoğu macerama tanıklık ettiğiniz Ford Mustang Mach-E de adeta benim eğlence merkezim. Araç içi iletişim ve eğlence sistemi olan Ford SYNC 4A ile konuşma, ses tanıma, kablosuz akıllı telefon entegrasyonu, sezgisel 15,5″ dokunmatik ekran ve çok daha fazlasını deneyimleyebiliyorum. Halihazırda gelişmiş teknolojinin keyfini sürebiliyor olsam da gelecekte bağlantılı araçlar bizi daha pek çok özelliği ile şaşırtacak diyebilirim.

Kısacası, otomobil dünyasının sıra dışı geleceğinde bizi bekleyen yepyeni heyecanlar var. Uçan arabalar yalnızca filmlerin unutulmaz bir parçası olarak mı hafızalarımızda kalır yoksa gerçekten de hayatımıza dahil olur mu bilinmez ama kesin olan bir şey varsa o da otomobil dünyasının hiç olmadığı kadar yenilik dolu olduğu. Kim bilir belki bir gün gökyüzünde bulutların arasında sıkışıp kaldığım bir trafikteyken size yazarım 🙂 Daha fazlası için yazılarımı ve Instagram hesabımı takip etmeyi unutmayın.

İlginizi çekebilir: Virtual Influencer’lar: Kim bu sıra dışı influencer’lar? Takip etmeniz gerekenler?



Güne lezzetli bir başlangıç için kahvaltılık tarifler

Ne demiş şair; kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı. Sizce de öyle değil mi? Günün ilk öğününün, bize gün boyu yetecek kadar neşe ve enerji kaynağı olması gerekmiyor mu? İster sabahın çok erken saatlerinde ister öğlene yakın olsun, fark etmez; günün ilk öğünü her zaman çok önemli. Çünkü günün geri kalanını etkileyen, o günün ne kadar kaliteli bir gün olduğunu belirleyen en önemli faktörlerden biri; güne neler yiyerek başladığımız…



Ancak hepimiz biliyoruz ki, klasik kahvaltı tarifleri zamanla sıkıcı hale gelebiliyor. Yumurta, peynir, zeytin güzel bir başlangıç olsa da her gün aynı şeyleri yemek hayatlarımızda monotonluk yaratabiliyor. Dolayısıyla biraz daha yaratıcı alternatiflere ihtiyacımız var. Ama bir yandan da yoğun tempomuza ayak uydurabilmek için pratik ve besleyici olmalı. Tabii lezzetten de ödün vermek olmaz. İşte tam da bu noktada lezzeti ile, pratikliği ile, besleyiciliği ile kahvaltıların yıldızı müsli karşımıza çıkıyor. İşte müsli kullanarak hazırlayabileceğiniz lezzetli ve sağlıklı kahvaltılık tarifler:

Müslili Ekmek

Eğer kahvaltıda değişiklik yapmak ve lezzet ile besleyici değeri bir arada sunan bir alternatif arıyorsanız, müslili ekmek tam size göre. Klasik ekmek tariflerine göre çok daha zengin ve doyurucu bir seçenek sunan bu kahvaltılık tarifi, aynı zamanda çok daha lezzetli, çok daha eğlenceli. Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli’nin içeriğindeki kızılcık, kuru üzüm, elma ve marakuyalı özel karışım sayesinde enerjik bir sabaha doyurucu dilimlerle merhaba diyebilirsiniz.

Malzemeler:

Hamuru için:

  • 1 su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 2-3 tatlı kaşığı Dr. Oetker Aktif Maya
  • 0,5 çay bardağı süt
  • 4-4,5 su bardağı un
  • 0,5 çay bardağı toz şeker
  • 1 su bardağı ılık süt
  • 1 yumurta
  • 100 gram yumuşak margarin

Üzeri için:

  • 2-3 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 yemek kaşığı su

Hazırlanışı:

  • Mayayı bir kaseye alın ve üzerine yarım çay bardağı ılık sütü ilave edin. Kaşık ile birkaç kez karıştırıp 10-15 dakika bekletin.
  • Unu derin bir kaba eleyin ve üzerine beklettiğiniz mayayı ilave edin. Toz şeker, süt, yumurta ve margarini ilave edip iyice yoğurun. Üzerini kapatıp ılık ortamda 40-45 dakika bekletin.
  • Süre sonunda mayalanan hamura 1 su bardağı meyveli müsliyi ekleyin ve yoğurun. Hamuru yuvarlayıp pişirme kağıdı serilmiş fırın tepsisine alın. Üzerine su sürüp meyveli müsli serpin ve 20 dakika bekletin.
  • Fırını belirtilen dereceye ayarlayıp ısınması için önceden açın. (Alt-üst pişirme: 170 °C, Turbo pişirme: 160 °C)
  • Hamurun üzerini keskin bıçak ile 3-4 yerinden 1 cm derinliğinde kesin ve 25-30 dakika pişirin.
  • Fırından çıkarıp soğutun. Dilimleyerek servis yapın.

Çikolatalı Çıtır Smoothie Bowl

Kahvaltıda kendinizi şımartmak ve güne ‘bomba’ gibi başlamak istiyorsanız, tatlı bir kahvaltılık tarifi tam size göre olabilir. Çıtır tahıl ve çikolata parçacıkları içeren Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli ile çok pratik ve çok lezzetli bir kahvaltılık bowl hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • 2 yemek kaşığı Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli
  • 1 adet olgun muz
  • ½ avokado
  • 1 yemek kaşığı kakao tozu
  • 1 su bardağı badem sütü

Hazırlanışı:

  • Olgun muzu, avokadoyu, kakao tozunu ve badem sütünü blender’a alın. Pürüzsüz bir kıvam alana kadar yüksek hızda karıştırın.
  • Elde ettiğiniz smoothie karışımını bir kaseye aktarın ve kahvaltılık bowl için tabanı hazırlayın.
  • Smoothie tabanın üzerine çıtır çıtır Dr. Oetker Vitalis Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli’yi ekleyin. Ve harika kahvaltı kaseniz hazır.

Portakallı Muzlu Müslili İçecek

Kahvaltılarınızı bir sonraki seviyeye taşımaya hazırsanız, Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli ile tanışın. Bu benzersiz müsli, sadece lezzetiyle değil, aynı zamanda sağlık açısından sunduğu faydalarla da kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olmaya aday. Hem lif hem de Vitamin B1, demir ve magnezyum gibi önemli besin öğeleri açısından zengin olan bu müsli ile harika bir kahvaltılık içecek hazırlayabilir, güne başlarken ihtiyacınız olan enerjiyi ve besinleri alabilirsiniz:



Malzemeler:

  • 50 g Dr. Oetker Vitalis Bal Bademli Çıtır Müsli
  • 1 poşet Dr. Oetker Şekerli Vanilin
  • 2 adet muz
  • 2-3 dilim ayıklanmış ve zarları çıkarılmış portakal dilimleri
  • 2 su bardağı buzdolabında soğutulmuş süt
  • 2 yemek kaşığı bal

Hazırlanışı:

  • Muzları soyup iri parçalara kesin ve mutfak robotuna alın.
  • Üzerine portakal dilimleri, süt, bal ve şekerli vanilini ilave edip meyveler ezilinceye kadar karıştırın.
  • Hazırladığınız içeceği bardaklara alın. Üzerlerine çıtır müsliyi ekleyip kaşık ile karıştırın.
  • Buzdolabında 30 dakika bekletip servis yapın.

Meyveli Mini Kahvaltılık Muffin

Güne başlarken modunuzu yükseltecek, enerjinizi yerine getirecek ve ihtiyacınız olan besin öğelerini almanızı sağlayacak ve tüm bunları yaparken de eğlenceli bir hale çevirecek muffinlere kim hayır diyebilir ki… Siz de demezseniz, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ile harika bir kahvaltılık hazırlayabilirsiniz.

Malzemeler:

  • ½ su bardağı Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli
  • 1 paket Dr. Oetker Hamur Kabartma Tozu
  • 1 su bardağı tam buğday unu
  • 2 yemek kaşığı bal
  • ½ su bardağı süt
  • 1 yemek kaşığı tereyağı
  • 1 adet yumurta
  • 1 adet mini muffin tepsisi

Hazırlanışı:

  • Fırını 180 derecede önceden ısıtın ve mini muffin tepsisini yağlayın.
  • Bir kasede tam buğday unu, Dr. Oetker Vitalis Multi Meyveli Çıtır Müsli ve kabartma tozunu karıştırın.
  • Başka bir kapta süt, eritilmiş tereyağı ve yumurtayı çırpın. Islak malzemeleri kuru malzemelerin üzerine dökün ve karıştırın.
  • Hazırladığınız kek harcını mini muffin kalıplarına eşit miktarda bölün. Her bir kalıbı üçte iki oranında doldurmanız yeterli olacaktır, böylece kabardığı zaman da yeteri kadar alan kalacaktır.
  • Yaklaşık 20 dakika kadar pişirdikten sonra fırından çıkarın, birkaç dakika beklettikten sonra servis edebilirsiniz.

Bonus: Çabasız ve lezzetli kahvaltılar

Eğer daha hızlı bir şekilde lezzetli, pratik ve doyurucu kahvaltılık tarifler hazırlamak istiyorsanız, fazla çaba harcamadan da eğlenceli kahvaltılar yapabilirsiniz. Müslinizi ister sütle ister yoğurtla karıştırın; üzerine meyve, bal, biraz da kuruyemiş ekleyin ve voila! Enfes kahvaltınız hazır… Ama bir dakika; zaten eklenmişi var 🙂 Dr. Oetker Vitalis’in lezzetli, doyurucu ve sağlıklı dünyası ile klasik kahvaltılar yerine daha enerjik tariflerle güne başlayabilirsiniz.

Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi, ‘sıkıcı’ kalıplardan çıkarmak ve her güne büyük bir neşe ile başlamak istiyorsanız Dr. Oetker Vitalis, kahvaltılarınızın vazgeçilmezi olacak. Üstelik sadece kahvaltılarınızın da değil; ara öğünlerinizde de lezzetli atıştırmalıklar olarak tüketebilirsiniz. Bu çıtır lezzetler, gününüzün her saatine enerji ve neşe katacak!

Siz de Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’Dr. Oetker Vitalis’in Multi Meyveli Çıtır Müsli, Bal Bademli Çıtır Müsli ve Sütlü-Bitter Çikolatalı Çıtır Müsli çeşitlerinden dilediğinizi seçebilir, güne en sevdiğiniz lezzetle harika bir başlangıç yapabilirsiniz.

*Bu yazı Dr. Oetker katkılarıyla hazırlanmıştır.



İlgili Makale