X

Tarsus’ta bir yaz günü

Bir yer için bir seyahat fikri doğduğunda ya da yolculuk yaklaştığında, çok detaylı araştırmalar yaparım. Sayfalarca görülecek yerler listesi çıkar. Ama oraya vardığımda kalbimin attığı yerlerde dururum hep. O yüzden bu yazı Tarsus’ta gezilecek yerlerin uzun ve klasik bir listesi olmayacak. Ama belki sizin de kalbinizde bir iz bırakacak o durakların hikayesi olacak.

Tarsus’a vardığınızda, yüzlerce yıllık tarihi, dini önemi, ev sahipliği yaptığı medeniyetlerin izleri sizi sarıyor. Gözünüzün gördüğü her şey geçmişle fısıldaşıyor sanki. Tüm Tarsus’u görmek ve hikayesini anlamak için zamana ihtiyacınız olacak. Ama bu yazıda çok sıcak bir Akdeniz gününde, sıcağın ve şehrin tam içinde çağlayan Tarsus Şelalesi’ne serinlemeye gidiyoruz önce.

Mersin’in en güzel mesire alanlarından biri. Etrafındaki çay bahçelerinde serin limonataların içildiği, bol gölgeli… Ama asıl büyüsü, suyuna girince başlıyor. Soğuk, turkuaz, berrak ve coşkulu damlalar üzerinizden akıp giderken, Akdeniz güneşinin yakıcılığı bir anlığına unutuluyor. Suyun içinde geçirdiğiniz o anlar, hafızanıza kazınacak bir yaz hissi…

Şimdi “Tarsus’ta ne yenir?” sorusunun cevabını bulmaya gidiyoruz. Humus, kuş gözü lahmacun ve künefe. Her şey olması gerektiği kadar: Sade, gerçek, lezzetli. Restoranlar gösterişsiz ama işlerinde çok başarılı. Saatlerce suda kalmanın ardından kaç tane lahmacun yediğimizi sayamadık bile 🙂

Yemek molasından sonra, Tarsus’un en estetik yerine geçiyoruz. Tarihi Tarsus Evleri. Bambaşka bir zamana ve başka bir şehre düşmüş gibi hissediyorsunuz kendinizi. Bir yandan, her yerde karşınıza çıkmayacak cinsten bir estetik gözünüzü okşarken, diğer yandan yıllar içinde kendi haline bırakılan geçmişin görkemli konaklarının olası hikayelerine dalıp gidiyorsunuz. Bazıları bakımsız ve yorgunken bazıları hala dimdik.

Fotoğraf makinemde onlarca belki yüzlerce kare. Konakların çatılarından yere kadar süzülen, taş duvarlara sarılmış sarmaşıklar, pencerelerini saran pembe çiçekler, yaşanmışlıklarıyla birbirine komşu 2 yalnız konağın avlularında yükselen ağaçlar… O anın kimyası, kelimelere sığmayacak türden.

Mersin’den ayrılmadan

Kavuran Akdeniz sıcağı, suyun verdiği yorgunluk, tarihi evler arasında geçen etkileyici ama yorucu bir günün sonunda hala gücünüz varsa, sizi harika bir yere götüreyim: Akyar Cemal’in Yeri.

Öyle bir restoran düşünün ki… Önünüzde Mersin’in turkuaz suları, yanınızda tuzlu deniz kokusu. Sudan çıkıyorsunuz ve hemen birkaç adım ötede, kahverengi mütevazı masalarda hazırlanmış bir balık sofrası sizi bekliyor. Sanki kendi yazlığınızdaymışsınız gibi samimi. Her çeşit balık var ve çok güzel pişiriyorlar. Mezeler harika, çalışanlar güler yüzlü. Ve fiyatlar -özellikle bir İstanbullu için- oldukça makul.

Ama burada en çok neyi unutmadık biliyor musunuz? Sarımsaklı, domatesli, bol zeytinyağlı roka salatası. 33 yıllık hayatımda daha iyisini hiç yemedim. Deneyin ve beni hatırlayın 🙂

Günün sonunda, belki de yolumuz düşmese hiç gelmeyeceğimiz Tarsus’tan; kalbimizde, aklımızda ve damağımızda bıraktığı eşsiz tatlarla, hiç aklımızda olmayan bir yer ile kurduğumuz derin bağlarla dönüyoruz.

Yine görüşeceğiz Tarsus!

İlginizi çekebilir: Karadağ’ın kış hali: 3 günlük rota

Aslı Demir Çetin: Merhaba, ben Aslı Demir Çetin. 1992 yılının en güneşli günlerinden birinde, İstanbul’da doğdum. Lisans ve yüksek lisans eğitimimi, çok sevdiğim İstanbul Üniversitesi’nde tamamladım. 18 yaşımdan beri sürdürdüğüm özel sektör yolculuğumu, 15 yılın sonunda noktalayarak kendi yolumu çizme kararı aldım. Ne zaman başladığını bile hatırlayamadığım, yeni yerler görme tutkusunun peşinden gitmek için attığım adımlardan biriyle şimdi buradayım. Hayatta sahip olduğum en güzel unvanlardan biri olan annelikle; pilates tutkum, fotoğraf makinem ve yeni yeni barıştığım mutfağımla hayatıma devam ediyorum. Yazılarımda yalnızca gördüklerimi değil, hissettiklerimi de paylaşmak; bir yolculuğun sadece kilometrelerle ölçülmediğini, bazen yanı başımızdaki bir durakta da başlayabileceğini anlatmak en temel gayem olacak.

