X

“Tek başına da olur” fenomeni: Gökhan Konaş tek başına seyahat etmeyi anlattı

Seyahat etmek ve yeni yerler keşfetmek hepimizin ortak tutkusu. Daha önce birçok kez yazılarımda korkmadan “tek başımıza” seyahat etmenin öneminden bahsettim. Sadece cesaret geliştirmek amaçlı, o bizim çok sevdiğimiz ve hiçbir şekilde bozmak istemediğimiz “konfor alanımızı” zorlamak için aslında “tek başımıza” kendimizi yollara vurmalıyız. Birçok kez yazdığım üzere ben bu muhteşem “tek başınalık” ile aslında çok isteyerek olmasa da yaşadığım boşanma ertesinde “tek başıma” geçirdiğim uzun uzun düşünme fırsatı bulduğum dönemde tanıştım.

Ve çıktığım tüm tek başıma seyahatlerim bana muhteşem tesadüfler, farkındalıklar ve daha sonrası için unutamayacağım yaşanmışlıklar kazandırdı. Bu akış aslında benim de özellikle aklımda yokken tamamıyla “tesadüf oluşumlar” şeklinde bir iş seyahatimin ertesinde tamamen ucuz bir bilet bulduğum için tek başıma gittiğim Tenerife’de bulunduğum sırada, kendime 30. yaş hediyesi olarak yine tek başıma çıkacağım Arjantin, Şili, Uruguay seyahatimin biletini almamla devam etti…

Sonrasında ise yine tek başıma Türkiye, birçok Avrupa ülkesi, Eylül ayında tek başıma gerçekleştirmiş olduğum Bali seyahatim de (yine birçok tesadüfün birikimi ile önce Avustralya niyetiyle başladığım ve biletimi bile hazırlamış olduğum fakat sonunda kendimi Endonezya’da bulduğum) olmak üzere fırsat buldukça seyahat etmeye devam ettim. Hatta şu anda bu yazıyı yine tek başıma bir yarı maraton koşmak amacıyla gelmiş olduğum Üsküp’ten yazmaktayım…

Halen dünya üzerinde görmeyi istediğim birçok farklı nokta bulunuyor ve yaşadıklarım bana gösterdi ki, her yerin bir insan için “zamanı” oluyor. Bizler sadece “zamanı geldiğinde” o noktada bulunuyor ve işte almamız gereken ne varsa bir şekilde gerçekleştirmiş oluyoruz. Fakat üzülerek görüyorum ki birçoğumuz için “tek başına” seyahat etmek adeta yıkılamayacak bir tabu. Eğer içinizde herhangi bir korku, soru işareti veya endişeniz varsa gelin sizlerle birlikte sorularımızın cevaplarını, “tek başına seyahat etmenin inceliklerini” hepimize muhteşem bir ilham kaynağı olan tekbasinadaolur.com‘un kurucusu sevgili Gökhan Konaş’ın samimi yorumlarında bulalım:

Bize kendinizden kısaca bahseder misiniz? tekbasinadaolur.com’un hikayesini anlatabilir misiniz?

Yaklaşık 5 yıl önce Kaz Dağları’nda yaptığım ilk kampın ardından, doğa hayatına olan tutkumu keşfettim. 5 yıl boyunca yaz kampları ile zaman geçirdikten sonra, 2016 Mayıs ayında bunu artık sistemli ve ciddi şekilde yapmaya karar verdim. O zamana kadar doğaya çıkmak için hep başkalarını veya bir şeyleri bekliyordum. Bir gece evde otururken adım atmak için beklemenin sonu gelmeyeceğine karar verdim ve Tek Başına da Olur diyerek yola çıktım. O zamandan beri, yaz, kış, dağ, tepe demeden geziyorum.  

tekbasinadaolur.com’u kurduktan sonra hayatınızda neler değişti, nasıl tepkiler aldınız, kuruluşta düşünmediğiniz fakat bu süreç ve yaşanmışlıklarınız sonrasında bugün sizi en çok etkileyen öğreniminiz nedir?

Öncelikle ben değiştim. Kendimi, yeteneklerimi, korkularımı ve mutluluklarımı kısaca tüm duygularımı yeniden keşfettim. Bu keşif bitmiş değil ve bitmeyecek. Şehirde otomatikleşmiş hayatlar içinde ne kadar çok şeyi kaçırdığımızın farkına varmadan yıllarımızı geçiriyoruz. Beğendiğimiz, peşinden koştuğumuz şeylerin gerçekte ne amacı olduğunu ve ne ifade ettiğini bilmiyoruz. Toprağa dokunmanın, ufku seyretmenin, gökyüzünde binlerce yıldızı izleyerek uyumanın ve sessizliği sadece kuş seslerinin bozduğu bir sabaha uyanmanın tadı hiçbir şey ile ölçülemez bence.