Kıyafetlerinize özen gösteren teknoloji: Siemens iQ500 ile tanışın

Evde zamanımızın büyük bir kısmı, farkında olmasak da rutin işlere gidiyor. Pek çoğumuz için bu rutinde en çok vakit alan işlerden biri de şüphesiz ki çamaşır yıkamak ve kurutmak. Çamaşırlar için uygun programı seçmek, deterjanı ayarlamak, ıslak çamaşırların kurumasını beklemek ve ütü… Tüm bunlar bazen günün temposu içinde küçük ama rutinde bir yük haline dönüşebiliyor. Hayatı kolaylaştıracak birçok yenilik ise Siemens’ten geliyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makineleri ile rutininiz artık hiç olmadığı kadar kolay ve pratik. Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makinesinde çamaşırlarınızı sizden önce düşünen, her adımı sizin yerinize planlayan bir teknoloji var. Size ise bu teknolojinin keyfini çıkarmak kalıyor. 



intelligentDry: “Ben ne yapacağımı bilirim” diyen çamaşır ve kurutma ikilisi 

Pamuk tişörtler, hassas bluzlar, okuldan gelen kalın eşofmanlar… Normalde hepsi için ayrı ayrı düşünüp doğru programı aramanız gerekir. Ama artık değil. Gün içinde onlarca şeyle uğraşırken bir de çamaşırın “fazla mı kurudu, az mı kurudu, ya buruşursa?” stresi yaşamıyorsunuz. Çünkü makineler zaten kendi arasında konuşup sizin yerinize karar veriyor.  

Çamaşır ve kurutma makineniz sadece yan yana duran iki cihaz değil; birbirini anlayan, sizin yerinize düşünen bir ikili. Siemens iQ500’ün intelligentDry teknolojisi sayesinde “Acaba doğru programı seçtim mi?” stresi tamamen bitiyor. Yıkama bittiği anda çamaşır makineniz tüm detayları (kumaş türü, yük miktarı, ıslaklık seviyesi, hatta ısı toleransını) tek tek kurutma makinesine iletiyor. Kurutma makinesi de tüm bu bilgileri alıp kıyafetlerin için en doğru programı otomatik olarak seçiyor ve başlatıyor. 

Evinizde görünmez bir iş ortağı varmış gibi… Sessiz, hızlı ve tamamen sizin konforunuz için çalışan. Tek yapmanız gereken çamaşırları makineye atmak; gerisini teknolojinin kendisine bırakmak ve keyfini çıkarmak. 

Mini Yük Özelliği: “Şunu bir hızlı aradan çıkarayım” dediğiniz anlar için 

Spor sonrası sepette sırasını bekleyen bir tişört, “yarın tekrar giyeceğim” diye bir kenara ayırdığınız gömlek ya da akşam dışarı çıkmadan önce anında yıkanması gereken bir bluz. Makineyi tam dolduracak kadar birikmesini beklemek istemezsiniz; ama tek parça kıyafet için makinenizi çalıştırmak istemezsiniz. Siemens iQ500 çamaşır makinesinin mini yük özelliği tam da bu anlar için tasarlandı. Yarım kiloya kadar olan birkaç parça çamaşırı, kısa sürede ve düşük enerji tüketimiyle yıkayabilirsiniz. 



Günlük hayatın koşturmacasında en güzeli de şu: Siemens Home Connect uygulaması üzerinden bir dokunuşla mini yük programını açıyor, çamaşırlarınızı dakikalar içinde temiz ve mis gibi alıyorsunuz. Pratik, hızlı ve o küçük yükleri büyük bir mesele olmaktan çıkaracak kadar akıllı. Siz temponuza devam edin; o, çamaşırlarınız için detayları halletsin.  

20’den fazla yıkama ve 15’den fazla kurutma programı ile gardırobunuzdaki her kıyafete ayrı bir seçenek 

Her kumaş, her kullanım, her kıyafetin ayrı bir dili vardır. Siemens çamaşır ve kurutma makinesi işte bu yüzden onlarca akıllı programla kıyafetlerinizin ömrünü uzatıyor. Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma Makineniz, tüm ihtiyaçları bilir ve sizin için en uygun seçeneği sunar. Siemens Home Connect uygulaması sayesinde tüm programlara tek dokunuşla erişebilir, hatta yeni çıkan programları indirerek makinenizi kişiselleştirebilirsiniz. Böylece makineniz yıllar geçse bile zamana ayak uydurmaya devam eder.  

Program Asistanı: “Sen söyle, ben ayarlarım” diyen yardımcı 

“Hangi program daha doğru? Çamaşır az mı çok mu? Bir kere giydim ama uzun programa atsam mı?” diye düşünmenize gerek kalmadan Program Asistanı tüm bunları size en doğru programında çalıştırır. Kumaş türünü, çamaşırın ağırlığını, kirlilik seviyesini analiz eder ve size en uygun yıkama-kurutma programını önerir. Bu sayede yalnızca doğru programı bulmakla kalmaz; suyu, enerjiyi ve zamanı en verimli şekilde kullanır. Siz de makinelerin işini yapmasına izin verip, geri kalan zamanınızı kendinize ya da sevdiklerinize ayırabilirsiniz. 

SmartFinish: Ütüye ayırdığınız süre artık size kaldı 

Kim ister çamaşırların başında ütüyle saatlerini harcamayı? SmartFinish teknolojisi buharın gücünü kullanarak kırışıklıkları daha makineden çıkmadan %50’ye kadar azaltıyor. Sonuç? Daha az ütü, daha çok kendinize ayırdığınız zaman. Teknolojinin keyfini çıkarmak için Siemens Home Connect uygulamasıyla SmartFinish’i açmanız yeterli. Ütü masası açmadan, güç harcamadan, zaman kaybetmeden kıyafetleriniz giyime hazır hale gelir. Bir toplantı öncesi, spontane bir plan öncesi ya da sadece rahatlık istediğiniz bir anda SmartFinish teknolojisi sizin için çalışır.  

Program İndirme: Makineniz hep güncel, hep “yenilikte” 

Siemens iQ500 Çamaşır ve Kurutma makinesi, güncel yeni programları kolayca indirip tek dokunuşla kullanabilirsiniz. İhtiyaç değiştikçe çamaşır makineniz de sizinle birlikte kendini güncelliyor. Siemens’in en sevilen yanlarından biri, cihazların statik kalmaması. Yani bugün aldığınız çamaşır makinesi birkaç yıl sonra bile yeni özellikler kazanabiliyor. 



Siemens Home Connect üzerinden cihaza özel yeni yıkama ve kurutma programları indirebiliyorsunuz. Mevsimsel ihtiyaçlar, moda olan yeni kumaş türleri, spor kıyafetlerin gelişmesi… Ne değişirse değişsin, makineniz hep güncel kalıyor. 

Tıpkı telefonunuza uygulama güncellemesi indirir gibi çamaşır ve kurutma makineniz de güncellemelerle değişen yaşam tarzınıza ayak uyduruyor. 

Akıllı deterjan yönetimi: i-Dos ile her yıkamada doğru ölçü 

Makineyi tamamen doldurunca veya tek parça kıyafeti makineye attığınızda ne kadar deterjan koyacağınızı bilemiyor olabilirsiniz. İşte tam bu noktada i-Dos Deterjan Tarama teknolojisi devreye giriyor. Siemens Home Connect üzerinden şişelerin barkodunu okutup su sertliği ve deterjan yoğunluğunu makineye iletiyor, i-Dos ise her yıkamada doğru miktarı otomatik olarak ayarlıyor. Üstelik Siemens Home Connect uygulaması, deterjan seviyesini takip ederek deterjanınız tükenmeden önce size haber veriyor. Tek yapmanız gereken uygulamayı telefonunuza yüklemek ve çamaşır makinenizi uygulamaya bağlamak. 

stainRemoval teknolojisi: Zorlu lekelerle inatlaşmayı unutun 

Çay, yağ, makyaj, çikolata lekeleri… Gün içinde fark etmeden üzerinize bulaşan lekeler artık kâbus olmaktan çıkıyor. Siemens iQ500 çamaşır makinesi ile stainRemoval teknolojisi devreye giriyor. Tek bir dokunuşla çay, yağ, kozmetik veya günlük hayatta karşılaştığınız diğer zor lekeler için özel programları aktif edebilirsiniz. 

Siemens Home Connect uygulaması sayesinde daha fazla leke türünü ve bunlar için geliştirilmiş özel programları keşfetmek de mümkün. Yani sadece “lekeyi çıkar” demekle kalmıyor, sizin için en doğru yıkama programını da otomatik olarak öneriyor. Böylece hem lekelerle uğraşmak zorunda kalmıyor hem de giysilerinizin ömrünü koruyorsunuz. 

Artık çocuğunuza yemek yedirirken dökülen yemek lekeleri, kahve kazaları ya da mutfakta sıçrayan yağ lekeleri sizi endişelendirmiyor. stainRemoval, günlük hayatın getirdiği küçük sürprizlere karşı en güvenilir yardımcınız oluyor. 

Siemens iQ500 çamaşır ve kurutma makineleri, artık sadece kıyafetlerinizi temizleyen makineler değil; size zaman, konfor ve güven veren akıllı iş ortaklarınızdır. Ütüye harcadığınız vakti kendinize ayırın, lekelerle uğraşmayı unutun ve teknolojinin yaşam alanınıza uyumunun keyfini yaşayın.

*Bu yazı Siemens’in katkılarıyla hazırlanmıştır. 





İlgili Makale