Sosyal medya hesapları çok ilgi çekti ve hızla büyüdü. Gezmek, doğada olmak, yola çıkmak isteyenlerden birçok mesaj geliyor. Birilerine vesile olmak, cesaretlendirmek beni çok mutlu ediyor. Hem takipçiler benden bir şeyler öğreniyor, hem de ben onlardan. Ben yeni öğreniyorum, benden çok daha tecrübeli takipçilerim var.

Hayatın şehirde olmadığını, toprağa dokunmadan mutlu olunmadığını, doğayı ve içindeki her şeyi korumanın bir insanlık görevi olduğunu öğrendim.

Özellikle kadınlarda tek başına seyahat etmeye karşı bir ön yargı var; bu konuyu nasıl yorumluyorsunuz?

Kadınlardan bu konu ile ilgili çok soru geliyor. ‘Tek başıma kamp yapmak istiyorum, neresi güvenli, nereye gidebilirim?’ diye soran çok oluyor. Önerebileceğim yerler oluyor zaman zaman, ama en önemlisi buna cesaret etmek. Proje başladığından beri tek gezen birçok kadınla tanıştım. Çok da güzel beceriyorlar. Sitede bazı söyleşiler yayınladım.

Önemli olan cesaret etmek, bilgili olmak ve adım atmak. Bence doğru rota seçimi, doğru bilgi ile neden olmasın…

Siz seyahatlerinizi tek başınıza mı yapıyorsunuz?

Her zaman tek başına gezmiyorum tabii ki. Benim de arkadaşlarım, dostlarım var. Yine de çoğunlukla tek başına oluyorum, yalnız gezmeyi ayrıca seviyorum. Bu şekilde dışa daha dönük oluyorsunuz ve daha çok şey yaşıyorsunuz. Kendinizi dinleyebiliyor ve daha kaliteli zaman ayırabiliyorsunuz.

Bugün yeni başlayacak olanlara 3 önemli tavsiye vermek isteseydiniz bunlar neler olurdu?

Tek başına çıkılacak ilk gezi belki sıkıcı olabilir ama sonra bağımlılık yapacağı konusunda garanti verebilirim. Tabii tek olmanın riskleri de var bu nedenle vereceğim 3 öneri şöyle olurdu;

  • Yapacağı doğa aktivitesi konusunda mutlaka bilgili olmalı, örneğin kar kampı yapacaksa hipotermi nedir bilmeli, araştırmalı. Aynı zamanda gideceği yerleri ve rotasını çok iyi araştırmalı. “Orada bir köy varmış, çok güzelmiş diye yola çıkmamalı,
  • Gideceği yerler ve rota konusunda en az 3 kişiyi ve gerekirse / mümkünse bulunduğu bölgedeki yerel otoritelere bilgi vermeli,
  • Maceraya hazır olmalı…
tekbasinadaolur.com kişisel olarak size günlük yaşamınızda neler kattı, sizce tek başımıza seyahat etmek birey olarak gelişimimize nasıl etki ediyor?

Öncelikle şehir hayatı içinde ne kadar kendinize güvenirseniz güvenin, dağın başında zifiri karanlıkta, çakal seslerini duyunca o güveni tekrar sorguluyorsunuz. Kendimi ve yeteneklerimi geliştirmeme büyük faydası oldu. Kendimi yeniden keşfettim, sevdiğim ve sevmediğim şeyleri yeniden gözden geçirmeme ve geleceğimi yeniden planlamama vesile oldu. Ayrıca doğa gezileri ve kamp hayatı içinde fiziksel olarak daha güçlendim ve daha sağlıklı hissediyorum.

2017 bitmeden “tek başınıza” hangi rotaları tamamlamayı planlıyorsunuz?

Bu sene yine bir Kaz Dağları ve çevresine gideceğim, ama asıl hedef yaz bitmeden bir Karadeniz turu. Sonbahar sezonunda ise Ege tarafında olmak gibi bir niyetim var. Bakalım zaman neler gösterecek.

Sizler de tek başınıza seyahat etmek konusunda sağlam bir örnek ve muhteşem bir “ilham” arıyorsanız Gökhan Konaş ile gokhan@tekbasinadaolur.com’dan iletişime geçebilir, seyahatler hakkında web sitesini ve detaylar içinde YouTube, Instagram ve Facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Pınar Özeken (Ulus): 2007 yılında Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik bölümü ile Kimya bölümlerini bitirdi. Aynı üniversitede Biyomedikal Mühendisliği ve İspanya Pompeu Fabra üniversitesinde master derecelerini aldı. Özellikle 2011’den bu yana moda ile ilgili çalışmalara ağırlık verdi ve hala moda üzerine yazı dizileri, farklı moda kaynaklarında yayınlanmaktadır. Yoga eğitmeni olma yolunda ilerleyen Pınar, bir Arjantin Tango aşığı. Gerçek tutkularından bir diğeri ise seyahat etmek."Dünya üzerinde ayak basılmadık toprak kalmasın" mottosu ile dünyayı dolaşmaya devam ediyor.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 



Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale